184 research outputs found

    Hematolojik malinitesi bulunan hastalarda hızlandırılmış hepatit B aşılama programının etkinliği

    No full text
    6. ÖZET Hematolojik maliniteli hastalarda uygulanmakta olan etkin tedavi yöntemleri ile iyileşme ve remisyon oranlarında artış kaydedilmekle birlikte; tedaviye bağlı yan etkiler de giderek artan sıklıkta gündeme gelmektedir. Ülkemizin de içinde bulunduğu, hepatit B virüsü (HBV) enfeksiyonları açısından orta düzeyde endemik olan bölgelerde yaşayan hematolojik maliniteli hastalarda, kronik enfeksiyon ve taşıyıcılık, normal popülasyona göre daha yüksek oranlara ulaşabilmektedir. Bu hastalarda gelişen HBV enfeksiyonları, hem ağır klinik tablolara yol açmakta hem de malinite tedavisini geciktirmekte ve güçleştirmektedir. Bu çalışmada, Ege Üniversitesi İç Hastalıkları Hematolji Bilim Dalı'nda kemoterapi almakta olan hastalarda, HBV enfeksiyonunun araştırılması, HBV'ye duyarlı bulunanlara hızlandırılmış aşılama programı uygulanması ve bu programın etkinliğinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Hematoloji Bilim Dalı'nda 1 yıl süre ile izlenen 327 hasta HBV enfeksiyonu yönünden tetkik edildi. HBsAg, antiHBc IgG+M ve antiHBs göstergeleri Elisa yöntemiyle (HBsAg IEMA WELL, Anti-HBs EIMA WELL, Anti-HBc EIA WELL Radim, Roma, İtalya) çalışıldı. HBV enfeksiyonuna duyarlı, 18'i kadın, 27'si erkek toplam 45 hasta aşılama programına alındı. Hastaların tümüne 0., 14. ve 28. günlerde 20 u.g maya kökenli rekombinan hepatit B aşısı uygulandı. Son aşıdan bir ay sonra antiHBs serokonversiyonu araştırıldı. 10 IU/L üzeri fitreler olumlu olarak değerlendirildi. AntiHBs oluşan hastalar 6. ayda tekrar kontrole çağırıldı. Hepatit B göstergelerine göre toplam 146 hasta (%44.6) HBV'ye duyarlı bulundu. Hastaların 13'ünde (%4) HBV taşıyıcılığı, 28'inde (%9) antiHBs olumluluğu, 113'ünde (%34.5) geçirilmiş HBV enfeksiyonu saptandı. Hızlandırılmış aşılama programına alınan hastalarda %27.2 oranında antiHBs serokonversiyonu elde edildi. 6. Ayda kontrole gelen 4 hastanın 2'sinde (%50) koruyucu antikor titrelerinin bulunduğu saptandı. 42Sonuç olarak hematolojik maliniteli hastalar tanı anında HBV enfeksiyonu açısından araştırılmalı, duyarlı olanlar aşılama programına alınmalıdır. Bu grup hastalarda, pasif ve aktif bağışıklama programlarıyla ve/veya yüksek dozlu (çift doz, 40 fxg vb) hızlandırılmış aşılama programlarıyla karşılaştırmalı olarak yapılacak yeni çalışmalara ihtiyaç olduğu ve bağışıklanan hastaların uzun süreli izlenmelerinin gerekli olduğu kanısındayız. 4

    Hodgkin Dışı Lenfoma Tanılı Bir Olguda HIV İnfeksiyonunun Gecikmiş Tanısı: Hekimler Hala Farkında Değil mi?

    No full text
    İnsan immünyetmezlik virüsü (HIV) ile infekte olan hastalarda malignite görülme riski artmıştır. Hodgkin dışı lenfomalar, Kaposi sarkomu ve servikal kanser kazanılmış immünyetmezlik sendromu (AIDS) tanımlayıcı hastalıklar içinde yer almaktadır. Hodgkin dışı lenfomalar içinde en sık difüz büyük B hücreli lenfoma görülmektedir. AIDS ilişkili hodgkin dışı lenfoma tanılı hastanın tedavisinin planlanmasında, kombine antiretroviral tedavi alıyor olması iyi prognoz yönünden oldukça yararlıdır. Bu nedenle yukarıdaki tanıları alan hasta gruplarında HIV tarama testi yapılmalıdır. Farklı bir bakış açısı ile değerlendirilecek olursa HIV ile infekte hastalar pek çok bölüme farklı kliniklerle başvurabilmektedir. Bu nedenle tüm hekimlerin AIDS tanımlayan hastalıklar açısından bilgi ve farkındalık sahibi olması gereklidir. Erken tanı ile tedavi başarısı yüksek olan bu hastalıkta hekimlerin bilinci büyük önem taşımaktadır. Ne yazık ki halen geç tanı almış olgularla karşılaşılmaktadır. Bu yazıda, difüz büyük B hücreli lenfoma tanısıyla dört aydır kemoterapi tedavisi gören ve febril nötropeni tablosunda konsülte edilen, geç HIV infeksiyonu tanısı alan bir olgu sunulmuştur.Malignancy risk is increased in patients infected with the human immunodeficiency virus (HIV). Non-Hodgkin lymphomas, Kaposi’s sarcoma and cervical cancer are among the AIDS-defining diseases. Diffuse large B cell lymphoma is the most common non-Hodgkin lymphoma. Taking combined antiretroviral therapy is associated with good prognosis in the treatment of AIDS-related non-Hodgkin lymphoma. Therefore, HIV screening test should be requested in patient groups with the above-mentioned diagnoses. If evaluated from a different perspective, HIV-infected patients can apply to many departments with different clinics. For this reason, all physicians should have knowledge and awareness in terms of AIDS-defining diseases. The awareness of physicians is of great importance in this disease, which has a high success rate with early diagnosis and treatment. Unfortunately, cases with late diagnosis are still encountered. In this Article, a patient treated with chemotherapy for four months with the diagnosis of diffuse large B cell lymphoma, who consulted us as febrile neutropenia and was diagnosed with late HIV infection is presented

    Hematolojik malignitesi bulunan hastalarda hepatit A, B ve C seroprevalansı

    No full text
    The purpose of this study was to determine the prevalence of viral hepatitis in patients with hematologic malignancy. The seroprevalence of hepatitis A, B and C were investigated in 327 patients with hematologic malignancy who attended the Internal Diseases Hematology Department, Medical Faculty, Ege University, in the 2003-2004 period. Total anti-HAV, HBsAg, anti-HBc total, anti-HBs and anti-HCV tests were investigated with enzyme immune assay (EIA). Out of 314 patients (95.9 %) who could be studied for HAV, in 301 (95.9 %) total anti-HAV was positive. According to Hepatitis B determinants; 113 patients (34.5 %) had a previous infection, 143 (44.8 %) were seronegative, 28 (9 %) were anti-HBs positive, 13 (4 %) had hepatitis B virus infection and 27 (8 %) had only anti-HBc positivity. In 2 of 324 patients (0.6 %) anti-HCV positivity was determined. The values detected in this study are close to those of healthy adults. However, in patients receiving chemotherapy due to hematologic malignancy, a newly developing hepatitis leads to discontinuation of chemotherapy for a long time and consequently creates difficulty in controlling the malignancy. Therefore, all of the patients should be searched for viral hepatitis right after the diagnosis of hematologic malignancy.Hematolojik malignitesi bulunan hastalarda viral hepatitler tedaviye uzun süre ara vermeye neden olabilmektedir. Bu çalışmanın amacı, hematolojik maligniteli hastalarda viral hepatit prevalansını saptamak idi. Çalışmada, 2003-2004 yılları arasında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Hematoloji Bilim Dalı'nda izlenen hematolojik maligniteli hastalarda hepatit A, B ve C prevalansı araştırılmıştır. Toplam 327 hastanın serumlarında total anti-HAV, HBsAg, anti-HBc total, anti-HBs ve anti-HCV testleri enzim immün assay (EIA) yöntemiyle aranmıştır. Hepatit A yönünden incelenen 314 hastanın 301 (95.9)'inde total anti-HAV olumluluğu saptandı. Hepatit B belirleyicilerine göre 327 hastanın 113 (%34.5)'ünde geçirilmiş infeksiyon, 143 (%44.6)'ünde seronegatiflik, 28 (%9)'inde anti-HBs olumluluğu, 13 (%4)'ünde hepatit B virüsü infeksiyonu, 27 (%8)'sinde sadece anti-HBc olumluluğu saptandı. Hepatit C göstergeleri incelenebilen 324 hastanın ikisinde (%0.6) anti-HCV olumluluğu belirlendi. Görülme sıklıkları karşılaştırıldığında anlamlı bir fark bulunmamasına rağmen yeni gelişen bir hepatit tablosu kemoterapiye uzun süre ara verilmesine ve malignitenin kontrol altına alınmasında güçlüklere yol açmaktadır. Hematolojik malignite tanısı konan hastaların tümünde hepatit göstergeleri araştırılması önerilmektedir
    corecore