15 research outputs found

    Maliye Politikası Aracı Olarak Kamu Harcamaları ile İnsanı Gelişme Endeksi Arasındaki İlişki: Türkiye Üzerine Bulgular (1990-2019)

    Get PDF
    Bu çalışmanın amacı, kamu harcamaları içerisinde yer alan yarı kamusal mallara yönelik yapılan harcamaların insani gelişme endeksi üzerindeki etkisini ortaya koymaktır. Devletin ekonomik yapı içerisinde gelişen ve değişen rolü dolayısıyla önemi gittikçe artan kamu harcamalarının, ekonomik ve sosyal göstergeler üzerindeki etkisini vurgulamakta yarar vardır. Ekonomik büyüme, kalkınma, insani gelişme, gelir dağılımında adalet ve kaynak kullanımında etkinlik bu göstergelerden sadece bazılarıdır. Maliye politikası amaçlarına ulaşabilmek için etkin bir araç olarak kullanılan kamu harcamaları, toplumun genelinin faydasına sunulmasının yanı sıra bazen sadece özel faydayı da sağlayabilmektedir. Sağladıkları fayda dolayısıyla da bu harcamalar niteliklerine göre tam kamusal, yarı kamusal ve özel mallar olarak tanımlanmaktadır. Yarı kamusal mal olarak tanımlanan eğitim ve sağlık harcamalarının İnsani gelişme endeksi hesaplamalarında kullanılan temel göstergeler içerisinde yer alması ve bu harcamaların refah maksimizasyonunu sağlama açısından da önemli bir yere sahip olması, kamu harcamaları içerisinde yarı kamusal mal niteliğinde olan eğitim ve sağlık harcamalarının önemini daha da arttırmaktadır. Yarı kamusal malların yaymış oldukları pozitif dışsallıklar dolayısıyla insani gelişme üzerindeki olası etkisinin ölçülmesi çalışmanın ana motivasyon kaynağı olmuştur. Türkiye özelinde yapılan bu çalışmada insani gelişme endeksi ve özellikle eğitim ve sağlık harcamaları başta olmak üzere yarı kamusal mallara yönelik kamu harcamalarının milli gelire oranı değişkenleri kullanılmıştır. İnsani gelişme endeksi verilerinin 1990 yılı ve sonrası mevcut olması nedeniyle çalışmada bu değişkenler arasındaki ilişki 1990-2019 yıllarına ait verilerle zaman serisi teknikleri kullanılarak araştırılmıştır. Değişkenler arasındaki uzun dönemli ilişki Gregory-Hansen eşbütünleşme testi ile sınanmış ve aralarında eşbütünleşik ilişki tespit edilmiştir. Uzun dönem katsayıları FMOLS yöntemiyle tahmin edilmiştir. Sonuçlara göre uzun dönemde kamu harcamaları insani gelişme düzeyini yükseltmektedir. Nedensellik testine göre ise kamu harcamalarından insani gelişme endeksine doğru tek yönlü nedensellik ilişkisi tespit edilmiştir

    Bölgesel farklılıkların vergi uyum maliyetlerine etkisi: İstanbul, Şanlıurfa ve Diyarbakır illeri üzerine karşılaştırmalı bir analiz

    Full text link
    Vergi uyumu ve uyum maliyetleri vergi idareleri tarafından dikkate alınması gereken iki önemli konudur. Vergi gelirlerinin düşük olmasının ya da tahsilat oranlarının istenilen düzeyde olmamasının temelinde yer alan bu iki konunun gerekli ve yeterli düzeyde araştırılması, vergi gelirlerinin toplanması sürecini olumlu yönde etkilemektedir. Vergi uyum maliyetleri yüksek olan mükelleflerin vergiye karşı gönüllü uyum göstermesi beklenen bir durum değildir. Mükelleflerin vergiye uyumsuzluğu ise vergi gelirlerinde kayıp ve kaçakların meydana gelmesini kaçınılmaz kılmaktadır. Vergi uyum maliyetlerinin düşük seviyelerde olması vergi uyumunu arttırarak mükelleflerin vergi ödevlerini tam ve zamanında yerine getirmesine, dolayısıyla vergi gelirlerinin artmasına katkı sağlayacaktır. Bu çalışmada; vergi, vergi uyumu ve uyum maliyetleri konusu literatürde yer alan teorilere dayandırılıp açıklandıktan sonra araştırma kapsamında incelenen illerde yapılan yüz yüze anket uygulaması sonucunda elde edilen veriler SPSS 20 programı yardımıyla analiz edilmiş, bölgesel farklılıkların ve seçilen bazı faktörlerin vergi uyum maliyetleri üzerindeki etkisi araştırılmıştır. Çalışmanın sonunda vergi uyumunu arttıracak ve uyum maliyetlerini azaltacak politika önerileri sunulmuştur. -------------------- Tax compliance and compliance costs are two important issues to be considered by the tax authorities. The necessary and sufficient investigation of these two issues, which are the basis of low tax revenues or not being at the desired level of collection, positively affect the collection of tax revenues. Taxpayers who have high tax compliance costs are not expected to have a voluntary compliance against tax. Non-compliance of taxpayers make the loss and loss of tax revenues inevitable. Low tax compliance costs will increase tax compliance and will contribute to taxpayers' full and timely fulfillment of tax duties and thus increase tax revenues. In this study; After the tax, tax compliance and compliance costs were based on the theories in the literature, the data obtained from the face-to-face survey were conducted in the provinces examined within the scope of the research were analyzed with the help of SPSS 20 program and the effect of regional differences and some selected factors on tax compliance costs were investigated. At the end of the study, policy recommendations were introduced to improve tax compliance and reduce compliance costs

    DEVELOPMENT PROCESS OF R&D -INNOVATION EXPENDITURES IN TURKEY AND ITS IMPACT ON ECONOMY

    Full text link
    Bu çalışmanın amacı, özellikle son yıllarda gittikçe önem kazanan İnovasyon kavramını açıklamak; bilim, teknoloji ve inovasyon faaliyetleriyle önemli başarılar elde etmiş Doğu Asya ülkelerini ve başarılarını değerlendirmek ve de bu faaliyetlerin Türkiye’deki gelişim sürecini incelemektir. Çalışmanın bir diğer amacı da Türkiye’de Ar-Ge & inovasyon yatırımlarının doğal sonucu olan patent başvuru rakamlarını ve patentlemedeki mevcut durumu ele almaktır. Çalışmadan elde edilen bulgular, Türkiye’de Ar-Ge ve inovasyon harcamalarının yeterli düzeyde olmadığını, bunun yansıması olan patent başvuru ve kabul sayılarının çok düşük seviyelerde olduğu sonucunu göstermektedir. The aim of this study is to explain the concept of innovation that gain importance, and evaluate the success of East Asian countries those had important achievements on innovative,scientific and technological activities , and assess the development process of these activities in Turkey. The next aim of the study is to discuss the present situation of applications for patent and patentings that is the outgrowth of R&D and İnnovation investments. As a outcome of the study , we observe that the R&D and innovation expenditures is not sufficent in Turkey , and due to this reason the number of applications for patent and patentings very low in Turkey.&nbsp

    A Different Aspect in The Informal Economy: Working From Home

    Full text link
    DergiPark: 975314klujfeasKayıt dışı ekonomi ve kayıt dışı istihdam olguları özellikle günümüzde daha fazla konuşulan ve üzerinde tartışılan bir konu olarak ekonomik sistem içerisinde yer almaya başlamıştır. Dördüncü sanayi devrimi ile birlikte gelişen bilişim teknolojileri ve yaşanan salgın hastalıklar (Covid-19, Ebola, Kuş gribi gibi) kuruluşların iş yapma biçimini değiştirmesine sebebiyet vermiştir. Günümüzde, bilgi depolama ve telekomünikasyon sistemleri uzaktan çalışanlar arasında bilgi aktarımını kolaylaştırmıştır. Gelişen teknoloji, insanlara evden çalışma (home office) imkânı verirken, yaşanan salgın hastalıklar evden çalışmayı zorunlu kılmıştır. Ancak evden çalışmanın en önemli özelliği çalışanların görünmez oluşudur. Nitekim evden çalışan kişileri ispat etmek oldukça zordur ve bu şekilde çalışanlar istatistiklerde çoğunlukla ya ev kadını ya da işsiz olarak nitelendirilmektedir. Bu durum ise evden çalışanların kayıt dışı ekonomi zincirinin bir parçası olduğunu göstermektedir.Dolayısıyla bu çalışmada evden çalışma biçimi, kayıt dışı ekonomi ve kayıt dışı istihdam açısından incelenmiş ve bu kapsamda alınması gereken önlemlere yer verilmiştir.Informal economy and informal employment have started to take more place in the economic system, and have been discussed more and more each day. Information technologies advancing with the fourth industrial development and recent outbreaks (COVID-19, Ebola, avian flu, etc.) changed the way institutions do business. Today, information storage and telecommunications systems have facilitated the transfer of information among remote employees. Advancing technology allows people to work from home (home office), while outbreaks have forced them to do so. But the most important aspect of working from home is that the employees have become invisible. As a matter of fact, it is quite difficult to prove those working from home, and this is why, employees are often described in statistics as either homemakers or unemployed. This goes to show that those working from home are a part of the informal economy. Therefore, this study discusses working from home from the perspective of the informal economy and informal employment and covers the measures to be adopted in this context

    Changing Trends in Public Finance: A Content Analysis for Post-2010 Doctoral Theses

    Full text link
    Bilim dinamiktir ve evrenseldir. Küreselleşen dünyada cereyan eden güncel gelişmeler akademikçalışmaların seyrini değiştirmektedir. Akademisyenler güncel gelişmelerden geri kalmamak içinçalışmalarını bu minvalde geliştirmek durumunda kalmaktadırlar. Dinamik ve evrensel olan bilim maliyealanında yapılan çalışmaları da bu noktaya sürüklemektedir. Maliye alanındaki çalışmaların erken dönemifarklı konular etrafında yoğunlaşmışken, günümüzde bambaşka bir noktaya gelmiştir. Özellikle finansalkrizler, ticaret savaşları, küresel salgınlar, gelir adaletsizliği gibi dünyayı etkileyen önemli olaylarçalışmaları o noktaya çekmiştir. İlerleyen süreçte de günümüzün en önemli problemlerinden biri olanCOVID-19 salgını ile ilgili çalışmaların sayısının artış göstermesi beklenmektedir. Çünkü biliminsanlarının bu kadar önemli bir olaya duyarsız kalmaları mümkün değildir. Bu çalışmada, kamu maliyesialanında 2010 ve sonrasında yapılan doktora tezleri içerik analizi yöntemine göre analiz edilmiştir.Çalışmada YÖK (Yüksek Öğretim Kurulu) Ulusal Tez Merkezine yüklenmiş ve maliye konusu seçilmiş olantezler incelenmiştir. Çalışma doktora tezlerindeki genel eğilimi ortaya koymayı amaçlamaktadır. 2010-2021 yılları arasında ulusal tez merkezine yüklenen 545 tez analiz edilmiştir. Tezlerin her biri; üniversitetürlerine, üniversitelere, yayın yılı, yayın dili, danışmanların unvanları, anabilim dalları, çalışılan konularve kullanılan yöntemler açısından tek tek incelenmiştir. Araştırma verilerinin analizinde içerik analizikullanılmıştır. Çalışma sonucunda ulaşılan bulgular ve beklenen sonuçlar ortaya konulmuştur. Çalışma ileliteratüre katkı sunulması amaçlanmaktadır.Science is dynamic and universal. Current developments in the globalized world change the course of academic studies. Academics have to improve their work in this vein in order to keep up with these developments. The same situation also applies to the studies conducted in the field of public finance. While early studies in the field of public finance focused around different topics, the current focus has changed completely. In particular, important events affecting the world, such as financial crises, trade wars, global outbreaks, income injustice, have shifted this focus. In the future, it is expected that the number of studies focusing on the COVID-19 pandemic, which is one of the most important challenges today, will increase. Because it is impossible for scientists to remain insensitive to such an important thing. This study analyzes the doctoral theses in the field of public finance conducted in 2010 and after according to the content analysis method. The study examined the theses uploaded to the National Thesis Center of the Higher Board of Education (YOKTEZ). The study aims to demonstrate the general trend in doctoral theses. 545 theses that were uploaded to the National Thesis Center between 2010 and 2021, 545 theses were analyzed. Each thesis was examined individually in terms of the type of university, university, year of publication, the language of publication, the title of advisors, departments, subject of study, and methodology. Content analysis was performed to analyze study data. The study achieved findings and expected results. The purpose of the study is to contribute to the literature

    The Correlation Between Public Expenditures and Human Development Index as a Fiscal Policy Tool: Findings on Turkey (1990-2019)

    Full text link
    Bu çalışmanın amacı, kamu harcamaları içerisinde yer alan yarı kamusalmallara yönelik yapılan harcamaların insani gelişme endeksi üzerindekietkisini ortaya koymaktır. Devletin ekonomik yapı içerisinde gelişen vedeğişen rolü dolayısıyla önemi gittikçe artan kamu harcamalarının,ekonomik ve sosyal göstergeler üzerindeki etkisini vurgulamakta yararvardır. Ekonomik büyüme, kalkınma, insani gelişme, gelir dağılımındaadalet ve kaynak kullanımında etkinlik bu göstergelerden sadece bazılarıdır.Maliye politikası amaçlarına ulaşabilmek için etkin bir araç olarak kullanılankamu harcamaları, toplumun genelinin faydasına sunulmasının yanı sırabazen sadece özel faydayı da sağlayabilmektedir. Sağladıkları faydadolayısıyla da bu harcamalar niteliklerine göre tam kamusal, yarı kamusalve özel mallar olarak tanımlanmaktadır. Yarı kamusal mal olaraktanımlanan eğitim ve sağlık harcamalarının İnsani gelişme endeksihesaplamalarında kullanılan temel göstergeler içerisinde yer alması ve buharcamaların refah maksimizasyonunu sağlama açısından da önemli biryere sahip olması, kamu harcamaları içerisinde yarı kamusal mal niteliğindeolan eğitim ve sağlık harcamalarının önemini daha da arttırmaktadır. Yarıkamusal malların yaymış oldukları pozitif dışsallıklar dolayısıyla insanigelişme üzerindeki olası etkisinin ölçülmesi çalışmanın ana motivasyonkaynağı olmuştur. Türkiye özelinde yapılan bu çalışmada insani gelişmeendeksi ve özellikle eğitim ve sağlık harcamaları başta olmak üzere yarıkamusal mallara yönelik kamu harcamalarının milli gelire oranı değişkenlerikullanılmıştır. İnsani gelişme endeksi verilerinin 1990 yılı ve sonrası mevcutolması nedeniyle çalışmada bu değişkenler arasındaki ilişki 1990-2019yıllarına ait verilerle zaman serisi teknikleri kullanılarak araştırılmıştır.Değişkenler arasındaki uzun dönemli ilişki Gregory-Hansen eşbütünleşmetesti ile sınanmış ve aralarında eşbütünleşik ilişki tespit edilmiştir. Uzundönem katsayıları FMOLS yöntemiyle tahmin edilmiştir. Sonuçlara göreuzun dönemde kamu harcamaları insani gelişme düzeyini yükseltmektedir.Nedensellik testine göre ise kamu harcamalarından insani gelişmeendeksine doğru tek yönlü nedensellik ilişkisi tespit edilmiştir.The purpose of this study is to demonstrate the impact of expenditures on semi-public goods in public expenditures on the human development index. Due to the evolving and changing role of the state in the economic structure, it is worth emphasizing the impact of public expenditures, which are becoming increasingly important, on economic and social indicators. Economic growth, development, human development, fairness in income distribution, and efficiency in resource use are some of these indicators. Public expenditures, which are used as an effective tool to achieve fiscal policy objectives, can provide the benefit of the general public as well as sometimes only private benefit. Because of the benefit they provide according to their characteristics, these expenditures fall under three categories: public, semi-public and private goods. The fact that education and health expenditures, which are defined as semi-public goods, are among the basic indicators used in human development index calculations and that these expenditures have an important place in terms of providing welfare maximization further increases the importance of education and health expenditures, which are semi-public goods among public expenditures. Measuring the possible impact of semii-public goods on human development due to their positive externalities was the main driver for the study. Due to the availability of human development index data for 1990 and after, in this study conducted in Turkey, the human development index and the ratio of public expenditures to national income for semi-public goods were used. The correlation between these variables was investigated using time-series techniques with data from 1990-2019. The long-term correlation between the variables was tested using the Gregory-Hansen cointegration test and a cointegration correlation was identified between them. Long-term coefficients were estimated using the FMOLS method. According to the results, public spending increases the level of human development in the long term. According to the causality test, a one-way causality correlation was identified from public expenditures to the human development index

    Return of taxes to public in social expenditures: an analysis on Turkey

    Full text link
    Vergiler, kamu harcamalarının finansmanını sağlamak için öncelikli olarak tercih edilen ve sıkça başvurulan bir kamu kaynağıdır. Artan vergi gelirleri mükellefler üzerinde vergi yükü oluşturarak optimal vergileme sorununu ortaya çıkarmaktadır. Vergi gelirlerinde meydana gelen artışın sosyal harcamalar yoluyla yeniden dağıtımının sağlanması mükelleflerin vergiler konusuna bakışını olumlu yönde etkilemektedir. Çünkü sosyal harcamalar özellikle dezavantajlı kesime yönelik toplumsal adaletin sağlanmasında öldukça önemli bir rol oynamaktadır. Bu çalışmada Türkiye’de sosyal harcamalar ile vergi gelirleri arasındaki ilişki 1980-2019 dönemi için zaman serisi yöntemleri kullanılarak ele alınmıştır. Çalışmada sosyal harcamalara yönelik verilerin 1980 sonrası var olması nedeniyle model bu dönemi kapsayacak şekilde oluşturulmuş ve analiz edilmiştir. Değişkenler arasındaki uzun dönem ilişkisi tek yapısal kırılmalı Gregory-Hansen eşbütünleşme testi ile incelenmiş ve aralarında eşbütünleşik ilişki tespit edilmiştir. FMOLS yöntemiyle tahmin edilen uzun dönem katsayıları vergi gelirlerindeki artışın sosyal harcamalara pozitif yansıması olduğunu göstermiştir. Vektör hata düzeltme modeline dayalı Granger nedensellik testine göre uzun dönemde vergi gelirlerinden sosyal harcamalara doğru tek yönlü nedensellik ilişkisi tespit edilmiştir.Taxes are a primarily preferred and frequently referenced public resource for financing public expenditure. Increased tax revenues create a tax burden on taxpayers, leading to the issue of optimal taxation. Ensuring the redistribution of the increase in tax revenues through social expenditure positively affects the taxpayers' view of taxes. Because social expenditures play an extremely important role in ensuring social justice, especially for the disadvantaged. This study examines the relationship between social expenditures and tax revenues in Turkey for the period 1980-2019 using time series methods. Since data on social expenditure exists after 1980, the model was created and analyzed to cover this period. The long-term correlation between variables was examined using the Gregory-Hansen cointegration test and a co-integrated correlation was found. Long-term coefficients estimated using the FMOLS method showed that the increase in tax revenues had a positive reflection on social expenditure. The Granger causality test based on vector error correction model identified a one-way causality from tax revenues towards social expenditure

    Adaptive phenotypic modulations lead to therapy resistance in chronic myeloid leukemia cells.

    Full text link
    Tyrosine kinase inhibitor (TKI) resistance is a major problem in chronic myeloid leukemia (CML). We generated a TKI-resistant K562 sub-population, K562-IR, under selective imatinib-mesylate pressure. K562-IR cells are CD34-/CD38-, BCR-Abl-independent, proliferate slowly, highly adherent and form intact tumor spheroids. Loss of CD45 and other hematopoietic markers reveal these cells have diverged from their hematopoietic origin. CD34 negativity, high expression of E-cadherin and CD44; decreased levels of CD45 and β-catenin do not fully confer with the leukemic stem cell (LSC) phenotype. Expression analyses reveal that K562-IR cells differentially express tissue/organ development and differentiation genes. Our data suggest that the observed phenotypic shift is an adaptive process rendering cells under TKI stress to become oncogene independent. Cells develop transcriptional instability in search for a gene expression framework suitable for new environmental stresses, resulting in an adaptive phenotypic shift in which some cells partially display LSC-like properties. With leukemic/cancer stem cell targeted therapies underway, the difference between treating an entity and a spectrum of dynamic cellular states will have conclusive effects on the outcome
    corecore