4 research outputs found

    Investigation of the effect of boron on thyroid functions and biochemical parameters in hypothyroid induced-rats

    Full text link
    Hipotiroidi çoğu zaman iyot yetersizliği nedeniyle ortaya çıkan sağlık sorunudur. Borun tiroid hormonlarının düzeyini etkileyen çalışmalar borun iyot benzeri bir etkisinin olabileceğini düşündürmektedir. Çalışmamızda hipotiroidi oluşturulan ratlarda borun tiroid hormonları ve bazı biyokimyasal parametreler üzerindeki etkileri araştırıldı. Çalışmada 49 adet Wistar Albino cinsi erkek rat yedi gruba ayrıldı (Kontrol (K), hipotiroidi (H), 10 mg/kg bor (B10), 20 mg/kg bor (B20), hipotiroidi + 10 mg/kg bor (HB10), hipotiroidi + 20 mg/kg bor (HB20) ve Tedavi (T)). İlk üç haftalık süreçte hipotiroidizm oluşturulmak amacıyla dört grubun (H, HB10, HB20 ve T) içme suyuna 0,05 mg/kg dozunda propiltiourasil (PTU) içeren Propycil® hergün taze olarak eklendi. Hipotiroidi oluşturulan gruplara sonraki üç haftalık süreçte sırasıyla 10 mg/kg (B10 ve HB10), 20 mg/kg (B20 ve HB20) bor ve tedavi grubuna 10 mg/kg Euthyrox® (Levotroksin) gastrik gavaj yoluyla verildi. Ratlardan altı haftanın sonunda ketamin/ksilazin anestezi altında önce kalpten kan alındı ve daha sonra tiroid dokuları çıkarılarak % 10’luk formol içerisine alındı. Serumdan tiroit hormon (sT3, sT4, TSH, TT3, TT4) analizleri ve diğer biyokimyasal ölçümler (ALT, AST, ALP, protein, üre, kreatinin, kolesterol, trigliserit ve glukoz) spektrofotometrik yöntemle gerçekleştirildi. Ayrıca tiroit bezi dokusu histopatolojik yönden incelendi. Çalışmada elde edilen bulgulara göre hipotiroidi oluşturulan gruplarda TSH düzeyi kontrole göre anlamlı düzeyde yüksek bulundu (p<0.05). Serum sT3 düzeyi B10 grubunda kontrol grubuna göre kıyaslandığında artış olduğu görüldü (p<0.05). AST, ALT, ALP aktiviteleri kontrole göre hipotiroidi grubunda yüksek bulundu ve hipotiroidi oluşturulup bor veilen gruplarda (HB10 ve HB20) ise bu enzimlerin aktiviteleri kontrole yakın değerlere geriledi. Üre düzeyi kontrol grubuna göre kıyaslandığında B10 grubunda artış gözlendi (p<0.05). Kolesterol düzeyinin kontrol ve hipotiroidi gruplarına göre bor verilen gruplarda azaldığı belirlendi (p<0,05). Hipotiroidi oluşturulan rat gruplarında sodyum iyot simportörü (NIS) immünoreaktivitenin yüksek olduğu belirlendi. Sonuç olarak ratlarda yükselen AST ve ALP aktivitelerinin bor verilerek düştüğü görüldü. Kolesterol seviyesinde tüm bor verilen gruplarda azalmanın görülmesi borun lipit emilimi ve karaciğerdeki kolesterol sentezi üzerinde etkili olduğunu düşündürmektedir. Yapılan çalışmada borun sT4, TT3, TT4 ve TSH üzerinde bir etkisi olmamasına rağmen sT3 üzerinde arttırıcı bir etkisi gözlendi. Ölçülen serum hormon düzeyleri borun tiroit bezi üzerindeki etkisinin anlaşılmasında yeterli değildir ve borun tiroit üzerindeki etkilerinin anlaşılabilmesi için moleküler düzeyde yapılacak ileri çalışmalara ihtiyaç duyulduğu kanaatine varılmıştır.Hypothyroidism is often a health problem caused by iodine deficiency. Studies that affect the level of thyroid hormones of boron suggest that boron may have an iodine-like effect. In our study, the effects of boron on thyroid hormones and some biochemical parameters were investigated in rats with hypothyroidism. In the study, 49 Wistar Albino male rats were divided into seven groups (Control (K), hypothyroidism (H), 10 mg/kg boron (B10), 20 mg/kg boron (B20), hypothyroid + 10 mg/kg boron (HB10)). , hypothyroidism + 20 mg/kg boron (HB20) and Treatment (T)). Propycil® containing 0.05 mg/kg propylthiouracil (PTU) was added to the drinking water of the four groups (H, HB10, HB20 and T) freshly every day in order to induce hypothyroidism during the first three weeks. In the next three weeks, groups with hypothyroidism were given 10 mg/kg (B10 and HB10), 20 mg/kg (B20 and HB20) boron, and to the treatment group 10 mg/kg Euthyrox® (Levotroxin) by gastric gavage, respectively. At the end of six weeks, blood was drawn from the heart under ketamine/xylazine anesthesia from the rats, and then the thyroid tissues were removed and taken into 10% formol. Thyroid hormone (fT3, fT4, TSH, TT3, TT4) analyzes and other biochemical measurements (ALT, AST, ALP, protein, urea, creatinine, cholesterol, triglyceride and glucose) from serum were performed by spectrophotometric method. In addition, thyroid gland tissue was examined histopathologically. According to the findings obtained in the study, TSH level was found to be significantly higher in the hypothyroid groups compared to the control group (p<0.05). An increase was observed in serum fT3 level in the B10 group when compared to the control group. (p<0.05). AST, ALT, ALP activities were found to be higher in the hypothyroid group compared to the control, and hypothyroidism was formed and the activities of these enzymes decreased to values close to control in boron supplemented groups (HB10 and HB20). When the urea level was compared to the control group, it was determined that it increased in the B10 group (p<0.05). It was determined that the cholesterol level decreased in the boron given groups compared to the control and hypothyroid groups (p<0.05). It was determined that sodium/iodide symporter (NIS) immunoreactivity was high in rat groups with hypothyroidism. As a result, it shows that the increased AST and ALP activities in the given rats decreased with boron administration. The decrease in cholesterol level in all boron given groups suggests that boron is effective on lipid absorption and cholesterol synthesis in the liver. In the study, although boron had no effect on fT4, TT3, TT4 and TSH, an increasing effect on fT3 was observed. Measured serum hormone levels are not sufficient to understand the effect of boron on the thyroid gland, and it was concluded that further studies at the molecular level are needed to understand the effects of boron on the thyroid gland.Bu tez çalışması; Afyon Kocatepe Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi (BAPK) Tarafından Desteklenmiştir. Proje No: “20.SAĞ.BİL.13

    Investigation of Some Heavy Metals with ICP – MS in Afyon Buffalo Kaymak and Skimmed Milk

    Full text link
    Bu Tez Afyon Kocatepe Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyonu 13.Sağ.Bil.19 Proje Numarası ile Desteklenmiştir.Endüstri gelişimine bağlı ortaya çıkan ve artarak devam eden ağır metal kirliliğinin süt ve süt ürünlerine bulaşması doğrudan ve dolaylı yollardan olabilmektedir. Bu çalışma, Afyonkarahisar ilinin bazı bölgelerin toplanan manda sütlerinin kaynatılması ile elde edilen kaymak ve kaymakaltı sütlerinde olası ağır metal varlığının ICP-MS cihazı ile araştırılması amaçlanmıştır. Süt örnekleri Afyonkarahisar ilinin beş farklı bölgesinden toplam elli adet numune 200 ml’lik cam kavanozlara toplandı. Numuneler laboratuar ortamında beherler içinde kaynatılarak kaymak ve kaymakaltı sütü elde edildi. Yaş yakma yöntemiyle numuneler çözünürleştirildikten sonra ağır metal miktarları ICP-MS cihazıyla tayin edilerek elde edilen sonuçlar literatür bilgileriyle karşılaştırılarak değerlendirildi. Araştırmada kaymaktaki ortalama krom (Cr), mangan (Mn), demir (Fe), kobalt (Co), nikel (Ni), bakır (Cu), çinko (Zn), arsenik (As), selenyum (Se), molibden (Mo), gümüş (Ag), kadmiyum (Cd), baryum (Ba) ve kuşun (Pb) değerleri sırasıyla: 0,36 mg/kg, 0,56 mg/kg, 2,72 mg/kg, 0,08 mg/kg, 0,65 mg/kg, 0,09 mg/kg, 8,27 mg/kg, 0,14 mg/kg, 0,94 mg/kg, 0,00 mg/kg, 0,00 mg/kg, 0,00 mg/kg, 0,17 mg/kg, 0,01 mg/kg; kaymak altı sütünde ise 0,02 mg/L, 0,13 mg/L, 0,52 mg/L, 0,02 mg/L, 0,12 mg/L, 0,02 mg/L, 2,37 mg/L, 0,04 mg/L, 0,17 mg/L, 0,04 mg/L, 0,00 mg/L, 0,00 mg/L, 0,13 mg/L, 0,01 mg/L düzeylerinde tespit edildi. Sonuç olarak elde edilen bulgular dikkate alındığında Afyonkarahisar ilinin farklı bölgelerinden toplanan manda sütlerinden elde edilen kaymak ve kaymakaltı sütlerinde insan sağlığı açısından zararlı olabilecek bir kontaminasyonun bulunmadığı görüldü. Bu çalışma ağır metallerin kaymakaltı sütünden daha çok kaymakta görülmesi nedeniyle kaymak yapımında kullanılan sütlerin ağır metal yönünden risk oluşturmaması için sütlerin kontaminasyonlarının önlenmesinin önemini göstermektedir

    Investigation of Some Heavy Metals with ICP – MS in Afyon Buffalo Kaymak and Skimmed Milk

    Full text link
    Bu Tez Afyon Kocatepe Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyonu 13.Sağ.Bil.19 Proje Numarası ile Desteklenmiştir.Endüstri gelişimine bağlı ortaya çıkan ve artarak devam eden ağır metal kirliliğinin süt ve süt ürünlerine bulaşması doğrudan ve dolaylı yollardan olabilmektedir. Bu çalışma, Afyonkarahisar ilinin bazı bölgelerin toplanan manda sütlerinin kaynatılması ile elde edilen kaymak ve kaymakaltı sütlerinde olası ağır metal varlığının ICP-MS cihazı ile araştırılması amaçlanmıştır. Süt örnekleri Afyonkarahisar ilinin beş farklı bölgesinden toplam elli adet numune 200 ml’lik cam kavanozlara toplandı. Numuneler laboratuar ortamında beherler içinde kaynatılarak kaymak ve kaymakaltı sütü elde edildi. Yaş yakma yöntemiyle numuneler çözünürleştirildikten sonra ağır metal miktarları ICP-MS cihazıyla tayin edilerek elde edilen sonuçlar literatür bilgileriyle karşılaştırılarak değerlendirildi. Araştırmada kaymaktaki ortalama krom (Cr), mangan (Mn), demir (Fe), kobalt (Co), nikel (Ni), bakır (Cu), çinko (Zn), arsenik (As), selenyum (Se), molibden (Mo), gümüş (Ag), kadmiyum (Cd), baryum (Ba) ve kuşun (Pb) değerleri sırasıyla: 0,36 mg/kg, 0,56 mg/kg, 2,72 mg/kg, 0,08 mg/kg, 0,65 mg/kg, 0,09 mg/kg, 8,27 mg/kg, 0,14 mg/kg, 0,94 mg/kg, 0,00 mg/kg, 0,00 mg/kg, 0,00 mg/kg, 0,17 mg/kg, 0,01 mg/kg; kaymak altı sütünde ise 0,02 mg/L, 0,13 mg/L, 0,52 mg/L, 0,02 mg/L, 0,12 mg/L, 0,02 mg/L, 2,37 mg/L, 0,04 mg/L, 0,17 mg/L, 0,04 mg/L, 0,00 mg/L, 0,00 mg/L, 0,13 mg/L, 0,01 mg/L düzeylerinde tespit edildi. Sonuç olarak elde edilen bulgular dikkate alındığında Afyonkarahisar ilinin farklı bölgelerinden toplanan manda sütlerinden elde edilen kaymak ve kaymakaltı sütlerinde insan sağlığı açısından zararlı olabilecek bir kontaminasyonun bulunmadığı görüldü. Bu çalışma ağır metallerin kaymakaltı sütünden daha çok kaymakta görülmesi nedeniyle kaymak yapımında kullanılan sütlerin ağır metal yönünden risk oluşturmaması için sütlerin kontaminasyonlarının önlenmesinin önemini göstermektedir

    Investigation of some heavy metals with buffalo kaymak and skimmed milk

    Full text link
    Endüstri gelişimine bağlı ortaya çıkan ve artarak devam eden ağır metal kirliliğinin süt ve süt ürünlerine bulaşması doğrudan ve dolaylı yollardan olabilmektedir. Bu çalışma, Afyonkarahisar ilinin bazı bölgelerin toplanan manda sütlerinin kaynatılması ile elde edilen kaymak ve kaymakaltı sütlerinde olası ağır metal varlığının ICP-MS cihazı ile araştırılması amaçlanmıştır. Afyonkarahisar ilinin beş farklı bölgesinden toplanan elli adet süt örneği 200 ml’lik cam kavanozlara alındı. Süt numunelerinin laboratuar ortamında beherler içinde kaynatılması ile kaymak ve kaymakaltı sütleri elde edildi. Yaş yakma yöntemiyle numuneler çözünürleştirildikten sonra ağır metal miktarları ICP-MS cihazıyla tayin edildi ve sonuçlar literatür bilgileriyle karşılaştırılarak değerlendirildi. Araştırmada kaymaktaki ortalama krom (Cr), mangan (Mn), demir (Fe), kobalt (Co), nikel (Ni), bakır (Cu), çinko (Zn), arsenik (As), selenyum (Se), molibden (Mo), gümüş (Ag), kadmiyum (Cd), baryum (Ba) ve kuşun (Pb) değerleri sırasıyla: 0,36 mg/kg, 0,56 mg/kg, 2,72 mg/kg, 0,08 mg/kg, 0,65 mg/kg, 0,09 mg/kg, 8,27 mg/kg, 0,14 mg/kg, 0,94 mg/kg, 0,00 mg/kg, 0,00 mg/kg, 0,00 mg/kg, 0,17 mg/kg, 0,01 mg/kg; kaymak altı sütünde ise 0,02 mg/L, 0,13 mg/L, 0,52 mg/L, 0,02 mg/L, 0,12 mg/L, 0,02 mg/L, 2,37 mg/L, 0,04 mg/L, 0,17 mg/L, 0,04 mg/L, 0,00 mg/L, 0,00 mg/L, 0,13 mg/L, 0,01 mg/L düzeylerinde tespit edildi. Sonuç olarak manda sütlerinden elde edilen kaymak ve kaymakaltı sütlerinde insan sağlığı açısından zararlı olabilecek bir ağır metal kontaminasyonun bulunmadığı görüldü. Bu çalışma ağır metallerin kaymakaltı sütünden ziyade kaymakta görülmesi nedeniyle kaymak yapımında kullanılan sütlerin ağır metal yönünden risk oluşturmaması için sütlerin kontaminasyonlarının önlenmesinin önemini göstermektedir.According to industrial development heavy metal pollution affects milk and milk products directly and indirectly. It was aimed to evaluate occurrence of heavy metal in kaymak and skimmed milk, produced from boiled Anatolian buffalo milk and obtained from Afyonkarahisar, measurement performed by means of ICP-MS. Totally 50 milk samples were collected from 5 different regions of Afyonkarahisar. To get kaymak and skimmed milk, samples were boiled in beakers under laboratory circumstances. Samples were dissolved according to wet digestion method afterwards quantity of heavy metals were determined by ICP-MS and obtained results were compared with literature values. In the study, average values of chromium (Cr), manganese (Mn), iron (Fe), cobalt (Co), nickel (Ni), copper (Cu), zinc (Zn), arsenic (As), selenium (Se), molybdenum (Mo), silver (Ag), cadmium (Cd), barium (Ba) and lead (Pb) were determined in clotted cream: 0,36 mg/kg, 0,56 mg/kg, 2,72 mg/kg, 0,08 mg/kg, 0,65 mg/kg, 0,09 mg/kg, 8,27 mg/kg, 0,14 mg/kg, 0,94 mg/kg, 0,00 mg/kg, 0,00 mg/kg, 0,00 mg/kg, 0,17 mg/kg, 0,01 mg/kg; in skimmed milk: 0,02 mg/L, 0,13 mg/L, 0,52 mg/L, 0,02 mg/L, 0,12 mg/L, 0,02 mg/L, 2,37 mg/L, 0,04 mg/L, 0,17 mg/L, 0,04 mg/L, 0,00 mg/L, 0,00 mg/L, 0,13 mg/L, 0,01 mg/L respectively. Kaymak and skimmed milk obtained from Anatolian buffaloes milk did not have heavy metal contamination that may be harmful to human health. This study shows the importance of preventing heavy metal contamination of milk used for making kaymak because this contamination is important in kaymak than skimmed mil
    corecore