Postnatural Environments: Literary Cartographies of Pollution in Jim Crace’s The Pesthouse, John Burnside’s Glister, and Joseph D’Lacey’s Garbage Man

Abstract

Drawing attention to the dark side of nature-culture interactions, this dissertation addresses the question of what comes after nature by exploring how toxicity signals the end of pristine, untouched nature, and how nature becomes “postnatural” in the twenty-first-century British fiction, namely Jim Crace’s The Pesthouse (2007), John Burnside’s Glister (2008), and Joseph D’Lacey’s Garbage Man (2009). These three novels, which are mainly concerned with environmental issues, provide penetrating insights into polluted and poisoned environments, and express ecological concerns in consideration of human exposures to toxicity in quotidian lives. In this context, they specifically present the ways in which postnatural environments are already part of people’s bodily natures by highlighting the ongoing toxic interaction between the human and the environment. In this way, expanding on the recent discussions on “postgreen ecology,” “dark ecology,” and “rubbish ecology,” this study offers an ecocritical engagement with the selected novels, illustrating how each of them helps to focalise and trouble literary, cultural and ecological assumptions about polluted environments. In the introduction of this dissertation, the arguments about postnatural environments are explained by using contemporary ecocritical theories. These three novels are discussed in three respective chapters in terms of postgreen, dark, and rubbish ecologies that create postnatural cartographies through toxicity. The first chapter examines Jim Crace’s The Pesthouse, exploring how the environmental damage already wrought on the planet and its atmosphere by anthropogenic intervention produces postgreen ecologies. The second chapter scrutinizes John Burnside’s Glister, and demonstrates how toxins and pollutants in the air and the soil due to derelict chemical factory create dark ecological transformations in a post-industrial town. The third chapter analyses Joseph D’Lacey’s Garbage Man, in its social and ecological contexts, as it questions how garbage and dumping can produce rubbish ecologies and how consumerism can construct rubbish societies. These chapters undertake ecocritical readings in relation to the relevant theoretical discussions. In consequence, postnatural environments as exemplified in these novels indicate a “postecological” reality generated by postgreen, dark, and rubbish ecologies. This reality shows how humans and nonhumans are trans-corporeally connected in toxic relations.KABUL VE ONAY …………………………………………………………………….i BİLDİRİM ………………………………….………………………………………….ii YAYIMLAMA VE FİKRİ MÜLKİYET HAKLARI BEYANI ……………..…….iii ETİK BEYAN ………………………………………………………..………...……...iv ACKNOWLEDGEMENTS …………………………………………………………...v ÖZET ………………………………………………………………………………….vii ABSTRACT …………………………………………………………………………...ix TABLE OF CONTENTS ……………………………………………………………..xi INTRODUCTION: AN ECOLOGICAL CARTOGRAPHY OF POSTNATURES ……………………...………………………………………………………………....…1 CHAPTER I: POSTGREEN LANDSCAPES IN JIM CRACE’S THE PESTHOUSE ……………………………………………………………………….…23 CHAPTER II: DARK ECOLOGIES IN JOHN BURNSIDE’S GLISTER …….....60 CHAPTER III: DIRTY NATURES IN JOSEPH D’LACEY’S GARBAGE MAN ………………………………………………………………………………….………86 CONCLUSION: TOWARD A POSTECOLOGICAL PARADIGM AFTER NATURE ……………………………………………………………………….……119 NOTES ……………………………………………………………………………….125 WORKS CITED …………………………………………………………..…..…….127 APPENDIX I: GLOSSARY …………………………………………………...……144 APPENDIX II: ORIGINALITY REPORTS …........…………………………….. 146 APPENDIX III: ETHICS BOARD WAIVER FORMS ………………………......148Doğa-kültür etkileşimlerinin karanlık yönüne dikkat çeken bu tez, Jim Crace’in The Pesthouse (2007), John Burnside’ın Glister (2008) ve Joseph D’Lacey’in Garbage Man (2009) romanlarında zehirliliğin nasıl el değmemiş, bâkir doğanın sonuna işaret ettiğini ve doğanın nasıl “doğa sonrası” hâle geldiğini inceleyerek doğadan sonra ne geldiği sorusu üzerine eğilir. Temel olarak çevre sorunlarıyla ilgilenen bu üç roman, kirlenen ve zehirlenen çevrelere ışık tutmaktadır ve günlük yaşantılarda insanın zehirliliğe maruz kalmasını göz önünde tutarak ekolojik kaygıları dile getirmektedir. Bu bağlamda romanlar özellikle insan ve çevre arasında süregelen toksik etkileşimi vurgulayarak nasıl doğa sonrası çevrelerin zaten insan bedeninin bir parçası olduğunu ortaya koyarlar. Böylelikle “yeşil sonrası ekoloji,” “karanlık ekoloji” ve “çöp ekolojisi” ile ilgili son dönem akademik tartışmaları ayrıntılarıyla açıklayan bu çalışma, her romanın nasıl kirlenen çevrelerle edebi, kültürel ve ekolojik varsayımlara odaklandığını ve nasıl bu varsayımları sorunlaştırdığını örneklendirir ve seçili romanlarla ekoeleştirel bir bağlantı kurar. Bu tezin giriş bölümünde güncel ekoeleştirel kuramlar kullanılarak doğa sonrası çevrelerle ilgili tartışmalar açıklanmıştır. Bu üç roman, zehirlilik bağlamında doğa sonrası kartograflar yaratan yeşil sonrası, karanlık ve çöp ekolojileri olarak üç farklı bölümde tartışılmıştır. Birinci bölüm insan kaynaklı müdahaleyle gezegene ve atmosfere yapılmış çevresel zararın nasıl yeşil sonrası ekolojiler ürettiğini mercek altına alarak Jim Crace’in The Pesthouse romanını incelemektedir. İkinci bölüm sanayi sonrası bir kasabada harabe kimya tesisi yüzünden havada ve toprakta biriken zehirlerin ve kirleticilerin nasıl karanlık ekolojik dönüşümler ortaya çıkardığını gösterecek ve bu bağlamda John Burnside’ın Glister romanını irdeler. Üçüncü bölüm ise çöp ve çöp atıklamanın nasıl çöp ekolojiler yarattığını ve tüketimciliğin nasıl çöp toplumlar oluşturduğunu sorgularken sosyal ve ekolojik bağlamlarda Joseph D’Lacey’in Garbage Man romanını analiz etmektedir. Bu bölümler ilgili kuramsal tartışmalarla bağlantılı olarak ekoeleştirel okumalarda bulunmaktadır. Sonuç olarak bu romanlarda örneklenen doğa sonrası çevreler yeşil sonrası, karanlık ve çöp ekolojilerin meydana getirdiği “ekolojisonrası” gerçeği göstermektedir. Bu gerçeklik insanların ve insan-dışı canlıların nasıl bedenler-arası olarak toksik ilişkiler içerisinde birbiriyle bağlantılı olduğunu belirtmektedir

    Similar works