4 research outputs found
Geleneksel Medyadan Yeni Medyaya: Görüntü Yüzeyi
İmgeler bize asıl dünyayıdeğil, seçilmişbir dünyayıgösterir ve gösterilen şeyler gerçeğin temsilleri, yeniden sunumlarıdır.Fotoğrafın bulunuşuna kadar, belirli bir yüzey üzerinde görüntülerin temsillerinin oluşturulmasının en geleneksel yöntemi, resim yapmaktır. Fotoğrafla birlikte elin işlevi, göze yüklenir ve geleneksel resmetme tekniklerinin yerini ışıkla resmetme alır. Video ise ışıkla resmetme sürecine daha önce var olmayan ekranıdahil eder. Yanısıra ekran, ışıklıyüzeyin gündelik yaşama kattığıyeni kullanım biçimleriyle toplumsal bir dönüşümün de simgesi hâline gelir. Yeni medyanın olanaklarıiçerisinde evrim geçiren ekran yüzeyi,iletişim sürecinin çift yönlü olarak yaşanmasınısağlar. Yeni medya,2000’li yıllarda yaşamlarının değişmez bir parçasıolarak ekran kullanan bir jenerasyonunun ortaya çıkmasında, belirleyici bir iletişim ortamıhâline gelir. Yeni medyanın etkileşimli ekranı, geleneksel medya ekranından farklıolarak, görme ve işitme duyularının yanında, dokunma duyularınıda iletişim sürecine dahil eder. Yeni medya ekranınıkullanmaya başlayan “Ekran kuşağı” olarak adlandırılabilecek olan yeni nesil,yeni medyayıgeleneksel medyadan çok daha farklıve kendine özgü biçimde kullanan, yaşam pratikleri içerisinde temel iletişim ihtiyaçlarınıbu ekranlarla birlikte sürdüren farklıbir jenerasyona karşılık gelmektedir
BİR SOSYALLEŞME ARACI OLARAK YENİ MEDYA
Yeni medya 2000’li yılların en moda kavramlarından biridir. Gerek doğrudan medya üzerine yapılan çalışmalarda, gerekse dolaylı olarak medya ile ilişkilendirilmiş araştırmalarda yeni medyanın karakteristik özellikleri farklı şekillerde sınanmaya çalışılmış, yeni medya tanımlarının sınırları sürekli yeniden yapılandırılır olmuştur. 2000’li yılların toplumsallaşma süreci, modern dünyanın geleneksel medyasının ortaya çıkardığı toplumsallaşma yapısından önemli farklılıklar içerir. Kavram olarak ağ toplumu, Castells (2008) tarafından tanımlanmış, gündelik yaşamlarında geleneksel iletişim araçları yerine yeni medyayı kullanagelen, yeni medyanın iletişim olanaklarını gündelik yaşamı içine yerleştirmiş ve belirli bir alışkanlık edinmiş bir topluma karşılık gelmektedir. Ağ toplumu, Bell’in (1996) endüstrisi sonrası toplumunun toplumsal yapılanmasını ağ üzerinden gerçekleştiren biçimi olarak tanımlanabilir. Toplumsal yapılanmasını da bilginin serbest dolaşımı üzerine şekillendirir. Tıpkı endüstri toplumunda üretilen ürünlerin serbest dolaşımında olduğu gibi, ağ toplumunda öne çıkan en önemli olgu, önemli ya da önemsiz, anlık ya da geçmiş, üretilen tüm bilgilerin paylaşılabilir, manipüle edilebilir olmasıdır. Bu araştırma, ağ toplumunun yapılanmasında, toplumsallaşmasında yeni medyanın ne gibi etkilerinin olduğunu; var olan toplumsal yapıyı şekillendirmesinde hangi özelliklerinden yararlandığını ortaya koymayı amaçlamıştır. Bu amaç doğrultusunda yeni medyanın karakteristik özellikleri özetlenerek, toplumsallaşma ile olan kavramsal ilişkileri ortaya konmaya çalışılmıştır. Farklı toplumsallaşma düzeylerinde yeni medyanın hangi karakteristik özellikleri ile işlev gördüğü, 2000’li yıların ağ toplumunun yapılanmasında hangi yönlerinin öne çıktığı, literatür taraması ışığında betimlenmiştir
Gerçeküstü Kodlar Üzerinden Reha Erdem Sinemasına Bakmak
Gerçeküstücü akım önce sanatta ve ardından sinemada, modernizmin boşa çıkan vaatlerinin etkisiyle gelişen bir akımdır. Gerçekliğin çizgisel ilerleme nosyonuna başkaldıran gerçeküstücü sanatçılar, gerçeğin sistem tarafından belirlenmiş tanımlarına değil, insanın varlık itibariyle hiçbir denetim olmaksızın sahip olduğu duyguları ve düşünceleri ortaya çıkarmakla ilgilenmiştir. Gerçeküstücü sinema, Bunuel’in etkisiyle tüm dünyada sinemayı etkisi altına almıştır ve gerçeküstücülük akımının öne çıkan temsilcileri Andre Breton, Louis Aragon, Paul Eluard ve Pierre Unik olarak bilinir. Bugün hala pek çok yönetmenin filmlerinde gerçeküstücü akımın izlerini görmek mümkündür. Bu çalışmada gerçeküstücü akımın ortak kodları üzerinden Reha Erdem sineması ele alınmıştır. Bu çalışmanın Reha Erdem’in sinemasını gerçeküstücü olarak ele alma iddiası bulunmamaktadır. Çalışma, Reha Erdem filmlerinde gerçeküstü öğelerin saptanması ve bu öğelerin özgün bir anlatı içinde nasıl yapılandığını incelemektedir. Reha Erdem’in yönettiği uzun metrajlı filmlerden yedi tanesi amaçlı örneklem olarak seçilmiş ve bu filmler üzerinden gerçeküstü sinemanın sıklıkla kullandığı ögelerin Reha Erdem sinemasında nasıl yer bulduğu sorusunun yanıtları aranmış, seçilen filmlerde gerçeküstü kodların okunması ve saptanması hedeflenmiştir
A Hybrid Ameloblastoma in Posterıor Mandible: A Case Report
Objective: Hybrid ameloblastoma refers to the tumors that contain two or more different histologic types of ameloblastoma. Till date, only 49 cases of hybrid ameloblastoma with different combinations have been reported. Here we present a case of hybrid ameloblastoma containing follicular, plexiform, and acanthomatous types.
Case Report: A 24-year-old male patient referred to our clinic with a slow-growing asymptomatic swelling on the right side of the mandible. Radiographic assessment revealed a well-defined radiolucent lesion associated with an impacted third molar. Following incisional biopsy, which was compatible with ameloblastoma, total excision of the lesion along with Carnoy fixation was performed. Final histopathologic assessment revealed a hybrid ameloblastic lesion which contained follicular, plexiform, and acanthomatous types.
Conclusion: Hybrid ameloblastoma has variable clinical, radiological, and histopathological presentation. As a rare entity, the biological behavior of the lesion still needs to be analyzed extensively with further clinical research.
Keywords: Carnoy, Enucleation, Hybrid ameloblastoma