5 research outputs found

    Neuropsychological evaluation of the hydrocephalic children: Review of the literature

    Get PDF
    Hidrosefali, serebral ventriküllerin tümü veya bir bölümünün genişlemesi ile giden ve içindeki beyin omurilik sıvısı miktarının artması sonucu meydana gelen nörolojik ve nöropsikolojik belirtiler topluluğudur. Hidrosefali tanısı konan bireylerin nörolojik bozukluklarına sıklıkla motor, görsel algısal, görsel motor, dikkat, bellek, dil ve yönetici işlevler gibi bilişsel bozulmaların da eşlik ettiği bilinmektedir. Bu becerilerdeki bozulmalar hidrosefali hastalarının akademik ve sosyokültürel becerilerini olumsuz etkilemekte ve bu sorunlar bireyin tüm yaşamına yayılmaktadır. Bu nedenle, hidrosefali hastası çocukların erken döneminde bilişsel bozulmalarının saptanması, uygun tedavi ve rehabilitasyon programlarının geliştirilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu çalışmanın temel amacı, hidrosefali hastası bireylerin bilişsel alanda yaşadıkları güçlükleri tanımlamaya yöneliktir

    Relationship between diagnosis of adhd in offspring and current and retrospective self-reports of parental adhd

    Get PDF
    This study aimed to discover the relationship between parental self-reports of ADHD symptoms and the diagnosis of ADHD in offspring, to demonstrate the extent to which parental ADHD symptoms predict ADHD diagnosis in offspring, to examine the contribution of adult ADHD scales to ADHD diagnosis, and to provide findings on the psychometric utility of adult ADHD scales. The sample consisted of 6-12-year-old boys diagnosed with ADHD (n = 149), boys in the control group (n = 47) and both parents (n = 392). Amongst the many exclusion criteria was the comorbidity of neurological and psychiatric disorders. Parental self-reports of current ADHD symptoms were obtained using the Adult Attention Deficit Hyperactivity Disorder Scale (ADD/ADHD Scale), and past symptoms were retrospectively obtained using the Wender-Utah Rating Scale (WUR Scale). For children diagnosed with ADHD, the frequency of parents with ADHD symptoms was higher than the parents without ADHD symptoms; the significance was derived from the group in which both parents displayed ADHD symptoms. The ADHD symptom scores of the parents led to a high accuracy level when predicting ADHD in children (sensitivity) but led to a low accuracy level when classifying children without any diagnosis in the control group (specificity). The study disclosed the psychometric strengths and weaknesses of the ADD/ADHD and WUR scales for measuring parental ADHD symptoms and provided original findings on their psychometric properties

    Behavioral rating inventory and laboratory tests measure different aspects of executive functioning in boys: A validity study

    Get PDF
    Davranış derecelendirme envanteri ve laboratuvar testleri erkek çocuklarda yönetici fonksiyonların farklı yönlerini ölçmektedir: Bir geçerlik çalışması Amaç: Bu çalışmanın amacı yönetici işlevleri (Yİ) ölçme açısından günlük yaşamdaki davranışları değerlendiren ekolojik bir test ile laboratuvar testleri ile arasındaki örtüşmeyi incelemek, ekolojik testin Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunun (DEHB) tanısında kullanılabilirliğini incelemektir. Yöntem: Örneklem ilaç almamış ve kliniğe ilk kez başvurmuş olan, sadece DEHB tanısı olan ve alt tiplere göre ayrışmış bulunan (dikkat dağınıklığının önde geldiği grupta 22 çocuk, hiperaktivite/dürtüselliğin önde geldiği grupta 17; birleşik grupta 22 çocuk). Sağlıklı kontrol grubu yaş açısından eşleştirilmiş 19 erkek çocuktan oluşmuştur. Yİ’nin günlük yaşamda derecelendirilmesi için Davranış Derecelendirme Envanterinin (Behavioral Rating Inventory of Executive Functions: BRIEF) öğretmen ve ebeveyn formları kullanılmıştır (BRIEF-Ö ve BRIEF-E). Laboratuvar testleri Stroop Testi, Wisconsin Kart Eşleme Testi ve Raven Standart Progresif Matrisler Testinden oluşmuştur. Bulgular: DEHB grubunda, BRIEF’in faktör yapısı davranışsal düzenleme göstergesi ve üstbiliş göstergesinden oluşmuştur (açıklanan varyanslar BRIEF-Ö için %70.07 ve BRIEF-Ö için %72.29). Yönetici işlevleri ölçen ekolojik ve laboratuvar testleri aynı faktör altında yer almamıştır. Çok Değişkenli varyans analizi BRİEF puanları açısından grup etkisinin anlamlı olduğunu ancak altgruplar arasında anlamlı fark olmadığını ortaya koymuştur. BRIEF puanları ile yapılan lojistik regresyon analizinde duyarlık %90.20, özgüllük %63.20 olarak bulunmuştur. Tartışma: Çalışma Yİ’ye özel bilişsel özellikleri ve bunların davranışsal göstergelerini belirleyebilmek için ilgili özelliklerin bir arada taranmasını sağlayan ekolojik ve laboratuvar testlerinin kullanılması, bilgilerin hem öğretmen hem de ebeveynden ayrı ayrı alınması gerektiği ortaya konmuştur. BRIEF’in ve laboratuvar testlerinin ölçtüğü Yİ’nin aynı özellikler kümesinden oluşmadığına gösteren sonuçlar BRIEF’in Türk kültürü üzerindeki geçerliğine de ışık tutmaktadır

    Clinical use and characterictics of wechsler intelligence scale revised form in attention deficit fyperactivity disorder: a multicenter srudy

    Get PDF
    Amaç: Çalışmamızın temel amacı WÇZÖ-R’nin Türk sağlıklı ve DEHB örneklemlerinde ölçtüğü özellikleri belirlemektir. Diğer amaçlar arasında; DEHB grubunun WÇZÖ-R’nin hangi alt testlerinden düşük puanlar elde ettiğini ortaya koymak; WÇZÖ-R puanları yoluyla DEHB için bir profi l elde edilme durumunu belirlemek; katılımcıları DEHB ve sağlıklı gruplara WÇZÖ-R ile sınıfl amadaki doğruluk oranını belirlemek yer almaktadır. Yöntem: Klinik örneklemi DSM-IV ölçütlerine göre DEHB tanısı alan, psikiyatri kliniğine ilk kez başvurmuş, bu bozuklukla ilgili hiç ilaç kullanmamış, normal sınırlar içinde zeka bölümüne (ZB: 80-129) sahip, görme ve işitme bozukluğu bulunmayan, 6-12 yaş grubunda 415 erkek olgu oluşturmuştur. Kontrol grubunu ise herhangi bir psikiyatrik tanı almamış, diğer özellikler açısından DEHB grubuyla eşleşmiş 259 katılımcıdan oluşturmuştur. Zekanın ölçülmesinde WÇZÖ-R ve Raven Standart Progresif Matrisler Testi (RSPM) kullanılmıştır. Sonuçlar: Grubun WÇZÖ-R ve RSPM puanları üzerindeki etkisi, yaşın istatistiksel olarak kontrol edildiği çok değişkenli varyans analizi ile incelenmiştir. Analizler grup etkisinin anlamlı olduğunu ortaya koymuş, WÇZÖ-R’nin ve RSPM’in tüm puanlarında anlamlı farklar elde edilmiştir. Temel bileşenler analizi kullanılarak sağlıklı çocuklar için elde edilen faktör örüntüsü, WÇZÖ-R’nin yapısıyla uyumlu olarak sözel, performans ve dikkat faktörlerini ayrı ayrı içermiştir. DEHB’li çocuklarda ise bu örüntünün bozulduğu görülmüştür. Araştırma gruplarının WÇZÖ-R alt test puanlarından yordanabilirliği lojistik regreyon analizi uygulanarak incelenmiş ve DEHB grubuna ilişkin yordamalardaki doğruluk oranı % 84.80, sağlıklı katılımcı grubuna ilişkin yordamanın doğruluğu ise % 45.60 olarak bulunmuştur. Analize RSPM puanları dahil edildiğinde yordamadaki doğruluk oranı DEHB grubunda % 84.80 olarak kalmış, sağlıklı katılımcı grubunda oran %68.20’ye yükselmiştir. Tartışma: Elde edilen sonuçlar DEHB ve sağlıklı katılımcıları ayırt etmede WÇZÖ-R’nin yeterli olmadığını göstermektedir. DEHB’in tanı, tedavi ve izleminde WÇZÖ-R’nin yeni versiyonu olan WISC-IV’ün ne derece bir üstünlük taşıdığını gelecekteki araştırmalar ortaya koyacaktır. Mevcut durumda, WÇZÖ-R’nin ülkemiz çocukları üzerinde standardizasyon çalışması yapılmış olan nöropsikolojik testlerden oluşan bataryalarla birlikte kullanılmasının yararlı olacağı düşünülmektedir

    Conners derecelendirme ölçeğinin yönetici işlevlerle ilişkisi

    No full text
    Objective: Conners Rating Scale (CRS) is frequently used as an auxiliary tool in the diagnosis of Attention Deficit Hyperactivity Disorder (ADHD). Our objective was to study the contribution of CRS to ADHD diagnosis and to show the characteristics on which group (ADHD; control) and DEHB subtype differentiation is based. For this, findings on CRS were compared with those from Behavioral Rating Inventory of Executive Functions (BRIEF), a clinical scale that was specifically developed for ADHD diagnosis. Material and Methods: The study consisted of 160 males within the 72-151 months of age range. There were 122 males in the ADHD (combined subtype: 69, predominantly attention deficit subtype: 37, predominantly hyperactivity/impulsivity subtype: 16) and 38 in the healthy control group. Participants' teachers and parents filled in the forms (rendering 3 scores on subscales of the teacher form and 5 scores on those of the parent form) and BRIEF (rendering 8 scores on subscales of both the teacher and parent forms)(teacher form and parent form each consisting of 8 scores) and submitted them to the researchers. Results: Data were analyzed using analysis of variance, logistic regression analysis and principle component analysis. In both scales, the difference between ADHD and the control group was significant; however none of the scores significantly differentiated subgroups of ADHD. Sensitivity (classification of cases with ADHD to the ADHD group) was high, however specificity (classification of healthy participants to the control group) in especially the CRS parent form was low. The addition of the BRIEF scores to the model did not appreciably alter this finding. CRS was characterized by two factors and grouping occurred according to who did the rating, a finding not justifying the 8 different CRS subtests. Conclusion: Findings suggest that the clinical utility of CRS should be further studied in future research
    corecore