Introduction: Due to the well-known relationship between inflammatory processes and carcinogenesis, the diagnostic and prognostic value of systemic inflammatory markers are at the focus of research. This study aimed to investigate the predictive value of inflammatory cell data obtained from complete blood count in incidentally detected thyroid papillary carcinoma. Methods: A total of 100 cases were included in the study, consisting of histopathologically diagnosed multinodular hyperplasia (MNH) (N = 20), lymphocytic thyroiditis (LT) (n = 20), incidental thyroid papillary carcinoma (ITPC) (n = 20), incidental papillary carcinoma and lymphocytic thyroiditis (ITPCLT) (n = 20), and thyroid papillary carcinoma (TPC) (n = 20). Neutrophil / lymphocyte ratio (NLR), platelet/ lymphocyte ratio (PLR), platelet/neutrophil ratio (PNR), lymphocyte/ monocyte ratio (LMR) and lymphocyte/ eosinophil ratio (LER) values were compared between the groups. Results: No significant difference was detected between the groups concerning the mean inflammatory cell and platelet values. However, statistical significance was observed between the ITPC and ITPCLT groups regarding the mean LMR and LER values (p=0.009 and p=0.037, respectively). Higher LMR was found in the ITPC group, while higher LER was seen in the ITPCLT group. Conclusions: We suggest that besides ratios such as NLR and PLR used as systemic inflammatory markers in carcinogenetic processes, the evaluation of LER and LMR might be imperative as well. Therefore, these potential markers should be studied in bigger series of tumors, especially where inflammatory processes are involved in the etiologyGiriş: İnflamatuvar süreçlerin karsinogenetik süreçler ile ilişkisi bilinmekte ve sistemik inflamatuvar belirteçlerin tanısal ve prognostik değeri araştırılmaktadır. Bu çalışmada insidental olarak saptanan tiroid papiller karsinomlarda tam kan sayımından elde edilen inflamatuvar hücre verilerinin prediktif değerini araştırmak amaçlanmıştır. Yöntem: Histopatolojik tanıları multinodüler hiperplazi (MNH) (n=20), lenfositik tiroidit (LT) (n=20), insidental tiroid papiller karsinom (İTPK) (n=20), insidental papiller karsinom ve lenfositik tiroidit (İTPKLT) (n=20) ve tiroid papiller karsinom (TPK) (n=20) olmak üzere toplam 100 olgu çalışmaya dahil edildi. Olguların nötrofil/ lenfosit oranı (NLO), platelet lenfosit oranı (PLO), platelet/ nötrofil oranı (PNO), lenfosit monosit oranı (LMO) ve lenfosit eozinofil oranı (LEO) değerleri gruplar arasında karşılaştırıldı. Bulgular: İnflamatuvar hücre ortalamaları ve platelet verileri incelendiğinde gruplar arasında bariz farklılık dikkati çekmedi. İnsidental tiroid papiller karsinom ile yapılan analizlerde İTPKLT grubu ile arasında LMO ve LEO açısından belirgin istatistiksel anlamlılık gözlendi (p değerleri sırası ile 0,009 ve 0,037). Buna göre LMO İTPK'da yüksek, LEO ise İTPKLT grubunda yüksek saptandı. Sonuç: İnflamatuvar hücrelere dair karsinogenetik süreçlerde salt sistemik inflamatuvar belirteçler olarak kullanılan NLR, PLR gibi oranların değil LEO ve LMO gibi oranlarında değerlendirilmesinin gelecekte önem arz edebileceğini ve bu nedenle özellikle inflamatuvar süreçlerin etyolojide yer aldığı tümörlerde geniş olgu serilerinde incelenmesi gerektiğini düşünmekteyiz