34 research outputs found

    Effects of colored lighting on the perception of interior spaces

    Get PDF
    Ankara : The Department of Interior Architecture and Environmental Design and the Institute of Economics and Social Sciences of Bilkent University, 2009.Thesis (Master's) -- Bilkent University, 2009.Includes bibliographical references leaves 70-74.The aim of this study is to understand the effects of colored lighting on the perception of interior spaces and to compare different colored lightings in order to understand their effects on interior space perception. The experiment was conducted with the same sample group for three different lightings which are red, green and white. The participants were ninety-seven students from different departments of Bilkent University, most of them from the Department of Interior Architecture and Environmental Design. The study was conducted in three phases. Firstly, participants were tested for color vision deficiencies and the ones who passed this test entered the first part of the experiment. They evaluated the experiment room under red lighting in the first phase. Secondly, they evaluated the experiment room under green lighting. Lastly, they evaluated the experiment room under white lighting. It was found that colored lighting (red and green) affects the perception of an interior space and the space perception differs according to the color of the lighting for some of the evaluative factors.Odabaşıoğlu, SedenM.S

    Recent advances in the synthesis and applications of 2,6-dipyrazolylpyridine derivatives and their complexes

    Full text link

    Renkli tiftik keçisi ve Ankara keçisi × Renkli tiftik keçisi F1 melezi oğlaklarda tiftik üretimi, temiz tiftik verimi ve elyaf özelliklerinin araştırılması

    Get PDF
    The aim of this study was to compare some fleece and fibre characteristics of kids of Coloured mohair goat with F1 crossbred kids of Angora × Coloured mohair goat to reveal the effects of this cross-breeding on mohair production, clean yield, and fibre quality. This study was carried out using goats of the Coloured mohair goat breed at the Experimental Farm of the Faculty of Veterinary Medicine of Yüzüncü Yıl University. Four Angora goats were used as male material. In 2001, greasy fleece weight, clean mohair yield, fibre diameter, fibre length, fibre elasticity, breaking strength, kemp fibre content, and medullated fibre content of kids at 12 months of age (36 F1 cross-bred, 18 pure) were examined. Greasy fleece weight and clean mohair yield were 420 g and 74.3% for kids of Coloured mohair goat, and 830 g and 75.9% for F1 cross-bred kids. Mean values for fibre diameter, fibre length, fibre elasticity, breaking strength, kemp fibre content, and medullated fibre content were 36.4 μm, 7.4 cm, 32.4%, 8.2 g, 16.2%, and 13.1% for kids of Coloured mohair goat, and 30.1 μm, 7.8 cm, 31.6%, 6.3 g, 3.4%, and 2.3% for F1 cross-bred kids, respectively. The effect of genotype (but not sex) on greasy fleece weight, fibre diameter, breaking strength, kemp fibre content, and medullated fibre content were significant (P < 0.001). Effects of genotype and sex on fibre length, fibre elasticity, and clean yield were not significant (P > 0.05). In conclusion, an overall improvement of mohair production traits was observed on F1 kids developed by crossing Angora goat and Coloured mohair goat. It could be supposed that Angora goats have been selected more for mohair production compared to Coloured mohair goats. Thus one way to improve the quality of mohair of Coloured mohair goat could be crossbreeding.Bu araştırma, Ankara keçisi × Renkli tiftik keçisi F1 melezi oğlakların çeşitli tiftik özellikleri bakımından Renkli tiftik keçisi oğlakları ile karşılaştırılması ve söz konusu melezlemenin F1 melezi oğlaklarda tiftik üretimi, temiz tiftik verimi ve elyaf kalitesi üzerine etkisini ortaya koymak amacıyla yapılmıştır. Çalışma, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Veteriner Fakültesi Araştırma ve Uygulama Çiftliğinde yetiştirilen Renkli tiftik keçisi sürüsünde yürütülmüştür. Erkek materyal olarak 4 baş Ankara keçisi tekesi kullanılmıştır. Tiftik verimi ve özellikleri için 2001 yılında doğan ve 12 aylık yaştaki oğlaklarda (36 F1 melezi, 18 saf) tiftik verimi, tiftik randımanı, elyaf inceliği, elyaf uzunluğu, elyaf elastikiyeti, mutlak mukavemet, kempli ve medullalı elyaf oranları incelenmiştir.Kirli tiftik verimi ve tiftik randımanı Renkli tiftik keçisi oğlaklarında genel olarak 420 g ve % 74,3, melez F1’lerde 830 g ve % 75,9 olarak saptanmıştır. Renkli tiftik keçisi oğlaklarında elyaf inceliği, elyaf uzunluğu, elyaf elastikiyeti, mutlak mukavemet, kempli elyaf oranı ve medullalı elyaf oranı genel olarak sırasıyla 36,4 ?m, 7,4 cm, % 32,4, 8,2 g, % 16,2, % 13,1, melez F1’lerde aynı sıra ile 30,1 ?m, 7,8 cm, % 31,6, 6,3 g, % 3,4 ve % 2,3 olarak bulunmuştur. Genotipin etkisi tiftik verimi, elyaf inceliği, mutlak mukavemet, kempli ve medullalı elyaf oranları üzerine önemli (P 0,05). Sonuç olarak, Ankara keçisi ve Renkli tiftik keçisinin melezlenmesi ile elde edilen F1 oğlaklarında tiftik üretimi ve elyaf özellikleri üzerine genel bir iyileşmenin olduğu gözlenmiştir. Bu da, Ankara keçilerinin Renkli tiftik keçilerine göre daha fazla tiftik üretimi için seleksiyona tabii tutulduğunu işaret etmektedir. Bundan dolayı, Renkli tiftik keçilerinin tiftik verimini ve kalitesini iyileştirmenin bir yolu Ankara keçisiyle melezleme olabilir

    Köy enstitülerinin yönetimi

    No full text
    Bu çalışmada Köy Enstitülerinin Yönetimi incelenmiştir. Araştırmada Araştırma betimsel nitelikte olup yazılı kaynaklara ve çalışmanın katılımcılarını oluşturan yüksek köy enstitüsü ve köy enstitüsü mezunlarının düşüncelerine dayanan nitel bir araştırma olarak planlanmıştır. Çalışmada, “Belge Ġnceleme” tekniği kullanılmıştır. Belge inceleme, araştırma konusu hakkında bilgi içeren yazılı kaynakların analizini kapsamaktadır. Köy Enstitülerinde Okul Yönetimlerinin Amaçlarına bakıldığında; köylüyü köyden başlayarak TBMM‟ye varıncaya kadar memleket vatandaşı haline getirme, Cumhuriyet vatandaşlığı bilinci uyandırma ve geliştirme, çocuğu işe, mesleğe ve ileri öğretime hazırlama, eğitimde fırsat eşitliği sağlama, eğitim politikalarını hayata geçirilmesini sağlayarak ülke kalkınmasında değerlendirme, eğitimin niteliğini arttırma, eğitim ve ülkenin demokratikleşmesine katkı sağlama, Türkiye‟de becerikli bir insan kesimi yaratma, donanımlı insan donanımlı köyler ve nihayetinde donanımlı Türkiye‟yi sağlaya çalışma, parasız ve karma eğitim, zorluklar aşma ve hedeflere odaklanarak gerçekleştirme, yetki ve sorumluluk sahibi bireylerin yetişmesini sağlama, ölçme ve değerlendirmeyi amaç ve hedefleri gözeterek gerçekleştirme, ülkülü insanlar ve ülkülere uygun hedefleri oluşturma ve gerçekleştirme üzerine kurulu olduğu görülmüştür. Köy Enstitülerinin Okul Yönetimi Yapısına bakıldığında; köy enstitülerinin yapısını oluşturan yasaların oldukça fazla olduğu ve zaman ve koşullara göre gerekli yasa değişikliklerinin yapıldığı, enstitü programının ilkesinin ülke kalkınması, nitelikli birey ve gelişmeye uygun olduğu, eğitim yönetiminin günün koşullarına göre ileri ve demokratik olarak oluşturulduğu, köy enstitülerinde görev alan yönetici ve öğretmenlerin niteliklerinin yasalarla ve günün koşullarına göre belirlendiği, öğrenci seçimi köyden alıp köye verme sisteminin uygulandığı, derslerin dağılımı ve programların ülkenin ihtiyaç duyduğu insanı yetiştirme için uygun ve yeterli olduğu, stajyerlik, öğretmenlik uygulamasının olduğu ve yükseköğrenim görme imkanlarının tanındığı ve eğitim sisteminin laik eğitim sistemi yapısının olduğu görülmüştür. Köy Enstitülerinde Okul Yönetimi Sürecinin öncelikle eğitmen yetiştirme ile başladığı, kültür, sanat etkinliklerine yeterli zaman ayrıldığı, iş içinde eğitim sisteminin uygulandığı ve üretimin artığı köylerin canlandığı, belki de Türkiye tarihinde ilk defa köy çocuklarının gelişimi ve pozitif ayrımcılıkla yetiştirilmesi uygulamasının olduğu, imece adı verilen katılımlı ve herkesin yardım ve desteğinin alınarak işin, başarının ve aynı zamanda başarısızlığın herkese ait olduğu uygulamasının yaşandığı, ihtiyaç duyulan dikiş, biçki, nakış, arıcılık, tarım vb. uygulamaların hayata geçirildiği, tatil ve iş planlamasıyla emsali pek görülmemiş iyi ve örnek uygulamaların hayat bulduğu, devrin şartlarının sonuna kadar zorlanarak yöntem ve tekniklerle eğitim öğretimin yapıldığı, mevcut olan araç gereç ve teknolojinin sonuna kadar kullanıldığı, eğitimin yakından uzağa ve merkezden çevreye ilkesiyle gerçekleştirildiği, demokratik, tam katılımlı, esnek bir eğitim yönetim sürecinin uygulandığı görülmüştür. Köy Enstitülerinde Örgütsel Ġklime bakıldığında; demokrat ve samimi ilişkilerin olduğu, kendi kendine yetme ilkesi içinde ancak gerektiğinde imece sisteminin uygulandığı ve katılımcılık ruhunun canlı tutulduğu, eleştiri ve özeleştirinin yanında beğeni ve teşekkürlerin de bildirildiği, başarıların övüldüğü ve gerekenlere ödüllerin verildiği görülmüştür. Ayrıca etkin, bencil olmayan, yaratıcılığı gelişmiş, sorumluluk sahibi, kendine güvenen, üretken, eleştirel düşünen, araştırmacı, cesur, tutumlu, sağlıklı, kendi varlığına yabancılaşmamış bireyler yetiştirildiği kolektiflik/ortaklık bilinci, dayanışma ve hoşgörü ikliminin hakim olduğu görülmüştür

    The effect of spinal manipulation on housewives with low back pain

    No full text
    Çalışmanın amacı bel ağrısı şikayetiyle başvuran ev hanımı hastalarda manipülatif tedavi tekniklerinin anlık etkisini araştırmaktır. Çalışmaya,ev hanımı olup da bel ağrısı şikayetiyle başvuran hastalardan çalışmaya katılmayı kabul eden 21 hasta dahil edilmiştir. Hastaların tedavi öncesi ve sonrası değerlendirmelerinde ağrı için Vizüel Analog Skala (VAS) kullanıldı. Gonyometre ile gövdenin normal eklem hareketliliği ölçülmüş, bacak boyu farkı ve gövde fleksiyonda iki taraftaki spina iliaka posterior süperior (SİPS) seviye farkı ölçülmüştür. Önden ve yandan postür değerlendirildi. Postür analizi için PosturScreen Telefon uygulaması kullanıldı. Tedavi öncesi ve sonrası VAS skorlama verilerinde istatistiksel olarak anlamlı fark olduğu görüldü(p0,05). Tedavi öncesi ve sonrası yapılan bacak boyu farkı ölçümlerinde anlamlı fark olduğu görüldü (p0.005). Ev hanımlarında yaptığımız çalışmada manipülatif tekniklerin bel ağrısı üzerine ağrıyı azalttığı, normal eklem hareketini artırdığı, SİPS seviyelerini düzelttiği gözlenmiştir.The immediate effect of manipulative therapy techniques was investigated in patients with home-womans who complained of low back pain. Twenty-one patients who agreed to participate in the study were included in the study, who were housewives and who applied with complaints of back pain. Visual Analogue Scale (VAS) was used for pain in patients before and after treatment. Normal joint motility was measured with a goniometer, and the difference in leg size and posterior superior (SPPS) level of spina bilateral spinal cord in the trunk flexion was measured. There was a statistically significant difference between pre- and post VAS scoring data (p 0,05). There was a significant difference in the measurements of leg length before and after the treatment (p 0.005). In the study we performed in housewives, it was observed that the manipulative techniques made a significant difference in pain level, normal joint range of motion, level difference between the two SISPS on the back pain, but no significant difference in posture and floor finger measurements

    Okul yöneticilerinin etik liderlik davranışları ile öğretmenlerin örgütsel bağlılığı arasındaki ilişki

    No full text
    In this study, teachers' perceptions and thoughts on the Effects of Ethical Leadership Behaviors on Organizational Commitment of Administrators working in schools in Denizli Merkezefendi district were examined. The research was carried out with the screening model and the random sampling method. The population of the research is composed of teachers working in preschool primary, secondary and high schools in Merkezefendi district of Denizli province in 2019-2020 academic year. By reaching 550 teachers in the population in question, data were collected from 511 teachers who filled the scale completely. Likert type scale was used as the data collection tool used in the research. The total reliability coefficient of the scale was 0.96 and was observed at a high level. It was observed that most of the teachers participating in the study were female, secondary school and high school branch teachers, undergraduate graduates, seniority of 16-20 years and above, primary and high schools and 31-40 years of age. Nonparametric analyzes were used in the analysis because the research data did not show normal distribution. As a result of the examination and analysis conducted, the suggestion that teachers show the least participation in the ethical leadership behavior levels of school administrators is "Your school's administrator treats teachers fairly." They gave the opinion to the article "I have no idea". It was seen that the proposition they mostly participated in was "Agree" to the item "The school's manager respects the values of the society in which they are located". It is determined that the general average of ethical behaviors is at the level of "I agree". Based on these data, it was concluded that school administrators 'perceptions of teachers' perceptions of ethical leadership behaviors show that school principals show ethical leadership behaviors in general. When looking at the sub-dimensions; The general average of the "communicative ethics sub-dimension" is at the "No Idea" level, the general average of the "climatic ethic sub-dimension" at the "No Idea" level, the "Agree" level of the general average of the "ethical sub-dimension in organizational decision making" and " It was determined that the general average regarding the "behavioral ethic sub-dimension" is at the level of "I agree". It was concluded that teachers feel more about the ethical leadership behaviors of organizational decision making and behavioral ethics by teachers. In addition, there was no significant difference in the perceptions of teachers regarding the ethical leadership behaviors of the administrators according to gender, branch and the level of the task. It has been determined that it varies according to the level of education, seniority and age. The proposition that teachers show the least participation in their organizational commitment perception levels is that "Our school principal's support and encouragement to my efforts makes me feel closer to this school." They participated in "Sometimes" level. The proposition that they have the most participation is "I feel connected to this school when I think of the aims the school is trying to achieve." to the item "Always". It is determined that the general average is at the "Most of the time" level. From these data, it was concluded that teachers' perceptions of organizational commitment are often at a very high level. In addition, while teachers' perceptions about organizational commitment of teachers do not show a significant difference according to gender variable, it is seen that there is a significant difference according to branch, education level, seniority, level of employment and age. As a result of the research, it has been observed that there is a positive, directly proportional, high level relationship between teachers' perception of organizational commitment and ethical leadership behaviors of educational administrators. This situation is interpreted as that there is a high level of relationship between managers' ethical leadership behaviors and teachers' perceptions of organizational commitment, as teachers' ethical leadership behaviors increase, teachers' organizational commitment levels decrease as managers' ethical leadership behaviors decrease. This finding is similar to the sources in the domestic and international literature. This result was interpreted as the high validity and reliability of the research.Bu çalışmada Denizli Merkezefendi ilçesinde okullarda çalışan okul yöneticilerin etik liderlik davranışları ile öğretmenlerin örgütsel bağlılığı arasındaki ilişki incelenmiştir. Araştırma tarama modelinde ve tesadüfü örnekleme yöntemiyle yürütülmüştür. Araştırmanın evreni 2019–2020 eğitim-öğretim yılı Denizli ili Merkezefendi ilçesindeki okulöncesi ilkokul, ortaokul ve liselerde çalışan öğretmenlerden oluşmaktadır. Veriler evrendeki 511 öğretmenden likert tipi "Örgütsel Bağlılık Ölçeği" ve "Etik Liderlik Ölçeği" ile toplanmıştır. Ölçeğin toplam güvenirlik katsayısı 0,96 olarak hesaplanmıştır. Araştırmaya katılan öğretmenlerin çoğunun kadın, branş olarak ortaokul ve lise branş öğretmeni, lisans mezunu, kıdeminin 16-20 yıl ve üzeri, ilkokul ve liselerde görev yaptığı ve yaş olarak 31-40 yaş aralığında olduğu görülmüştür. Araştırma verilerinin normal dağılım göstermemesi nedeniyle analizlerde non parametrik analizler kullanılmıştır. Araştırma sonucunda öğretmenlerin okul yöneticilerinin etik liderlik davranış düzeylerine dair en az katılım gösterdikleri önermenin "Okulunuzun yöneticisi öğretmenlere adaletli davranır." maddesine "Fikrim Yok" düzeyinde görüş bildirirken en fazla katılım gösterdikleri önermenin ise "Okulunuzun yöneticisi içinde bulunduğu toplumun değerlerine saygı gösterir" maddesine "Katılıyorum" derecesinde olduğu görülmüştür. Etik davranışlara ait genel ortalamanın ise "Katılıyorum" düzeyinde olduğu tespit edilmiştir. Bu verilerden hareketle okul yöneticilerinin etik liderlik davranışlarına ilişkin öğretmen algılarının okul müdürlerinin etik liderlik davranışlarını genel olarak gösterdiklerini düşündükleri sonucuna ulaşılmıştır. Alt boyutlara bakıldığında ise; "iletişimsel etik alt boyutu"na ilişkin genel ortalamanın ise "Fikrim Yok" düzeyinde, "iklimsel etik alt boyutu"na ilişkin genel ortalamanın "Fikrim Yok" düzeyinde, "örgütsel karar vermede etik alt boyutu"na ilişkin genel ortalamanın ise "Katılıyorum" düzeyinde ve "davranışsal etik alt boyutu"na ilişkin genel ortalamasının da yine "Katılıyorum" düzeyinde olduğu tespit edilmiştir. Yöneticilerin etik liderlik davranışlarını örgütsel karar verme ve davranışsal etik boyutlarında öğretmenler tarafından daha fazla hissedildiği sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca yöneticilerin etik liderlik davranışlarına ilişkin öğretmen algılarının cinsiyet, branş ve görev yapılan kademe değişkenine göre anlamlı bir farklılık göstermez iken eğitim düzeyi, kıdem ve yaş değişkenlerine göre farklılık gösterdiği tespit edilmiştir. Öğretmenlerin örgütsel bağlılık algı düzeylerinde en az katılım gösterdikleri önermenin "Okul müdürümüzün çabalarıma destek ve cesaret veriyor olması, kendimi bu okula daha yakın hissetmemi sağlıyor." maddesine "Bazen" düzeyinde katılım gösterirken en fazla katılım gösterdikleri önermenin ise "Okulun gerçekleştirmeye çalıştığı amaçları düşündüğümde kendimi bu okula bağlı hissediyorum." maddesine "Her zaman" derecesinde olduğu ve genel ortalamanın da "Çoğu zaman" düzeyinde olduğu tespit edilmiştir. Bu verilerden öğretmenlerin örgütsel bağlılık algılarının çoğu zaman düzeyinde ve çok yüksek olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca öğretmenlerin örgütsel bağlılıklarına ilişkin öğretmenlerin algılarının cinsiyet değişkenine göre anlamlı bir fark göstermez iken branş, eğitim düzeyi, kıdem, görev yapılan kademe ve yaş değişkenlerine göre anlamlı farklılık gösterdiği görülmüştür. Araştırma sonucunda öğretmen algılarına göre eğitim yöneticilerinin etik liderlik davranışlar ile alt boyutlarına yönelik davranışlar sergilemesi arasında pozitif yönde, doğru orantılı, yüksek düzeyde bir ilişkinin olduğu görülmüştür. Ayrıca regrasyon analizi sonucunda da yöenticilerin etik liderlik davranışlarının öğretmenlerin örgütsel bağlıık algılarını % 82 oranında yordadığı sağtanmıştır. Bu durum yöneticilerin alt boyutları da dahil etik liderlik davranışlar sergilemesiyle öğretmenlerin örgütsel bağlılık algıları arasında yüksek düzeyde ilişkinin olduğu, yöneticilerin etik liderlik davranışları arttıkça öğretmenlerin de örgütsel bağlılıklarının artacağı gibi yöneticilerin etik liderlik davranışlar sergilemeleri düştükçe öğretmenlerin örgütsel bağlılık düzeylerinin azalacağı şeklinde yorumlanmıştır. Elde edilen bu bulgu daha önceden yapılmış olan yurt içi ve yurt dışı literatürdeki kaynaklarla benzerlik göstermektedir

    İç mekanlarda alanın renk uyumu üzerine etkisi

    No full text
    Cataloged from PDF version of article.Thesis (Ph.D.): Bilkent University, Department of Interior Architecture and Environmental Design, İhsan Doğramacı Bilkent University, 2015.Includes bibliographical references (leaves 142-152).The main aim of this study is to examine the effect of area on color harmony in interior spaces. Area in color harmony is the relative amount of different color areas represented as a proportion on which color harmony depends. Colors in the color scheme of an interior space are usually not applied in equal proportions of surface areas and considering the complex relations of colors in interior spaces, it is important to search for the principles of color harmony and area effects in interiors. The secondary aim of the study is to investigate how the term color harmony was defined and the link between color harmony and related terms used to define it. The related terms that are used to define color harmony can explain why a color scheme is evaluated as harmonious. In this study, three primary (red, blue, yellow) and three secondary (green, purple, orange) colors of Itten’s color wheel were studied in a simulated office interior with three-color schemes emphasizing different proportional use of each color. There were four color combinations, each consisting of six images differing in areas of the constituent colors. Firstly, participants evaluated the harmony content of the images by comparing them in pairs. Secondly, they evaluated each image regarding the thirteen terms related to color harmony. Findings indicated that area had an effect on color harmony for two of the color combinations (warm and cool color schemes). However, there were no strong but rather moderate and weak correlations between color harmony and the terms.by Seden Odabaşıoğlu.Ph.D

    The investigation of yield and morphological characteristics of Hamdani sheep in Van area; II. growth, survival rate, fattening performance, slaughter and carcass characteristics of lambs

    Get PDF
    Bu araştırma Hamdani kuzularında büyüme, yaşama gücü, besi performansı, kesim ve karkas özelliklerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Büyüme performansının belirlenmesinde 87, besi performansının belirlenmesinde 21, kesim ve karkas özelliklerinin belirlenmesinde 12 baş Hamdani kuzusu kullanılmıştır. Kuzular da doğum ağırlığı 4.66 kg, 90.gündeki (sütten kesim) ağırlığı 21.59 kg’dır. 0-90.gün arası dönemde ortalama günlük canlı ağırlık artışı 192 g, sütten kesimdeki (90.Gün) yaşama gücü %95.05 olarak bulunmuştur. Doğum ağırlığına ve büyümenin bazı dönemlerindeki beden ağırlığına doğum tipinin etkisi p<0.01 düzeyinde önemli olmuştur. Kuzuların 70 günlük besi süresince günlük canlı ağırlık artışı 206 g, günlük tükettikleri kesif ve kaba yem miktarları 0.16 kg ile 1.26 kg olarak saptanmıştır. 39.22 kg canlı ağırlıkta kesilen kuzuların soğuk karkas randımanı %46.61, kuyruk yağı 2.55 kg, kuyruk yağının karkasa oranı %13.59 ve MLD kesit alanı 17.25 cm2 olarak belirlenmiştir. Bu verilere dayalı olarak; Hamdani kuzularının büyüme, yaşama gücü, besi performansı, kesim ve karkas özellikleri yönünden bölgede yetiştiriciliği yapılan Akkaraman, Morkaraman ve Norduz gibi yağlı kuyruklu ırklara benzer olduğu belirlenmiştir. Hamdani koyun ırkında farklı besi metotları kullanılarak besi performansının ve ideal kesim ağırlığının tespit edilmesi için yeni çalışmalara ihtiyaç olduğu, ayrıca bölgenin ekonomik ve pazar şartları dikkate alınarak, Hamdani koyun ırkının veriminin iyileştirilmesi yönünde çalışmalar yapıldığında, Hamdani koyunun bölge yetiştiricilerine ekonomik yönden yarar sağlayacağı kanaatine varılmıştır.This study was carried out to determine growth, survival rate, fattening performance, slaughtering and carcass characteristics of Hamdani lambs. 87 lambs for growth performance, 21 lambs for fattening performance, 12 lambs for slaughtering and carcass characteristics were used. Mean birth weight of lambs was 4.66 kg and weaning weight at 90th day was 21.59 kg. Average daily live weight gain at 0-90 d was 192 g, survival rate of lambs at weaning (90th day) was 95.05%.The effect of birth type on birth weight and live weight gains at some part of growth was significant (p&lt;0.01). Mean daily weight gain was 206 g throughout the experiment. Daily amounts of forage and concentrate feed consumptions were 0.16 kg and 1.26 kg, respectively. The dressing percentage was 46.61 for lambs slaughtered at 39.22 kg of body weight. Mean tail fat, the size of MLD and tail fat/carcass ratio were 2.55 kg, 17.25 cm2 and 13.59%, respectively. In conclusion, growth performance, survival rate, fattening performance, slaughtering and carcass characteristics of Hamdani lambs were similar to lambs of other fat tail sheep such as Akkaraman, Morkaraman and Norduz. There is a need for the determination of ideal slaughtering weights at different fattening methods. Moreover, it was thought that Hamdani sheep can provide considerable economic benefits if studies are carried out to improve production traits of Hamdani sheep based on the needs of economic and marketing conditions of the region

    Flattening performance and traits of slaughtering and carcass of purebred of morkaraman and Fı crossbred of kıvırcık & morkaraman lambs fed with different fattening plan & timetable: I- body measurements

    Get PDF
    Bu araştırmada kaliteli kesim kuzusu üretimi amacı ile elde edilen Kıvırcık x Morkaraman (Fı) melezi ve saf Morkaraman kuzularının çeşitli vücut ölçüleri incelenmiştir. Araştırmada kuzulara iki farklı besi süresi (60-75 gün) uygulanmıştır. Her iki besi süresinde hem kontrol hem de deneme grubu oluşturulmuştur. Kontrol grubundaki kuzular sadece mer’ada beslenmiş, deneme grubundaki kuzulara mer’aya ilaveten kesif yem verilmiştir. Saf ve Fı melezi kuzuların 26 farklı vücut bölgesinin ölçüleri alınmıştır. Her bir grupta 6’ şar baş kuzu (n = 24) kullanılmıştır. Boyun uzunluğu I. Besi grubunda (60. gün) melez (Fı) kuzuları lehine (p<0.01) II. Besi grubunda (75. gün) ise Morkaraman kuzuları lehine (p<0.05) gerçekleşmiştir. Ön incik çevresi ve sağrı genişliği I. Besi Grubu (60. gün) lehine (p<0.01); baş uzunluğu, cidago, sırt, sağrı ve kuyruk sokumu yüksekliği ile beden ön ve orta kısım uzunluğu ise II. Besi grubu (75. gün) lehine (p<0.001) farklılık göstermiştir. Sonuç olarak; mer’a + yem grubundaki saf ve melez genotipler arasında vücut ölçüleri bakımından bir farklılık olmadığı halde, mer’a grubundaki melez genotip, vücudun sırt ve art uzunlukları bakımından saf genotipe üstünlük sağlamıştır. Değerli etlerin bulunduğu vücudun sırt ve art kısımlarının melez genotipte daha fazla gelişmiş olması nedeni ile değerli et miktarının artırılması amacıyla bölgede Kıvırcık genotipinden yararlanılabileceği kanaatine varılmıştır.In this study F1 crossbred lambs of Kıvırcık &amp; Morkaraman that were inseminated to upgrade the quality slaughter lamb production and purebred lambs of Morkaraman were evaluated for the variety of body measurements. Lams were treated with two different feeding timetables of 65 and 75 days. Control groups were also assigned for both study groups. Each group was assigned with 6 animals and a total of 24 lambs were used in this study. Animals in control group were only fed with pasture while animals in study group were fed both pasture and grain. Body measurements were performed in 26 different parts of animals. Length of neck were measured significantly (p&lt; 0.01) more in crossbreed compared to purebred lambs fed 60 days. On the other hand, measurement of neck was significantly (p&lt;0.05) longer in purebred compared to crossbred lambs fed 75 days. Measurements of around the front shin and rump width were significantly (p&lt;0.01) more in lambs fed 60 days compared to lambs fed 75 days. However, head length and height of withers, back, rump, and tail head were significantly (p&lt;0.001) more in lambs fed 75 days compared to lambs fed 60 days. In conclusion, body measurements were determined insignificantly different between genotypes of purebred and crossbred of lambs fed with both pasture and grain while length of lumbar and art parts of body were measured significantly longer in crossbred genotype compared to purebred lambs fed only pasture. Lumbar and art parts of body producing very quality of meat develop very well in crossbred. Therefore, it was concluded that it could be the beneficial to use Kıvırcık genotype to increase the production of quality meat
    corecore