4 research outputs found
Kubaşık öğrenme yöntemi ile geleneksel yöntemin demokratik tutumlar ve eriyişe etkisi
TEZ1779Tez (Doktora) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 1993.Kaynakça (s. 202-222) var.x, 264 s. ; 30 cm.
Okula aidiyet duygusu ölçeğinin geliştirilmesi
Problem Durumu: Son günlerde medyada okul kavramının, şiddet, okul çeteleri ve zorbalık gibi kavramlarla birlikte karşımıza çıktığını görmekteyiz. Bu durum pek çok ülkede eğitim programlarının gözden geçirilmesini gündeme getirmiş ve toplumla- rarası kültürel farklılıklar da göz önünde bulundurularak çeşitli önlemlerin alınması söz konusu olmuştur. Kuşkusuz okul bir toplum olarak kabul edildiğinde, topluma ait tüm kavramların okul için de tartışılması ve araştırılması önemlidir. Nasıl ki bire- yin içinde bulunduğu sosyal gruplara ve topluma ait olduğunu hissetmesi, bu yapıyı koruma ve geliştirme duygusunu da beraberinde getiriyorsa, öğrencinin de bulun- duğu okulda kendisini okulun önemli bir parçası olarak hissetmesi okulu koruması ve geliştirmesi açısından önemlidir. Okula aidiyet duygusu, öğrencilerin okulun sos- yal çevresi içinde birer birey olarak kabul görmesi, varlığına saygı duyulması ve des- tek görmesi biçiminde tanımlanmaktadır. Okula aidiyet duygusu yüksek olan öğren- cilerin kendilerini değerli hissettikleri, özgüvenlerinin de yüksek olduğu ve bu duy- gunun okulu bırakma davranışı üzerinde etkili olduğu düşünülmektedir. Ayrıca okula bağlılık duygusu yüksek olan öğrencilerin okul ve sınıf kurallarına uyum dü- zeyi daha yüksek olabilmektedir. Okula aidiyet duygusunun ilişkili olduğu bir diğer değişken de akademik başarıdır. Bunun yanında yine pek çok araştırmada okula ai- diyet duygusu ile derslere devam, okula hazırlık, verilen ödevleri tamamlama, okul- daki sosyal ve sportif faaliyetlere aktif katılım arasında doğrudan bir ilişki olduğu or- taya konmuştur. Eğitim programlarının başarıyla uygulanabilmesi için öğrencilerin bulundukları okulda varlıklarını anlamlı ve kendilerini okula ait hissetmesi oldukça önemlidir. Tüm bu gerekçelerden dolayı da ilköğretim II. kademe (10–15 yaş) öğren- cilerinin okula aidiyet duygusunun belirlenmesi amacıyla kullanılabilecek geçerli ve güvenilir ölçme araçlarına gereksinim duyulmaktadır. Bu türden ölçme araçlarının geliştirilmesi ve farklı kültürlerde de geçerlik-güvenirlik çalışmalarının yapılması eğitim alanında kültürlerarası karşılaştırmaların yapılabilmesi ve ortak önlemlerin alınabilmesi açısından da oldukça önemli bir gereksinimdir. Araştırmanın Amacı: Araştırmanın temel amacı ilköğretim II. kademe (10-15 yaş) öğ- rencilerinin okula aidiyet duygusunun belirlenmesi amacıyla kullanılabilecek geçerli ve güvenilir ölçme aracı geliştirmektir. Araştırmanın Yöntemi: Araştırma tarama modelinde betimsel bir çalışmadır. Çalışma- nın örneklemini, Aydın İli Merkezinde bulunan ve İl Milli Eğitim Müdürlüğünden alınan listeye göre orta sosyo-ekonomik düzeyde olduğu belirlenen bir(dört okul) il- köğretim okulunun 6. 7. ve 8. sınıflarında öğrenim görmekte olan 781 öğrenci oluş- turmaktadır. Örneklem tesadüfî iki yarıya ayrılmış ve ilk yarısında (N387) açıklayıcı faktör analizi, ikinci yarısında (N394) doğrulayıcı faktör analizi gerçekleştirilmiştir. Araştırmada bir grup araştırmacı tarafından yürütülen literatür taraması ışığında, 25 madde oluşturulmuştur. Bu maddelere, Sanberk (2003) tarafından geliştirilen ölçeğin 9 maddesi eklenmiştir. Bu araç ile birlikte, öğrencilere ilişkin cinsiyet, yaş ve devam ettikleri sınıfa ilişkin bilgi toplamak üzere, “Kişisel Bilgiler Formu” da uygulanmıştır. Araştırmanın Bulguları: “Okula Aidiyet Ölçeği”nin psikometrik özelliklerinin ince- lenmesi sırasında bir dizi adım izlenmiştir. Öncelikle, 34 maddenin ortalamaları, standart sapmaları, anti imaj korelasyon katsayıları incelenmiştir. Toplam 781 kişilik örneklemin SPSS programında tesadüfi iki yarıya ayrılması ile oluşan ilk 387 kişilik örneklem üzerinde Açıklayıcı faktör analizi, ikinci yarısında (N:391) doğrulayıcı fak- tör analizi gerçekleştirilmiştir. İlk yarıyı oluşturan 387 kişilik gruptan elde edilen ve- rilerin faktör çözümlemesine uygunluğu Kaiser-Meyer-Olkin (KMO) ve Bartlett Testi ile sınanmıştır. Örneklem uygunluğu için hesaplanan KMO değeri, .89 bulunmuştur. Diğer taraftan, Bartlett testi ile elde edilen Ki-Kare değeri (?2.2043.25, df 55, p0.00) anlamlı bulunmuştur. Açıklayıcı faktör analizinde özdeğerleri 4.2 ve 1.9 olan iki farklı faktör ortaya çıkmıştır. Bu iki faktör toplam varyansın % 60.72’sini açıkla- maktadır. Her bir faktörde yer alan maddelerin faktör yükleri .68 ile .86 arasında, madde-faktör korelasyon katsayıları da .57 ile .75 arasında değişmektedir. Açıklayıcı faktör analizinin ardından doğrulayıcı faktör analizi gerçekleştirilmiştir. Bu analiz ile elde edilen yapının verileri ile uygunluğu sınanmıştır. Analizde chi-square değeri an- lamlı bulunmuştur (?2 80.93; df 34; p 0.00). CFI (0.98), NNFI (0.97) ve RMSEA (0.059) değerleri de modelin veri seti ile uygunluğunu göstermiştir. Araştırmanın Sonuçları ve Öneriler: Araştırma bulguları Okula Aidiyet Ölçeği’nin il- köğretim ikinci akdeme öğrencileri için geçerli ve güvenilir bir ölçek olduğunu gös- termektedir. Ancak bu araştırmaydın ili örnekleminde gerçekleştirilmiştir. Benzer ça- lışma farklı kültürlerde ve daha büyük örneklemlerde gerçekleştirilebilir.Problem Statement: The sense of belonging to school can be described as the perception of students as individuals, respecting their existence, and sup- porting them in the social environment of the school. Academic achieve- ment is a factor that is related to the sense of belonging to school. In many studies the direct link was revealed between sense of belonging to school and school attendance, preparation for school, fulfilling the given tasks and homework, and active participation in social and sports activities. Another factor related to sense of belonging to school is “leaving the school”. Due to all these reasons, valid and dependable measuring tools are needed for determining the primary school students’ (10-15 years old) sense of belonging to school. Purpose of Study: This study developed a reliable and valid scale to assist in research related to the sense of belonging of students studying in primary schools in a Turkish context. Methods: The sample of this study is composed of 781 students attending the 6th, 7th, and 8th grades of a primary school in Aydın. The sample was randomly divided into two parts. For the first half (N387) explanatory factor analysis was carried out and for the second half (N394) confirma- tory factor analysis was performed. Students’ personal profile form, social support appraisals scale for children, and UCLA Loneliness Scale were implemented for the students. Findings and Results: The data first were subjected to an exploratory factor analysis. Results yielded two different factors with eigenvalues of 4.2 and 1.9. This two-factor solution or structure accounted for 60.72 % of the total variance (32.72% and 28.01 %). Other results indicated that the factor load- ing of the items varied from .68 to .86. The item factor correlation values varied from .57 to .75. Additionally, the unpaired t-test findings from up- per and lower groups of 27% for each factor indicated that there were sig- nificant differences between the groups. Ten items of SEBES were subject- ed to a confirmatory factor analysis. Although the obtained chi-square value was found to be meaningful (χ2 80.93; df 34; p 0.00, CFI0.98, NNFI0.97, RMSEA0.059), when the compatibility indicators are exam- ined it is observed that the two-factor structure of the Sense of Belonging to School Scale is in fine accordance with the sample data. Conclusions and Recommendations: SEBES can be considered a valid and re- liable tool for measuring primary students’ belongingness to school. Fu- ture research should be conducted to explore students’ sense of belonging to school based on this 2-factor model across different cultures
A case study on elite (honors) classroom practice in 6th grade
Bu çalışmayla, bir elit sınıf ve iki karma sınıfa sahip bir ilköğretim okulunun altıncı sınıfında öğrenim görmekte olan öğrencilerin düzey derslikleri (seviye sınıfları) uygulamasına ilişkin görüşleri incelenmiştir. Çalışmanın örneklemini; elit sınıfta 22, birinci karma grupta 26, ikinci karma grupta 26 olmak üzere toplam 74 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmada açık ve kapalı sorulardan oluşan bir anket ve yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Görüşmelerden ve açık uçlu sorulardan elde edilen veriler içerik analizi ve betimsel analiz ile çözümlenmiştir. Öğrencilerin yarıdan fazlası uygulamayı adil bulmamakta, karma dersliklerde yer alan öğrencilerin üçte ikisi, bu uygulamanın arkadaşlık ilişkilerini olumsuz etkilediğini düşünmektedir. Öğrencilerin neredeyse tamamı, İngilizce dersi dışında, dersleri yürüten öğretmenlerin farklılaşmadığını belirtmişlerdir. Görüşmeler sırasında öğrencilerden uygulamayı psikolojik değişkenler açısından değerlendirmeleri istendiğinde, özellikle karma dersliklerde yer alan öğrencilerin, "öğretmenlerin derslikler arasında ayrım yapmaları", "kendini tembel hissetme-aşağı görme" gibi nedenlerle düzey derslikleri uygulamasının kendilerini psikolojik olarak olumsuz etkilediğini düşündükleri görülmüştür.In this study, ability grouping practices have been examined based on students' opinions, who are studying in a school which has one an elite and two mixed level classes. The sample of the study includes totally 74 6th class students of which 22 students in the elite class, 26 students in the first mixed class and 26 students in the second mixed class. Data was gathered through a questionnaire consisting of open and closed-ended questions and interviews. The open-ended questions and interviews were analyzed with content analysis and descriptive analyses. More than half of the students think that the practice is not fair; two thirds of the students involved in mixed classrooms consider that this practice negatively affect the friendship relations. The students were asked to make an assessment of the ability grouping practices in the interviews. It is seen that when the students were asked to make an assessment of practices according to psychological variables, especially the students in the mixed classes indicated that the ability grouping practices affect them in a negative way because of teachers' different attitudes in different classes and they feel themselves as lazy