22 research outputs found
Backspatter in Close range Shots with 12 Gauge Shotgun
In criminal cases, the biological residues on bulletsshould be examined. In manycases, they may constitute aprecious evidence. The aim ofthis study is to show how it ispossible to gather evidencefrom biological residues. Inorder to achieve this purpose,we planned to fire test shotsat animal tissues and examine the bullets for residuesbelonging to the target.50 test shots were fired witha 7.65 mm semi-automaticpistol. In some of these testshots, calf spleens wereused as targets. The bulletsobtained were coded. Subsequently, the bullets wereexamined without knowledgeof whether they had hit themark or not. The aim wasto correctly guess those thathad hit the mark. To thisend, a commercial kit namedBluestar, which is a Luminolderivative, was used.After the application of Luminol, all the bullets showedblue luminescence in a darkenvironment. False positivities could have resulted fromgunpowder remnants or themetal of the bullet. In orderto eliminate the false positivities, the study should berepeated with equipment capable of measuring the emission intensity and spectrumof Luminol or with tests otherthan the Luminol test. </p
15 yaş altı adölesan dönemdeki gebeliklerin beden sağlığına etkileri ve TCK 103. maddesi kapsamında tartışılması
Dünyadaki doğumların yaklaşık onda biri adölesan annelerden olmaktadır. Kız çocuklarında 10-18 yaş arası olarak kabul edilen adolesan dönem içinde olan 15 yaş altındaki çocuklarda cinsel ilişkinin ve ortaya çıkan gebeliğin yasal boyutları yetişkinlerden farklıdır. Türk Ceza Yasasının 103. maddesinde; 15 yaş altındaki çocuklarla zorla veya değil her türlü cinsel ilişki suç olarak tanımlanarak bu suçun nitelikli halleri belirtilmiştir. Nitelikli hallerden birisi “Suçun sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması halidir.” Bu durumun görülmesiyle sanığa verilecek ceza artırılmaktadır. Adli tıp uygulamasında sıklıkla adli makamların bu yöndeki istemleri doğrultusunda adolesan yaş grubundaki olgularla karşılaşılmaktadır. Ülkemizin sosyal yapısı uyarınca; resmi nikah olmaksızın birlikte yaşayan-yaşamaya zorlanan çocuklarda cinsel ilişki ve gebeliğin değerlendirilmesi ayrıca önemlidir. Bu yazıda 15 yaş altındaki çocukların gebeliklerinde görülen tıbbi sorunlar ve gebeliğin beden sağlığına etkisi irdelenmiştir. Adolesan gebeliğinde, başta gelişme geriliği, hipertansiyon, anemi, beslenme bozukluğu, doğum komplikasyonları hatta perinatal ölüm olmak üzere birçok riskin yetişkine göre çok fazla arttığı ve çocuğun sağlığını açıkça tehdit ettiği bilimsel araştırmalarla belirtilmektedir. Literatürde özellikle 15 yaş altındaki gebeliklerin komplikasyonları diğer yaş gruplarına göre çok daha ağırdır. Bu tıbbi verilerin ışığında; 15 yaş altında görülen gebeliklerde ceza yasasının 103/6. maddesi uyarınca “beden sağlığının bozulduğu” görüşündeyiz. Bu olgularda yasal makamlarca değerlendirme istendiğinde; beden sağlığının bozulduğu yönünde görüş verilmesiyle bu eyleme verilen ceza artacak, böylece toplumumuzda çocuklara büyük zararlar veren bu olaylar uzun dönemde önlenebilecektir.</p
Sağlık Çalışanlarının Hukuki Sorumlulukları
Sağlık çalışanlarının mesleki, idari, cezai sorumluluklarıyanında hukuki sorumlulukları vardır. Ülkemizde gittikçe artan tazminatdavalarına konu olan hukuki sorumluluğun oluşması için ise belirli şartlargerekir. Bunlar; yükümlülük ihlali, kusur, zarar, yükümlülük ihlali ile zarararasında nedensellik bağı bulunması gerekliliğidir. Sağlık çalışanının kamukuruluşu ya da dışında çalışıyor olması tazminat davalarının şeklinde oldukçabelirleyicidir.n şeklinde oldu</div
2014-2021 yılları arasında Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi adli tıp anabilim dalı tarafından adli raporu düzenlenen malpraktis olgularının değerlendirilmesi
Giriş ve Amaç: Sağlık personelinin kusurlu eylemleri sonucu ortaya çıkan hastalık, sakatlık veya ölüm olayları iddiaları; hasta ve hasta yakınlarının bu konudaki bilgi düzeyinin artması, çeşitli sağlık politikaları, yasal düzenlemeler, özellikle medyanın olumsuz tutumları ile artan tıbbi bilgi ve teknoloji sonucu geçmişte yapılamayan bir takım riskli işlemlerin yapılabilmesi neticesinde gün geçtikçe artmaktadır. Sağlık personelinin bu konuda üzerindeki baskının azaltılması ve sağlık hizmetlerinin kaliteli bir biçimde yürütülmesi açısından konunun çok yönlü ve ayrıntılı olarak tartışılması ciddi önem arz etmektedir. Bu çalışmada tıbbi uygulama hatası kapsamında farklı bakış açısı ve yaklaşımları tartışarak; mevcut veriler ve konuyla ilgili literatür bilgileri eşliğinde bilimsel tartışmalara katkıda bulunmak ve malpraktis olgularına yönelik yapılan değerlendirmelerde izlenecek yöntemlerin tartışılması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmamızda 01.01.2014 – 31.12.2021 tarihleri arasında Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalımıza tıbbi uygulama hatası iddiası nedeniyle resmi makamlarca ve bireysel başvuru yoluyla medikolegal değerlendirme yapılması amacıyla yönlendirilen olgular retrospektif olarak incelendi. Demografik veriler, iddiaya konu sağlık birimi, klinik birim, tıbbi uygulama hatası iddiasının konuları, nedenleri, ölümle sonuçlanıp sonuçlanmadığı, tarafımıza yapılan başvuru şekli, bilirkişi görüşümüz ile diğer kurumların görüşlerinin karşılaştırılması ve tıbbi uygulama hatası kararına ilişkin bilgiler elde edildi. Veriler arasındaki ilişki SPSS 26.0 programı kullanılarak değerlendirildi. Bulgular: 92 olgu değerlendirildi. Olguların %56,5'i (52) kadın, yaş ortalamasının 39,36 ± 19,32 olduğu görüldü. Olguların ilk başvuru yaptıkları ve iddialara en sık konu olan sağlık biriminin %64,1 oranıyla özel sağlık kuruluşları olduğu görüldü. İddialara konu en sık klinik branşın %58,7 ile cerrahi branş olduğu ve iddialara konu en sık klinik birimin ise %17,4 ile kadın hastalıkları ve doğum olduğu görüldü. Tıbbi uygulama hatası iddiasının ölümle sonuçlanıp sonuçlanmaması ile tarafımıza yapılan başvuru şekli (p<0,001) arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki saptandı. Yine tıbbi uygulama hatası iddiasının ölümle sonuçlanıp sonuçlanmaması ile iddialara konu klinik branş (p=0,016) arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki saptandı. Tıbbi uygulama hatası iddiasının konularına bakıldığında ilk sırada 56 olgu ile tedavi hatalarının yer aldığı görüldü. Tıbbi uygulama hatasının nedenleri içerisinde ise en büyük grubu 7'şer olgu ile tedavi hataları ve özen ve dikkat eksikliğinin oluşturduğu görüldü. Tartışma ve Sonuç: Çalışmamızda ülkemizdeki diğer çalışmalarla benzer şekilde cerrahi branşların tıbbi uygulama hatası iddialara konu en sık klinik branş olduğu görüldü. Hekimler malpraktis yönünden riskli olarak gördükleri branşları gün geçtikçe daha az oranlarda tercih etmektedir. Bu durumun önlenebilmesi için tıbbi uygulama hataları ile ilgili medyadaki dezenformasyonların önüne geçilmesi, çalışma koşullarının optimize edilmesi ve tıbbi uygulama hatası iddialarına yönelik davaların doğru ve ivedi bir şekilde sonlandırılması ile sağlık çalışanlarının üzerindeki malpraktis baskısının azaltılması gerekmektedir. Bu açıdan uzman mütalaası/bilimsel mütalaanın var olan eksiklikleri ve tarafların haklı/haksız yönlerini ortaya koymak yönünden önemli olduğunu düşünmekle beraber, farklı kanallar aracılığıyla kritik edilmesi ve bu bağlamda objektifliğinin ve güvenilirliğinin arttırılması gerektiği görüşündeyiz. </p
Dijital Fotoğrafların Güvenilirliği Hakkında Bir Anket Çalışması
Dijital fotoğrafların kanıt olarak güvenilirliği konusunda yaygın endişeler mevcuttur. Buna karşılık kullanımı giderek yaygınlaşmaktadır. Bu anket çalışmasının amacı bu paradoksun derinliğini ortaya koymaktır. Fen bilimleri, güvenlik ve hukuk alanından toplam 150 kişiye en fazla 3 seçenekli 9 soruluk anket uygulanmıştır. Sonuçlar dijital fotoğrafların güvenilirliği konusunda kuşkunun ilgili meslek mensupları arasında da yaygın olduğunu göstermektedir. Buna karşılık aynı kişiler, kanıt olarak dijital fotoğraf kullandıklarını belirtmişlerdir. </p
Yoğun Bakımda Mediko-Legal Sorunlar
Ülkemizde yoğun bakım ünitelerinde sıkça karşılaşılan medikolegal sorunlar; bildirim yükümlülüğü, kayıtların sağlıklı tutulması, yasal temsilcinin tıbben gerekli girişime onay vermemesi, yoğun bakım yatışı esnasında hukuki tasarruf ve vasi atanması, DNR (Do-not-resuscitate) emirleri ve nafile tedavi ilgili olanlardır. Bu derlemede sırasıyla bu konulara değinirken mevcut yatakların daha verimli ve adil kullanımına katkıda bulunacağı için DNR konusuna ayrı bir ağırlık verilmiştir.</p
Medikolegal Değerlendirme Yapılan Olgularda Radyolojik Raporlandırma Süreçlerinin Tamamlanmasının Önemi; Olgu Sunumu
Giriş ve Amaç: Medikolegal değerlendirme süreçlerinde gönderilen tıbbi belgelerde epikrizlerdeki klinisyen görüşlerinin veya radyolojihekimlerinden alınan sözel yorumların, resmi radyoloji raporlarıyla ciddi farklılıklar gösterdiği bilinmektedir.Bu çalışmada; medikolegal değerlendirme için yönlendirilen olgularda istenen hususlar dışında değerlendirme yapmanın gerekliliği vedeğerlendirmede resmi radyoloji raporlarının öneminin tartışılması amaçlanmıştır.Olgu:1 yıl önce ateşli silah yaralanması nedeniyle eğitim araştırma hastanesine başvuran 38 yaşında erkek hastanın yüzünde ve sol gözündeyaralanmalar olduğu, yüz kemiklerindeki kırıkların tedavisi amacıyla DEÜH’ne başvurduğu, olay sonrası adli tıp şube müdürlüğüncedüzenlenen medikolegal değerlendirme raporunda; sol maksiller sinüs ön duvarında fraktür, sol orbita dış duvar fraktürü olduğu, şahıstatespit edilen kemik kırıkları ve göz hasarına neden olan yaralanmasının, şahsın yaşamını tehlikeye sokan bir durum olmadığı, basit bir tıbbimüdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif olmadığı, vücuttaki kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarını ağır (4) derecede etkileyecek nitelikteolduğu belirtilmektedir.Hasta olaydan 1 yıl sonra yüzdeki yaralanmanın değerlendirilmesi açısından anabilim dalımıza gönderilmiştir. DEÜH otomasyon sistemindekayıtlı maksillofasiyal BT raporunda; solda sfenoid kemik ala majorda, temporal kemik squamöz parçada, sol orbita lateral duvarda, solmaksiler kemikte fraktürler olduğunun anlaşılması üzerine yüzde sabit iz değerlendirmesinin yanında hastaya ait mevcut rapor tekrardeğerlendirilerek; meydana gelen yaralanmaların; basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif olmadığı, yaşamsal tehlikeye nedenolduğu, vücuttaki kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarını ağır (6) derecede etkilediği, tıbbi kanaatine varıldığı belirtilmiştirTartışma ve Sonuç: Adli raporlama yapılırken radyolojik incelemelerin raporlandırma süreçlerinin tamamlanmasının beklenmesi ve gönderilentıbbi belgeler içerisinde bulunmuyorsa, mutlaka istenmesi gerektiği, hekimin cevaplaması istenen sorular dışında da görüş bildirmesinin adliyargılama süreçleri açısından önemli olduğu görüşündeyiz. </p
Dokuz Eylül Üniversitesi Tip Fakültesi Adli Tip Anabilim Dali Tarafindan Adli Raporu Düzenlenen Malpraktis Olgularinin Değerlendirilmesi.
Giriş ve Amaç: Sağlık personelinin kusurlu eylemleri sonucu ortaya çıkan hastalık, sakatlık ve ölüm iddiaları, hastave hasta yakınlarının bu konudaki bilgi düzeyinin artması, çeşitli sağlık politikaları, geçmişte yapılamayan bir takımriskli işlemlerin günümüzde yapılabilmesi neticesinde gün geçtikçe artmaktadır. Bu duruma bağlı olarak sağlıkhizmetleri olumsuz etkilenmektedir.Bu çalışmada tıbbi uygulama hatası kapsamında farklı bakış açısı ve yaklaşımları tartışarak; mevcut veriler vekonuyla ilgili literatür bilgileri eşliğinde bilimsel tartışmalara katkıda bulunmak ve malpraktis olgularına yönelikyapılan değerlendirmelerde izlenecek yöntemlerin tartışılması amaçlanmıştır.Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada 01.01.2014 – 31.12.2021 tarihleri arasında Anabilim Dalımıza tıbbi uygulamahatası iddiasıyla resmi makamlarca yönlendirilen ve bireysel başvuruda bulunan olgular retrospektif olarakincelendi. Demografik veriler, iddiaya konu sağlık birimi, klinik birim, tıbbi uygulama hatası iddiasının konularınavb. ilişkin bilgiler elde edildi. Veriler arasındaki ilişki SPSS 26.0 programı kullanılarak değerlendirildi ve etik kurulonayıyla tez çalışması olarak yürütüldü.Bulgular: 92 olgu değerlendirildi. Olguların %56,5’i (52) kadın, yaş ortalamasının 39,36 ± 19,32 olduğu görüldü.İddialara konu en sık klinik branşın %58,7 ile cerrahi branş olduğu ve iddialara konu en sık klinik birimin ise %17,4ile kadın hastalıkları ve doğum olduğu görüldü. Tıbbi uygulama hatası iddiasının konularına bakıldığında ilk sırada56 olgu ile tedavi hatalarının yer aldığı görüldü.Tartışma ve Sonuç: Ortaya çıkan istenmeyen durumun nasıl tanımlanacağı, komplikasyon vb. süreçlerin nasılyönetildiği ile öngörülen ve önlenebilen durumlar yönünden olgular ele alınmıştır. Adli tıp anabilim dalımızcaraporu düzenlenen malpraktis olgularının bu yönden irdelenmesi ve olguların değerlendirilmesinde izlenecekyöntemler uluslararası kılavuzlar yönünden tartışılacaktır. </p