23 research outputs found
The Internal Factors Affecting the Profitability of the Turkish Commercial Banks: a Panel Data Analysis of 2005-2016 Period
Bankalar, aracılık faaliyetleri yanında yatırım ve büyümenin de en önemli unsuru olarak kabul edilirler. Bu çalışmanın amacı, CAMELS modeline dayalı olarak Türkiye'deki ticari bankaların karlılığını etkileyen içsel faktörlerin belirlenmesidir. Bu kapsamda, 2005-2016 dönemi için Türkiye'de faaliyet gösteren 23 ticari bankanın karlılık performansları panel veri analiz yöntemleri ile araştırılmıştır. Çalışmada, karlılığın göstergeleri olarak aktif karlılığı, öz sermaye karlılığı ve net faiz marjı dikkate alınmıştır. CAMELS değişkenleri; sermaye yeterliliği, aktif kalitesi oranı, yönetim kalitesi oranı, kazanç kabiliyeti oranı, likidite oranı ve piyasa risklerine duyarlılık oranıdır. Elde edilen bulgular, sermaye yapısı güçlü bankaların aktif ve öz sermaye karlılıklarının da yüksek olduğu göstermiştir.The objective of this study is to determine the internal factor affecting the profitability of commercial banks in Turkey based on the CAMELS model. The profitability performances of 23 commercial banks operating in Turkey were investigated by panel data methods for the 2005-2016 period. In this study, return on assets, return on equity and net interest margin are considered as indicators of profitability criteria. CAMELS variables are capital adequacy, asset quality ratio, management quality ratio, earning ability ratio, liquidity ratio and sensitivity to market risk ratio. The findings show that the banks with strong capital structure have high return on assets and equity
Türkiye’de Faaliyet Gösteren Ticaret Bankalarının Karlılığını Etkileyen İçselFaktörler: 2005-2016 Yılları Arası Panel Veri Analizi
Bankalar, aracılık faaliyetleri yanında yatırım ve büyümenin de en önemli unsuru olarak kabul edilirler. Bu çalışmanın amacı, CAMELS modeline dayalı olarak Türkiye'deki ticari bankaların karlılığını etkileyen içsel faktörlerin belirlenmesidir. Bu kapsamda, 2005-2016 dönemi için Türkiye'de faaliyet gösteren 23 ticari bankanın karlılık performansları panel veri analiz yöntemleri ile araştırılmıştır. Çalışmada, karlılığın göstergeleri olarak aktif karlılığı, öz sermaye karlılığı ve net faiz marjı dikkate alınmıştır. CAMELS değişkenleri; sermaye yeterliliği, aktif kalitesi oranı, yönetim kalitesi oranı, kazanç kabiliyeti oranı, likidite oranı ve piyasa risklerine duyarlılık oranıdır. Elde edilen bulgular, sermaye yapısı güçlü bankaların aktif ve öz sermaye karlılıklarının da yüksek olduğu göstermiştir
Euro ve Dolar Kurları Arasındaki İlişki: Parçalı Durağanlık ve Eşbütünleşme Analizi
DergiPark: 326471trakyasobedGelişmiş ülkeler 1970’lerin ortalarından itibaren sabit döviz kuru sisteminden esnek döviz kuru sistemine geçmişlerdir. Serbest döviz kuru sistemine geçişle birlikte döviz kuru öngörüleri de önem kazanmıştır. Finans literatüründe uygulamalı çalışmalar göstermiştir ki; döviz kuru serisi dinamikleri birim kök davranışı gösteren zaman serileri şeklindedir. Döviz kurları arasında eşbütünleşme ilişkisinin varlığı uzun dönem bir denge ilişkisi olduğunu göstermektedir ve döviz kurları arasında Granger nedenselliğin olabileceğini işaret etmektedir. Bu bilgilere dayanarak bir döviz kurunun alacağı değeri diğer döviz kuru ile tahminlemek mümkün olabilecektir. Çalışmamızın amacı Euro ve Dolar kurlarının zaman serisi özelliklerini parçalı zaman serisi literatürünü dikkate alarak belirlemek, bu özelliklere dayanarak seriler arasındaki uzun dönem ilişkisini araştırmak, 2001 yılında yaşanan kriz ve politika değişimlerinin kurlar üzerindeki etkisini görmek ve dalgalı kur politikasıyla beraber önem kazanan öngörümlemelerin tutarlılığı hakkında yorumlar sağlamaktı
OECD Ülkeleri Sağlık Sistemi Göstergelerine Çok Boyutlu Bir Yaklaşım
Türkiye, 2003 yılında uygulanmaya başlayan sağlıkta dönüşüm programı ile birlikte sağlık alanında reform niteliği taşıyan köklü bir değişim sürecine girmiştir. Bu çalışmanın amacı, OECD ülkelerinin sağlık göstergelerine göre sınıflandırılması ve Türkiye’nin sağlık sistemi açısından benzerlik gösterdiği OECD ülkelerinin belirlenmesidir. Çalışmada, sağlık göstergeleri açısından OECD ülkelerinin benzer ve farklı yönlerinin tespit edilmesinde çok değişkenli istatistiksel analiz yöntemlerinden çok boyutlu ölçekleme ve kümeleme analizlerinden yararlanılmıştır. Araştırma kapsamında 33 OECD üyesi ülkeye ait 17 sağlık göstergesine ait veri, 2002 ve 2015 yılları için ayrı ayrı çözümlenmiştir. Ülkelerin kümelenmesinde ve kümelerin farklılaşmasında etkili olan değişkenler belirlenmiştir. Çok boyutlu ölçekleme analizi sonuçlarına göre, Türkiye 2002 yılında Meksika, Macaristan, Letonya, Polonya, Slovak Cumhuriyeti ile 2015 yılında ise Meksika, Estonya, Kore, Letonya, Polonya ile sağlık göstergeleri açısından benzerdir. Araştırma bulguları, Türkiye’de sağlık reformları sürecinde sağlık göstergelerinin iyileştirilmesi adına önemli adımların atıldığını göstermektedir. Ancak, tüm bu gelişmelere rağmen Türkiye, sağlık reformu öncesi dönemi ifade eden 2002 yılı ve reform sonrası dönemi ifade eden 2015 yılında Meksika, Letonya ve Polonya’nın da içinde olduğu gelişmekte olan ülke grubundan oluşan kümede yer almıştır
Türkiye’de Eğitim ve Sosyal Göstergelerin Mutluluk ile İlişkisi
Bu çalışmanın amacı mutluluğa dair teorik altyapı sunarak, bireyin mutluluğu ile ilişkili sosyal göstergelerin sıralı logit model aracılığıyla Türkiye özelinde araştırmaktır. Çalışmada, sosyoekonomik göstergelerin mutlulukla bağlantısını gösteren çapraz tablolar oluşturulmuş ve bağımlı değişken mutluluk ile bağımsız değişkenler olarak yer verilen sosyal göstergeler arasındaki ilişkiyi çözümleyen kategorik değişkenli ekonometrik modeller tahmin edilmiştir. Elde edilen bulgular aracılığıyla, literatürde yer alan çeşitli eğitim-mutluluk yaklaşımlarından hangisinin Türkiye özelinde geçerli olduğunun saptanması amaçlanmıştır. Tahmin sonuçları, Türkiye’de cinsiyete göre kadınların, yaşa göre 65 ve üzeri bireylerin, medeni duruma göre evli bireylerin daha mutlu olduğunu göstermiştir. Eğitim düzeyine göre en düşük ve en yüksek düzeye sahip bireylerin, çalışma durumuna göre çalışan bireylerin, çalışma şekline göre ev işleri ile ilgilenen bireylerin daha mutlu olduğu belirlenmiştir. Öte yandan kamu çalışanlarının özel sektöre kıyasla ve çalışan bireylerden ücretsiz aile işçisi olanların diğer bireylere kıyasla daha mutlu olduğu görülmüştür. Gelir gruplarına göre yapılan değerlendirmede ise, en yüksek mutluluk düzeyinin en yüksek gelir grubuna ait olduğu sonucuna ulaşılmıştır
The Relationship between Happiness and Social Indicators in Turkey
Bu çalışmanın amacı mutluluğa dair teorik altyapı sunarak, bireyin mutluluğu ile ilişkili sosyal göstergelerin sıralı logit model aracılığıyla Türkiye özelinde araştırmaktır. Çalışmada, sosyoekonomik göstergelerin mutlulukla bağlantısını gösteren çapraz tablolar oluşturulmuş ve bağımlı değişken mutluluk ile bağımsız değişkenler olarak yer verilen sosyal göstergeler arasındaki ilişkiyi çözümleyen kategorik değişkenli ekonometrik modeller tahmin edilmiştir. Elde edilen bulgular aracılığıyla, literatürde yer alan çeşitli eğitim-mutluluk yaklaşımlarından hangisinin Türkiye özelinde geçerli olduğunun saptanması amaçlanmıştır. Tahmin sonuçları, Türkiye’de cinsiyete göre kadınların, yaşa göre 65 ve üzeri bireylerin, medeni duruma göre evli bireylerin daha mutlu olduğunu göstermiştir. Eğitim düzeyine göre en düşük ve en yüksek düzeye sahip bireylerin, çalışma durumuna göre çalışan bireylerin, çalışma şekline göre ev işleri ile ilgilenen bireylerin daha mutlu olduğu belirlenmiştir. Öte yandan kamu çalışanlarının özel sektöre kıyasla ve çalışan bireylerden ücretsiz aile işçisi olanların diğer bireylere kıyasla daha mutlu olduğu görülmüştür. Gelir gruplarına göre yapılan değerlendirmede ise, en yüksek mutluluk düzeyinin en yüksek gelir grubuna ait olduğu sonucuna ulaşılmıştır.The aim of this study is to present the theoretical background on happiness and to investigate the social indicators related to the happiness of the individual in Turkey through the ordered logit model. In the study, cross tables showing the connection of socioeconomic indicators with happiness were created and categorical variable econometric models that analyze the relationship between dependent variable happiness and social indicators as independent variables are estimated. Obtained findings have revealed which one is valid in Turkey from various happiness approach in the literature. The results suggest that women by gender, 65 and older individuals by age and married individuals based on marital status are happier in Turkey. It has been determined that individuals with the lowest and highest level according to the level of education, individuals working according to the working status, individuals who are interested in housework according to the way of working are happier. On the other hand, public employees were found to be happier compared to the private sector, and those who were unpaid family workers from working individuals compared to other individuals. In the evaluation made according to income groups, it was concluded that the highest level of happiness belongs to the highest income group
Testing Adaptive Market Hypothesis in Global Islamic Stock Markets: Evidence From Markov-Switching Adf Test
Although market efficiency has been extensively examined in the literature, the studies generally focus on conventional stock markets. Since market efficiency is related to a well-functioning market, it is of great importance for the efficient allocation of resources and also providing sustainable economic growth. Market efficiency is not only important for conventional stock markets but also for the Islamic stock market as the Islamic stock markets are gaining prominence. An increase in the scope of Islamic markets worldwide creates the motivation for investigating the efficiency of Islamic stock markets. Hence there is a growing interest in Islamic stock markets. With a limited number of studies that analyze the efficient market hypothesis in Islamic stock markets, this paper aims to examine market efficiency in the global Islamic stock markets via Markov-Switching Augmented Dickey-Fuller (MS-ADF) test. The linear unit root test result shows that the global Islamic stock market indices exhibit random walk properties that are consistent with the Efficient Market Hypothesis. On the other hand, nonlinear test results suggest global Islamic stock markets exhibit two-state regime-switching characteristics. The MS-ADF test results indicate that the world and developed Islamic stock markets are stationary only in the high volatility regime and this finding supports the Adaptive Market Hypothesis. However, the emerging Islamic stock market is found to be stationary in both regimes that are contradictory for weak-form efficiency
Causality between domestic debt, external debt, and economic growth: The case of Turkey over the period 1989-2012
Bu çalışmanın amacı iç ve dış borçlanma ile ekonomik büyüme arasındaki nedensellik ilişkisini Türkiye örneğinde 1989:01-2012:04 dönemi için ampirik olarak analiz etmektir. Değişkenler arasında nedensellik ilişkisinin varlığı Vektör Otoregresif Model (VEC) ve Toda-Yamamoto nedensellik tekniğiyle incelenmiştir. Ekonometrik analiz; dış borçtan ekonomik büyümeye doğru tek yönlü bir nedensellik ilişkisi belirlemiş, ancak iç borcun ekonomik büyümenin nedeni olduğuna dair bir kanıt sağlamamıştır. Dış borç değişkeni, kamu ve özel sektöre ait dış borçlar olarak kategorize edilmiş ve her iki değişken ekonomik büyümenin Granger nedeni olarak belirlenmiştir. Çalışmada 2001 ekonomik krizinin iç borçlanma ile ekonomik büyüme arasındaki nedensellik ilişkisini etkilediğine dair kanıt elde edilememiştir.This paper empirically investigates the relationship between domestic debt, external debt, and economic growth of Turkey over the period of 1989:01-2012:04. We examine this relationship using the vector autoregression models (VAR) and the Toda-Yamamoto causality technique. Econometric analysis suggests that there is unidirectional causality that runs from external debt to economic growth; however, the fact that domestic debt is a reason of economic growth could not be proven. External debt variable has been categorized as external debt of public and private sectors and both variables have been determined as the Granger causality of the economic growth. Finally, it could not be proven that 2001 economic crisis affected the causality between domestic debt and economic growth