31 research outputs found
Biçim uygulamalarının değişik yonca çeşitlerinin tohum verimi ve buna ilişkin diğer bazı karakterler üzerine etkisi
Bu tezin, veri tabanı üzerinden yayınlanma izni bulunmamaktadır. Yayınlanma izni olmayan tezlerin basılı kopyalarına Üniversite kütüphaneniz aracılığıyla (TÜBESS üzerinden) erişebilirsiniz.33 SUMMARY In this research study carried out in the experimental fields of the Field Crop Department Agriculture Faculty of Aegean University, Izmir in 1987. Effect of the cutting practicies on seed yield and some charac ters as regarding to the seven alfalfa varieties were investigated. This trial was conducted out in the randomized block complete design with four replications. Each plot had four rows with 35 cm apart 2 and plot size was 1,4x4,5 = 6,5m. The plots were cut to clean by machine in Spring. After from this cutting, the plots that were 4,5 m long diveded to the two equal parts which of them was seed production and another was regrowth in the full- bloom stage. In the plots left for seed production, the cut was made when the seed colour is homogen and the 60-73 % of the pods are brown. Two samples were taken from each plot as randomly. In this samples, some yield components such as racemes/stem, pods/raceme, racemelong, seed/ pod. and 1000 -seed weight were determined. At the same time, the all plots were cut and the seed and stem yields were determined. Later, the yields of plots were translated to the yields of 100 square meter. The same procedures were repeated in the all plots left for regrowth. Later, the two cutting treatments with regared to the seed yield and some characters as regarding to the seven alfalfa varieties were compared. All data taken from the experiment were evaluated statisticaly at the IBM terminal of Faculty of Agriculture. The results were summarized as following At the result of this research, between the cutting treatments was found important difference. The first cutting gave the most seed yield for the all alfalfa varieties. Between the alfalfa varieties, there was no important difference in the seed yield.31 ÖZET Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Tarla Bitkileri Yetiştirme Bölümü deneme tarlalarında 1987 yılı vejetasyon döneminde yürütülen bu araştırmada, biçim uygulamalarının değişik yonca çeşitlerinin tohum ve rimi ve buna ilişkin bazı karakterler üzerine etkisi incelenmiş, materyal olarakta, 7 farklı yonca çeşidi kullanılmıştır. 1984 yılında tesadüf blokları deneme desenine göre 4 tekerrür lü olarak kurulmuş olan araştırma parsellerinde 35 cm sıra arası mesafe ile 4 sıra bulunmaktaydı. Parsel boyu 4.5 metre olan denemenin toplam geniş liği ise 1.4x4. 5 = 6. 3 m2 idi. Denemedeki parseller ilkbaharda temizlik için çayır biçme makina- sıyla biçilmiştir. Bu biçimden sonra 4.5 m boyundaki parseller tam çi - çeklenme döneminde ortadan bölünerek bir yarısı tohuma, diğer yarısı da biçilip yeniden gelişmeye bırakılmıştır. Tohuma bırakılan kısımda tohum renginin homojen bir duruma geldiği ve meyvelerin % 60-70' i kahverengi olduğunda birinci biçim uygulamasına başlanmıştır. Alınan bu bitki örnekleri de sapta salkım sayısı, salkımda meyve sayısı, salkım uzunluğu ve meyvede dane sayısı, 1000 dane ağırlığı gibi verim komponentleri tespit edilmiştir. Ayrıca tüm parseller ayrı ayrı biçilerek parsellerin tohum ve sap verimleri saptanmıştır. Parsel alanının dekara çevrilmesiyle de dekara tohum ve sap verimi hesaplanmıştır. Gelişmeye bırakılan parsellerin diğer yarısında da aynı işlemler yapılmıştır. Daha sonra iki biçim uygulamasında çeşitlerin verimleri ve buna ilişkin bazı karakterleri saptanarak karşılaştırılması yapılmıştır. Biçim uygulamalarından elde edilen bütün rakamlar Ege üniversitesi Bilgisayar Araştırma ve Uygulama Merkezinin, Ziraat Fakültesi termina linde değerlendirilmiştir. Sonuçlar aşağıdaki şekilde özetlenebilmek tedir.32 Araştırma sonucunda bölgemize adapte olmuş 7 farklı yonca çeşidi nin tohum verimleri arasında bir fark bulunamamıştır. Bu yonca çeşitle riyle bölgemizde tohum üretimi yapılmak istendiğinde ilkbahar temizli ğini takip eden sürümün tohuma bırakılmasıyla en yüksek tohum verimi elde edilebilmektedir. II. biçim uygulamasında ise tohum verimleri düşmektedi
Effect of replications and environment on wheat plant height
The number of replications required to accurately determine plant height and to detect the desired difference between wheat genotypes in diverse environments were determined using statistical formulas and data from a total of eight advanced breeding trails in three distinct ecogeographic zones. Despite the ecogeographic site diversity, measuring plant height on only two replications provided an accurate estimate of the mean for each trial and of detectable differences between wheat genotypes. The second part of study emphasized the effect of environment on wheat plant height. Tall wheats (Triticum aestivum L.) are preferred in drought prone western Nebraska. However, semidwarf wheats are desirable for eastern Nebraska where water is less of a limitation. Selecting tall wheats for western Nebraska is difficult in eastern Nebraska where the early generation breeding nurseries are often located. To determine the importance of genotype differences in height and the genotype x environment interaction, a combined analysis of variance over Nebraska environments representing three ecogeographic zones was performed using plant height data on released cultivars and advanced experimental genotypes. Genotypes were significantly different and the genotype by environment interaction was significant for plant height. Similar results were obtained when the genotypes were classified and analyzed separately as semidwarf (gibberellic acid (GA)-insensitive) or conventional height (GA-sensitive) wheats. The genotype by environment interaction was partitioned and mean squares associated with the environment x (semidwarf vs conventional height wheat), environment x semidwarf wheat, and environment x conventional height wheat were all found significant. Using regression estimates of stability, semidwarf genotypes were more stable (lower b values) than conventional height genotypes. Though GA-sensitive (conventional height) genotypes were on average taller than insensitive (semidwarf) genotypes, semidwarf genotypes with excellent stability could be identified that were not too tall in eastern Nebraska, and retained their height in western Nebraska. Conventional height wheats with similar environmental responses were not identified. The stability of yield was independent from the stability of plant height
Genetic analysis of certain quantitative traits in the F2 generation of a 8x8 diallel durum wheat population
Eight parents including three commercial durum wheat cultivars (Edirne-1, Kunduru and Rodur), two breeding lines (97mbvd-ll and 97mbvd-5) and three landraces (Akbaş, Sorg;uuml;l and Karakıl;ccedil;ık) were crossed by hand to have a 8x8 diallel crossing program without reciprocals in the 1997-98 growing season. The eight parents and 28 FI progenies were grown at Bornova in the 1998-99 growing season. In the 1999-2000 growing season, F2 data were analyzed according to Hayman diallel analysis. The results of genetic analysis indicated that long heading date and high grain yield would be under the control of additive genes whereas high protein content could be correlated with dominant genes in the cross population studied.Üçü tescilli (Edirne-1, Kunduru ve Rodur), ikisi ıslah hattı (97mbvd-ll ve 97mbvd-5) ve üçü de yerel (Akbaş, Sorgül ve Karakılçık) olan makarnalık buğday genotipleri 1997-98 yetiştirme sezonunda resiproksuz 8x8 diallel melez programı elde etmek amacıyla melezlenmişlerdir. Sekiz ebeveyn ile 28 F, dölü 1998-99 yetiştirme sezonunda yetiştirilmiş ve 1999-2000 yetiştirme sezonunda elde edilen F2 verileri Hayman tipi diallel analiz ile analiz edilmiştir. Yapılan genetik analiz sonuçları uzun başaklanma tarihi ve yüksek tane veriminin additive gen etkisi altında bulunduğunu ve buna karşın yüksek protein içeriğinin ise dominant genler ile ilişkili olduğunu ortaya koymuştur