45 research outputs found
The Effect of Nitrogen Deficiency on the Growth and Lipid Content of Isochrysis affinis galbana in Two Photobioreactor Systems (PBR): Tubular and Flat Panel
Energy is becoming one of the most expensive production inputs nowadays. Energy reserves are starting to run out and their polluting nature has become undeniable. Therefore, there is an urgent necessity for renewable energies. One of these energy sources is algae, which are seen as promising for biofuel production. Algae can be cultured in non-agricultural land, high photosynthetic activity, harvested throughout the year high biomass production. High lipid from algae is possible by reducing some elements of growth conditions from the nutrient medium. In this study, Isochrysis affinis galbana species were cultured in two reactors; flat panel photobioreactors with different light paths (1, 3, 5, 7 and 10 cm) and tubular photobioreactors, with 50% nitrogen reduction and 20% inoculation densities. Biomass, lipid and protein ratios were determined. The highest lipid content of 33.13% was obtained from I. aff. galbana with 12.11% protein in flat panel photobioreactors with 50% nitrogen reduction and 10 cm light path, and a 0.991 g L-1 biomass rate was obtained. The highest optical density was found in the 10 cm light path flat panel photobioreactor with a 50% nitrogen reduction
Isochrysis affinis galbana ve Phaeodactylum tricornutum Kültürlerinde Kuru Madde Tahminlerinin Karşılaştırılması
Isochrysis affinis galbana tek hücreli denizel bir mikroalg türü olup yüksek miktarda uzun zincirli doymamış yağ asitleri (PUFA) içermesinden dolayı akuakültürde özellikle bivalvia larvalarının beslenmesinde canlı yem kaynağı olarak kullanılmaktadır. Phaeodactylum tricornutum ise oval ve fusiform hücre şekilleri olan tek hücreli pennat bir diyatom türüdür. Phaeodactylum tricornutum %30-45 arasında uzun zincirli doymamış yağ asitlerini (PUFA) içermekte ve bu oranın da %20-40’ını eikosapentaenoik asit (EPA) oluşturmaktadır. Esansiyel yağ asitlerinden eikosapentaenoik asit'in önemli potansiyel kaynağı olarak düşünülen mikroalgler insan gıdası olarak ve akuakültürde hayvan beslenmesinde kullanılmaktadır. Çalışmada, Isochrysis affinis galbana ve Phaeodactylum tricornutum kültürlerine ait kuru madde miktarlarının çoklu regresyon analizi yöntemi kullanılarak tahmin edilmesi amaçlanmıştır. Türler, F/2 besi ortamında %20 aşılama oranı ile kontrol grubu ve %50 oranında azotun eksiltildiği besi ortamı kullanılarak, laboratuvar ortamında kültüre alınmıştır. Deneme süresince optik yoğunluk, kuru madde ve klorofil a günlük olarak ölçülmüştür. Türlere ait kontrol grubu ve %50 oranında azotun eksiltildiği gruplarda optik yoğunluk ve klorofil a kullanılarak matematiksel bir model oluşturulmuştur. Bu modellerin önem testleri yapılıp, R2 ve HKO bulunmuştur
Robust estimation of bacterial cell count from optical density
Optical density (OD) is widely used to estimate the density of cells in liquid culture, but cannot be compared between instruments without a standardized calibration protocol and is challenging to relate to actual cell count. We address this with an interlaboratory study comparing three simple, low-cost, and highly accessible OD calibration protocols across 244 laboratories, applied to eight strains of constitutive GFP-expressing E. coli. Based on our results, we recommend calibrating OD to estimated cell count using serial dilution of silica microspheres, which produces highly precise calibration (95.5% of residuals <1.2-fold), is easily assessed for quality control, also assesses instrument effective linear range, and can be combined with fluorescence calibration to obtain units of Molecules of Equivalent Fluorescein (MEFL) per cell, allowing direct comparison and data fusion with flow cytometry measurements: in our study, fluorescence per cell measurements showed only a 1.07-fold mean difference between plate reader and flow cytometry data
The effects of the changes in the composition of nutrient on lipid content of microalgae.
TEZ9028Tez (Doktora) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 2011.Kaynakça (s. 67-75) var.xiii, 77 s. : res. ; 29 cm.Bu çalışmada Isochrysis affinis galbana (Prymnesiophyceae), Phaeodactylum tricornutum (Bacillariophyceae) ve Porphyridium cruentum (Rhodellophyceae) türlerinde azot sınırlamasının büyüme, lipid ve klorofil içerikleri üzerine etkisi araştırılmıştır. Çalışmada azot sınırlamasının I. Affinis galbana ve P. tricornutum'da lipid içeriğinin yükselmesine sebep olduğu saptanmış, %50 azot eksiltmesi yapılan çalışmada I. affinis galbana'da %30.91 lipid ve 0.755=0.03 gl-1 biyomas, P. tricornutum'da %30.18 lipid ve 0.978=0.02 gl-1 biyomas belirlenmiştir. Azotun tamamen çekildiği (%100 N(-)) çalışmada, P. cruentum'da lipid oranı (%11.23), diğer iki türe göre daha düşük bulunmuştur.In this study, the effects of nitrogen limitation on the growth rates, lipid and chlorophyll a contents of the species of Isochrysis affinis galbana (Prymnesiophyceae), Phaeodactylum tricornutum (Bacillariophyceae) and Porphyridium cruentum (Rhodellophyceae ) were examined. It was observed that nitrogen limitation increased the lipid content of I. affinis galbana and P. tricornutum. In the study subjected to 50% of nitrogen reduction, 30.91% lipid and 0.755=0.03 gl-1 dry matter were detected in I. affinis galbana, and 30.18% lipid and 0.978=0.02 gl-1 dry matter in the P. tricornutum. The study in which the nitrogen starvation (100% of nitrogen reduction) applied to P. cruentum, the lipid content(11.23%) was lower than the other two species.Bu çalışma Ç.Ü. Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi tarafından desteklenmiştir. Proje No: SÜF2006D2
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE MİMARİ DEĞERLERİ İLE BAHÇELİ (EFKERE)
Kayseri; Antik Çağlar’dan itibaren yoğun ticari faaliyetlerin, ulaşım akslarının birleştiği,Anadolu’nun önemli kavşak noktalarından biri olmuş ve çevre yerleşimleri ile birlikte,tarihsel süreç içerisinde birçok farklı kültür ve uygarlığa ev sahipliği yapmıştır.Kayseri’nin kuzeydoğusunda yer alan Gesi Mahallesi’ne bağlı Bahçeli (Efkere), geçmişteErmenilerin ve Türklerin birlikte yaşadıkları önemli bir yerleşim yeridir. Kuruluş tarihineilişkin kesin bir kaynak ve görüş olmamakla birlikte literatürde değinilen yapılar ve bölgedekimevcut yapı kalıntıları göz önüne alındığında geçmişte büyük ve önemli bir yerleşim kentdokusu barındırdığını görmekteyiz.Zamanla Ermeniler için önemli bir merkez haline gelen Efkere’de Ermeniler’e ait çok sayıdadini ve sosyal yapının bulunduğu ancak bunların bir kısmının günümüze kadar ulaşamadığıtespit edilmiştir. Bununla birlikte azınlıkta yaşayan Türk nüfusununa ait dini, sivil ve sosyalyapılar barındırdığı bilinmektedir.Geçmişte burada birçok manastır, kiliseler, şapeller, güvercinlikler, kaya oyma mekanlar, han,hamam, mahalle fırınları, eğitim yapıları, cami, sivil mimarlık örnekleri ve mezarlıklar yeralmıştır.Bu çalışma ile Bahçeli’de geçmişte anılan ve aktarılan kültürel miras değeri olan bu yapılarincelenerek günümüzdeki durumları ve mimari değerleri tartışılmıştırKayseri; It has been one of the important crossroads of Anatolia, where intense commercialactivities and transportation axes converge since the ancient times, and together with itssurrounding settlements, it has hosted many different cultures and civilizations in thehistorical process.Bahçeli (Efkere), in the Gesi District in the northeast of Kayseri, is an important settlementwhere Armenians and Turks lived together in the past. Although there is no definite sourceand opinion regarding the date of establishment, considering the buildings mentioned in the literature and the existing building remains in the region, we see that it has a large andimportant settlement urban texture in the past.It has been determined that there are many religious and social structures belonging toArmenians in Efkere, which has become an important center for Armenians in time, but someof them have not survived to the present day. However, it is known that there are religious,civil and social structures belonging to the Turkish population living in the minority.In the past, many monasteries, churches, chapels, dovecotes, rock carvings, inns, baths,neighborhood bakeries, educational buildings, mosques, examples of civil architecture andcemeteries have been located here.With this study, these buildings, which have cultural heritage value that were mentioned andtransferred in the past in Bahçeli, were examined and their current situations and architecturalvalues were discussed.</p
The effects of the changes in the composition of nutrient on lipid content of microalgae
Bu çalışmada Isochrysis affinis galbana (Prymnesiophyceae), Phaeodactylum tricornutum (Bacillariophyceae) ve Porphyridium cruentum (Rhodellophyceae) türlerinde azot sınırlamasının büyüme, lipid ve klorofil a içerikleri üzerine etkisi araştırılmıştır. Çalışmada azot sınırlamasının I. affinis galbana ve P. tricornutum’da lipid içeriğinin yükselmesine sebep olduğu saptanmış, %50 azot eksiltmesi yapılan çalışmada I. affinis galbana’da %30.91 lipid ve 0.755±0.03 gl-1 biyomas, P. tricornutum’da %30.18 lipid ve 0.978±0.02 gl-1 biyomas belirlenmiştir. Azotun tamamen çekildiği (%100 N(-)) çalışmada, P. cruentum’da lipid oranı (%11.23), diğer iki türe göre daha düşük bulunmuştur.In this study, the effects of nitrogen deficit on the growth rates, lipid and chlorophyll a contents of the species of Isochrysis affinis galbana (Prymnesiophyceae), Phaeodactylum tricornutum (Bacillariophyceae) and Porphyridium cruentum (Rhodellophyceae ) were examined. It was observed that nitrogen limitation increased the lipid content of I. affinis galbana and P. tricornutum. In the study subjected to 50% of nitrogen reduction, 30.91% lipid and 0.755±0.03 gl-1 dry matter were detected in I. affinis galbana, and 30.18% lipid and 0.978±0.02 gl-1 dry matter in the P. tricornutum. The study in which the nitrogen starvation (100% of nitrogen reduction) applied to P. cruentum, the lipid content(11.23%) was lower than the other two species
Outdoor culture and polysaccharide extraction of Porphyridium purpureum in flat panel reactor system
WOS: 000456094300008In this study, Porphyridium purpureum was cultured in a flat panel photobioreactor systems, with different light path (3, 5 and 7 cm). Lipid, protein, biomass and polysaccharide rate were determined. The highest polysaccharide content (0.48 gL(-1)) for Porphyridium purpureum in the study was obtained from the culture with 1.316 gL(-1) biomass rate, 29,7% protein it the panel PBR system with 3 cm light path. The lowest polysaccharide content and highest protein were found as 0.31 gL(-1), 32.3% respectively, at it the panel PBR system with 7 cm light path. Consequently, Porphyridium purpureum cultured successfully completed in flat panel photobioreactor system at Cukurova Conditions (Adana, Turkey). The best growth was obtained from 3 cm light path photobioreactor system
The effect of the emotional intelligence of consumers on the impulsive and compulsive buying behavior: The case of Aksaray province
Tüketiciler yaşamları boyunca ihtiyaç ve isteklerini gidermek için birçok mal ve hizmet satın almaktadırlar. İhtiyaç ve isteklerini gidermek için harekete geçen tüketiciler, pazarların ve pazarlarda faaliyette bulunan tüm işletmelerin merkezinde yer alırlar. Fakat son yıllarda tüketim, fizyolojik ihtiyaçları tatmin etme sürecinden çok daha yoğun bir biçimde psikolojik tatmin, çevre ve dış dünya ile kurulan bir iletişim aracı olarak görülmeye başlamıştır. Bu nedenlerden dolayı işletmeler için tüketicilerin; demografik özellikleri, anlayış ve algılayış farklılıkları, tercihleri büyük önem taşımaktadır. Çünkü artık tüketiciler alışveriş yaparken rasyonel davranmak yerine duyguları ile hareket etmekte ve içgüdülerine kulak vermektedir. Bunun sonucunda da bir alışveriş çılgınlığı ortaya çıkmaktadır. Bu varsayımdan hareketle araştırmanın amacı, tüketicilerin içgüdüsel ve kompülsif satın alma davranışlarda bulunduklarında duygusal zekânın etkisinin olup olmadığını belirlemektir. Bu amaçtan hareketle, daha sık alışveriş yaptığı varsayılan 18-65 yaş arası tüketicilerin duygusal zekâ düzeylerinin içgüdüsel ve kompülsif satın alma eğilimlerine etkisi araştırılmıştır. Wong ve Law (2002)’ın duygusal zekâ ölçeği, Dursun ve Yener (2014)’in içgüdüsel satın alma davranış ölçeği ve Edwards (1993)’ın kompülsif satın alma ölçeği kullanılarak oluşturulan anket, Aksaray ilinde yaşayan ve alışveriş merkezi, alışveriş mağazası gibi tüketim mekânlarını ziyaret eden 554 katılımcıya uygulanmıştır. Araştırmada duygusal zekânın kompulsif satın alma davranışını kısmen etkilediği, fakat içgüdüsel satın alma davranışını hemen hemen hiç etkilemediği sonucuna ulaşılmıştır.Consumers buy many goods and services to meet their needs and demands throughout their lives. Consumers acting in order to meet their needs and demands are at the center of all the markets and businesses operating in the markets. However, in recent years, consumption has been seen as a communication tool that is intensively developed with psychological satisfaction, environment and external world rather than the process of satisfying physiological needs. For these reasons, demographic characteristics of consumers, differences in perception and preferences are important for the businesses. Because consumers now act with emotions instead of acting rationally and listen to their instincts. As a result, a shopping spree emerges. Based on this assumption, the aim of the study is to determine whether emotional intelligence has an effect on consumers' impulsive and compulsive buying behavior. For this purpose, the effect of emotional intelligence levels on impulsive and compulsive buying tendencies of consumers aged 18-65, which are assume to be more frequent are investigated. The survey, which was developed using Wong ve Law (2002)'s emotional intelligence scale, Dursun and Yener (2014)'s impulsive buying behavior scale and the compulsive buying scale of Edwards (1993), is applied to 554 participants living in the province of Aksaray and with visiting the shopping places such as shopping center and shopping store. In the study, it was concluded that emotional intelligence partially affected the compulsive buying behavior, but did not affect the impulsive buying behavior
Sıcaklığın Spirulina platensis’in protein ve amino asit kompozisyonu üzerine etkisi
Bu çalışma, mevsime bağlı iklim değişikliğinin yaz ve kış mevsimlerinde kültüre alınan Spirulina platensis’in protein içeriği ve amino asit kompozisyonuna etkilerini incelemek amacıyla yürütülmüştür. Çalışma boyunca ışık yoğunluğu, pH ve tuzluluk günlük olarak ölçülmüş, sıcaklık ve çözünmüş oksijen gün boyunca ve gece ölçülmüştür. Yaz ve kış mevsiminde ortalama gündüz sıcaklığı sırasıyla 33,9±0,4 ºC ve 18,6±0,5 ºC olarak belirlenirken, gece sıcaklığı 29,9±0,2 °C ve 14.4±0.2°C olarak belirlenmiştir. Ortalama ışık yoğunluğu yaz mevsiminde 848,3 ?mol m-2s-1 iken kışın 506,26±48 ?mol m-2s-1 olmuştur. Yaz büyüme döneminde protein miktarı (72,9±03 %) ve amino asit konsantrasyonu kış dönemine göre daha yüksek bulunmuştur. Amino asitlerden Prolin, Sistin ve Arjinin sadece kış mevsiminde gözlenmiştir.The purpose of this study was to clarify the seasonal variation of protein content and amino acid composition of Spirulina platensis grown in summer and winter. During the study, while the light intensity, pH and salinity were measured daily, the temperature and dissolved oxygen were measured during daytime and at night. While the mean day temperatures were recorded
as 33.9±0.4 ºC and 18.6±0.5 ºC, the mean night temperatures were found to be 29.9±0.2 ºC and 14.4±0.2 ºC in summer and winter, respectively. The mean light intensity of 848.3 µmol m-2s-1 was determined in summer. It was 506.26±48 µmol m-2s-1 in
winter. The protein amount (72.9±03 %) and the amino acid concentrations of S. platensis grown in summer were found to be higher than in winter. Some of the amino acids, Prolin, Sistin, and Arginine observed in winter, only