Hızla gelişmekte olan ve hayvan çalışmaları olarak bilinen alan hakkında genel bir fikir vermeye çalışmak, eğer kullanacağım tabiri mazur görürseniz, biraz kedi gütmeye benzer. Bu benzetmeyi kullanmadaki amacım, ‘hayvan’ın, durup düşünüldüğünde, (yüzlerce ve hatta binlerce yıldır kullandığımız metaforlar, benzetmeler, atasözleri ve anlatılar da dâhil olmak üzere) her yerde olduğunu hatırlatmaktır. Bu konuda bir ders işlemeye veya bir makale kaleme almaya kalktığınızda ilginç materyallere dair iyi niyetli önerilerin her yerden geldiğini göreceksiniz. Sadece benim kendi alanıma bakacak olsak bile, bu durumun örnekleri sadece William Faulkner’ın Go Down, Moses (Kurtar Halkımı Musa) adlı eserinin merkezinde yer alan ayı, geyik ve köpeğin rolleri ile veya Ernest Hemingway’i boğalardan aslanlardan ve balıklardan oluşan kardeşliği olmadan ya da Marianne Moore’u karıncayiyen ve denizanası koleksiyonu olmadan hayal etmeye çalışmanın anlamsızlığı ile sınırlı değildir..
