Örgütsel adalet kavramı ve tercüme bir ölçeğin Türkçe'de güvenirlik ve geçerlik analizi

Örgütsel adalet kavramı son yıllarda artarak araştırılmasına rağmen mevcut ölçeklerin yeterince geçerli olmadığı endişeleri dile getirilmiştir (Greenberg, 1990). Bu eksikliği gidermek amacıyla Donovan, Drasgow ve Munson (1998), çalışanların iş ortamlarındaki ilişkileri, genel olarak, ne denli adil algıladıklarını değerlendiren bir ölçek geliştirmişlerdir. Bu çalışma ölçeğin Türkçe’deki güvenirlik ve geçerliğini değerlendirmiştir. İki ayrı örneklem ile yapılan analizler sonucunda ölçeğin faktör yapısı doğrulanmış, içsel tutarlılığının yüksek olduğu bulunmuş ve diğer örgütsel değişkenlerle ilişkisinin teorik beklentilere uygun olduğu ortaya çıkarılmıştır. Dili de son derece anlaşılır olan bu ölçeğin Türkiye’de yapılacak alan çalışmalarına katkısı olabileceği sonucuna varılmıştır

When does group norm or group identity predict cooperation in a public goods dilemma? The moderating effects of idiocentrism and allocentrism

In this study we examined how perceived group norm and group identity influence individual cooperative behavior in a public goods dilemma across cultural settings. Six hundred and eight students in the United States and People's Republic of China participated in a laboratory experiment in which group norm and group identity were manipulated and the individual cultural orientations of idiocentrism and allocentrism were measured. We found that idiocentrism and allocentrism moderated the relationship between perceived group norm and cooperation but not between group identity and cooperation. In particular, members who endorsed allocentrism to a greater extent cooperated more when they perceived a more cooperative group norm than did members who endorsed lower levels of allocentrism. On the other hand, people scored high on idiocentrism cooperated less when perceiving a more cooperative norm than did people scored low on idiocentrism. The results suggest that allocentrics are not cooperative in every context but are rather highly sensitive to social cues whereas idiocentrics, while tending to behave in a way that maximizes personal outcomes at the expense of the group, are also somewhat aloof to the situation

Bireycilik ve toplulukçuluk değerlerinin ölçülmesi: benlik kurgusu ve INDCOL ölçeklerinin Türkçe geçerlemesi

Bu çalışma ile bireycilik ve toplulukçuluk değerlerini bireysel düzeyde ölçmek üzere sıklıkla kullanılan, Benlik Kurgusu (Self Construal Scale; SCS) (Singelis, 1994) ile INDCOL ölçeklerinin (Singelis ve diğerleri, 1995) Türkçedeki psikometrik özellikleri değerlendirilmiştir. Üç farklı çalışan örnekleminden elde edilen veriler üzerinde yapılan analizler neticesinde SCS’nin geçerliği desteklenmemiş ve ölçeğin yapısının kuramsal olarak da gözden geçirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. INDCOL ölçeğinin ise gerek faktör analizleri gerek korelasyon analizleri ile geçerlemesi sonucunda daha güvenilir bir ölçek olduğu sonucuna varılmıştır. Ancak Türkiye ortamında daha anlamlı olabilecek maddelerle geliştirilmesi önerilmektedir

Kültürlerarası çalışmalarda yöntem: örgütsel bağlılık yazınından dersler

Bu makalede 1991-2001 yılları arasında yayınlanmış görgül kültürlerarası örgütsel bağlılık çalışmalarındaki yöntemsel uygulamalar niteliksel olarak derinlemesine değerlendirilmektedir. Özellikle, kültürel açıklamaların geçerliliğini tehdit eden örnekleme, araçlama ve veri toplamaya ilişkin hususlar incelenmektedir. İnceleme, Sosyal Bilimler Atıf Endeksi’nde (Social Sciences Citation Index, SSCI) sosyal psikoloji, uygulamalı psikoloji, yönetim ve çalışma ilişkileri başlıkları altında listelenen İngilizce dergilerde tespit edilen altı makale ile yapılmıştır. Bulgular, değerlendirmeye tabi tutulan araştırmaların kültürel kuramları önsel olarak temel almakla beraber Kuzey Amerika kökenli kuramların evrenselliğini sınayan çalışmalar olduğunu göstermektedir. Ayrıca, zamanla bir miktar iyileşme görülmekle birlikte, çalışmaların örnekleme, araçlama ve veri toplama uygulamaları açısından eksikliklerinin olduğu görülmüştür

İş güvencesi endeksi ve iş güvencesi memnuniyeti ölçeği: güvenirlik ve geçerlik analizi

İş güvencesi konusu şirketlerin yeniden yapılanma çabalarının yoğunlaştığı, çalışma süreçlerinde ve iş gücü piyasasında önemli değişikliklerin gerçekleştiği son yirmi yıl boyunca artan bir ilgi görmüştür. Bu dönemde araştırmacılar iş güvencesi kavramının geliştirilmesi ve bu kavramın ölçülmesi için gerekli araçların yaratılması üzerinde yoğunlaşmıştır. Bu çalışmada Probst’un (1998) geliştirdiği iki ölçeğin (İş Güvencesi Endeksi ve İş Güvencesi Memnuniyeti ölçeği) güvenirlik ve geçerlik analizi sunulmaktadır. Çalışmanın bulguları bu ölçeklerin Türkçe’de güvenirlik ve geçerliklerini desteklemektedir. Özellikle yakın dönemdeki mali kriz nedeniyle işten çıkarmaların yoğunlaştığı Türkiye’de iş güvencesi çalışmaları önem kazanmıştır. Geçerlik ve güvenirliğe sahip olduğu gösterilen, kısa ve anlaşılır olan İş Güvencesi Endeksi ve İş Güvencesi Memnuniyeti ölçeği bu çalışmalara katkıda bulunabilecektir

Çalışan kadınlara yönelik cinsiyet temelli düşmanca davranışların sebepleri ve sonuçları üzerine bir araştırma

Çeşitli araştırmalar işyerinde cinsiyet temelli düşmanca davranışların kadınlar için önemli bir sorun olduğuna işaret etmektedir (örn., Fitzgerald, Hulin, ve Drasgow, 1995a). Cinsiyet temelli düşmanca davranışlar cinsel ve cinsel olmayan düşmanca davranışlar olmak üzere iki ana boyutta incelenmektedir (Magley, Hulin, Fitzgerald ve DeNardo 1999). Bu çalışmada cinsiyet temelli düşmanca davranışların iki boyutunun Türkiye’deki iş ortamlarındaki sıklığı, sebep ve sonuçları araştırılmıştır. 336 çalışan kadın tarafından toplanan anket verileri cinsel nitelikli olan ve olmayan düşmanca davranışların en önemli öncülünün örgüt iklimi olduğunu göstermiştir. Bunun yanısıra cinsiyet temelli düşmanca davranışların işten ayrılma niyetini yordamasa da kadınların ruh sağlığını olumsuz etkilediği gibi iş yerinde tatminsizliğe ve kaytarmaya neden olduğu ortaya çıkmıştır

Örgüt kültürü ve girişimcilik yönelimi ilişkisi

Çalışmanın amacı, kaynak temelli görüşün öne çıkardığı değerli, nadir, kopyalanması ve ikamesi zor bir kaynak olmaya en uygun aday olan örgüt kültürünün girişimcilik yönelimi üzerindeki etkisini incelemektir. Bu yapılırken örgüt kültürü, insan kaynakları uygulamalarına olan yansımaları aracılığı ile ölçülmüş, girişimcilik yönelimi ise beş alt boyutu ile çalışılmıştır. Türkiye gibi girişimciliğe çok ihtiyaç duymasına rağmen ekonomik ve kültürel anlamda teşvik edici unsurların yaygın olmadığı, gelişmekte olan bir ekonomide gerçekleştirilmiş olan çalışmanın sonuçları, güç aralığı kültürel alt boyutunun girişimcilik yönelimi üzerindeki anlamlı etkisini vurgulamaktadır. Düşük güç aralığı değerlerinin benimsendiğine işaret edecek insan kaynakları uygulamalarını öne çıkaran firmalar, kurumsal girişimcilik faaliyetlerinde daha etkin olabilecektir

Employee Commitment Before and After an Economic Crisis: A Stringent Test of Profile Similarity

Researchers have recently begun to take a person-centered (profile) approach to investigate how the affective, normative, and continuance commitment mindsets combine within the three-component model of organizational commitment (Meyer & Allen, 1991). The meaningfulness of the profiles identified in this research depends, in part, on evidence that similar profiles emerge across samples, particularly those drawn for a common population. We conducted a particularly stringent test of similarity by comparing profiles for samples of employees drawn from a large Turkish conglomerate prior to (N = 346) and following (N = 797) a major economic crisis. Using procedures recently introduced by Morin et al. (2016), we found similarity in the number (seven) and structure of the profiles before and after the crisis; only the distribution of individuals across profiles (i.e., the relative size of the profiles) differed. We also found similarity in the patterns of relations with theoretical antecedent, correlate, and outcome variables, suggesting that a common set of principles might be operating regardless of major differences in the work environment. In addition to providing strong evidence for the meaningfulness of commitment profiles, this study is one of the first to investigate the impact of an economic crisis on employee commitment