130 research outputs found
The effect of in-service training perception on employee’s motivation to learn: A case report of Bodrum
Hizmet sektörü gücünü insan kaynağından alan, insan kaynağına değer verdikçe var olan bir sektördür. Özellikle yüz yüze iletişimin yoğun şekilde yaşandığı turizm endüstrisinde işgören istihdamının fazla olması, otomasyon ve makineleşmenin sınırlı ölçüde gerçekleşmesi hizmet içi eğitime olan ihtiyacı ortaya koymaktadır (Şener, 2001; 14). Hizmet içi eğitimler işgörenlerin bilgi, beceri ve yeteneklerinin gelişmesini sağlayan, onları güncelleyen, yeniliklere adapte olmasını teşvik eden bir süreçtir. Bu süreçte işgörenlerin bireysel özellikleri, algı ve motivasyonları önem taşımaktadır. Bu çalışmanın amacı hizmet içi eğitim algısının işgörenlerin öğrenme motivasyonu üzerindeki etkisini ortaya koymaktır. Clemenz (2001; 9) hizmet içi eğitim algısını, eğitime katılan işgörenlerin eğitime yönelik değerlendirmeleri olarak tanımlamıştır. Hizmet içi eğitim algısı, literatürde eğitim değerlendirmeleri sonucunda elde edilen hoşnutluk, olumlu tepki, gelecek eğitimlere olumlu bakış olarak belirtilmiştir. Noe (1986; 743)’ ye göre öğrenme motivasyonu işgörenlerin eğitimlerin içeriğini öğrenmeye yönelik arzusu ve istekliliğidir. Ayrıca öğrenme motivasyonu, işgörenlerin tepkilerinden, tutum ve karakteristik özelliklerinden etkilenmektedir. Motivasyon teorileri içerisinde yer alan beklenti teorisi, hizmet içi eğitim algısı ve öğrenme motivasyonu ile yakından ilişkilidir. (Clemenz, 2001; 17; Tombs, 2011; 11). Vroom’un beklenti teorisine göre, bir insanın güdülenmesi; bireyin belli bir davranışının amaca (ödüle) ulaştıracağı beklentisi ile o bireyin amaca (ödüle) verdiği değerin çarpımına eşittir (Budak ve Budak, 2016; 215). Beklenti teorisinin tanımında geçen, istek, beklenti, arzu kavramları öğrenme motivasyonunun da anahtar kelimeleridir. Ayrıca, işgörenlerin eğitim programlarına katılımında bireysel faydalar etkili olmaktadır. Bireysel fayda (bilgi, yetenek artışı, maaş artışı, terfi olanağı gibi) sağlamış olan işgörenlerin hizmet içi eğitimlere yönelik algısı da olumlu olmaktadır (Vyas, 2015; 154). Tannenbaum vd. (1991), eğitime katılacak olan bireylerin eğitim öncesi beklenti, arzu ve algısının eğitimin verimliliğini, sonraki eğitimlere bağlılığı, öz yeterliliği ve motivasyonu etkilediğini belirtmiştir. Çalışma, Bodrum ilindeki beş yıldızlı otel işletmelerinde çalışan işgörenleri kapsamaktadır. İşgörenlerden anket tekniği ile elde edilen veriler ilgili analiz yöntemleri ile analiz edilmiştir. Regresyon analizi sonucunda hizmet içi eğitim algısının öğrenme motivasyonu üzerinde pozitif yönlü ve anlamlı bir etkiye sahip olduğu görülmüştür.Service is a sector that takes its power from human resource and its existence depends on the value it gives to human
resource. Since worker employment rate is high, automatization and mechanization is very limited in the tourism industry which
heavily depends on the face to face communication, it shows a need for in-service training (Şener, 2001; 14). In-service trainings
are a process that enhance employee’s knowledge, abilities and talents and keep them up to date with the new information.
Employees’ personal traits, perception and motivation are important during this process. The purpose of this study is to
determine the effect of in-service training perception on employee’s motivation to learn. Clemenz (2001; 9) defines in-service
training perception as the in training employee’s assessments towards the training. In-service training perception is defined in
literature as the satisfaction as a result of the assessments of training, positive reaction, and a positive point of view towards the
future trainings. Noe (1986; 743) says that motivation to learn is employee’s desire and willingness towards learning the contents
of the training. Moreover, motivation to learn also effected by employee’s reaction, attitude and personal traits. Expectancy theory
which is one of the motivation theories, is in a close relation with in-service training perspective and motivation to learn.
(Clemenz, 2001; 17; Tombs, 2011; 11). According to Vroom’s expectancy theory, a person’s motivation is equal to multiplication
of expectancy of one’s behavior is going to make them achieve their goal and the value one gives to that goal (Budak and Budak,
2016; 215). Desire, willingness, expectancy that are included in the definition of expectancy theory are concepts which are also the
keywords of motivation to learn. Likewise, personal benefits are also a factor that makes employee’s attend the training programs.
Employee’s, gain personal benefits (knowledge, gaining talents, rise to their wage, promotion opportunity etc.), perspective
towards the training program become positive (Vyas, 2015; 154). Tannenbaum et al (1991), indicate that person’s, who is going to
attend the training, expectations, willingness and perspective before training effect efficiency of training, commitment to future trainings, self-sufficiency and motivation. This study includes employee’s work at 5-star hotels in Bodrum province. Data
collected from the employee’s with a survey analyzed with related analyze techniques. As a result of regression analyze, a positive
and meaningful relation between in-service training perception and motivation to learn was observed
Hizmet İçi Eğitim Algısının İşgörenlerin Öğrenme Motivasyonu Üzerindeki Etkisi: Bodrum Örneği
Hizmet sektörü gücünü insan kaynağından alan, insan kaynağına değer verdikçe var olan bir sektördür. Özellikle yüz yüze iletişimin yoğun şekilde yaşandığı turizm endüstrisinde işgören istihdamının fazla olması, otomasyon ve makineleşmenin sınırlı ölçüde gerçekleşmesi hizmet içi eğitime olan ihtiyacı ortaya koymaktadır Şener, 2001; 14 . Hizmet içi eğitimler işgörenlerin bilgi, beceri ve yeteneklerinin gelişmesini sağlayan, onları güncelleyen yeniliklere adapte olmasını teşvik eden bir süreçtir. Bu süreçte işgörenlerin bireysel özellikleri, algı ve motivasyonları önem taşımaktadır. Bu çalışmanın amacı hizmet içi eğitim algısının işgörenlerin öğrenme motivasyonu üzerindeki etkisini ortaya koymaktır. Clemenz 2001; 9 hizmet içi eğitim algısını, eğitime katılan işgörenlerin eğitime yönelik değerlendirmeleri olarak tanımlamıştır. Hizmet içi eğitim algısı, literatürde eğitim değerlendirmeleri sonucunda elde edilen hoşnutluk, olumlu tepki, gelecek eğitimlere olumlu bakış olarak belirtilmiştir. Noe 1986; 743 ’ ye göre öğrenme motivasyonu işgörenlerin eğitimlerin içeriğini öğrenmeye yönelik arzusu ve istekliliğidir. Ayrıca öğrenme motivasyonu, işgörenlerin tepkilerinden, tutum ve karakteristik özelliklerinden etkilenmektedir. Motivasyon teorileri içerisinde yer alan beklenti teorisi, hizmet içi eğitim algısı ve öğrenme motivasyonu ile yakından ilişkilidir. Clemenz, 2001;17; Tombs, 2011; 11 . Vroom’un beklenti teorisine göre, bir insanın güdülenmesi; bireyin belli bir davranışının amaca ödüle ulaştıracağı beklentisi ile o bireyin amaca ödüle verdiği değerin çarpımına eşittir Budak ve Budak, 2016; 215 . Beklenti teorisininin tanımında geçen, istek, beklenti, arzu kavramları öğrenme motivasyonunun da anahtar kelimeleridir. Ayrıca, işgörenlerin eğitim programlarına katılımında bireysel faydalar etkili olmaktadır. Bireysel fayda bilgi, yetenek artışı, maaş artışı, terfi olanağı gibi. sağlamış olan işgörenlerin hizmet içi eğitimlere yönelik algısı da olumlu olmaktadır Vyas, 2015; 154 . Tannenbaum vd. 1991 , eğitime katılacak olan bireylerin eğitim öncesi beklenti, arzu ve algısının eğitimin verimliliğini, sonraki eğitimlere bağlılığı, öz yeterliliği ve motivasyonu etkilediğini belirtmiştir. Çalışma, Bodrum ilindeki beş yıldızlı otel işletmelerinde çalışan işgörenleri kapsamaktadır. İşgörenlerden anket tekniği ile elde edilen veriler ilgili analiz yöntemleri ile analiz edilmiştir. Regresyon analizi sonucunda hizmet içi eğitim algısının öğrenme motivasyonu üzerinde pozitif yönlü ve anlamlı bir etkiye sahip olduğu görülmüştür
The effect of corporate reputation management on organizational commitment and intention to leave: The case of Cappadocia
Kurumsal itibar yönetimi, tüm paydaşların şirkete karşı olan algılarını iyi yönetmekten geçmektedir. Örgütsel bağlılık, çalışanların şirkette çalışmaya devam etmeleri için şirkete karşı olan duygu ve tutumlarından meydana gelmektedir. İşten ayrılma niyeti, çalışanın iş yerinden ayrılmak için düşüncelere girmesi ya da işten ayrılmasını açıklamaktadır. Kurumsal itibarın oluşumu ile birlikte işgörenlerin örgüte olan bağlılıkları artacaktır. Örgüte bağlılığı artan işgörenlerin, işletmeye katkıları daha fazla olacaktır ve bağlılıkları sebebiyle işten ayrılma niyetleri de azalacaktır. Bu durum, işletmelere maddi ve manevi avantajlar sağlayacaktır. Bu çalışmanın amacı, Kapadokya bölgesindeki 5 yıldızlı otellerin kurumsal itibar yönetimi ve bu yönetime bağlı olarak örgütsel bağlılık ile işten ayrılma niyeti üzerine etkisini ortaya koymaktır. Çalışma kapsamında 5 yıldızlı otel işletmelerinde çalışanlardan 304 kişi soru formu doldurarak araştırmaya katılmıştır. Araştırma bölümlerinde 5’li Likert tipi ölçeklendirmeye uygun cevaplarla hazırlanmış soru formu kullanılmıştır. Araştırmanın modeli kapsamında geliştirilen hipotezlerin elde edilen verilerle test edilmesinde korelasyon analizi ve çoklu regresyon analizi kullanılmıştır. Bu analizlerde, değişkenler arasındaki ilişkileri, değişkenler arasındaki farklılıkları ve değişkenlerin birbirleri üzerindeki etkisini belirlemeye yönelik analiz teknikleri kullanılarak araştırma sorularına cevap aranmaya çalışılmıştır. Araştırma sonucunda kurumsal itibar yönetiminin örgütsel bağlılık üzerinde pozitif etkisi, işten ayrılma niyeti üzerinde etkisinin bulunmadığı tespit edilmiştir. Örgütsel bağlılık aracı değişken olarak kullanıldığında kurumsal itibar yönetiminin örgütsel bağlılığa pozitif etkisi, örgütsel bağlılığın işten ayrılma niyeti üzerinde negatif etkisi olduğu sonucuna ulaşılmıştır.Corporate reputation management is through managing well all stakeholders' perceptions towards the company.
Organizational commitment consists of employees' feelings and attitudes towards the company in order to continue in the
company. The intention to leave describe the employee's decision to leave or leave their workplace. Employees’ organizational
commitment will be increased with the formation of corporate reputation. Employees with increased loyalty to the organization
will have greater contributions to the companies, and their intention to leave will be reduced due to their loyalty so that it will
provide financial and moral advantages to companies. The main aim of this research is to demonstrate the effect of corporate
reputation management on organizational commitment and intention to leave 5-star hotels in Cappadocia. Within the scope of
the study, 304 people from 5-star hotel enterprises completed the survey and participated in the research. A questionnaire
prepared with answers suitable for 5-point Likert-type scaling is used in the research departments. Correlation analysis and
multiple regression analysis are used to test the hypotheses developed within the scope of the research model with the data
obtained. As a result of the research, it was determined that the corporate reputation management has a positive effect on the
organizational commitment and no effect on the intention to leave. When the organizational commitment is used as a variable,
corporate reputation management has a positive effect on organizational commitment and the organizational commitment has
a negative effect on the intention to leave
A rare agent of spondylodiscitis in adult patient: Salmonella enteritidis
Salmonella infections are a public health problem in Turkey,as all over the world. Salmonella spp. can causevery different infections such as gastroenteritis, typhoidparatyphoidfever, bacteremia, local metastatic infectionsand chronic carriage. Salmonella spondylodiscitis occursrarely in the adult population. In this case report, we havepresented a 66 years old female patient followed with thediagnosis of rheumatoid arthritis and treated with prednisolone.The patient had a new diagnosis of Salmonellaenteritidis and we aimed to discuss similar cases by theculture of lumbar empyema culture ampiciline, cefotaxime,trimethoprim/sulfamethoxazole, ciprofloxacin was revealedthe presence of resistant S.enteritidis. The patienthas received ciprofloxacin 2x200 mg per day for 3 weeksas intravenous. And patient was discharged with advice ofusing ciprofloxacin as per oral long three months
A Case of Brain Abscess Caused by Nocardia farcinica
Nocardia enfeksiyonları sağlıklı bireylerde nadiren karşımıza çıkmakta olup immün sistemi herhangi bir nedenle baskılanmış kişilerde fırsatçı enfeksiyonlara neden olurlar. Santral sinir sistemi tutulumu genellikle akciğer enfeksiyonuna sekonder gelişir ve en sık serebral apse şeklinde görülür. Özellikle immün sistemi baskılanmış hastalarda görülmesi, apse sayısının birden fazla olması tanının geç konulması ve tedavinin gecikmesi mortalite oranını artırmaktadır. Ayrıca Nocardia türleri arasında antibiyotik duyarlılıkları açısından önemli farklılıklar olduğu için, etken olarak izole edildiklerinde ampirik başlanan antibiyotik tedavisinin duyarlılık paternleri belirlenmeden devam ettirilmesi de tedavi başarısızlıklarına neden olmaktadır. Bu yazıda bir yıldır sistemik lupus eritematozus nedeniyle immünsupresif tedavi alan ve iki ay önce akciğer tüberkülozu nedeniyle antitüberküloz tedavisi alan bir hastada N. farcinica’nın etken olduğu, cerrahi ve uzun süreli ko-trimoksazol tedavisi ile tam iyileşen çok odaklı beyin apsesi olgusu sunulmuştur.Nocardia infections are rarely encountered in healthy individuals causing opportunistic infections in people that for any reason have suppressed immune system. Central nervous system involvement usually develops secondary to lung infection and often appears in the form of cerebral abscess. The fact that it especially appears in immunocompromised patients, have more than one abscess,late diagnosis and delayed treatment increases the mortality rate. Furthermore, there are significant differences in susceptibilities to antibiotics between Nocardia species so, when they are isolated as a factor, maintaining without determining susceptibility patterns of started empirical antibiotic therapy leads to treatment failure. In this article we present a case of multifocal brain abscess.of a patient who takes immunosuppressive treatment from one year because of the systemic lupus erythematosus and two months before started anti-tuberculosis treatment because the pulmonary tuberculosis and is fully recovered by surgery and long-term co-trimoxazole treatment due to N. farcinica
- …