23 research outputs found

    İliyak kemikte yaşa bağlı değişiklikler-Dekalsifiye kesitlerde histolojik ve histomorfometrik araştırma-

    No full text
    Bu tezin, veri tabanı üzerinden yayınlanma izni bulunmamaktadır. Yayınlanma izni olmayan tezlerin basılı kopyalarına Üniversite kütüphaneniz aracılığıyla (TÜBESS üzerinden) erişebilirsiniz.ÖZET Ani ölüm nedeniyle adli otopsi yapılan 116 olauda, iliak kemiğin superior posterior çıkıntısından trefinle kemik biyopsisi alındı. Değişikliğe uğratarak kısalttığımız Gömöri'nin gümüşleme yöntemi kullanılarak 6 mikron kalınlık ta dekalsifiye kesitler hazırlandı. Nokta sayma yöntemi ile yukarıdaki otopsi popülasyonunda, trabeküler kemik kitlesi ve remodelasyonun bir göstergesi olan osteoid miktarı ve yaygınlığı ile ilgili parametrelerin normal sınırları ve ortalamaları saptandı. Trabeküler kemik kitlesinin artan yaşla birlikte azaldığı bulundu. Erkeklerdeki mutlak osteoid miktarı hariç osteoidle ilgili parametrelerin yaşa ve sekse bağlı olmadığı saptandı. Çalışmanın en önemli sonucu, kemik biyopsileri üzerinde yapılan histomorfometrik incelemenin, metabolik kemik hastalıklarında bir tanı aracı olarak kullanılmasını sağlamasıdır. Ancak sonunda osteoporozun kesin tanısı için biyopsi ile birlikte klinik ve radyolojik incelemenin de değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varıldı. Osteomalazinin kesin tanısının, kemik biyopsisinde histomorfometrik çalışma ile konabileceği görüldü. Ancak kullandığımız yöntemin metabolik kemik hastalıklarının hepsinde etyoloji ve patoğenezi70 belirlemede yeterli olamayacağı, bunun için ayrıntılı dinamik çalışmaların yapılması gerektiği kanısına varıld

    Transplant böbrek sıfır saat iğne biyopsilerinde saptanan histopatolojik bulgular ve önemi

    No full text
    Retroperitoneal leiomyosarkom, sigmoid kolon adenokarsinomu ve renal hücreli karsinomdan oluşan senkron primer triple tümörü olan 67 yaşında bir erkek olgu sunulmaktadır. Olguda sigmoid kolon rezeksiyonu gerçekleştirildikten bir ay sonra retroperitoneal kitle eksizyonu ve sol nefrektomi uygulandı. Olgu onüç aydır klinik takiptedir ve nüks veya metastazla uyumlu bulgu tespit edilememiştir. Yazımızda, cerrahi uygulamada ender görülen bir olgu olması nedeni ile triple veya daha çok sayıdaki primer malign tümörler gözden geçirildi.In our transplant center living kidney donors are generally elderly relatives of the patients. Thus, some of the morphologic findings in zero hour needle biopsies (ZHNB's) might be related to aging. in the present study, we investigated the incidence of histopathological changes in ZHNB's from 60 cases and compared the results of age groups under and over forty. the ZHNB's were examined by light and immunofluorescence microscopy. All histopathological findings were recorded. Donors were classified according to age, over and under 40. the results of findings were compared statistically using tests for independent samples. At least one histopathologic finding was found in 87% of biopsies. the findings were prominent in 25%. Glomerulosclerosis, interstitial fibrosis, interstitial inflammatory infiltration, tubular atrophy, intimal hyalin deposits, intimal fibrosis and lamina elastica changes were observed in 33%, 42%, 40%, 30%, 43%, 50%, and 20%, respectively. Interstitial fibrosis, interstitial inflammatory infiltration, tubular atrophy, intimal hyaline nodules, intimal fibrosis and lamina elastica changes were significantly higher in biopsies of the donors over 40 (pi;lt;0.005). Out of 25 cases examined by immunofluoresance microscopy, 60% of biopsies showed nonspecific, weak deposits in arterioles and/or glomeruli. Our results revealed that the incidence of ZHNB's findings were higher in older patients. Some of these findings are important for the differential diagnosis of chronic allograft nephropaty and cyclosporine nephrotoxicity, therefore we emphasized the importance of histopathological changes in ZHNB's from aged donors

    Krista iliaka serbest apofiz greftinin asetabulum üzerine transplantasyonu ( Tavşanlarda deneysel çalışma )

    No full text
    The free, non-vascularized iliac crest apophyseal graft has been transplanted onto the acetabulum in two different ways. In the first group, which consists of 15 rabbits, the graft has been inserted in the osteotomy line of the innominate bone. In the second group, which also consists of 15 rabbits it has been inserted in a groove expanding to the cancellous bone, which has been prepared on the acetabulum. The progression of the implantation has been evaluated radiologically in the 6th and 10th weeks and histologically at the end of the 10th week. As a conclusion, it has been stated that in the second group, the graft can form a roof with its own growth potential. Also, in the second group, it has been diagnosed that the over-proliferated apophyseal cartilage carries osteochondromatous charac-teristics.Krista iliakaclan alınan serbest, non-vaskülarize apofiz grefti asetabulumun üzerine iki değişik şekilde transplante edilmiştir. Onbeş tavşanı içeren birinci grupta greft innominat kemik osteotomisinin arasına konulmuş, gene 15 tavşanı içeren ikinci grupta greft atesabulum üzerinde hazırlanan ve spongiöz kemiğe kadar uzanan bir oluğun üzerine yerleştirilmiştir. Greftin gelişimi 6 ve 10. haftalarda radyografi k ve 10. hafta sonunda histolojik olarak değerlendirilmiştir. Sonuç olarak, ikinci grupta kıkırdak greftin radyografik ve histolojik olarak asetabulum üzerinde büyüme yeteneğine sahip bir çatı oluşturabileceği belirlen-miştir. Gene ikinci grupta iki kalçada aşırı prolifere olan apofiz kıkırdağının osteokondromatöz özellik taşıdığı görülmüştür

    Renal greft biyopsilerde tübüler vakuolizasyon ve önemi

    No full text
    Renal allograft needle biopsy (RANB) is one of the most reliable diagnostic methods. Even though some of the histopathological findings are specific and diagnostic, tubular epithelial cell vacuolization (TECV) is nonspecific. TECV reminds us first the cyclosporine A nephrotoxicity. But a lot of therapeutic agents and tubular ischemia may cause the same histopathologic picture. In this research, we have evaluated ten patients having TECV. We have observed TECV in RANB performed after renal allograft dysfunction following intravenous immunoglobulin (IVIG) administration in two patients, amphotericin B one patient, cyclosporine A three patients and FK506 in one. TECV was also observed in zero hour biopsies from three cadaveric donors. In one of these patients TECV was related with ischemia. In other two, we couldn't make any comment about etiology because of inadequate data of cadaveric donor. Except for the two patients, who have died, the graft dysfunction has resolved after management of etiological factors. TECV is a nonspecific finding which is frequently observed in RANB. The first etiological factor to consider is cyclosporine A. But we should also consider the other therapeutic agents, which may cause the same histopathologic picture.Transplante böbrek iğne biopsisi en güvenilir tanı araçlarından biridir. Bazı histopatolojik bulgular spesifik ve tanı koydu-rucu olmakla birlikte, tübül epitel hücre vakuolizasyonu (TEHV) nonspesifiktir. TEHV bulgusu akla ilk siklosporin A nefrotoksisitesini getirir. Ancak birçok terapötik ajan ve tübüler iskemi bu histopatolojik görünüme yol açabilir. Bu çalışmada TEHV belirlenen 10 olgu sunulmuştur. TEHV olguların ikisinde intravenöz immunglobülin (İVİG), birinde amphoterisin B, üçünde siklosporin A, birinde FK 506 kullanımını takiben gelişen greft disfonksiyonu sonrasında yapılan biopsilerde saptanmıştır. Kadavra vericili üç olgunun sıfır saat biopsilerinde TEHV saptanmıştır. TEHV bunların birinde iskemi ile ilişkili olarak yorumlanmış, ikisinde ise verici bilgileri yetersiz olduğundan etiyoloji için yorum yapılamamıştır. Ölen iki olgu dışında etiyolojik faktörler düzeltildikten sonra greft disfonksiyonları düzelmiştir. TEHV transplant böbrek biopsilerinde sık saptanan, nonspesifik bir bulgudur. Etiolojide ilk akla gelen faktör siklosporin A'dır. Ancak bu görünüme yol açabilecek diğer terapötik ilaçların da gözönünde tutulması gerekir
    corecore