Giriş-amaç: Üriner sistem taş hastalığı yönünden endemik ülkeler arasında olan ülkemizde, çocukluk çağı taş hastalığı ile ilgili çalışmalar sınırlıdır. Kliniğimizde üriner sistem taş hastalığı nedeniyle izlenen hastaların demografik ve klinik verilerinin belirlenmesi, taş hastalığının etiyolojisinin değerlendirilmesi, tanı yaklaşımı ve tedavi yöntemlerinin prognoza etkisinin karşılaştırılması amaçlanmıştır. Materyal-metod: İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi, Çocuk Nefrolojisi Bilim Dalı’na 1999-2009 yılları arasında başvuran ve üriner sistem taş hastalığı tanısı ile izlenen hastaların verileri geriye dönük olarak incelendi. Bulgular: 403 hastanın (218 erkek, 185 kadın) % 91,3'ü Marmara bölgesinde ikamet ediyordu. Ortalama başvuru yaşı 52,8 ay (1-192 ay), başvuru anında sıklık sırasına göre %49,4 ağrı, %26,3 idrar yolu enfeksiyonu, %22,5 taş düşürme, %18,6 makroskopik hematüri mevcuttu. Çalışma grubunda %51,6 olguda taş oluşum riski oluşturabilecek metabolik bozukluk, %21,3 olguda ise yapısal anomali mevcuttu. Taş analizleri yapılan olgularda %60,5 oranında kalsiyum taşı belirlendi. Metabolik bozukluklar içinde en sık bulgu hiperkalsiüri (n:171; %48,4), sonra sırasıyla hipositratüri (n:92; %32,3), hiperürikozüri (n:41; %20,1), hiperoksalüri (n:56; %19,7) ve sistinüri (n:20; %18,7) saptandı. Tüm hastalar diyet, sıvı alımı artırılması ve tuz kısıtlamasını içeren konservatif tedavi önerildi. 131 vaka (%32,5) ise cerrahi olarak tedavi edildi, 205 vaka (%50,9) altta yatan metabolik bozukluklar için ilaç kullanıyordu. Konservatif tedavi alan hastaların %17,1'i iyileşme göstermezken, hastaların %4,7'sinde böbrek yetmezliği gelişti. Kırk dokuz hastada (%12,1) tekrarlayan idrar taşı vardı. Sonuç: Çalışmamızın sonuçları, metabolik değerlendirmenin ve yapısal araştırmaların çocukluk çağı üriner sistem taşı hastalığı için önemini desteklemektedir.</p