44 research outputs found
The Condylar Effects of Mesenchymal Stem Cells, Low-Level Laser Therapy and Grape Seed Extract on Functional Mandibular Advancement of the Rat Mandible
Objective:Functional treatment of Class II malocclusion is expected to lead to adaptation in the condyle. This study aimed to evaluate the effects of adipose tissue-derived mesenchymal stem cells (ADMSCs), low-level laser therapy (LLLT), and grape-seed extract (GSE) on condylar growth after functional mandibular advancement.Methods:Forty-five rats were randomly divided into 8 groups. Functional appliances were applied to all groups (n=6) except the control group (n=3). One group was treated with appliances only; the other six groups received various combinations of ADMSCs, LLLT, and GSE. Analyses for new osteoblasts and new bone formation, vascular endothelial growth factor, and Type II collagen were performed on condylar tissues, after an experimental period of four weeks. The quantitative data obtained from the results of the experiments were evaluated by H-score and analyzed using One-Way ANOVA by Tukey-Kramer multiple comparisons test (p≤0.05).Results:Levels of all investigated parameters increased in all groups (p≤0.05). The highest increases were achieved by a combined application of functional appliance, ADMSCs, LLLT and GSE (p≤0.05). Single LLLT administrations or single GSE applications did not create a statistical difference from appliance alone (p>0.05). A positive effect of ADMSCs or LLLT on osteoblast formation, neovascularization, and Type II collagen level was apparent (p≤0.05), however, neither affected new bone formation (p>0.05).Conclusion:This study shows that ADMSCs with LLLT and GSE applications provide differing levels of new osteoblast and bone formation, new vascular formation, and Type II collagen formation in rat condyles after functional mandibular advancement
Darbeli Elektromanyetik Alanların (PEMF) L929 Hücrelerinde Yara İyileşmesine Tedavi Edici Etkisi
Kronik yaralar 4-6 haftadan uzun iyileşme sürecine sahip yaralar olup kanserli, yüksek dozda ilaç alan veya diyabetli hastalarda problemli olmakta ve takip eden sağlık çalışanı için tedavide güçlükler oluşturmaktadır. Dokunun yeniden şekillenmesi birbirine seri olan olaylardan oluşan karmaşık bir süreçtir. Bu çalışmada FDA ve WHO tarafından onay verilmiş düşük seviyeli elektromanyetik alan uygulamalarının yara iyileşmesinde etkisi L929 hücrelerinde araştırılmaktadır. Burada amaçlanan kısa sürede hızlı bir iyileşmenin sağlanmasıdır. Elektromanyetik alan yaşamımızın her alanında bulunuyor ve insan vücuduna etkisi son yıllarda büyük bir önem kazanmıştır. Tıpta elektromanyetik alanlar (EMA) tanı ve tedavi amacıyla hâlihazırda kullanılmaktadır. Darbeli Elektromanyetik alan uygulamalarında frekans, manyetik alan yoğunluğu, kullanılan bobin yapısı ve uygulama süresi çok önemlidir. Bu çalışmada kullanılan PEMF sinyali 75 Hz frekans, kare dalga formu ve 1 mT manyetik alan intesitesine sahiptir. Bu sinyal bir Helmholtz bobin ile hücrelere 5 saat boyunca uygulanmıştır. Etkin bir uygulama yapılabilmesi için hücre kültürü ile birlikte sistemin simülasyonu CST Studio Suit programı ile yapılmıştır. Elde edilen bulgularda PEMF uygulaması yapılan hücrelerde yara iyileşmesi uygulama yapılmayan hücrelere oranla daha hızlı gerçekleşmiştir. Uygun parametreler seçildiğinde PEMF tedavisinin özellikle diyabetik ayak gibi hasta yaşam kalitesini düşüren patolojik durumlarda sağlık çalışanlarına daha iyi tedavi ve daha kaliteli bir yaşam sunmak için bir destek tedavi olacağı düşünülmektedir. Yapılacak çalışmalarla bu tedavinin biyolojik sistemler üzerine etkilerinin daha iyi anlaşılmasıyla gelecekte kullanımının yaygınlaşması ve etkinliğinin artmasına önemli katkılar sağlayacaktır
Alkolün tavuk embriyolarında sekonder nörilasyon üzerine etkileri
Amaç: Alkol, zararları iyi bilinmesine rağmen, tüketilmeye devam edilmektedir. Alkol tüketiminin en yaygın hasarlarından biri kraniofasial anomaliler, kardiyak anomaliler ve nöral tüp kusurlarıyla karakterize fetal alkol sendromudur. Bu nedenle, alkole bağlı toksisitenin altında yatan, zaman ve doza bağlı olarak ortaya çıkan moleküler mekanizmaları anlamak çok önemlidir. Alkolün etkilerini anlamak için, yapılan çalışmaların çoğu erken nörilasyon üzerine yapılmıştır. Ancak, geç nörilasyon üzerindeki etkileri halen bilinmemektedir. Bu nedenle bu çalışmada, civciv embriyolarında alkolün sekonder nörilasyon üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Yöntem: Leghorn cinsi embriyonik tavuk yumurtalarını kullanıldı. Kuluçka işleminin 50. saatinde, 100 uL %50 etanol çözeltisi enjekte edildi. Alkole maruz kalma süresine bağlı olarak, E3, E7 ve E10 günlerinde değişik derecelerde patolojik bozukluk belirlendi. Bulgular: Gelişim geriliği, yapısal anomaliler, kalp ve yüzdeki morfolojik anomaliler ve özellikle iki spinal kord boşluğunun varlığı saptandı. Buna ek olarak, nöral tüpün kapanmasında gecikmeler, hücresel deformasyonlar ve notokordun oluşumunda anomaliler belirlendi. ENOS, iNOS ve TUNEL düzeyleri artarken, laminin önemli ölçüde azaldığı görüldü. Sonuç: Bu çalışmada geç gelişme döneminde alkolün yol açtığı morfolojik ve histopatolojik değişiklikler gözlendi. Alkolden kaynaklanan oksidatif stres düzeyindeki artışa matriks kompozisyonundaki değişiklikler eşlik etti. Hücre davranışını etkileyen bu mekanizmaların daha iyi anlaşılması önemli olup, alkolün zararlı etkilerinin öğrenilmesine izin verecektir.Objective: Alcohol continues to be consumed even though its harmful effecs are well established. One of the most common damage of alcohol consumption is fetal alcohol syndrome, characterized by craniofacial anomalies, cardiac anomalies and neural tube defects. Therefore, understanding the molecular mechanisms underlying the alcohol-induced toxicity that occur with time and dose dependent manner is very important. , Most of the studies in order to understand the effects of alcohol have been carried out on early neurulation, however its effects on late neurulation are still unknown. Therefore in this study, effects of alcohol on secondary neurulation were investigated in chick embryos.Methods: Leghorn breed of embryonic chicken eggs were used. At 50 h of incubation, 100 ?L 50% ethanol solution was injected. Depending on the period of exposure to alcohol, varying degrees of pathological disorders were detected in E3, E7 and E10 days. Results: Developmental delay, structural abnormalities, morphological abnormalities in the heart and face and especially presence of two spinal cord cavities were found. In addition, we also detected delays in the closure of the neural tube, cellular deformities and the structural abnormalities in notochord. While eNOS, iNOS, and TUNEL levels increased, while laminin levels decreased.Conclusion: In this study during late development, significant alcohol-induced morphological and histopathological changes were observed. We also determined Increased level of oxidative stress caused by alcohol was accompanied with the changes in matrix composition. Better understanding of these mechanisms which affect the cell behavior is important and will allow learning of harmful effects of alcohol