97 research outputs found
Avrupa Birliği Ülkelerinde Karbon Dioksit Emisyonu Politikaları Başarılı Olabilir mi? Kırılmalı Birim Kök Analizi
Avrupa Birliği çevre konusunda
duyarlı bir yaklaşıma sahiptir ve çevre koruma politikaları açısından önemli
adımlar atmaktadır. Avrupa Birliği sera gazı emisyonunu ilişkin olarak 1990
yılına kıyasla 2020’de %20 ve 2030’da
%40 düşüş hedeflemektedir. 2050 hedefi olarak ise Paris Anlaşmasına bağlı
kalarak küresel ısınmayı 2°C'nin altında, tercihen 1.5°C’de tutmak için gerekli
politikaları uygulamayı hedeflemektedir. Bu çalışma sera gazlar içinde CO2‘de
odaklanarak Avrupa Birliğinin sera gazı ile ilgili politikalarda başarılı olup
olamayacağını araştırmaktadır. Bu amaçla yirmi sekiz Avrupa ülkesine ait kişi
başı yıllık CO2 emisyonu serisi kırılmasız, bir kırılmalı ve iki
kırılmalı ADF birim kök testleri ile sınanmıştır. Kırılmalı birim kök testleri
birkaç durum dışında serilerin durağan olduğunu yani politikalar yapısal
değişiklik yaratırsa CO2
emisyonunu yeni trend etrafında hareket edeceğini; yani politikaların başarılı
olacağı yönünde bulgular ortaya koymuştur
İnternet Kullanımının Yaygınlaşması ve Verimlilik: Panel Çalışma
1990'lı yılların başlarından beri, internetin penetratsyonu dünyada hızla artmıştır. İnternetin ve BİT'in firma ve endüstri düzeyinde emek verimliliği üzerindeki etkisi birçok yazar tarafından incelenmiştir. Bu çalışmanın amacı, internetin çeşitli verimlilik göstergelerine makro düzeyde etkilerini incelemektir. Çalışmada 162 ülkeye ait yıllık gözlemler kullanılmıştır. Çalışmayı BİT ve verimlilik üzerine yazılmış diğer çalışmalardan ayıran bir diğer önemli nokta da yalnızca bir gösterge kullanılması yerine en kapsamlı verimlilik göstergeleri setinin (13 verimlilik göstergesi) kullanılmasıdır. Çalışmada internet penetrasyonu ve verimlilik arasında pozitif bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Bu bulgu, on üç farklı verimlilik göstergesi için de istatistiksel olarak anlamlı ve geçerli bulunmuştur. Bulgularımız, verimlilik artışına etki eden diğer faktörlerin kontrol altında tutulması koşulları altında, internet penetrasyonunun verimliliği artırdığını göstermektedir.Since the early 1990s, penetration of internet has accelerated significantly in the world. The impact of internet and ICT on labor productivity at firm and industry level has been studied by many authors. The purpose of this study is to look at the macro-level effects of the internet on various indicators of productivity. A dataset consisting of a panel of annual observations for 162 countries is used in the study. Another important point that distinguishes our paper form other contributions on ICT and productivity is that we employed the most comprehensive set of productivity indicators (13 productivity indicators) instead of using only one indicator. We identified a positive correlation between internet penetration and productivity. This finding is statistically significant and valid for thirteen different productivity indicators. Our results suggest that internet penetration increases productivity controlling for other factors that may contribute to productivit
Türkiye Ekonomisinde Phillips Eğrisinin Geçerliliğinin Analizi
Ekonomik birimler üzerindeki doğrudan etkisinden dolayı enflasyon oranı ve işsizlik oranı ekonomideki temel değişkenlerdir. Bu sebeple ekonomi politikaları oluşturulurken bu iki değişkene son derece büyük önem verilmekte; özellikle siyasi vaatlerinin en büyük kısmını enflasyon ve işsizlik rakamları üzerine kurgulamaktadırlar. Hal böyleyken iktisatçılar da uzun zamandır enflasyonla işsizlik arasındaki ilişki üzerine yoğunlaşarak bu iki değişken arasında bir ilişkisi olup olmadığı konusunda çalışmaktadırlar. Bu çalışma kapsamında enflasyon oranı ile işsizlik oranı arasındaki ilişki Türkiye ekonomisi için 2005:01 ile 2020:08 arası aylık verilerle sınanmıştır. İlgili değişkenler arasındaki ilişkinin bir politika aracı olarak kullanılması olgusu Phillips eğrisi hipotezi bağlamında değerlendirildiğinde hipotezin Türkiye ekonomisi için geçerliliği sınanmıştır. İlgili değişkenlerin birim kök içerip içermedikleri geleneksel birim kök testleri olan ADF ve Phillips Perron testleriyle ve serilerde yapısal kırılmaları dikkate alan Fourier KPSS birim kök testiyle sınanmıştır. Birim kök testi sonuçlarına göre düzeyde durağan olmayan seriler arasındaki uzun dönemli ilişki Fourier Shin eş bütünleşme testiyle sınanmıştır. Bulgular, seriler arasında eş bütünleşmenin olmadığını, enflasyon oranı ile işsizlik oranı arasında uzun dönemli bir ilişki olmadığını göstermiştir. Bu bağlamda Phillips eğrisi hipotezinin Türkiye ekonomisi için geçerli olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Seriler arasında bir ilişki tespit edilememesi Yeni Klasik ve Yeni Keynesyen ekolün eğriyle ilgili çıkarımlarıyla uyumludur. Değişkenler arasındaki uzun dönemli katsayılar ise Dinamik En Küçük Kareler (DOLS) yöntemiyle sınanmıştır. İşsizlik oranlarında %1’lik artış enflasyon oranlarını yaklaşık olarak %1 artırmaktadır. İşsizlik oranının bağımlı değişken olduğu modelde, enflasyon oranındaki %1’lik artış işsizlik oranını %0.23 oranında artmasına neden olmaktadır. Bu bağlamda incelenen dönemde Türkiye ekonomisinde yüksek enflasyon ve çıktı açığına bağlı olarak yüksek işsizlik oranlarının görülmesi stagflasyon olgusunun olduğunu göstermektedir
Perception of the profession of provincial administration executives in the 21. century21. yüzyılda mülki idare amirlerinin mülki idare algısı
The territorial administration of Turkey is based on provincial administrative system. Within this system, governors in the provinces and sub-governors in the districts are essentially, the representative of the central government in those respective administrative units. They are responsible for public services of mainly carried out by central government in the country such as community safety, education, agriculture, public health, tourism. Their profession has a long historical background in Turkey. In this aspect, their functions and roles have strategic importance in the administrative system. That is why, they have specific in service training period at the beginning of the profession. On the other hand, the changes to the public administration understanding in the world wide have impact on the Turkish Public Administration in functional and organizational aspects of. The study focuses on the perception of the governors and sub-governors, especially over their profession and its changes in the last decades. Regarding the preferences of the executives, they consider the most significant part of their profession was the provision of the public security services. ÖzetTürkiye’de ülke topraklarının yönetimi, mülki idare sistemine dayanmaktadır. Devletin taşradaki temsilcileri konumunda bulunan mülki idare amirleri esas itibarıyla ilde vali, ilçede kaymakam olarak görev yapmaktadır. Mülki idare amirleri, temel olarak merkezi idarenin yürüttüğü toplumsal güvenlik, eğitim, tarım, kamu sağlığı, turizm gibi kamu hizmetlerinin yürütülmesinden sorumludurlar. Bu mesleğin, Türkiye’de köklü bir tarihsel geçmişi bulunmaktadır. Bu bakış açısından, bu meslek mensuplarının işlevleri ve rollerinin idare sistemi içinde stratejik bir önemi vardır. Bu sebeple, mesleğin başında özel bir hizmet içi eğitim sürecinden geçirilirler. Öte yandan, dünya genelinde kamu yönetimi anlayışında meydana gelen değişimler, mülki idare sistemini de örgütlenme ve işlevsel açılarından etkilemektedir. Bu çalışma, son dönemde mülki idare amirlerinin meslek ile ilgili, özellikle mesleğin işlevleri ile ilgili algılarını ve bu algılardaki değişim üzerine odaklanmaktadır. Mülki idare amirlerinin tercihleri, onların mesleklerinin en önemli tarafı olarak toplumsal güvenliğin sağlanmasını gördükleri anlaşılmaktadır
Bilgi İşlem Teknolojileri Kullanımının Yaygınlaşmasının Bankaların Aracılık Etkinlikleri Üzerindeki Etkisi: Panel Çalışma
Bu çalışmada BİT kullanımının yaygınlaşmasının bankaların mevduat faizi ve kredi faizi arasındaki fark ve faiz marjı ile ölçülen bankaların aracılık etkinlikleri üzerindeki etkisi analiz edilmiştir. BİT kullanımının bankaların aracılık etkinlikleri nasıl etkilediği panel data kullanılmak ve faiz farkları ve faiz marjlarını etkileyen diğer makro faktörler kontrol altında tutulmak suretiyle araştırılmıştır. Tek değişkenli ve çok değişkenli zaman etkisi modelleri kullanılarak üç BİT penetrasyon göstergesi ve gerek faiz farkı gerekse de faiz marjı arasında yüksek derecede istatistiksel olarak anlamlı ve negatif korelasyon tespit edilmiştir. Araştırma bulgularımız BİT penetrasyonunun bankaların aracılık etkinliğini faiz farklarını ve faiz marjlarını azaltmak yoluyla artırdığını göstermektedirIn this study, we analyze the impact of ICT penetration on banking intermediation efficiency, as measured by interest spreads and interest margins. We use unbalanced panel data to explore how ICT usage affects the efficiency of financial intermediation after controlling for other macroeconomic determinants of spreads and margins. Highly statistically significant negative correlations between three ICT penetration indicators and both interest spreads and interest margins are identified by using both univariate and multivariate time effect models. Our results suggest that ICT penetration enhance banking intermediation efficiency by reducing interest spreads and margin
İZOLE OLİGODONTİ: OLGU SUNUMU VE İKİ YILLIK TAKİP
Oligodonti, üçüncü molarlar hariç altı yada daha fazla dişin konjenital eksikliği olarak ifade edilmektedir. Oligodonti bazı sendromlarla birlikte görülebileceği gibi izole olarak da ortaya çıkabilmektedir. Bu hastaların rehabilitasyonunda ortodontik, cerrahi ve protetik açıdan interdisipliner tedavi yaklaşımlarına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu olgu raporunda izole oligodonti izlenen hastanın klinik bulguları ile uygulanan tedavi yaklaşımlarının sunulması amaçlanmıştır
Predictive value of admission red cell distribution width-platelet ratio for no-reflow phenomenon in acute ST segment elevation myocardial infarction undergoing primary percutaneous coronary intervention
Background: The red cell distribution width–platelet ratio (RPR), a novel inflammatory marker is currently used to predict inflammation in chronic diseases. It may be associated with adverse outcomes among artery disease but its prognostic value in ST-segment elevation myocardial infarction (STEMI) treated with primary percutaneous coronary intervention (PCI) has not been fully investigated. There is no data regarding the association between RPR and in-hospital major adverse cardiovascular events (MACEs). This study evaluated the relations between pre-procedural RPR and the in-hospital and long-term outcomes in STEMI patients undergoing primary PCI.
Methods: This study included 580 STEMI patients (77% men, mean age: 59 ± 12 years). The patients were divided into two groups according to thrombolysis in myocardial infarction (TIMI) flow grades after primary PCI. No-reflow was defined as a post-PCI TIMI flow grade of 0, 1 or 2 (group 1). Angiographic success was defined as TIMI flow grade 3 (group 2).
Results: Whole blood cell count, neutrophil and lymphocyte percentages, red cell distribution width, platecrit, neutrophil–lymphocyte ratio (NLR) and RPR values were higher among patients with no-reflow. On multivariate analysis, pain to balloon time, multivessel disease, TIMI thrombus grade, tirofiban, aspirin, previous coronary artery disease, NLR, platecrit and RPR remained independent predictors of no-reflow after primary PCI. Patients in no-reflow group tended to be higher percent in-hospital MACE, including nonfatal myocardial infarction and cardiovascular mortality compared to the reflow patients.
Conclusions: Admission NLR, platecrit and RPR are independent correlates of no-reflow and in-hospital MACEs among patients with STEMI undergoing primary PCI.
Intragastric Migration of Gastric Band Diagnosed During Surgery: A Case Report and Literature
Intragastric band migration (IGBM) is one of the major complications of gastric banding. In this report, we aimed to present a case of IGBM, which was diagnosed intraoperatively, and to review the relevant literature. A 59-year-old male patient was admitted to our outpatient clinic due to epigastric pain persisting for the past three months. The patient had a history of gastric banding surgery owing to obesity with open surgery nine years ago. Postoperative follow-up was not done properly and the patient had started to gain weight in the third postoperative year. Incisional hernia was found in physical examination and operation for gastric band removal and hernia repair was planned. During surgery, the band could not be found around the stomach, therefore, gastroscopy was performed and it was found that the majority of the band was placed in the stomach. The patient was intraoperatively diagnosed with IGBM and the band was removed through gastrotomy, and hernia repair was performed. The patient was discharged at postoperative 6th day without any complication. Although IGBM is rarely seen, it should be considered as a long-term complication in cases with dysfunctional gastric band and in patients who started to gain weight after operation. Treatment is the removal of the band review
Analysis of the Role of Physicians in the Cessation of Cigarette Smoking Based on Medical Specialization
OBJECTIVE: Physicians do not adequately use their unique professional privilege to prevent patients from smoking. The aim of this study was to investigate the type and extent of advice given to patients by physicians of different medical specialties regarding smoking cessation. METHODS: In total, 317 volunteer physicians were included in this study. The participants rated their attitudes toward the smoking habits of their patients by completing a questionnaire. The approaches used to address the smoking habits of patients significantly differed among physicians working at polyclinics, clinics and emergency service departments (
Real-world efficacy and safety of Ledipasvir plus Sofosbuvir and Ombitasvir/Paritaprevir/Ritonavir +/- Dasabuvir combination therapies for chronic hepatitis C: A Turkish experience
Background/Aims: This study aimed to evaluate the real-life efficacy and tolerability of direct-acting antiviral treatments for patients with chronic hepatitis C (CHC) with/without cirrhosis in the Turkish population.Material and Methods: A total of 4,352 patients with CHC from 36 different institutions in Turkey were enrolled. They received ledipasvir (LDV) and sofosbuvir (SOF)+/- ribavirin (RBV) ombitasvir/paritaprevir/ritonavir +/- dasabuvir (PrOD)+/- RBV for 12 or 24 weeks. Sustained virologic response (SVR) rates, factors affecting SVR, safety profile, and hepatocellular cancer (HCC) occurrence were analyzed.Results: SVR12 was achieved in 92.8% of the patients (4,040/4,352) according to intention-to-treat and in 98.3% of the patients (4,040/4,108) according to per-protocol analysis. The SVR12 rates were similar between the treatment regimens (97.2%-100%) and genotypes (95.6%-100%). Patients achieving SVR showed a significant decrease in the mean serum alanine transaminase (ALT) levels (50.90 +/- 54.60 U/L to 17.00 +/- 14.50 U/L) and model for end-stage liver disease (MELD) scores (7.51 +/- 4.54 to 7.32 +/- 3.40) (p<0.05). Of the patients, 2 were diagnosed with HCC during the treatment and 14 were diagnosed with HCC 37.0 +/- 16.0 weeks post-treatment. Higher initial MELD score (odds ratio [OR]: 1.92, 95% confidence interval [CI]: 1.22-2.38; p=0.023]), higher hepatitis C virus (HCV) RNA levels (OR: 1.44, 95% CI: 1.31-2.28; p=0.038), and higher serum ALT levels (OR: 1.38, 95% CI: 1.21-1.83; p=0.042) were associated with poor SVR12. The most common adverse events were fatigue (12.6%), pruritis (7.3%), increased serum ALT (4.7%) and bilirubin (3.8%) levels, and anemia (3.1%).Conclusion: LDV/SOF or PrOD +/- RBV were effective and tolerable treatments for patients with CHC and with or without advanced liver disease before and after liver transplantation. Although HCV eradication improves the liver function, there is a risk of developing HCC.Turkish Association for the Study of The Liver (TASL
- …