29 research outputs found

    Nazal kavitenin nadir bir primer tümörü olarak leiyomiyosarkom

    No full text
    Leimyosarcoma is a rare soft tissue tumor originating from smooth muscle cells and it is usually diagnosed in the endometrium and gastrointestinal tract. Compared with carcinomas which are the most common malignancies of the nose and the paranasal cavity, the incidence of sarcomas is quite low and leiomyosarcomas are rarely found among these sarcomas. Surgical excision is the usually preferred treatment choice for these tumors. In this paper, a case with nasal cavity leimyosarcoma originating from a rare location as the posterior part of lower concha and treated with endoscopic transnasal surgical excision is presented with the relevant literature.Düz kas hücrelerinden kaynaklanan, genelde endometrium ve gastrointestinal traktta saptanan leiyomiyosarkom, nadir görülen yumuşak doku tümörlerindendir. Burun ve paranazal kavitenin en sık görülen malignite tipi olan karsinomlara nazaran sarkomların insidansı bir hayli düşüktür ve bu bölgenin sarkomları arasında leiyomiyosarkoma az rastlanmaktadır. Bu tümörlerde genelde tercih edilen tedavi cerrahi rezeksiyondur. Bu yazıda nadir bir yerleşim yeri olarak alt konka posteriorundan kaynaklanmış ve endoskopik transnazal cerrahi rezeksiyon ile tedavi edilmiş bir nazal kavite leiyomiyosarkomu olgusu, literatür bilgileri eşliğinde sunulmaktır

    Diplopia secondary to septal infiltration anesthesia: Two cases

    No full text
    We describe two temporary diplopia cases sec- ondary to local septal infiltration anesthesia during septoplasty operation. Both of the diplopia cases resolved without any treatment. Although diplopia was not refractory in our cases, when injecting anes- thetics, special care must be taken to avoid injection either into the artery or to the vein.Bu yazıda septoplasti ameliyatı sırasındaki lokal septal infiltrasyon anestezisine bağlı gelişen iki geçici diplopi olgusu tanımlandı. Her iki diplopi olgusu da herhangi bir tedavi gerektirmeden iyileşti. Her ne kadar bizim olgularımızdaki diplopi kalıcı olmadıysa da, anestezik madde enjekte edildiğinde arter veya venlere enjeksi- yon yapılmamasına özel dikkat gösterilmelidir

    Orta kulakta aberan internal karotid arter: Olgu sunumu

    No full text
    Aberrant course of the internal carotid artery within the middle ear is a rare condition. Surgical interventions following clinical or radiological misinterpretations may lead to fatal complications. A 23-year-old female patient presented with a hearing impairment of 10-month duration. On otoscopic examination, the left tympanic membrane was intact, but there was a pul;shy;satile lesion in the tympanic cavity, synchronous with the heartbeats. Pure-tone audiometric examination of the left ear showed a unilateral mixed hearing loss, especially in low frequencies. Computed tomography showed protrusion of the internal carotid artery into the middle ear from the lateral and superior aspects of the cochlea. Magnetic resonance imaging and MR-angiography showed a left-sided deviation of the left internal carotid artery near the cochlea, associated with a filling defect. The caliber of the left internal carotid artery was narrower than the right one in the middle ear, and its proximal part was thinner. A diag;shy;nosis of aberrant internal carotid artery was made.Orta kulakta aberan karotid arter nadir bir anomali­dir. Tanıda klinik ve radyolojik yanılma sonucu ya­pılan cerrahi girişimler bu hastalarda ölümcül ola­bilmektedir. On aydır sol kulakta işitme azlığı yakınmasıyla başvuran 23 yaşındaki kadın hastanın otoskopik bakısında sol kulakta timpan zar intakttı ve anteroinferior kadranda nabızla senkronize pulsasyon izlendi. Tonal odyometride sol kulakta, özel­likle pes frekanslarda daha belirgin olmak üzere miksttip işitme kaybı vardı. Bilgisayarlı tomografide internal karotid arterin kokleanın lateralinde ve su periorunda orta kulağa uzanım gösterdiği belirlen­di. Manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ve MR-anjiyo incelemelerinde sol internal karotid arterin kokleaya yakın bölgede, sola doğru kıvrım göster­diği ve bu bölgede dolum defekti olduğu görüldü. Orta kulakta sol internal karotid arter kalibresi sağa oranla daha küçüktü ve solda arterin proksimali normalden daha inceydi. Hastaya aberan karotid arter tanısı kondu

    Maksillektomi Sonrası Orbita Duvarı Rekonstrüksiyonunda Kemik Çimento Kullanımı

    No full text
    Orbita kemik defektleri travmaya bağlı veya tümör cerrahisi sonucunda oluşabilmektedir. Normal göz fonksiyonlarının ve estetik görünümün korunması amacıyla orbital kemik yapıların rekonstrüksiyonu önem taşımaktadır. Tümörün orbital yayılımına bağlı kitle eksizyonu yapıldığında oluşabilecek olan orbita kemik duvar defektlerinde çeşitli akrilik reçine malzemeler kemik yerine kullanılabilmektedir. Poly-Methylmethacrylate bu malzemelerden biridir. Bu yazıda maksillektomi sonrası kemik çimento ile orbita duvarı rekonstrüksiyonu tekni- ği ve sonuçları bildirilmiştir.Orbital wall defects occur because of trauma and secondary to oncologic surgery. Reconstruction of orbital bones is of most importance to ensure normal eye functions and cosmesis. Acrylic resin materials can be used instead of a bone in orbital wall defects that are secondary to the resection of tumors invading the orbita. Polymethyl methacrylate is one of the acrylic resin materials. In this study, the orbital wall reconstruction technique with bone cement after maxillectomy and results are reported
    corecore