Bu çalışma II. Vatikan Konsil (1965) sonrası Türkiye’de Müslüman-Hıristiyan İlişkilerini tetkik etmektedir. Bu yılın önemi, Kilise’nin diğer dinleri görünüşte de olsa birer din olarak tanımasıdır. II. Vatikan Konsil öncesi, Hıristiyanlar hiçbir surette diğer dini inanışları, kendilerinden farklı olmaları nedeni ile, kabule yanaşmamışlardı. Bu sürece kadar geliştirilen Müslüman-Hıristiyan ilişkileri ve artan diyalog çalışmaları, dünyada birçok durumun değişmesinde ve insanoğlunun sahip olduğu görüşlerin çeşitlenmesinde yardım edici unsur olarak belirlenmiştir. II. Vatikan Konsili’nde Katolik kilisesi İslam dinine saygı ve itibarını belirterek İslam’ın bir din olarak müslümanlar için bir kurtuluş yolu olduğuna dair beyanat vermiştir ki Hıristiyanlık âlemi bu tarihe kadar İslam dinini kabul etmemeyi sürdürmüştür. Hıristiyan alemi, bu kanaate 1962-1965 yılları arasında yapılan bir süreç dahilinde varabilmişlerdir. This study examines after Second Vatican Council and the relationship between Muslims and Christians in Turkey. The importance of this year in their relationship especially the influence of the Catholic Church on this relationship will be show in 1965 the other religious groups with the view of recognizing them as religions. Before the Second Vatican Council, Christians never accepted any religious group that were different from it as a religion. There fore the dialogue that they adopted helped to change a lot of situations in the world. The Second Vatican Council, the great gathering of bishops from all over the world which took place from 1962 to 1965, marked a new beginning in Christian-Muslim relations. It brought about a new attitude towards the followers of the other religions in general, and towards Muslims in particular. The Specific Declaration of the Second Vatican Council on the relationship of the Church towards other religions