11 research outputs found
Osteoma Originating from Mastoid Cortex
Mastoid osteomas are very rare and defined as benign masses growing gradually in size. Temporal bone computed tomography is the examination of choice for their diagnosis and differentiation. Surgical resection is used to treat mastoid osteomas causing cosmetic deformity. Prognosis is good in cosmetic and curative aspects, and recurrences are very rare. No case of malign transformation has been reported. In this study, an adult patient who was treated because of a mastoid osteoma is presented with review of the current literature
Bilateral Nasolabial Cyst as a Rare Case Report
The etiology, clinical features, and treatment of an extremely rare case of a bilateral nasolabial cyst have been evaluated in this report. A 60-year-old female presented to our clinic with a pain-free swelling above the upper lip for a year and obstruction of the left nasal cavity for two months. On undergoing a physical ENT examination, she showed bulging of both nasal fossae and effacement of the bilateral nasolabial groove with a fluctuating smooth mass. A paranasal sinus CT scan showed a smooth, ovoid mass of 20×13 mm at the right side and 26×22 mm at the left side occupying the floor of the nasal fossa and restricted to the soft parts of the premaxillary region, without any bony destruction. The patient underwent surgical excision under general anesthesia via sublabial approach. Histopathology confirmed the diagnosis of bilateral nasolabial cyst. The patient was asymptomatic during 18-month of postoperative follow-up. Bilateral nasolabial cysts should be considered in the differential diagnosis of cystic masses of the nasal vestibule and deformities of the premaxillary region. Although endonasal endoscopic cyst marsupialization is a relatively new treatment, surgical resection with the sublabial approach is the treatment of choice
An ınvestıgatıon of symmetrıc and asymmetrıc effects of exchange rates on stock market: the case of Turkey
Bu çalışmanın amacı Türkiye’de döviz kurunun borsa üzerindeki kısa ve uzun dönemli simetrik ve asimetrik etkilerinin incelenmesidir. 2001 Aralık – 2020 Eylül dönemine ait aylık güncel veriler kullanılarak, Bahmanie-Oskooee ve Saha (2016)’da geliştirilen model, ARDL (Gecikmesi Dağıtılmış Otoregresif) ve NARDL (Doğrusal Olmayan Gecikmesi Dağıtılmış Otoregresif) sınır testi yaklaşımı ile tahmin edilmiştir. Asimetrik etkinin göz önüne alınmadığı durumda spesifikasyon hatası ortaya çıkabildiği için simetrik ve asimetrik etkinin birlikte modele dahil edilmesi ekonometrik açıdan daha anlamlı sonuçlar elde edilmesini sağlamıştır. NARDL test sonuçlarına göre, çalışmaya konu olan değişkenler arasında uzun dönem denge (eşbütünleşme) ilişkisi saptanmış olup, buna ek olarak, döviz kurunun borsa üzerinde hem kısa hem de uzun dönemde asimetrik etkisinin olduğu sonucuna varılmıştır
TUBEROSKLEROZ SENDROMLU OLGUDA KLİNİK VE GÖRÜNTÜLEME BULGULARI
TUBEROSKLEROZ SENDROMLU OLGUDA KLİNİK VE GÖRÜNTÜLEME BULGULARISerap Sarı, Ekrem Anıl Sarı, Abdullah Taylan, Işıl Başara Akın, Canan AltayDokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi Radyoloji Anabilim Dalı.Giriş ve Amaç: Tüberoskleroz, birden fazla organda hamartamatöz lezyonların varlığı ile karakterize, nadir görülen otozomal dominant bir nörokutanöz sendromdur. Tanı genellikle fizik muayene veya radyolojik bulgulara dayanan kriterler temelinde konur (1). Klinik muayenede klasik epilepsi, mental retardasyon ve adenoma sebaseum üçlüsü nadiren görüldüğünden, radyolojik incelemeler tüberoskleroz tanısında önemli bir rol oynar. Kardiyak rabdomiyom, renal anjiyomiyolipom ve kortikal tuberler veya subependimal nodülleri kapsayan nörolojik tutulum ve beyaz cevher anormallikleri yaygın radyolojik bulgulardır. Bunların saptanması, tüberosklerozdan şüphelenmek için güçlü bir kanıt olabilir. Pulmoner lenfanjiyoleiomyomatozis, multifokal mikronodüler pnömosit hiperplazisi veya çoklu böbrek kistlerinin varlığı da tüberoskleroz şüphesini artırır. Ayrıca, tuberoskleroz kemik, karaciğer ve sindirim sistemini tutabilir. Klinik seyir ve hasta prognozu, belirtilerin yerlerine bağlıdır. Çeşitli organlardaki klinik ve radyolojik bulguların bilinmesi tanı ve tedavide çok önemlidir (2) Bu bildiride tüberoskleroz tanılı hastanın görüntüleme bulgularını sunmayı amaçladık.Olgu Sunumu: 2002 yılında pediatrik nöroloji kliniğinde tuberoskleroz tanısı alan 32 yaşında kadın hastanın kontrollerinde 2012 yılında, beyin MRG’de; kortikal ve subkortikal tuberler ile uyumlu T2A serilerde çok sayıda hiperintens lezyon ve bilateral subepandimal yerleşimli, milimetrik boyutta, kontrastlanan nodüller izlenmiştir (Figür 1 ve 2). Yapılan abdominal ve toraks BT incelemesinde bilateral böbreklerde çok sayıda ve karaciğerde iki adet anjiyomyolipomla uyumlu makroskopik yağ içeren lezyonlar, akciğerlerde çok sayıda dağınık yerleşimli, ince duvarlı değişik boyutlarda kistler izlenmiş ve bu bulgu da lenfanjiomiyomatozis ile uyumlu olarak değerlendirilmiştir (Figür 3, 4 ve 5). Sağ böbrekteki anjiyomyolipomda saptanan boyut artışı ve kanama nedeniyle hasta cerrahiye yönlendirilmiş ve patoloji sonucu kanama ve nekroz alanları içeren anjiyomyolipom ile uyumlu gelmiştir.Tartışma ve Sonuç:Tuberoskleroz, geniş bir klinik ve görüntüleme özellikleri yelpazesi ile karakterize olan çok sistemli bir hastalıktır. Daha iyi test ve görüntüleme yöntemleri nedeniyle, son yıllarda bozukluğun daha az şiddetli belirtileri olan bireyler tanımlandıkça, tüberoskleroz sıklığı tahminleri çarpıcı biçimde artmıştır. Spesifik radyolojik özelliklerin tanınması, erken tanı ve tedaviye yardımcı olabilir ve prognozu iyileştirebilir.Anahtar kelimeler: tuberous sclerosis,RadiologyKaynaklar1) Baron Y, Barkovich AJ. MR imaging of tuberous sclerosis in neonates and young infants. AJNR Am J Neuroradiol 1999;20:907-9162) Pictorial Review of Tuberous Sclerosis in Various Organs Shigeaki Umeoka, Takashi Koyama, Yukio Miki, Mikio Akai, Kazushige Tsutsui, Kaori Togashi </p
AKUT KOLESİSTİTİN NADİR İKİ KOMPLİKASYONU: KOLESİSTODUODENAL FİSTÜLE EŞLİK EDEN SAFRA KESESİ PERFORASYONU
AKUT KOLESİSTİTİN NADİR İKİ KOMPLİKASYONU: KOLESİSTODUODENAL FİSTÜLE EŞLİK EDEN SAFRA KESESİ PERFORASYONUEmre Ruhat Avcı, Ekrem Anıl Sarı, Abdullah Taylan, Işıl Başara Akın, Canan AltayDokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim DalıGiriş ve amaç: Bilioenterik fisttüler safra yoları ile gastrointestinal trakt arasında oluşan fistüllerdir. Bu fisltüler genelde uzun dönem taşlı biliyer sistem hastalıklarının bir sonucudur (1). Biliyer hastalık olgularında gastrointestinal trakta fistül insidansı %0.9 olarak bildirilmiştir (2). Bilioenterik fistüler en sık safra kesesi ve duodenum arasında gözlenir (3). Kolesistoduodenal fistüllerin oluşumundaki mekanizma biliyer sistemdeki taşın safra kesesi duvarına impakte olmasının ardından enflamatuar süreçlere bağlı kese duvarının erozyon ve nekroza uğraması sonucu enflamasyonun komşu duodenal duvara uzanımıdır (4). Bu fistüllerin oluşumu sonrasında enterik içerik biliyer sisteme ulaşır (5). Hastalar genelde sağ üst kadran ağrısı, bulantı kusma, sarılık ve kolanjit bulguları ile başvururlar (4). Bu bulgular biliyoenterik fistül tanısı için yeterli değildir. Safra yollarında hava görülmesi bilioenterik fistül açısından şüphelidir (6). Safra kesesi perforasyonu da akut kolesistitin bir başka nadir komplikasyonudur ve insidansı akut kolesistitli olgularda %2-11 olarak bildirilmiştir (7,8). Safra kesesi perforasyonundaki mekanizma kese duvarındaki enflamasyon sonucu oluşan nekrozdur (8). Safra kesesi perforasyonu tanısını koymada da abdominal bilgisayarlı tomografi (BT) önemli bir görüntüleme yöntemidir (7). Bu olgu sunumunda acil servise genel durum bozukluğu, ateş yüksekliği ve sağ üst kadran ağrısı şikayetleri ile başvuran bir olguda radyolojik olarak saptanan kolesistoduodenal fistül ve safra kesesi perforasyonuna ait radyolojik görüntüleme bulguları paylaşılacaktır.Olgu sunumu: Yetmiş beş yaşında erkek hasta acil servise genel durum bozukluğu, ateş yüksekliği ve sağ üst kadran ağrısı şikayetleri ile başvuran hastanın özgeçmişinde alzheirmer hastalığı, diyabet, hipertansiyon ve serebrovasküler olay bulunmaktaydı. Başvurusunda bilinci açık non-oryante, non-koopere olan hastanın sağ üst kadranda defans bulgusu saptanmıştır. Hastanın laboratuvar bulguları arasında belirgin bir KCFT yüksekliği izlenmemiştir ancak nötrofil ağırlıklı lökositozu mevcuttur. Yapılan kontrastlı BT incelemesinde, safra kesesi transvers çapı artmıştır ve mukozal kontrastlanma izlenmiştir. Safra kesesi ile karaciğer arasında kese perforasyonunu düşündürür perikolesistik bir koleksiyon izlenmekte olup safra kese duvar bütünlüğü bozulmuştur (Figür 1). Safra kesesinin medial kesiminde duedonum ile komşuluk gösterdiği seviyede sınır özellikleri kaybolmuş ve bu seviyede safra kesesi ve duodenum arası bir fistül varlığını düşündürür sıvı dansitesinde içerik geçişi izlenmiştir (Figür 2). Safra kesesi lümeninde ve perikolesistik alanda serbest hava mevcuttur (Figür 1). Hastanın tanımlanan bu bulguları sonucunda genel cerrahi servisine izleme alınmış ve antibiyoterapi uygulanmıştır.Tartışma ve Sonuç: Kolesistoduodenal fistül ve safra kesesi perforasyonu akut kolesistitin nadir bulgularındandır. Akut kolesistit tanısında gecikme olması halinde görülebilen bu komplikasyonların mortalite ve morbiditesi oldukça yüksektir (9). Safra yolarında hava saptanan hastalarda kolesistoenterik fistüller ayırıcı tanılar arasında yer almalıdır (1). Abdomen BT incelemesi özellikle safra yollarındaki havayı ve safra kesesi bütünlüğünün bozulduğunu göstermek için tercih edilmesi gereken görüntüleme yöntemlerindendir (1,7).Anahtar kelimeler: Safra Kesesi, Safra Kesesi Perforasyonu, Kolesistoduodenal Fistül, Akut KolesistitKaynaklar1. CT imaging of biliary enteric fistula T. Shimono, K. Nishimura, K. Hayakawa2. Glenn F, Reed C, Grafe W. Biliary enteric fistula. Surg Gynecol Obstet 1981;153:527–313. Faridi MS, Pandey A. Mirizzi syndrome type ii with cholecysto-duodenal fistula: An infrequent combination. Malys J Med Sci.2014;21:69---714. Chowbey PK, Bandyopadhyay SK, Sharma A, et al. Laparoscopicmanagement of cholecystoenteric fistulas. J Laparoendos AdvSurg Tech A. 2006;16:467---72.5. Savvidou S, Goulis J, Gantzarou A, et al. Pneumobilia,chronic diarrea, vitamin K malabsorption: aA pathognomonictriad for cholecystocolonic fistulas. World J Gastroenterol.2009;15:4077---826. CT imaging of biliary enteric fistula T. Shimono, K. Nishimura, K. Hayakawa7. Roslyn JJ, Thompson JE, Darvin H, DenBesten L. Risk factors for gallbladder perforation. Am J Gastroenterol. 1987;82:636–640.8. Bedirli A, Sakrak O, Sözüer EM, Kerek M, Güler I. Factors effecting the complications in the natural history of acute cholecystitis. Hepatogastroenterology. 2001;48:1275–1278.9. D. Gandhi, P. Nepal, F.J. Hernandez-Delima, et al., A pictorial review of gall stones and its associated complications, Clinical Imaging(2019), https://doi.org/10.1016/j.clinimag.2019.11.015 </p
RESİMLERLE BİR KONU: AKUT KARIN AĞRISINDA RADYOLOJİK GÖRÜNTÜLEME BULGULARI
RESİMLERLE BİR KONU: AKUT KARIN AĞRISINDA RADYOLOJİKGÖRÜNTÜLEME BULGULARI Ekrem Anıl Sarı, Serap Sarı, Abdullah Taylan, Işıl BaşaraAkın, Canan Altay, Funda Obuz Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi Giriş-Amaç:‘Akut karın’, klinisyenin acil bir tedavi kararı verme[1]sinigerektiren şiddetli karın ağrısı ile karakterize klinik bir durumdur. Yaşamıtehdit eden hastalıklardan iyi huylu kendi kendini sınırlayan durumlara kadargeniş bir hastalık yelpazesini içerir. Görüntüleme yöntemleri açısından US’niniyonlaştırıcı radyasyon içermemesi ve ucuz olması avantajıdır (1,2). AmerikanRadyoloji Koleji (ACR) uy[1]gunluk kriterlerlerine göre(2018), lokalize edilemeyen karın ağrısı olan ve ateşi olan hastalar için kontrastlıBT ilk seçilmesi gereken görüntüleme yöntemidir (3). Abdominal grafi ise ürinertaş ve pnö[1]moperitonyumun tanısındayararlı olmakla birlikte grafinin normal olması ileusu veya diğer patolojileriekarte etmez (4). Bu sunumda akut karın ağrısına sebep olabilecek olgulardanbazılarını ele alıp rad[1]yolojik görüntülemebulguları sunulmuştur. Olgular Akut apandisit: Radyolojik incelemenin amacınegatif lapara[1]tomi oranını düşürmek veakut apandisiti perforasyon gelişmeden önce teşhis etmektir. US ve BT’ninönemli rolleri vardır, ancak BT’nin doğruluğu daha iyidir. Radyolojikgörüntüleme bulguları; dıştan dışa ölçülen çapın 6 mm’den fazla olması, inflameperiapendiküler yağ dokusu, apendikolit, Power Doppler’de hipervaskülariteşeklinde ta[1]riflenebilir (4) (Figür 1).Divertikülit: Radyolojik görüntüleme bulguları; divertikülosis ile birliktesegmental duvar kalınlık artışı, yağlı dokuda enflamatuar değişikliklerşeklindedir. Apse oluşumu veya perforasyon gibi diver[1]tikülitkomplikasyonları en iyi BT ile dışlanabilir. Bu konuda önemli bir tuzak; kolonkanseri özellikle invaziv büyüme gösterdiğinde, des[1]moplastikreaksiyon veya inflamasyon nedeniyle benzer görüntüle[1]meözelliklerinin ortaya çıkabilmesidir (FigürAkut Kolesistit:.US, %88 duyarlılık, %80 özgüllük ile primergörüntülemedir. Radyolojik görüntüleme bulguları intraluminal taş, kalınlaşmışkese duvarı (>3 mm), perikolesistik sıvı koleksiyonu, subserozal ödem, kesedistansiyonu (>4 cm), kesede çamurdur. (6) (Figür 3). İnce Barsak Obstrüksiyonu:BT,%94 duyarlılık ve %96 öz[1]güllük ile en iyigörüntüleme yöntemidir. Radyolojik görüntüleme bulguları; barsakta çapdeğişikliği olması (>2.5 cm), feçes bulgusu (obstrüksiyon noktasınınbelirlenmesinde önemli) olarak özetlenebi[1]lir(Figür 4). Barsak İskemisi: Arteriyel ve venöz fazlarda bifazik kontrastlı BTtanıda en iyisidir. BT bulguları nonspesifik olabilmekle birlikte; barsak duvarkalınlık artışı (>3 mm), anormal bağırsak duvarı kont[1]rastlanması,barsak duvarında aşırı incelme (yaklaşmakta olan per[1]forasyon),pnömotosis intestinalis, portal ven periferinde hava gibi bulgular görülebilir(8) (Figür 5). Rüptüre Anevrizma:BT tanıda en duyarlı ve özgül yöntemdir.Radyolojik görüntüleme bulguları; periaortik yağlı dokudada kirlen[1]me, retroperitonealhematom, IV kontrast ekstravazasyonu şeklinde özetlenebilir (9) (Figür 6).Tartışma ve Sonuç: Akut kolesistit şüphesi haricinde, BT tetkiki akut karınağrısıyla gelen hastalarda primer görüntüleme yöntemidir. Akut kolesistittanısında US tercih edilmekle birlikte, BT de kabul edilebilir biralternatiftir. Radyasyon maruziyeti, BT’nin bir dezavan[1]tajıdır.Bu yüzden US ilk tanı tetkiki olarak kullanılabilir ve tanısal ol[1]mayan sonuçlarda BT tetkikidüşünülebilir. MR görüntüleme de tanı konusunda BT’ye alternatif olma potansiyelinesahip olmakla birlikte bu konuda destekleyici verilier hala yetersizdir.Anahtar kelimeler: Abdomen, Acute, Radiology Kaynaklar 1 Fryback DG, ThornburyJR. The efficacy of diagnostic imaging. Med Decis Making 1991;11:88–94. 2.Mackenzie R, Dixon AK. Measuring the effects of imaging: an evaluativeframework. Clin Radiol 1995;50:513–518. 3. ACR appropriateness criteria, 2006.American College of Radiology Accessed October 15, 2008. 4. Kellow ZS, MacInnesM, Kurzencwyg D, etal. The role of abdominal radiography in the evaluation ofthe nontrauma emergency patient. Radiology 2008;248:887–893. 5. Ralls PW, BalfeDM, Bree RL, et al. Evaluation of acute right lower quadrant pain: AmericanCollege of Radiology—ACR appropriateness criteria. Radiology 2000;215(suppl):159 –166 6. Hirota M, Takada T, Kawarada Y, et al. Diagnosticcriteria and severity assessment of acute cholecystitis: Tokyo guidelines. JHepatobiliary Pancreat Surg 2007; 14:78–82. 7. Lazarus DE, Slywotsky C, BennettGL, Megibow AJ, Macari M. Frequency and relevance of the “small-bowel feces”sign on CT in patients with small-bowel obstruction. AJR Am J Roentgenol 2004;183:1361–1366. 8. Herbert GS, Steele SR. Acute and chronic mesenteric ischemia.Surg Clin North Am2007;87:1115–1134. 9. Abdominal Aortic Aneurysm; by WalterTan, MD, MS; Chief Editor: Eugene C Lin, MD</p