153 research outputs found
A Rare Renal Epithelial Tumor: Mucinous Cystadenocarcinoma Case Report and Review of the Literature
Primary renal mucinous cystadenocarcinoma is a very rare lesion of kidney which originates from the metaplasia of the renal pelvic uroepithelium. Only one case with primary mucinous cystadenocarcinoma has been reported in the English literature. We report second case of mucinous cystadenocarcinoma which was radiologically classified as type-IIF Bosniak cyst in peripheral localization. We aimed to present this extreme and unusual entity with its radiological, surgical, and pathologic aspects under the light of literature
Is a contrast study really necessary prior to ureteroscopy?
This study aimed to evaluate the effect of preoperative imaging techniques on the success and complication rates of ureteroscopy.
We performed a retrospective analysis of 736 patients (455 males and 281 females), with a mean age of 45.5±15.2 years (range,
1–88 years), who underwent rigid ureteroscopic procedures for removal of ureteral stones. Patients were divided into 4 groups
according to the type of imaging modality used: group I, intravenous urography (n=116); group II, computed tomography (n=381);
group III, computed tomography and intravenous urography (n=91), and group IV, ultrasonography and abdominal plain film (n=148).
Patients’ demographics, stone size and location, prior shock wave lithotripsy, lithotripsy technique, operation time, success rate, and
rate of intraoperative complications were compared among the groups. There were no significant differences in success and
complication rates among the groups. The stone-free rate after primary ureteroscopy was 87.1% in group I, 88.2% in group II, 96.7%
in group III, and 89.9% in group IV (P=0.093). The overall incidence of intraoperative complications was 11.8%. According to the
modified Satava classification system, 6.1% of patients had grade 1, 5.1% had grade 2, and 0.54% had grade 3 complications.
Intraoperative complications developed in 12.1% of patients in group I, 12.6% of patients in group II, 7.7% of patients in group III, and
12.2% of patients in group IV (P=0.625). Our findings clearly demonstrate that ureteroscopic treatment of ureteral stones can be
safely and effectively performed with no use of contrast study imaging, except in doubtful cases of anatomical abnormalities
Tüketim Toplumunda Hiyerofanik Mekan Olarak AVM’ler
AVM’ler, Türkiye’nin hemen her şehrinde bulunan, bireylerin yoğun olarak tercih ettiği, içerisinde kalabalıkların oluştuğu, modern yaşamın önemli sosyal ve tüketim mekânları arasında yer almaktadır. Bu mekânlar modern yaşamın pek çok unsuruna ev sahipliği yapmasıyla yaşam merkezi ve modern dünyanın birçok nimetini tüketicilere sunmasıyla da cazibe merkezi haline gelmiştir. Modern yaşamın unsurlarını kompleks bir bütün şeklinde sunan bu mekânlar, bireyleri ve toplumları yönlendirme ve etkileme gücüne sahip olup bireylerin tercihlerinde ve karar verme süreçlerinde etkili rollere sahiptir. Bireylerin sosyal dünyalarını, insanlar arası ilişkilerini, tüketim, ihtiyaç, statü, kimlik, boş zaman değerlendirme, eğlence, zaman ve mekân gibi birçok kavrama yükledikleri anlamları değiştiren AVM’ler, farklı tür kültürel biçimler, cemaatsel formlar, simgesel kodlar ve anlam evrenleri üretmektedirler. Bu mekânların içerisinde oluşan kalabalıklardan, sahip olduğu niteliklerden ve sosyal derinliklerinden ötürü bilimsel araştırma ihtiyacı ve sosyal yaşama ilişkin bilimsel nitelikli bir analiz yapabilme imkânı ortaya çıkmaktadır. Bu mekânların günümüz sosyal yaşamındaki konumundan ve rollerinden yola çıkan bu araştırmanın problemi tüketicilerin bu mekânlara ne tür sosyal, sembolik, imgesel ve metaforik anlamlar yüklediğidir. Bu çalışmanın amacı, AVM’lere giden bireylerin bu merkeze yükledikleri farklı anlamları keşfetmek ve bireylerin bu mekânlarda tecrübe ettiği deneyimlerindeki anlamın özünü fenomenolojik sosyolojik bir yaklaşımla ortaya koymaktır. Bu çalışma, Türkiye’deki şehirlerde sayıları her geçen gün artan ve kent hayatında önemli bir sosyal konumu olan AVM’leri, tüketici söyleminden hareketle anlamayı amaç edinmiştir. Araştırma ayrıca günümüz tüketim toplumlarına AVM’ler üzerinden sosyal bilimsel bir yaklaşım sunmayı hedeflemektedir.AVM’lerin pek çok paramatere üzerinden okunabilen mekânlar olmasından dolayı literatüre bakıldığında pek çok alanda AVM’lere ilişkin çeşitli çalışmalara rastlanmaktadır. AVM’lere yönelik sosyoloji alanında yapılan çalışmalarda ise bu mekânlar; kamusal mekân, kentsel mekân, boş zaman değerlendirme mekânı, kimlik oluşturma mekânı ve tüketim mekânı olarak ele alınmaktadır. Bununla birlikte araştırmamızla ilişkili olan tüketim-AVM ilişkisi konusunda çeşitli çalışmalar bulunmasına rağmen doğrudan AVM kullanıcılarının bu mekânlara yükledikleri anlamları fenomenolojik desenle inceleyen bir araştırmaya literatürde rastlanmamıştır. Çalışmamız, din sosyolojisi alanındaki ilk çalışma olmasıyla özgündür. Araştırmamız AVM’lere tüketicilerin yükledikleri anlamları sistematik bir şekilde ortaya koymasıyla, bunu doğrudan tüketicilerin bakış açısından hareketle gerçekleştirmesiyle, hem tüketimin sosyal gerçekliğine hem de günümüz toplumlarının sosyal bilimsel gerçekliğine katkı sunmasıyla, sosyoloji ve din sosyolojisi alanlarındaki boşluğu doldurmasıyla ve yeni araştırmalara rehberlik etmesi açısından önem taşımaktadır.Araştırmanın problem durumuna ve amacına uygun şekilde araştırma yöntemi olarak nitel yöntem, araştırmanın deseni olarak ise fenomenolojik araştırma deseni seçilmiştir. Fenomenolojik desen yoluyla tüketicilerin AVM’lere hangi anlamları yükledikleri ve mekân içerisindeki deneyimlerini nasıl yorumladıkları tüketicilerin kendi bakış açılarından hareketle anlaşılmaya çalışılmıştır. Araştırmada çalışma grubu maksimum çeşitlilik örneklemi yoluyla seçilen farklı sosyo-demografik özelliklere sahip 20 katılımcı ile yarı yapılandırılmış görüşme formuna dayalı derinlemesine görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Veriler fenomenolojik çözümleme tekniğinin aşamaları temel alınarak içerik analizine tabi tutulmuştur. Yapılan görüşmeler, önce transkript edilmiş ardından birkaç kez okunarak gözden geçirilmiş sonrasında odak fenomen çerçevesinde anlam birimlerine ayrıştırılmıştır. Kodlanan veriler, ortak öze yoğunlaşarak önce kategoriler sonra ortak temalar çerçevesinde bir araya getirilmiştir. Sonrasında anlam birimleri ilişkilendirilip karşılaştırılmış ve fenomenin genel bir yorumunu sunacak şekilde sentezlendikten sonra veriler fenomenolojik sosyolojik bağlam çerçevesinde okunmaya çalışılmıştır. Araştırma sonucunda AVM’lerin farklı bağlamlarda yorumlandığı görülmüş ve ulaşılan temalar “tüketimin panoraması” ve “hiyerofaninin panoraması”ndan kesitler şeklinde iki temel tema altında sunulmuştur
The Outcomes of Laparoscopic Radical Prostatectomy
Aim: In this study, we analyzed the surgical data and indications
of patients, who underwent laparoscopic radical prostatectomy
(LRP) with the Heilbronn technique, according to the techniques
and observed complications.
Methods: Between November 2006 and September 2008, 61
patients with prostate cancer underwent LRP at Haseki Training
and Research Hospital, Department of Urology. The analyzed
preoperative factors were mean age, body-mass index, PSA
value, prostate volume measured by transrectal ultrasonography,
Gleason score, and hemoglobin levels. Mean operation time,
urethrovesical anastomosis time, requirement of blood
transfusion and complications were investigated. The postoperative
factors such as duration of hospitalization and catheterization
were also analyzed.
Results: The mean operating time was 257.1±64.6 (190-460)
and the mean urethrovesical anastomosis time was 47.6±12.1
(29-90) minutes. Pelvic lymphadenectomy and nerve sparing
surgery were performed in 62% and 32% of the patients,
respectively. Blood transfusion was needed in 36% of patients in
perioperative or postoperative period. The mean hospitalization
time was 4.4±1.3 days. The mean urethral catheterization time
was 9.3±2.9 (5-17) days.
Conclusion: The data of our series, which is one of the first large
series of LRP in our country, show that LRP will evolve as an
important surgical procedure in our country in the future. The
advance in surgical training programs and skills should have an
important role to make it a commonly used technique.
(The Medical Bulletin of Haseki 2010; 48: 28-33
Efficacy of Percutaneous Nephrolithotomy in Patients with Neurogenic Bladder Dysfunction
Aim: Patients with neurogenic bladder dysfunction (NBD) are at
increased risk of urolithiasis. We review our experience with
percutaneous nephrolithotomy (PCNL) on this group of patients
with special attention paid to the risks of surgical complications.
Methods: A total of 18 cases with NBD underwent PCNL at our
institution. Neurogenous lesions included traumatic spinal cord
injuries in 8 cases, sequel of cerebrovascular accident in 2,
meningitis in 2, polio in 4 and kyphoscoliosis in 2. Percutaneous
access was achieved under fluoroscopic guidance with a patient
in the prone position and tract was formed using balloon
dilation system. Stone disintegration was accomplished with a
pneumatic lithotripter.
Results: There were 8 staghorn stones, 6 pelvi-calyceal stones,
and 4 isolated renal pelvic stones. The mean operation time was
97.5±18.7 (range: 80-120) minutes and the mean hospitalization
time was 3 (range: 2-5) days. Stone-free status was achieved in
13 (72.2%) renal units. 4 (22%) patients with 2 staghorn stones
and 2 pelvi-calyceal stones had clinically insignificant residual
fragments (CIRF). Hydropneumothorax was encountered in
1 case with kyphoscoliosis, in whom an intercostal access was
necessary.
Conclusion: PCNL in patients with NBD is safe and effective,
with outcomes comparable to that of patients without such a
disorder. (The Medical Bulletin of Haseki 2010; 48: 76-9
- …