117 research outputs found
Analyzing The Relationship Between Learning Styles And Specific Field Competencies Of Prospective Teachers
Bu araştırmanın amacı, Ahi Evran Üniversitesi Eğitim Fakültesi son sınıfta öğrenim gören öğretmen adaylarının özel alan yeterlikleri ile öğrenme stilleri arasındaki ilişkinin çeşitli değişkenler açısından incelenmesidir. Araştırmanın çalışma evrenini 2014-2015 öğretim yılında Ahi Evran Üniversitesi Eğitim Fakültesinde öğrenim gören toplam 275 son sınıf öğrencisi oluşturmaktadır. Bu çalışmada veri toplama aracı olarak, araştırmacı tarafından geliştirilen kişisel bilgi formu, öğretmen yeterliklerinden öğretmenlik mesleği özel alan yeterliklerinin A2 düzeyi performans göstergeleri dikkate alınarak oluşturulan form ve Kolb Öğrenme Stilleri Envanteri'nin (KÖSE-3) üçüncü sürümü kullanılmıştır. Araştırma sonucunda öğretmen adaylarının özel alan yeterlikleri ile öğrenme stilleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır. Özel alan yeterlikleri algılarında ise cinsiyet ve öğrenim görülen bölüme göre anlamlı bir fark olduğu sonucuna ulaşılmıştırThe purpose of this study is to introduce the relation between academic major competencies and learning styles of senior students at Ahi Evran University Faculty of Education.The universe of the research consists of 275 students attending Ahi Evran University, Faculty of Education in 2014 - 2015 academic year. In the study, as the data collection tool, a personal information sheet developed by the researcher, the third edition of Kolb Learning Styles Inventory (LSI), A2 level Performance Indicators survey pertaining to Teachers Competencies in Their Branches from the General Proficiencies of Teaching Profession was designed and used. At the end of the study it was concluded that no distiguishable statistical difference between the academic major competencies and the learning styles of the senior students could be observed. As for the academic major competencies, it is concluded that there is a significant difference in some variable
In Vitro Activity of Ceftolozane/tazobactam and Ceftazidime/avibactam Against Carbapenemase-producing Pseudomonas aeruginosa
Conclusion: The results of this study indicate that CZA and C/T may be an alternative treatment for some of the carbapenem-resistant P. aeruginosa infections. Further in vitro and in vivo studies are needed to evaluate the effectiveness of these new treatment options against the increasing threat of MDR P. aeruginosa
Radiofrequency ablation therapy in renal clear cell carcinoma: a case report
Berrak hücreli karsinom böbrek tümörlerinin en sik görülen histolojik alt tipidir ve 6. Ve 8. Dekadlar arasinda daha
Çok görülmektedir. Bu yazimizda 70 yaşinda sağ lomber bölgede ağri ile kliniğimize başvuran ve biyopsi ile
Berrak hücreli karsinom saptayip radyofrekans ablasyon tedavisi uyguladiğimiz hasta güncel literatür eşliğinde
Tartişilacaktir. Hipertansiyon, diyabeti ve konjestif kalp yetmezliği olan 70 yaşinda bayan hasta sağ lomber
Bölgede 15 gündür süren ağri nedeni ile kliniğimize başvurdu. Görüntüleme yöntemleri ile sağ böbrekte kitle
Tespit edildi. Hastaya ultrason eşliğinde perkütan tru-cut biopsi yapildi. Histopatolojik olarak berrak hücreli
Karsinom olarak değerlendirildi. Komorbiditeleri nedeni ile cerrahi yapilamayan hastaya us eşliğinde perkütan
Yolla radyofrekans ablasyon uygulandi. Hastanin takibinde çekilen batin tomografilerinde lezyona uyan bölgede
Skar dokusu izlendi ve yeni bir lezyon tespit edilmedi. Hastanin takibi devam etmektedir. Berrak hücreli karsinom
Sikliği giderek artmakta ve insidental olarak yapilan görüntülemeler sayesinde hastalar asemptomatik ve böbreğe
Sinirli evrede karşimiza çikmaktadir. Cerrahi açidan uygun olmayan soliter böbreği ve böbrek kanseri olan
Hastalarda cerrahiye alternatif olarak radyofrekans ablasyon ve kriyoablasyon tedavileri düşünülmelidir.Clear cell carcinoma is the most common histological subtype of malignant kidney tumors and the incidence is
higher in the 6th to 8th decades of life. We discuss here against the background of current literature a seventyyear-
old patient who presented to our clinic with pain in the right lumbar region. A diagnosis of clear cell
carcinoma was obtained by biopsy and the patient was given radiofrequency ablation treatment. The 70-year old
female patient, who had hypertension, diabetes and congestive heart deficiency, came to our clinic with a
complaint of pain in the right lumbar region for the last 15 days. By imaging methods, a mass in the right kidney
was detected. An ultrasound-guided percutaneous trucut biopsy was performed. The case was evaluated
histopathologically as clear cell carcinoma. Because surgery was contraindivated due to her comorbidities, the
patient was given ultrasound-guided percutaneous radiofrequency ablation. In the abdominal tomographies
performed during the follow-up scar tissue was seen in the region associated with the lesion and no new lesion
was detected. The follow-up is continuing. Clear cell carcinoma incidence appears to be on the increase, and
thanks to incidental imaging discoveries the condition is caught in an asymptomatic and kidney-limited stage.
Radiofrequency ablation or cryoablation must be considered an alternative in patients with a solitary kidney or
with renal carcinoma should there be a contraindication for surgery
Anadolu Mandalarında Sun’i Tohumlama Çalışmaları ve PRID Progesterone Releasing Intravaginal Device Uygulamanın Döl Tutma Oranı Üzerine Etkisi
Bu çalışma, Anadolu manda ineklerinde sun’i tohumlama uygulamak ve kızgınlıkları senkronize etmek için PRID Progesteron Releasing Intravaginal Device uygulamanın etkilerini araştırmak için planlanmıştır. Denme materyalini, en az bir defa doğurmuş 141 adet siklik olmıyan Anadolu manda ineği ve 2 İtalyan boğasından sağlanan semen oluşturmuştur. Kızgınlık senkronizasyonu için PRID kullanılmıştır. Her inek 10 gün uterusta tutulan PRID geri alındıktan 48, 72. ve 96 saat sonra 3 defa sun’i olarak tohumlanmışlardır. Uygulama 5 farklı mevsimde gerçekleştirilmiştir; Nisan 2002 1. grup , Kasım 2002 2. grup , Nisan 2003 3. grup , Kasım 2003 4. grup , Nisan 2004 5. grup . Döl tutma oranlarının hesaplanmasında, tohumlamayı izliyen 90. günde gebe olan inekler esas alınmıştır. Döl tutma oranları tohumlama gruplarında sırası ile %45.5, %17.2, %58.6, %12.5, %46.7 olarak ortalama %36.9 belirlenmiştir. Araştırma sonucunda, siklik olmıyan manda oranının yüksek olduğu yerlerde kızgınlık senkronizasyonunda ve sun’i tohumlama programlarında PRID ‘in tercih edilebilecek bir uygulama olduğu sonucuna varılmıştı
Evaluation of the presence of SARS-COV-2 in the vaginal fluid of reproductive-aged women
Objectives: Severe Acute Respiratory Syndrome Coronavirus 2 (SARS-CoV-2) is mainly transmitted through respiration and direct contact. The status of the infection in the female genital system is still unknown. The study aimed to evaluate whether SARS-CoV-2 is present in the vaginal fluid of women with COVID-19 infection in reproductive period.Material and methods: Women who were between the ages of 18–50 years and clinically confirmed to have COVID-19 infection at our hospital between 20 April–31 May 2020 were included in the study. Women who were in their menstrual cycle during the study and who had a known cervical intraepithelial lesion and/or cancer, sexually transmitted disease and history and/or symptoms of vaginitis were excluded from the study. In patients in whom no pathology was detected during the examination, a sample was taken from the vaginal fluid for PCR by using Dacron tip swab. Analysis was performed with Genesig Real-Time PCR COVID-19 kit (Primer Design, England).Results: Eighteen women who were in reproductive period and diagnosed with severe COVID-19 pneumonia were included in the study. The mean age of the patients was 38.16 ± 8.54. None of the patients were in their menopause period. The clinical symptoms of these women were similar to those of confirmed severe COVID-19 cases. SARS-CoV-2 was found to be negative in the samples taken from the vaginal fluid in all patients.Conclusions: SARS-CoV-2 virus was not detected in the vaginal fluid of the patients who tested positive for COVID-19 in reproductive period
An overview of Ottoman birth traditions in the early republic period: "Some Exchange and Hornes in Born" evaluation on Hamit Zübeyir Koşay’s article
Amaç: Bu çalışmada, 1927 yılında Hamit Zübeyir tarafından Türk Yurdu dergisinde Osmanlıca yayımlanan “Doğumla Alakadar BazıÂdet ve Hurafeler” adlı makale günümüz Türkiye Türkçesine çevrilerek incelenmesi amaçlanmıştır.Gereç ve Yöntem: Çalışma, Türk Yurdu dergisinin 1927 senesi eylül ayı 6. Cilt 33 numaralı sayısında Hamit Zübeyir Koşay tarafındanyayınlanan “Doğumla Alakadar Bazı Âdet ve Hurafeler” başlıklı makalesi üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmada nitel araştırmayöntemlerinden doküman analizi tekniği kullanılmıştır.Bulgular: Bu kısımda, eserin günümüz Türkiye Türkçesine çevrilmiş hâli eserde verildiği gibi başlıklar şeklinde ve 15 konu başlığınumaralandırılarak verilmiştir.Sonuç: Eserde bahsedilen âdet ve hurafelerin genellikle İç Anadolu coğrafyasında olan âdet ve hurafeler olduğu görülmektedir.İncelenen âdet ve hurafelerden 3 tanesi doğum öncesi ile ilgili, 12 tanesi ise doğum sonrası uygulanan âdet ve hurafedir. Ülkemizinbirçok yerinde geçmişte uygulanmış bazı âdet ve hurafelerin hâlâ uygulandığı bazılarının ise tıbbın ilerleme kaydetmesiylezararlarının olduğunun ispatlanması sonucu ortadan kalktığı görülmüştür. Sonuç olarak, Anadolu batıl inanç diye tabir edilen âdet vehurafeler bakımından özellikle de doğum ve hamile kadınlarla ilgili örneklerin çokça olduğu bir coğrafyadır.Object: In this study, the article entitled "Some Relevant Adults and Widowed by Birth" published in 1927 by the author of Hamit Zübeyr in the Turkish Yurdu magazine was translated into Turkish Turkic. Materials and Method: The work was published in September 1927 in Volume 6, Volume 33, of the Turkish Journal of Homeland. Document analysis method was used in qualitative research techniques. Results: In this section, the title work of contemporary Turkey as given in the work appeared in Turkish and translated into 15 topic is given numbered. Conclusion: It is seen that the customs and superstitions mentioned in the work are usually customs and superstitions that are in the inner Anatolian geography. Three of the customs and superstitions examined are related to prenatal and 12 of them are postpartum customs and superstitions. It has been observed that some customs and superstitions that have been applied in the past in many parts of our country are still applied, and some of them have disappeared as a result of the proving that they are harmful with the progress of medicine. As a result, Anatolia is a geography where there are many examples of customs and superstitions, especially about childbirth and pregnant women
Bringing a different approach to the problem of underdevelopment : A Turkish perspective
Anahtar Kelimeler : Kalkınma; Türkiye Perspektifi; Azgelişmiş Ülkeler; Küreselleşme
AZGELİŞMİŞLİK PROBLEMİNE FARKLI BİR YAKLAŞIM GETİRMEK: TÜRKİYE PERSPEKTİFİ
Kalkınma ekonomisi, 1950’lerde ortaya çıkışından beri zaman içinde insani eksenli görüşleri kapsayarak gelişmiştir. Küreselleşme çağında, modern kalkınma araştırmaları çok boyutlu bir anlayışı içinde barındırmaktadır. Son küresel kriz sonrasında, UNCTAD’ın Yeni Uluslararası Kalkınma Mimarisi (NIDA) yaklaşımı, uluslararası toplumun azgelişmişliğe yönelik bütüncül bir bakış elde etmesinde önemli bir adımı oluşturmaktadır. Bu çalışmalar azgelişmiş ülkelerin kronik problemlerinin takip eden yıllarda nasıl ele alınacağına katkıda bulunmaktadır.
Bu çalışmanın ana hedefi kalkınma iklimindeki değişim ve azgelişmiş ülkelere yönelik artan küresel kalkınma çalışmaları ışığında Türkiye’nin azgelişmişlik perspektifini elde etmektir. Türkiye’nin uluslararası kalkınma yardımlarına yönelik yapılan önceki çalışmalardan farklı olarak, bu çalışma sivil toplum örgütleri ile devlet kalkınma kurumlarını beraber inceleyerek Türkiye’nin azgelişmiş ülkelere yönelik kapsamlı yaklaşımını elde etmeyi amaçlamaktadır. Ayrıca, insani yardım dernekleri, işadamları örgütleri, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı, Türk Kızılay derneği ve Türk okulunun faaliyetleri göz önüne alınarak, Türkiye’nin azgelişmişlik vizyonunun Batılı kurumlardan farklı olup olmadığını değerlendirmeyi amaçlamaktadır.
Keywords : Development; Turkish Perspective; Underdeveloped Countries; Globalization
ABSTRACT
BRINGING A DIFFERENT APPROACH TO THE PROBLEM OF UNDERDEVELOPMENT: A TURKISH PERSPECTIVE
Development economics has been in progress since its emergence in the 1950s which has incorporated human-related concepts in time. In the age of globalization, the contemporary discourse of development has embraced a multi-dimensional understanding. After the post-global crisis, the approach of New International Development Architecture (NIDA) to the UNCTAD constitutes a vital step for the international community to acquire an integrated view on underdevelopment. These efforts contribute to how the chronic problems of the underdeveloped countries will be handled in the subsequent years.
The main objective of this thesis is to obtain Turkish perspective on underdevelopment in light of the evolution of development climate and increasing global development efforts for underdeveloped countries. Being different from previous studies on Turkish international development assistance, this thesis aims to obtain a comprehensive approach of Turkey to the underdeveloped countries by examining non-governmental organizations together with state development agencies. In regard to the activities of these organizations, including those of humanitarian aid organizations, businessmen associations, Turkish International Cooperation and Coordination Agency (TİKA), Turkish Red Crescent Society and Turkish school, it is also aimed to assess whether the vision of Turkey on underdevelopment is different from that of Western organizations
The Valıdıty Study Of Central Exam Scores Used For Placement In Secondary Educatıon Instıtutıons
The purpose of this research is to collect evidence regarding the criterion validity and
consequential validity of the central exam scores of secondary education institutions
(OKMS) that are used for the purpose of selection, placement and making vital
decisions about hundreds of thousands of students. In the quantitative dimension of
the research modeled with the mixed method, in order to contribute to the feedback
and the integrity of the education system and to see the spiral structure of the education
curriculum system, the compliance and the validity levels of the central exam were
determined to explain the relationship between the 8th and 9th grade academic
achievement scores of the same students and the the data sets obtained from the raw
scores of OKMS subtests. In the qualitative dimension, opinions of different
participants (students, teachers, parents) were taken in the context of the
consequential validity and criterion validity in order to determine how consistent this
exam is with the targeted purposes and other social values and to gather information
about the adverse effects of the measurement results. According to the quantitative
results regarding the criterion validity of the study, the end-of-year academic success
scores of the 8th and 9th grades adequately explain the OKMS subtest scores.
However, although the innovations put into practice are considered partially positive
by the participants subject to the research, it is striking that the last system applied, as
in the general systems that have undergone frequent changes until today, did not
eliminate some basic problems.Bu araştırmanın amacı; seçme yerleştirme amaçlı yapılan ve yüzbinlerce öğrenci
hakkında hayati kararlar veren, sınavla öğrenci alan ortaöğretim kurumlarına ilişkin
merkezi sınav (OKMS) puanlarının ölçüt geçerliğine ve sonuçsal geçerliğine ilişkin
kanıtların toplanmasıdır. Karma yöntemle modellenen araştırmanın nicel boyutunda,
eğitim sisteminin geri bildirimi ve bütünlüğüne katkı sunmak ve eğitim müfredat
sisteminin sarmal yapısının görülmesi amacıyla aynı öğrencilerin 8. ve 9. sınıf
akademik başarı puanları ile OKMS alt testleri ham puanlarından elde edilen veri setleri
arasındaki ilişkileri açıklamak için merkezi sınavın uygunluk (uyum) ve yordama
geçerlik düzeyleri belirlenmiştir. Nitel boyutta ise bu sınavın hedeflenen amaçlarla ve
diğer sosyal değerlerle ne kadar tutarlı olduğunun belirlenmesi ve ölçme sonuçlarının
ters etkileri konularında bilgi toplayabilmek adına sonuçsal geçerlik ve ölçüt geçerliği
bağlamında farklı paydaşlardan (öğrenci, öğretmen, veli) görüşler alınmıştır.
Araştırmanın ölçüt geçerliğine ilişkin nicel sonuçlarına göre 8. ve 9. sınıf yılsonu
akademik başarı puanları OKMS alt test puanlarını yeterli düzeyde açıklamaktadır.
Bununla birlikte uygulamaya konulan yenilikler, araştırmaya konu olan paydaşlar
tarafından kısmen olumlu olarak nitelendirilmesine rağmen, günümüze kadar sıklıkla
değişikliğe uğrayan sistemlerin genelinde olduğu gibi uygulanan son sistemin de bazı
temel problemleri ortadan kaldırmadığı göze çarpmaktadı
High frequency integrated filters for wireless applications
Ph.D.Phillip E. Alle
- …