4 research outputs found
Comparison of the efficacy of the cardiac hypothermia and normothermia to myocardial damage in coronary artery bypass graft surgery with systemic normothermic cardiopulmonary bypass
Aim. The aim of our research is to investigate the cardiac damage formed by either local cardiac hypothermia or cardiac normothermia technique in patients who undergone isolated coronary artery bypass graft (CABG) surgery. Methods. The total of 40 patients who underwent isolated CABG operation under normothermic cardiopulmonary bypass (CPB) were studied. Patients were randomly divided into two groups as cardiac hypothermia and cardiac normothermia. Myocardial temperature was measured from the interventricular septum before aortic cross-clamp (ACC) (baseline), the ACC 20th minutes (ischemia) and after 20 minutes removal of the ACC (reperfusion). The coronary sinus blood samples were simultaneously obtained from the retrograde cardioplegia cannula while myocardial temperature was being measured. Complement component 3 (C3), complement component 4 (C4), troponin I and tumor necrosis factor-alpha (TNF-alpha) was measured from the coronary sinus blood samples. Results. Myocardial temperature was between 18-28 degrees C (deep hypothermia) during ACC in group 1. Myocardial temperature was over 34 degrees C (normothermia) during ACC in group 2. TNF-alpha values of group 1 for ischemia and reperfusion were higher than group 2, and it was found statistically significant (P<0.05). Conclusion. Myocardial damage was less than in normothermia group according to hypothermia group. The results show that ice-cold blood cardioplegia and local ice treatment of the heart during CPB seems to harm the heart more than warm blood cardioplegia
İlköğretim Birinci Sınıf Öğrencilerinin Teknoloji Kullanım Sıklığı ve Ebeveyn Görüşleri
Giriş: Teknolojide yaşanan hızlı gelişmeler, her alanda olduğu gibi eğitim alanında da kendini göstermiştir. Yapılan çalışmalarda, teknolojinin etkili ve amacına uygun olarak kullanıldığı takdirde çocuklar üzerinde olumlu, gereğinden fazla kullanıldığında ise pek çok olumsuz etki yarattığı ortaya çıkmıştır. Bu çalışma ise, ilköğretim birinci sınıf öğrencilerinin teknoloji kullanım sıklıklarını ve ebeveyn görüşlerini incelemek amacı ile yapılmıştır. Gereç- Yöntem: Tanımlayıcı nitelikteki bu çalışmanın evrenini (n:240) İstanbul ilinde bir ilkokulun tüm birinci sınıf öğrencilerinin ebeveynleri oluşturmuştur. Örneklemi ise araştırmaya katılmayı kabul eden 151 sayıda veliden oluşmuştur. Uzman görüşleri ile araştırmacılar tarafından hazırlanan üç bölümden oluşan bir ölçek kullanılmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak kullanılan anket, Likert ölçeği şeklinde hazırlanmıştır. Bulgular: Araştırmaya katılan ebeveynlerin 100’ü (%66,2) telefon, 41’i (%27,2) tablet ile çocukların internete giriş yaptığını belirtmiştir. Katılımcıların %67,5’i bilgisayar ve internet bağlantısına sahip olduğunu ifade etmiştir. Ebeveynlerin internet hakkındaki kısaca düşünceleri incelendiğinde, katılımcıların 94’ü (%62,7) internet erişimi için olmalı cevabını vermişlerdir. Sonuç: Çocukların güvenli bir şekilde teknolojiyi kullanmaları adına en önemli denetleyicilerden biri olan ebeveynlerin bu konuda farkındalıklarını arttırmaya yönelik çalışmalara önem verilmelidir. Bu bağlamda devlet kurumları, belediyeler, aile sağlığı merkezleri, sivil toplum örgütleri tarafından özellikle bilgisayar-internet gibi teknoloji ürünlerinin çocukların sağlığı üzerindeki etkilerine karşı güvenli kullanım önerileri sunmak amacıyla eğitim faaliyetleri düzenlenebilir
General anaesthesia versus local anaesthesia for carotid surgery (GALA): a multicentre, randomised controlled trial
Background: The effect of carotid endarterectomy in lowering the risk of stroke ipsilateral to severe atherosclerotic carotid-artery stenosis is offset by complications during or soon after surgery. We compared surgery under general anaesthesia with that under local anaesthesia because prediction and avoidance of perioperative strokes might be easier under local anaesthesia than under general anaesthesia. Methods: We undertook a parallel group, multicentre, randomised controlled trial of 3526 patients with symptomatic or asymptomatic carotid stenosis from 95 centres in 24 countries. Participants were randomly assigned to surgery under general (n=1753) or local (n=1773) anaesthesia between June, 1999 and October, 2007. The primary outcome was the proportion of patients with stroke (including retinal infarction), myocardial infarction, or death between randomisation and 30 days after surgery. Analysis was by intention to treat. The trial is registered with Current Control Trials number ISRCTN00525237. Findings: A primary outcome occurred in 84 (4·8%) patients assigned to surgery under general anaesthesia and 80 (4·5%) of those assigned to surgery under local anaesthesia; three events per 1000 treated were prevented with local anaesthesia (95% CI -11 to 17; risk ratio [RR] 0·94 [95% CI 0·70 to 1·27]). The two groups did not significantly differ for quality of life, length of hospital stay, or the primary outcome in the prespecified subgroups of age, contralateral carotid occlusion, and baseline surgical risk. Interpretation: We have not shown a definite difference in outcomes between general and local anaesthesia for carotid surgery. The anaesthetist and surgeon, in consultation with the patient, should decide which anaesthetic technique to use on an individual basis. Funding: The Health Foundation (UK) and European Society of Vascular Surgery. © 2008 Elsevier Ltd. All rights reserved