6 research outputs found
Omeprazol ve gliklazid ilaç etkileşimine bağlı hipoglisemi olgusu
Dispeptik yakınmaların sık görülmesi nedeniyle diyabet hastaları reçeteli ya da reçetesiz olarak proton pompa inhibitörleri PPİ grubu ilaçları sık olarak kullanırlar. Farklı hastalıklar nedeniyle çeşitli ilaç gruplarının bir arada kullanılması, azalan sitokrom p450 enzim aktivitesi nedeniyle özellikle yaşlı hastalarda, ilaç-ilaç etkileşimi ve ilaç etkisinin değişmesi riskini artırmaktadır. Bu vaka sunumunda 82 yaşında diyabetik hastada omeprazol ve gliklazid ilaç etkileşimine bağlı gelişen hipoglisemi olgusu sunuld
The effect of levothyroxine replacement therapy at alteration of serum paraoxonase-1 and carotis intima media thickness in subclinical hypothyroidism and clinical hypothyroidism
Hipotiroidinin ateroskleroz üzerindeki etkileri günümüzde henüz tam olarak anlaşılamamıştır. Hipotiroidili olgularda LDL kolesterol absorbsiyonun artması, endotel disfonksiyonu, hiperkoagulabilite, diastolik hipertansiyon, artmış C-reaktif protein (CRP) düzeyleri gibi klasik risk faktörlerinin koroner arter hastalık riskini arttırabileceği üzerinde durulmasına rağmen, artmış kardiyovasküler riskin mekanizması henüz tam olarak anlaşılabilmiş değildir. Hayvan ve insan deneyleri okside LDL'nin ateroskleroz gelişiminde önemli bir risk faktörü olduğunu göstermiştir. HDL ilişkili paraoxonase-1 (PON-1) lipid peroksit oluşunu engelleyerek okside LDL oluşumunu engellemektedir. PON-1 aktivite düzeyinin subklinik ve klinik hipotiroidili olgulardaki durumu ve ateroskleroza olan etkisi çok iyi bilinmemektedir. Karotis İntima Media Kalınlığı (KİMK) aterosklerotik süreçte erken değişiklikler açısından önemli bir belirteç olup kardiyovasküler olay gelişimininin göstergesidir. Çalışmamızın amacı klinik ve subklinik hipotiroidide antioksidatif özelliğe sahip olduğu düşünülen PON-1 aktivite düzeylerinin belirlenmesi, KİMK'nın düzeyi ve levotiroksin tedavisinin bu parametreler üzerine olan etkisinin incelenmesidir. Çalışmada yaş ve cinsiyet yönünden benzer 8 klinik (yaş ortalaması 47,63 ± 12,88), 25 subklinik hipotiroidili hasta (yaş ortalaması 48,96 ± 8,42) ve 24 sağlıklı kontrol olgusu (yaş ortalaması 42,79 ± 8,12) değerlendirildi. Hipotiroidili hastaların kan örnekleri levotiroksin tedavisi öncesinde ve levotiroksin replasmanı ile, ortalama dört ay önce başlanan, ötiroidi sağlanmasından ortalama iki ay sonra alındı. Lipid parametreleri ve hastaların antropometrik ölçümleri de kaydedildi. PON-1 aktivite düzeyleri paraoksondan p-nitrofenol oluşumu sırasında enzimin aktivitesi Hitachi DP Moduler System otoanalizörüne uyarlanması ile 37 ºC de 405 nm dalga boyunda ölçüldü. Tedavi öncesi yapılan değerlendirmede klinik hipotiroidi, subklinik hipotiroidi ve kontrol grubunlarında benzer PON-1, hs- CRP ve KİMK'na sahiplerdi. PON-1 aktivite düzeyi ve KİMK ile tiroid hormon eksikliği arasında ilişki bulunmamıştır. Levotiroksin ile ötiroidi elde edildikten sonra PON-1 aktivite ve hs- CRP düzeyinde önemli bir değişiklik saptanmadı (p > 0.05). Klinik hipotiroidi olgularında ötroidism elde edildikten iki ay sonra değerlendirilen KİMK'nda anlamlı bir değişiklik tespit edilmezken (p > 0.05), subklinik hipotiroidi olgularında KİMK'da azalma tespit edildi (p Geleneksel risk faktörleri açısından benzer özelliklere sahip kontrol hastalarıyla karşılaştırıldığında klinik ve subklinik hipotiroidili hastalarımızda aterosklerotik süreç açısından anlamlı bir fark saptanmamıştır. Ancak levotiroksin tedavisinin daha önce yapılan çalışmalardakine benzer şekilde KİMK üzerine ve aterosklerotik süreç üzerine olumlu etkileri gözlenmiştir. Paraoksonaz ve hs-CRP düzeylerinin tiroid disfonksiyonu olan hastalarda anlamlı bir değişiklik göstermediği saptandı The influence of hypothyroidism on atherosclerosis is still not very well understood. There is substantial evidence that hypothyroidism alters several traditional risk factors such as increase in circulating levels of low-density lipoprotein (LDL) cholesterol, hs-CRP levels, induction of diastolic hypertension, altered coagulability, direct effects on vascular endothelium, however we have not yet well known the mechanism of risk factor for cardiovascular diseases. Human and animal studies support the hypothesis that oxidative modification of LDL plays a crucial role in the pathogenesis of atherosclerosis. HDL associated paraoxonase-1(PON-1) defence barrier against lipid peroxides from oxidized LDL. There is an obvious need to know whether PON-1 activity levels can influence atherosclerosis in subclinical and hypothyroid patients. Carotis Intima- media thickness (CIMT) is a close marker of early atherosclerotic changes and a widely accepted surrogate end point for cardiovascular events. The aim of our study was to determine serum paraoxonase-1 (PON-1) activity levels which can be play a crucial role in oxidative stress and assess carotis intima media thickness (CIMT) in overt and subclinical hypothyroidism and to investigate the effect of levothyroxine treatment on paraoxonase-1 activity level and CIMT. The study was performed in age- and sex- matched 8 overt hypothyroid (mean age: 47, 63 ± 12,88), 25 subclinical hypothyroid patients (mean age:48,96 ± 8,42) and 24 healthy controls (mean age : 42,79 ± 8,12). Blood samples were obtained from patients with hypothyroidism before levothyroxine replacement and, since four months at beginning, after two months achieving a euthyroid state with levothyroxine. Lipid parameters and antropometric findings were also recorded. PON-1 activity was determined from initial velocity of p- nitrofenol production at 37º C and recorded at 405 nm by a Hitachi DP Modular System. Both of overt, subclinical hypothyroid control and groups had similar PON-1 activity levels, hs- CRP and CIMT at the time of diagnosis. PON-1 activity levels were not correlated with the degree of thyroid failure or CIMT. After achieving euthyroid state with levothyroxine replacement, PON-1 activity and hs- CRP levels were not significantly decreased in patients with overt and subclinical hypothyroidism (p> 0,05). PON-1 activity levels of overt and subclinical hypothyroid patients after levothyroxine replacement were similar to the healthy controls (p> 0,05). Two months of stable euthyrodism induced a significant decrease of mean-CIMT in subclinical hypothyroid state. After restoration of euthyroidism, mean CIMT was not statical significant decreased in clinical hypothyroid state. Subclinic and clinic hypothyroid patients were compare with which have similiar traditional risk factors control group, there is not meningful difference was observed in aterosclerotic events. Like other researchs levotiroksin replacement therapy influenced positively CIMT and aterosclerotic events. Both of overt, subclinical hypothyroid control and groups had similar PON-1 activity levels, hs- CRP and CIMT at beginning and after levotiroksin replacement therapy
Struma Ovarii Dokusunda Papiller Tiroid Mikrokarsinomu: Olgu Sunumu
Struma ovarii, tümör dokusunun yarısından fazlasını tiroid dokusunun oluşturduğu nadir görülen bir over tümörüdür. Çalışmalarda hastalığın %0.5-5 oranında malign transformasyonu saptanmıştır. Nadir görülen bir hastalık olmasından dolayı tanı ve tedavisinde kesin bir görüş birliği yoktur ve genel kabul edilen yaklaşım malign struma ovarii vakalarının tiroid kanseri gibi tedavi ve takip edilmesidir. Bu olgu sunumunda struma ovarii zemininde gelişen bir papiller mikrokarsinom vakasının tedavisi ve 1 yıllık takibini sunmayı amaçladı
Nonsurgical periodontal therapy with/without diode laser modulates metabolic control of type 2 diabetics with periodontitis: a randomized clinical trial
In order to evaluate whether nonsurgical periodontal treatment with/without diode laser (DL) decontamination improves clinical parameters, the levels of IL-1β, IL-6, IL-8, intercellular adhesion molecule (ICAM), and vascular cell adhesion molecule (VCAM) in gingival crevicular fluid and metabolic control (HbA1c) in chronic periodontitis (CP) patients with diabetes mellitus type 2 (DM2). Sixty patients with DM2 and CP were randomly assigned into two groups to receive scaling and root planing (SRP, n = 30) or SRP followed by diode laser application (SRP + DL, n = 30). Clinical periodontal and gingival crevicular fluid (GCF) parameters were assessed at baseline, 1, and 3 months after periodontal treatment. HbA1c levels were evaluated at baseline and 3 months post-therapy. Total amounts of cytokines and molecules were analyzed by ELISA. Nonsurgical periodontal treatment with/without DL appeared to improve clinical, biochemical parameters, and glycemic control in DM2 patients (BMI < 25 kg/m2) with CP. The SRP + DL group provided better reductions in probing depth (PD) and clinical attachment level (CAL) parameters compared to the SRP group (P < 0.05). Significant reductions were found in the total amounts of GCF levels of IL-1, IL-6, IL-8, ICAM, and VCAM after treatment (P < 0.05). HbA1c levels decreased significantly at 3 months after treatment (P < 0.05). SRP + DL reduced HbA1c levels more significantly compared to SRP alone (0.41 vs. 0.22 %, P < 0.05). SRP, especially in combination with DL, shows improvement of glycemic control for DM2 patients with CP