44 research outputs found

    Breaking bad news to cancer patients and their families: Attitudes toward death among Turkish physicians and their communication styles.

    No full text
    Objectives: To investigate how Turkish oncologists' attitudes toward death influence their emotional states, outlooks, and communication styles when breaking bad news to cancer patients and/or their families. Design: Cross-sectional study using self-completed questionnaires. Methods: The study sample consisted of 35 physicians working at an oncology department. Physicians completed a quantitative one-time survey developed by the authors and the Death Attitude Profile-Revised (DAP-R). Results: Thirty-one physicians completed the survey and the DAP-R. A mean of 13.39 +/- 8.82 minutes was allocated for breaking bad news; 87.1% of the participants avoided using the word "cancer" and 42% avoided using the word "death". The attitudes characterized by "death avoidance" and "fear of death" were found to be related to the emotional difficulty experienced by the physicians, and were also associated with less eye contact with the patient, and less attention paid to the language used while breaking bad news. Conclusions and implications: It is important for physicians to be aware of how their attitudes toward death affect their communication with patients during bad news. They should be provided in-service professional education, and therapeutic support

    RADYOTERAPİ İLE TEDAVİ EDİLEN YAŞLI HASTALARDA BESLENME: NASIL DEĞERLENDİRELİM, NASIL TEDAVİ EDELİM?

    No full text
    Sevgili okuyucular, Nütrisyon hasta tedavisinin ayrılmaz bir parçası, hasta sonuçlarını yüksek dü- zeyde etkileyen bir bileşenidir. Dünyada ve ülkemizde hasta bakımında beslen- menin yeri ve yönetimi geçmişte yaygın olarak göz ardı edilmiştir. Bu da özellik- le onkoloji hastalarında tedavi sonuçlarını kötü yönde etkilemiştir. Son yıllarda, hasta sağlığı için beslenmenin, tıbbi bakımın ana bileşenlerinden biri olarak de- ğerlendirilmesi ve gerekli beslenme girişimlerinin uygulanması ile önemi daha sıklıkla fark edilir hale gelmiştir. Ancak hala ideal düzeyde değildir ve rutin pra- tiğe tam olarak yansımamıştır. Dünyada ve ülkemizde beklenen yaşam süresi artmış ve artmaya devam et- mektedir. İlerleyen yaş karsinogenez için bir risk faktörü olup, kanser hastaları- nın yaklaşık %70’i 65 yaş ve üstü grupta yer almaktadır. Yine kanser hastalarının yaklaşık %60-70’inde radyoterapi, özellikle bu grupta tek başına veya kemotera- pi-cerrahi ile kombine olarak uygulanmaktadır. Onkolojik tedaviler, tümörün cinsine, yerleşimine, uygulanan tedavilerin tek başına veya kombine olmasına ve temeldeki hasta özelliklerine bağlı olarak bes- lenme durumunu ileri düzeyde olumsuz etkileme potansiyeline sahiptir. Öte yandan yaşlanmanın kendisi, gerek yaşlanma ile olan fizyolojik değişiklikler, ge- rekse de yandaş kronik ve/veya akut hastalıklar nedeniyle malnütrisyona meyil oluşturmaktadır. Teorik bilgiler, klinisyenin, konu ile ilgili temel bilgileri kazanımında etkilidir. Bununla birlikte günlük klinik hasta pratiğinde, olgulara pratik yaklaşımın mo- dellenmesi pratik uygulamalarda daha fazla yardımcı olmaktadır. İşte bu kitapta bizler, klinisyenlere her bir bölümde olgular eşliğinde, farklı kanser türlerinde yaşlı hastaların nasıl değerlendirilmesi ve nasıl tedavi edilmeleri gerektiği ko- nusunda pratik yaklaşımları göstermeyi, bu bakım stratejilerine temel olan teo- rik bilgileri kısaca vermeyi ve böylelikle klinisyenlere günlük hasta pratiklerinde yardımcı olmayı, yaşlı ve radyoterapi, kemoterapi gibi onkolojik tedaviler gören hastalarda klinik sonuçların iyileştirilmesine katkı vermeyi amaçladık. Bu kitap, Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği (TROD), İntegratif Onkoloji Ça- lışma Grubu – Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon (KEPAN) Radyasyon Onkolo- jisi Çalışma Grubu ve nütrisyonla spesifik ilgilenen geriatri öğretim üyelerinin katkılarıyla hazırlanmıştır. Bu kitabın kullanımı TROD ve KEPAN dernekleri ta- rafından tavsiye edilmektedir. Kitap temel olarak yaşlı hastaların tedavisine odaklanmakla birlikte, bö- lümlerin çoğunun genç erişkin kanser hastalarının tedavisine de rehberlik etmesi açısından faydalı olabileceğini düşünüyoruz. Benzer şekilde, berabe- rinde radyoterapi verilsin veya verilmesin, kemoterapi ve/veya cerrahi ile tedavi edilen onkoloji hastalarının beslenme tedavisinde yardımcı rehber olarak kullanılabilir. Ülkemizde klinisyenlerin, özellikle kanser hastalarının tedavisinde ve bakı- mında beslenme değerlendirmesi ve yönetimini rutin uygulamaları ve elinizde tuttuğunuz bu kitabın onlara yardımcı olması dileğiyle, verimli ve iyi okumalar diliyoruz

    Neoadjuvant chronomodulated capecitabine with radiotherapy in rectal cancer: a phase II brunch regimen study

    No full text
    İstanbul Bilim Üniversitesi, Tıp Fakültesi.Purpose The aim of this study was to evaluate efficacy and safety of chronomodulated capecitabine administered according to a specific time schedule (Brunch Regimen: Breakfast and Lunch) as a part of neoadjuvant chemoradiation therapy in patients with locally advanced rectal cancer. Methods Eighty-five patients with stage II and III rectal cancer were included. Patients received capecitabine (1,650 mg/m2 per day; 60 % dose at 8:00 AM and 40 % dose at 12:00 noon) administered during pelvic radiation (total 50.4 Gy in 28 fractions, 1.8 Gy daily dose between 2:00 p.m. and 4:00 p.m.). After chemoradiotherapy, patients underwent surgery. The primary endpoints were pathological complete response (pCR) rate and toxicity. Results In 17 patients (20 %), total tumor regression was achieved according to Dworak pathological grading system. Grade III diarrhea occurred in nine patients (10.5 %), while only one patient had grade 3 thrombocytopenia. Grade II or III proctitis were seen in nine (10.5 %) subjects, and grade I or II cystitis in six (6.9 %). Only three patients (3.3 %) developed hand and foot syndrome (both grade I–II). There were no grade IV toxicities. Conclusions Brunch Regimen for locally advanced rectal cancer consisting of neoadjuvant chronomodulated capecitabine and concurrent radiation therapy is effective and well tolerated with good safety profile, particularly with regard to the occurrence of hand and foot syndrome, in patients with locally advanced rectal cancer

    Neoadjuvant hyperfractionated-accelerated radiotherapy with concomitant chemotherapy in esophageal cancer: phase II study.

    No full text
    İstanbul Bilim Üniversitesi, Tıp Fakültesi.PURPOSE: Concomitant use of chemotherapy and a radiation dose schedule that is more efficient compared to conventional radiotherapy may provide better outcomes in patients with esophageal cancer. This study aimed to assess the efficacy and tolerability of neoadjuvant cisplatin-basedchemotherapy and hyperfractionated accelerated radiotherapy regimen in this group of patients. METHODS AND MATERIALS: A total of 20 newly diagnosed treatment-naïve esophageal cancer patients were included in the study. Neoadjuvantcisplatin and 5-FU were given with 28-day intervals in a total of three courses. Along with the third course of chemotherapy, hyperfractionated accelerated radiotherapy (HART) was given with the following dose schedule: 5760 cGy/36 fr/16 day. RESULTS: All patients could receive the planned RT dose of 5760 cGy. Odynophagia was the most frequent grade III acute toxicity (50%). None of the acute toxicity reactions required treatment discontinuation. Grade III or higher subacute/late toxicity occurred in 10 patients (75%) including 5 deaths, mostly esophageal. Radiologically, 8 patients (40%) had complete response, 8 (40%) had partial response, and 3 (15%) had stable disease, with only 1 patient (5%) having progressive disease. Seven patients underwent surgery. Overall, 8 patients (40%) had local control. The 5 years overall survival rate was 38.1%. CONCLUSIONS: Neoadjuvant hyperfractionated accelerated radiotherapy plus chemotherapy may help to target local disease control and increase survival in patients with esophageal cancer. Further studies to improve neoadjuvant and radical chemoradiotherapy dose schedules are warranted for maximum tumor control rates with minimal toxicity

    Adjuvant chemoradiotherapy after D2 resection in gastric cancer: a single-center observational study.

    No full text
    İstanbul Bilim Üniversitesi, Tıp Fakültesi.Purpose: Previous studies demonstrated survival benefits in association with the addition of chemoradiotherapy after surgery in gastric cancer. This study aimed to examine the efficacy in terms of loco-regional control and survival and safety of 5-FU-based adjuvant chemoradiotherapy after D2 curative surgery
    corecore