9,067 research outputs found

    Creation and Divine Providence in Plotinus

    Get PDF
    In this paper, we argue that Plotinus denies deliberative forethought about the physical cosmos to the demiurge on the basis of certain basic and widely shared Platonic and Aristotelian assumptions about the character of divine thought. We then discuss how Plotinus can nonetheless maintain that the cosmos is «providentially» ordered

    Systematic risk – financial ratios relationship based on cement industry: The comparison of main cement manufacturer countries

    Get PDF
    Halka açık olmayan firmalar için öz kaynak maliyeti hesaplanması, uzun yıllardır finans literatüründe gündemde olan bir konudur. Özellikle organize bir piyasada işlem görmeyen firmalar için sistematik risk değişkeninin hesaplanma zorluğu, konunun odak noktasını oluşturmaktadır. Muhasebe Betası, problemin çözümü için geliştirilmiş bir teknik olmakla birlikte, yapılan çalışmalarda sektörden sektöre, piyasadan piyasaya modellemenin değişiyor olması bu çalışmanın motivasyonunu oluşturmaktadır. Çalışmanın temel amacı, çimento sektöründe farklı ülkelerde faaliyet gösteren halka açık firmaların mali tablo verileri ile sistematik risk göstergesi olan finansal beta katsayıları arasındaki ilişkinin tespit edilmesidir. Bu amaçla, sektörde dünya lideri olan Türkiye ve Diğer Ülkelerde faaliyet gösteren firmaların 2007-2017 yılları arasındaki çeyreklik muhasebe temelli değişkenleri ile hesaplanan finansal beta katsayıları panel veri analizine tabi tutulmuştur. Elde edilen bulgulara göre, aynı sektörde faaliyet gösterseler dahi beta ile ilişkili finansal değişkenler Türkiye ve diğer ülkeler açısından farklılaşabilmektedir. Çalışma sonuçları, teorik beklentilerle açıklanabilmekte ve literatürdeki birçok çalışma ile paralellik arz etmektedir. Aynı sektörün farklı ülke grupları açısından incelenmesi yönünden özgünlük taşımaktadır

    Job Satisfaction Levels of Employees in Hotel Establisments: A Research on Employees in Resort and City Hotel Establishments

    Get PDF
    No matter in which sector they function, the job satisfaction of the employees at desired level has the utmost importance for the employees’ performance and organizational efficiency. In this respect, applications and studies related to defining job satisfaction and the factors affecting job satisfaction also have importance for establishments to provide data sources to perfrom their functions in the long term. For this reason, establishments should revise their employees’ job satisfaction levels at times. Especially the issue is much more significant for labour-intensive hotel establishments. In this context, to determine the job satisfaction levels of the city and resort employees in hotel establishments ,this research is carried on 1854 employees employed at 114 five-star hotels in city and resort areas of Turkey using “Minnesota Job Satisfaction Scale” to collect data. It is concluded that the employees whose job satisfaction is measured by questionnaires are not satisfied with such issues as the wage, making their own decisions, company policies and promotion opportunities. In the further analyses performed (independent-samples t test and ANOVA), it is found out that the job satisfaction level of the employees working in resort hotel establishments is higher than the employees working in the ciy hotel establishments. In addition this, it is found out that there are some differences between the job satisfaction level and education level of the employees

    An extremely top-heavy initial mass function in the galactic center stellar disks

    Get PDF
    Composite armors, having two or more different materials, contain a ceramic layer in the front face and a metallic or polymer matrix composite as support on the back side backing. The function of the ceramic layer is to erode and break up the projectile and to increase the contact surface of the metallic plate by forming a hard cone. The role of the metallic backing layer is to absorb the kinetic energy of the projectile and support the fragmented ceramic. The most impportant advantage of these materials over monolithic metallic armors is to reduce the thickness by using the ceramic layer in front of the metallic layer. This provides reducing the weight of armor. In this study, experiments have been conducted to describe ballistic performance of polymer matrix composites having different geometrical shapes. To do these experiments, aramid and polyethilen composite specimens were first fabricated as laminates in different geometrical shapes. Then, these composite plates at charpy harms were investigeted in varios speed bullet to cover the impact damageKompozit zırhlar iki veya daha fazla farklı malzemeden oluşan, yüzeyde seramik katman ile arkada metal veya polimer matrisli kompozit destek içeren malzemelerdir. Seramik katmanın işlevi mermiyi aşındırma ve parçalamanın yanısıra sert koni oluşturarak metal katmanın temas yüzeyini artırmaktır. Metal destek katmanının görevi ise merminin kinetik enerjisini emmek ve darbe sonrası oluşacak seramik parçaları tutmaktır. Bu malzemelerin, tamamen metalik olan zırhlara göre en önemli avantajı, metalik katmandan önce seramik katmanın kullanılması yoluyla zırh kalınlığının, dolayısı ile zırhın ağırlığının azalmasını sağlamaktadır. Bu çalışmada değişik geometriye sahip, polimer matrisli kompozitlerin, balistik performansını ölçmek için deneyler yapılmıştır. Bunun için önce Aramid ve polietilen numuneler düz, iki değişik çapta silindirik ve küre plakalar halinde üretilmiştir. Bu kompozit plakalara atış poligonunda atışlar yapılmış ve oluşan darbe hasarları incelenmiştir

    A hard nut to crack : regulatory failure shows how rating really works

    Get PDF
    Credit rating agencies such as Moody’s and Standard & Poor’s are key players in the governance of global financial markets. Given the very strong criticism the rating agencies faced in the wake of the global financial crisis 2008, how can we explain the puzzle of their survival? Market and regulatory reliance on ratings continues, despite the shift from a light-touch to a mandatory system of agency regulation and supervision. Drawing on the analysis of rating agency regulation in the US and the EU before and after the financial crisis, we argue that a pervasive, persistent and, in our view, erroneous understanding of rating has supported the never-ending story of rating agency authority. We show how treating ratings as metrics, private goods, and independent and neutral third-party opinions contributes to the ineffectiveness of rating agency regulation and supports the continuing authoritative standing of the credit rating agencies in market and regulatory practices

    Fictitious Photon Mass in Radiative Bhabha Scattering

    Get PDF
    This thesis consists of four chapters. The first chapter is devoted to introduction. In the second chapter fundamental definitions and results required in the sequal are given. In the third chapter an Opial type inequalities involving fractional derivatives. The later chapter includes Opial type inequalities involving Riemann-Liouville fractional derivatives of two functions.Bu tez, dört bölümden oluşmaktadır. İlk bölüm giriş kısmına ayrılmıştır. İkinci bölümde çalışmamız için gerekli olan temel kavramlar verilmiştir. Üçüncü bölümde, kesirli türevler içeren Opial tipli eşitsizlikler için bazı sonuçlar verildi. Son bölümde iki değişkenli fonksiyonlar için Riemann-Liouville kesirli türevlerini içeren Opial tipli eşitsizliklerin bazı sonuçları verildi

    Meßaufbau zur Varaktoruntersuchung im R-Band

    Get PDF
    Mit Hilfe von Transmissions- und Reflexionsmessungen können die Elemente der Ersatzschaltung einer in einem Gehäuse eingebauten Varaktordiode gefunden werden. Durch Messung des Richtstromes und der Sperrspannung der Diode ist es auch möglich, die C(U)-Kennlinie, die dynamische Güte (bei Stromsteuerung) und den Sperrschichtstrom der Diode zu bestimmen. Die Konstruktion der dafür notwendigen Mikrowellenkomponenten (kontinuierlicher Hohlleiterübergang, Diodenhalter, koaxiales Sperrfilter) wird beschrieben. © 1981, Walter de Gruyter. Alle Rechte vorbehalten

    Determination of knowledge level of cardiovascular diseases using Carrf-Kl scale of 1st and 3rd grade students in faculy of medicine

    Get PDF
    AMAÇ: Kardiyovasküler hastalıklar (KVH) halen dünyadaki en büyük mortaliteye sahip hastalıklardan biridir ve KVH’ın bazı risk faktörleri önlenebilir. Birçok öğrenci KVH’ın risk faktörü ile ilgili bilgi sahibi olsa da, tıp öğrencilerinin algılama düzeyi hala yeterli değildir. Bu çalışmada, Tıp Fakültesi öğrencilerinin KVH risk faktörleri bilgi düzeylerini ölçmeyi amaçladık. GEREÇ VE YÖNTEM: Araştırmada kardiovasküler bilgi düzeyi ölçeği (CARRF-KL) kullanılmıştır. 310 öğrenci (n=168 1. sınıf, n=142 3. sınıf) çalışmamıza gönüllü olarak katılmıştır. BULGULAR: Öğrencilerin ortalama puanları, 1. sınıfta, 3. sınıfa göre anlamlı derecede yüksek bulundu (24,40±3,07-22,71±4,36, p<0,001). İlk dört sorunun ortalaması 3.sınıfta, 1.sınıftan anlamlı derecede yüksek bulundu (3,66±0,85’ekarşı 3,68±0,61; F: 4,169; p = 0,006). 5, 6, 9, 10, 11, 12, 14, 18, 19, 20, 23, 24, 25, 27, 28 sorular için ortalama değer 1.sınıflarda, 3. sınıflara nazaran anlamlı derecede yüksekbulundu (13,64±1,89-12,15±2,62, F: 20,379; p<0,0001). 7, 8, 13, 15, 16, 17, 21, 22, 26 sorular içinde aynı şekilde 1.sınıflarda, 3. sınıflara nazaran anlamlı derecede yüksekbulundu (7,11±1,35-6,89±1,72; F: 58,650; p<0,0001). SONUÇ: Çalışmamıza katılan öğrencilerin CARRF-KL skor puanı ortalaması literatürden daha yüksek bulunmasına karşın, sonuçlar çok yeterli değildi. 1. sınıflar soruların çoğunluğuna, 3. sınıfa göre daha iyi yanıt vermiştir. Sigara içimi en iyi bilinen risk faktörüdür. Eğitimlerde; hiperlipidemi, diabetes mellitus gibi kronik metabolik hastalıklarla ilgili bilgiler daha etkin olarak vurgulanmalıdır.OBJECTIVE: Cardiovascular diseases (CVD) are still one of the most mortality disease all over the world and some of the risk factors of CVD are preventable. Although many students have knowledge of the risk factors of CVD, the perception level of medical students is still not enough so we aimed to describe knowledge level of CVD risk factors among faculty of medicine students. MATERIAL AND METHODS: We used the cardiovascular disease risk factors knowledge Level (CARRF-KL) for investigation. Three hundred ten students (168 students were in 1st grade and 142 in 3rd grade) volunteered our study. RESULTS: The average scores of the students was significantly higher in 1st grade than 3rd grade (24,40±3,07-22,71±4,36, p<0,001). The first four questions mean score in 3rd grade was significantly more than 1st grade (3,66±0,85-3,68±0,61; F:4,169; p= 0,006). For the questions 5, 6, 9, 10, 11, 12, 14, 18, 19, 20, 23, 24, 25, 27, 28 mean score was interestingly significantly more in 1st grade than 3rd grade (13,64±1,89-12,15±2,62, F: 20,379; p<0,0001). For the questions 7, 8, 13, 15, 16, 17, 21, 22, 26 mean score was significantly more in 1st grade than 3rd grade again (7,11±1,35-6,89±1,72; F: 58,650; p<0,0001). CONCLUSIONS: We found mean CARRF-KL scale score was higher in our study students than literature but 1st grade answered betterly to most part of questions than 3rd grade but totally results were unsatisfactory. Smoking is the best known risk factor in contrast to diabetes mellitus at least one. In education knowledge regarding to chronic metabolic diseases like hyperlipidemia, diabetes mellitus should be stressed more efficiently

    Ratlarda renal iskemi/reperfüzyon hasarında curcumin'in etkileri

    Get PDF
    Bu araştırmada, Renal İskemi/Reperfüzyon Hasarı Modelinde Curcumin'in etkilerini biyokimyasal ve histopatolojik olarak araştırmak amaçlanmıştır. Çalışmada ratlar kontrol (C), sham, iskemi repürfüzyon (I/R) ve curcumin (CUR) grubu olmak üzere (n=6) toplam 24 dişi Wistar Rat kullanılmıştır. Genel anestezi altında Grup I/R ve CUR da laparatomi uygulanarak sol böbrek pedikülü diseke edilmiş ve böbrek arteri klempe edilerek 1 saat iskemi ve 6 saat reperfüzyon gerçekleştirilmiştir. Grup CUR da 500 mg/kg Curcumin iskemi sonrası intraperitonal olarak verilmiştir. Serum MPO, IMA, MDA, NO, SOD, GPx, AOS , üre ve kreatinin ölçümleri gerçekleştirilmiştir. Doku örneklerinde MPO, MDA, NO, SOD, GPx, AOS ölçülmüştür. Histopatolojik inceleme ile böbrek dokusunda I/R hasarı skorlanmıştır. Serum ve doku AOS Grup I/R Grup CUR ile karşılaştırıldığında istatistiksel önemi olacak şekilde Grup CUR'de yüksel bulunmuştur (p<0.05). Doku NO düzeyi I/R grubu ile karşılaştırıldığında Grup CUR’da istatistiksel önemi olacak şekilde düşük bulunmuştur (15,30±5,41, 4,8±1,37) (p<0.05). Histopatolojik skorlamada Grup CUR, Grup I/R ile karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı olacak şekilde düşük bulunmuştur (p<0.05). Sonuç olarak; bu araştırmada Curcumin’in Renal I/R hasarı modelinde serum ve doku örneklerinde oksidatif stresi azaltarak I/R hasarını önlemede olumlu etkisi olduğu ve histopatolojik inceleme ile de Curcumin'in bu olumlu etkisi desteklenmiştir.This study aimed to investigate the biochemical and histopathological effects of curcumin on Renal Ischemia/Reperfusion Injury. Twenty-four female Wistar rats were used in the study and divided into control (C), sham, ischemia/reperfusion (I/R), and curcimin (CUR) groups (n=6). Laparotomy was performed under general anesthesia in I/R and CUR groups than the left renal pedicle was dissected it was clamped. Then, 1-h ischemia and 6-h reperfusion were applied. 500 mg/kg Curcumin was given intraperitoneally to the CUR group after ischemia application. MPO, IMA, MDA, NO, SOD, GPx, AOS, urea, and creatinine levels were measured in serum samples. MPO, MDA, NO, SOD, GPx, and AOS were also measured in tissue samples. The histopathological examination was performed. Serum and tissue AOS levels were significantly higher in the CUR group than in the I/R group (P<0.05). Tissue NO levels were significantly lower in the CUR group than in the I/R group (15.30±5.41 and 4.8±1.37, respectively) (P<0.05). Histopathological scores were also significantly lower in the CUR group than in the I/R group (P<0.05). The results showed that curcumin prevented I/R damage by decreasing oxidative stress in serum and tissue samples in rat renal I/R model

    Efficiency of eprinomectin for the treatment of naturally infested with sarcoptes scabiei in rabbits (oryctolagus cuniculus)

    Get PDF
    Bu çalışma, Afyon Kocatepe Üniversitesi Veteriner Fakültesi Hayvan Hastanesine göz, burun, ağız etrafında ve ayaklarda kaşıntılı yara şikâyetleri ile getirilen on iki beyaz Yeni Zelanda tavşanı (Oryctolagus cuniculus) üzerinde yürütüldü. Tavşanların lezyonlu bölgelerinden bisturi yardımıyla alınan deri kazıntıları %10’luk KOH ile ezildikten sonra ışık mikroskobunda incelendi ve tavşanların Sarcoptes scabiei ile infeste oldukları belirlendi. Tedavide eprinomektin 0.2 mg/kg ve deri altı yolla 14 gün arayla iki kez uygulandı. Eprinomektinin etkinliği; deri kazıntısının parazitolojik muayenesinde Sarcoptes scabiei akarlarının varlığı ve/veya klinik belirtilerin devam edip etmediği durumuna göre değerlendirildi. Sonuçta eprinomektinin tavşanlarda S. scabiei'nin doğal enfestasyonlarına karşı etkili olduğu belirlenmiştir.This study was carried out on twelve white New Zealand rabbits (Oryctolagus cuniculus) which brought with itchy wounds symptoms around eye, nose, mouth and feet to Afyon Kocatepe University, Veterinary Faculty, Animal Hospital. The skin scrapings that taken from the lesion areas of rabbits with a scalpel, were examined in the light microscope then crushed with 10% KOH and it was determined the rabbits infested with Sarcoptes scabiei. At treatment, Eprinomectin was administered 0.2 mg/kg subcutaneously twice with 14 days interval. The efficacy of eprinomectin was assessed either clinically or parasitologically examination by the absence of Sarcoptes scabiei mites due to skin scraping. The results of the present study determine that eprinomectin is effective against naturally infestations of S. scabiei in rabbits
    corecore