Marxism and international law: Theory or criticism?

Abstract

Uluslararası hukukun ana akım yaklaşımları, disiplinin güçlü devletler tarafından bir dış politika aracı olarak kullanılmasını görmezden gelmektedir. Oysaki devletler arasındaki eşitsizliklerin aşikâr olduğu bir düzende uluslararası hukukun bir hegemonya aracı olmayacağını beklemek sürpriz olacaktır. En büyük vurgusunu eşitsizlik ve sınıfsal farklılıklar üzerine yapan Marksizm gibi eleştirel bir yaklaşım da böylesine bir duruma kayıtsız kalmamıştır. Her ne kadar yaklaşımın kurucularının hukuka yönelik doğrudan tespitlerini bulmak mümkün olmasa da daha sonraki Marksist düşünürlerin genel bir hukuk teorisi ortaya koyabildiklerini söylemek mümkündür. Bu çalışmanın amacı, Marksist genel hukuk teorisinin aksine, sınırları net şekilde çizilebilen Marksist bir uluslararası hukuk teorisinden bahsedilemeyeceğini göstermektir. Bu doğrultuda çalışmada genel Marksist hukuk teorisi incelendikten sonra, Marksist uluslararası hukuk yazınının önemli isimlerinin disipline getirdiği farklı yorumlar ele alınmıştır. Sonuç olarak uluslararası hukuk özelinde Marksist bir teoriden değil, ancak uluslararası hukukun Marksist bir yorumundan bahsedilebileceği ileri sürülmüştür.Mainstream approaches of international law ignore the use of the discipline as a foreign policy tool by powerful states. However, it would be surprising to expect that international law will not be a tool of hegemony in an environment where inequalities between states are evident. A critical approach, such as Marxism, which places its most significant emphasis on inequality and class differences, has not remained indifferent to such a situation. Although it is not possible to find direct determinations of the founders of the approach regarding the law, it is possible to say that later Marxist thinkers were able to put forward a general theory of law. The purpose of this study is to show that, contrary to the Marxist general theory of law, a Marxist theory of international law with clearly drawn boundaries does not exist. Hence, after the general theory of Marxist law is analyzed, the diverging approaches of the most prominent scholars in Marxist international law are discussed. Consequently, it is argued that while it is possible to refer to a Marxist interpretation of international law, a Marxist theory of it is exaggerated

    Similar works