6 research outputs found
Üniversite öğrencilerinin toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin görüşleri
AbtractAim: This study was conducted with the aim to determine point of view of final-year university students at Hacettepe University on gender roles regarding work life, social life, marriage and family life. Methods: This study is a cross-sectional study. The questionnaire was applied to a total of 448 students including 250 females and 198 males. Results: The results of the study reveal that views of students on gender roles related to work life, social life, marriage and family life exhibit statistically significant differences among the sexes for most of the statements given. Conclusions: It was identified that male students have more traditional views on gender roles related to work and marriage life. It was identified that female and male students have more egalitarian views on gender roles related to social and family life. The results of the study are important in that views on gender roles are revealed among most university students. The finding that university students still have a traditional perspective on social gender roles indicates that universities has failed to a certain degree in achieving its goal toward educating intellectual and open-minded individuals, and it reveals the need for sensitiveness in equality of gender roles besides the acquirement of professional knowledge.Amaç: Araştırma, Hacettepe Üniversitesi’nde lisans öğrenimine devam eden son sınıf öğrencilerinin çalışma yaşamı, toplumsal yaşam, evlilik ve aile yaşamı ile ilgili toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin görüşlerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Yöntem: Kesitsel tipte bir araştırmadır. Anket formu, 250 kız ve 198 erkek olmak üzere toplam 448 öğrenciye uygulanmıştır. Bulgular: Öğrencilerin çalışma yaşamı, toplumsal yaşam, evlilik yaşamı ve aile yaşamı ile ilgili konularda toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin görüşleri incelendiğinde, önermelerin büyük bir çoğunluğunda cinsiyetler arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark (p<0.05) olduğu bulunmuştur. Sonuç ve öneriler: Araştırmada çalışma yaşamı ve evlilik yaşamı ile ilgili alanlarda erkeklerin daha geleneksel görüşlere sahip oldukları, toplumsal yaşam ve aile yaşamı ile ilgili önermelerde ise kız ve erkek öğrencilerin eşitlikçi görüşlere sahip oldukları belirlenmiştir. Araştırmanın sonuçları üniversite son sınıf öğrencilerinin toplumsal cinsiyete ilişkin görüşlerini ortaya koyması açısından önem taşımaktadır. Üniversite eğitiminde toplumsal cinsiyet bakış açısına yönelik hala geleneksel görüşlere sahip olan öğrencilerin olması, aydın bireyler yetiştirmeyi hedefleyen üniversite eğitiminin bu hedefini tam anlamıyla gerçekleştiremediğini ve öğrencilere temel mesleki bilginin yanı sıra toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda duyarlılık kazandırılması gereğini göstermektedir
Cosmetic Products and Women’s Health
Günümüzde kozmetik ürünler, çok çeşitli etkileri nedeniyle modern toplumun vazgeçilmez bir ürünü olarak karşımıza çıkmaktadır. Genellikle içeriğindeki kimyasal maddelere hiç bakılmadan kullanılan ve hedef kitlesi çoğunlukla kadınlar olan bu ürünler, bilinçsiz kullanıldığında sağlığı olumsuz etkilemektedir. Bu makalede, ilaçlar gibi yasal düzenlemeleri olması gereken kozmetik ürünlerin içeriğindeki bazı kimyasal maddelerin kadın sağlığına etkileri güncel araştırmalarla ele alınmış ve kadınlar başta olmak üzere toplumun kozmetik ürünler konusundaki farkındalığını artırmak amaçlanmıştır.Due to their various effects, today cosmetic products are indispensable products of modern society. These products which are generally used without considering chemical material in their content and whose target group are generally women influence health negatively when they are used unconsciously. In this paper, the effect of chemical materials in the content of cosmetic products which should be used with legal arrangements on women health was analyzed through recent studies and it was aimed to analyze awareness of society, especially women, about cosmetic products
The fears of high school children from medical procedures and affecting factors
Giriş: Bu çalışma ortaokul çocuklarının tıbbi işlem korkularını ve etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır. Gereç ve Yöntem: Örneklem seçiminde öncelikle Mağusa bölgesindeki ortaokullar kırsal ve kentsel okullar olarak gruplandırılmış ve tabakalı örnekleme yöntemi ile alınacak öğrenci sayısı evrenin bilindiği durumlarda örneklem hesabı formülü ile belirlenmiştir. Daha sonra her bir okuldan alınacak öğrenci sayısının yarısını kız, diğer yarısını erkek öğrenciler oluşturacak şekilde basit rastgele örneklem yöntemi ile 332 öğrenci çalışmaya alınmıştır. Veriler Tıbbi İşlem Korku Ölçeği ve Tanımlayıcı Soru Formu aracılığı ile toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde, yüzde, ortalama, t-test’i ve tek yönlü varyans analizi (Anova) kullanılmıştır. Bulgular: Çalışmada öğrencilerin toplam tıbbi işlem korku puan ortalaması 42,14±9,73 olup, ‘biraz korkan’ grupta yer aldıkları tespit edilmiştir. Öğrencilerin %87,3’ünün tıbbi işlemlerden biraz korktuğu, %4,8’inin hiç korkmadığı, %7,8’inin ise çok korktuğu belirlenmiştir. Hastanede yatma nedenleri, yatma süresi, daha önce yapılmış tanı ve tedavi yöntemleri (ağız muayenesi hariç), daha önce uygulanmış tedaviler, ebeveyn mesleği, gelir düzeyi, annenin eğitim düzeyi ile tıbbi işlem korku puanları arasındaki farklar istatistiksel açıdan anlamsız (p>0,05) bulunmuştur. Buna karşılık cinsiyet ve babanın eğitim düzeyi ile toplam tıbbi işlem korku puanı ve korkunun dört boyutunda istatistiksel olarak anlamlı farklar saptanmıştır (p0.05). On the other hand, statistically significant differences were found between gender, father’s education level and total fear score. The mean total fear score of girls was 44.74±10.25 and of boys was 39.61±8.48. Mean fear score of students whom father’s education was limited to reading and writing was 50.29±11.53 and for those whose fathers were university graduates it was 41.16±10.18. Statistically significant differences were found between number of brothers and sisters, age, oral examination history and operational, environmental and interpersonal dimensions of the Medical Procedure Fear Scale (p<0.05). Conclusions: These results suggest that fears could be reduced by doctor-nurse relationships and kind approaches of medical staffs towards students could have positive effects on the fears of students from medical procedures
Prevalence and Risk Factors of Urinary Incontinence in Turkish Nursing Homes: A Cross-Sectional Study
Objectives: To investigate the prevalence and risk factors of urinary incontinence (UI) in nursing home residents in the capital city of Turkey. Methodology: In this cross-sectional study, 394 elderly people (244 women and 150 men), aged over 60 years were interviewed in nursing homes. A structured questionnaire and face to face interviews were used as the instrument for data collection. Results: The overall prevalence of UI was 22.8% (n=90) when defined as "the involuntary loss of urine at least twice a month". Among elderly people, 33 (36.3%) had urge, 29 (31.9%) stress and 5 (5.5%) mixed type UI. UI was significantly associated with body mass index, recurrent lower urinary tract infections, heart disease, endocrine disorders, respiratory diseases and urinary system diseases. Conclusions: Urinary incontinence affects approximately one of four elderly people in Turkish nursing homes. The results underscore the need for planning prevention and treatment strategies for UI.Wo
Encountered Difficulties of Female Research Assistants at Domestic and Business Life in Turkey
Kadınların birincil sorumluluklarının ev ve ailesi olarak görüldüğü ataerkil yapıya sahip ülkemizde, akademisyen kadınlar iş ve aile yaşamının dengelenmesi sorunu ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Özellikle akademisyenliğin henüz başlarında bulunan ve hem öğrenci hem de profesyonel bir çalışan olan araştırma görevlisi kadınların yaşadıkları iş ve aile yaşamının dengelenmesine ilişkin sorunların yoğunluğunun toplumsal cinsiyet bakış açısı ile ortaya konulması önemlidir. Bu çalışma kadın araştırma görevlilerinin toplumsal cinsiyet bakış açısıyla ev ve iş yaşamında karşılaştıkları güçlükleri belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır. Araştırmanın örneklemini 246 kadın araştırma görevlisi oluşturmuştur. Veriler araştırmacılar tarafından geliştirilen veri toplama formu ile yüz yüze görüşme yöntemi ile toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde tanımlayıcı testler (sayı ve yüzde) ve Ki-kare testi kullanılmıştır. Çalışmaya katılan kadınların %27.2'si çalışma yaşamında kadın erkek ayrımı yapıldığını belirtmiştir. Kadın araştırma görevlilerinin %31.7'si kadının kariyerce erkekten yüksek olmasının aile içinde sorun olacağını düşünmektedir. Geleneksel olarak evde kadına yüklenen rollerin (yemek yapma, bulaşık yıkama, çamaşır yıkama, ütü yapma, ev temizleme, giysi onarımı) araştırma kapsamına alınan kadınların çoğunluğu tarafından yerine getirildiği, evin onarımı, alış veriş, fatura ödeme gibi işleri ise daha çok evde bulunan erkeğin (eş ya da baba) yaptığı belirlenmiştirIn our country which has patriarchal social structure in which the primary responsibility of a woman is her home and her family, female research assistant face problems while balancing their business and domestic life. Especially in the beginning of scholarship, and yet both students and research assistants have a professional working women to balance their work and family life with a gender perspective on the issues important to reveal the density. This study is a research in descriptive type made for the aim of determining the opinions of women working as research assistant regarding their business and family lives and the problems they meet, through the gender perspective. Sample of research is composed of 246 women who worked as research assistant. Data were collected by face-to-face interview method and data collection form developed by the researchers. Descriptive statics and Chi-square tests was used during the evaluation of data. It stated by 27.2 % of the female participators of the study that there is an inequality between men and women in business life. 31.7 % of the female research assistants think that to have a higher status than male causes problems in domestic life. It is determined that the roles imposed on woman at home traditionally (cooking, washing the dishes, laundering, ironing, cleaning the house, cloth repairing) are performed by the most of the women included in research; and works such as repair of house, shopping, invoice payment are performed mostly by the ma