84 research outputs found

    On some triangular inequalities and applications in 2-fuzzy metric spaces

    Get PDF
    The aim of this paper is to study some level forms of triangular inequality of 2-fuzzy metric spaces which will be useful for application to fixed point problems. For this aim, we first define the concept of 2-fuzzy pre-metric spaces that have weaker axioms than 2-fuzzy metric spaces with the fundamental properties. Then, we investigate the level form inequalities in 2-fuzzy metric spaces equvalent to the triangular inequalities of 2-fuzzy metric spaces by also analyzing the conditions under in which these are provided. Finally, we prove a fixed point theorem for 2-fuzzy metric spaces by considering the obtained level forms of triangular inequalities.Publisher's Versio

    MATHEMATICAL ACTIVITY DESIGNS CONDUCTED WITH E-PORTFOLIO BY SECONDARY SCHOOL STUDENTS WITHIN THE FRAMEWORK OF REALISTIC MATHEMATICS EDUCATION

    Get PDF
    Design thinking skill is perhaps the most directly related thinking skill of mathematical thinking skill, because design thinking contains a strong problem-solving process in itself. In this study, it was aimed to provide students to avoid thinking about mathematics only procedurally or instrumentally and to introduce them to mathematical studying methods and mental habits. Therefore, tasks were chosen that would encourage students to think and design using real-life mathematical elements and thus encourage effective mathematical thinking. According to Freudenthal, the theorist of the Realistic Mathematics Education, mathematics should be related to the social life of students, close to their experiences, relevant to the society they live in, and compatible with human values. The research is designed as “action research” which is one of the qualitative research methods. Participants were selected using the convenience sampling method. Edmodo software was used as an electronic portfolio. Activities were prepared within the framework of RME approach. The responses are given by the students to those activities distributed when examined under 5 main headings: designing products, expressing the mathematical opinions clearly, using the mathematical knowledge, the research skills and the originality. These criteria generated after taking an expert opinion, subjected to qualitative analysis and interpreted. Consequently, it can be concluded that the educational process which is carried out with design-based activities provides learning, and is relevant to daily life, is interesting and is motivating. The integration of face-to-face teaching with technology and online approaches also help teachers manage design-based activities in a more effective way. Article visualizations

    YENİDOĞANDA NEKROTİZAN ENTEROKOLİT: KLİNİK İZLEM NOTLARININ RETROSPEKTİF DEĞERLENDİRMESİ

    Get PDF
    Amaç: Nekrotizan enterokolit yenidoğan gastrointestinal aciller arasında yer alan önemli mortalite ve morbidite nedenlerindendir. Bu çalışmada yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde nekrotizan enterokolit tanısı ile izlenen bebeklerin nekrotizan enterokolite ait klinik ve demografik özelliklerinin, risk etmenlerinin belirlenmesi, elde edilen verilerin standart bakım ve tanılama stratejilerine katkı sağlanması amaçlanmıştır. Yöntem: Veriler 2008-2014 yılları arasında, nekrotizan enterokolit tanısı alan 62 yenidoğanın hemşire ve doktor izlem notları, ile tedavi istem formları incelenerek toplanmıştır. Değerlendirmede yüzdelik, ortalama, Spearman’s Rho Korelasyon, Mann-Whitney U, Kruskall Wallis varyans analizleri kullanılmıştır. Bulgular: Gestasyon yaşının küçüklüğünün, düşük doğum ağırlığının nekrotizan enterokolit gelişim zamanını etkilediği, nekrotizan enterokolit görülme zamanının doğumdan sonraki 0-7. ve 22. ve sonraki günlerde, umblikal kateter uygulamasının ve kan transfüzyonu yapılmasının nekrotizan enterokolit gelişiminde etkili olduğu, beslenme şeklinin nekrotizan enterokolit gelişimini etkilemediği ancak olguların çoğunluğunun anne sütü ile beslendiği belirlenmiştir. Sonuç: Güncel bakım ve tedavi ilkelerinin ışığında nekrotizan enterokolit gelişiminde rol oynayan, anne ve bebeğe ilişkin risk faktörlerinin bilinmesi ve tanınması, nekrotizan enterokolitten korunmada gerekli önlemlerin alınması önem taşımaktadır ve Yenidoğan Yoğun Bakım ünitelerinde çalışanların bakım standardı ve kalitesinin arttırılması önerilebilir

    Diaqua­bis­(2-bromo­benzoato-κO)bis­(N,N-diethyl­nicotinamide-κN 1)cobalt(II)

    Get PDF
    In the mononuclear title compound, [Co(C7H4BrO2)2(C10H14N2O)2(H2O)2], the CoII ion is located on a crystallographic inversion center. The asymmetric unit is completed by one 2-bromo­benzoate anion, one diethyl­nicotinamide (DENA) ligand and one coordinated water mol­ecule; all ligands are monodentate. The four O atoms in the equatorial plane around CoII form a slightly distorted square-planar arrangement, while the slightly distorted octa­hedral coordination is completed by the two pyridine N atoms of the DENA ligands in axial positions. The dihedral angle between the carboxyl­ate group and the attached benzene ring is 84.7 (1)°; the pyridine and benzene rings are oriented at a dihedral angle of 43.64 (6)°. In the crystal structure, inter­molecular O—H⋯O and C—H⋯O hydrogen bonds link the mol­ecules into a three-dimensional network

    The real-life efficacy of the second line treatment strategy in advanced pancreas cancer

    Get PDF
    ABS TRACT Objective: Pancreatic cancer is one of the leading causes of cancer-related death. Despite the introduction of new therapeutic agents, survival rates remain low. Furthermore, few trials have evaluated the options for second-line therapy and the prognostic variables. In this study, we aimed to determine the real-world efficacy and prognostic parameters of second-line treatment for advanced pancreatic cancer. Material and Methods: Patients with advanced pancreatic cancer from different centers who received second-line treatment were enrolled in the study. The patients’ demographic, clinical, and pathological characteristics were retrieved retrospectively. Results: A total of 161 patients were enrolled in the study. The majority of the patients (50.3%) received oxaliplatin plus fluoropyrimidine as second-line treatment. The median progression-free survival and overall survival for the entire cohort were 2.5 months and 4.5 months, respectively. In univariate anal-yses, an Eastern Cooperative Oncology Group performance status ≥2, age ≥65 years, hypoalbuminemia, thrombocytosis, presence of metastatic peritoneal disease, elevated alkaline phosphatase and carcinoembryonic antigen levels, and a neutrophil-lymphocyte ratio (NLR) ≥3 were identified as poor prognostic factors. In multivariable analyses, low albumin level (p=0.031) and high NLR (p=0.05) were found to be independent prognostic factors for overall survival. Conclusion: Pancreatic cancer is a unique malignancy, and advanced disease has a dismal prog-nosis. In univariate analyses, we identified multiple factors that were poor prognostic variables. In particular, the albumin level and NLR were independent prognostic factors for overall survival, and these parameters might be useful in selecting the second-line treatment and pre-dicting the survival of these patients

    Kent kimliği ilişkisi bağlamında kent mobilyaları : Sultan Ahmet Meydanı örneği

    Full text link
    Kent mobilyaları, kentsel mekan bağlamında insan ve toplum arasındaki ilişkilerde son derece belirleyici bir etkiye sahiptir. Günümüzde, kentsel tasarım uygulamalarında kent mobilyaları, mekanın ayrılmaz bir parçası olarak kabul edilmekte ve kentsel tasarım çalışmalarında kent mobilyalarının tasarımına özel bir önem verilmektedir. Kent mobilyaları, kentte yaşayanların, insanlarla, kurumlarla ve kentle ilişkilerini belirleyen, düzenleyen, sınırlayan; kentlilerin kentsel ihtiyaçlarını karşılayan donatı elemanlarıdır. Kent mobilyalarının tasarımında ve yerleştirilmesinde işlevsellik elbette önemlidir fakat kent mobilyaları tasarım aşamasında kentsel mekanın bütünlüğü içerisinde ele alınmalı, kent mobilyalarının kent kimliğinin ayrılmaz bir parçası olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Kent mobilyaları, kentsel mekanın tarihi, çevresel ve kültürel dokusuyla birlikte değerlendirilmeli, kentsel alana estetik katan ve kentsel dokuyu zenginleştiren bir unsur olarak düşünülmelidir. Özellikle bir kentin kimliğinin taşıyıcısı olan tarihi mekanlarda kent mobilyalarının tasarımı daha özenli bir yaklaşım gerektirmektedir. Bu çalışmada kent, kentsel mekan, kentsel dış mekan kavramları açıklanarak kent mobilyaları ve kentsel mekan ilişkisi ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Çalışmanın saha araştırması için örnek alan olarak seçilen Sultanahmet Meydanı ve civarındaki kent mobilyaları yerinde incelenmiş ve fotoğraflarla belgelenmiştir. Böylece Sultanahmet Meydanı; tasarım, uygulama ve tarihi kentsel mekana uyumları bakımından değerlendirilmiş; kent kimliği ve kent kültürü açısından tarihi mekan ve kent mobilyaları ilişkisi ortaya konulmuştur. Sonuç kısmında Sultanahmet Meydanı ve civarındaki kent mobilyalarıyla ilgili tasarım ve uygulama planında öneriler getirilmiştir

    Investigation of antibiotics used in patients that have been treated in Medipol Mega University Hospital by department based ATC/ DDD method

    Full text link
    Antibiyotikler, dünya çapında çok yoğun kullanılan ilaç etkin maddeleridir. Antibiyotiklerin aşırı ve uygunsuz kullanılmasıyla meydana gelen olumsuz sonuçlar yalnız ülkemizi değil tüm dünya ülkelerini etkilemektedir. Bu olumsuz sonuçların başında gelen antibiyotik direnci insan yaşamını tehlikeye atmaktadır. Antimikrobiyal direnç son yıllarda global olarak ciddi anlamda ele alınmakta ve azaltılması adına çalışmalar yapılmaktadır. Geliştirilen izleme metotları ile antibiyotik kullanımı takip edilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü'nün geliştirdiği ATC/DDD (Anatomik Terapötik Kimyasal/ Günlük Tanımlanmış Doz) metodolojisi ile antibiyotik kullanım miktarının izlenmesi standardize edilebilmektedir.Çalışmamızda Medipol Mega Üniversite Hastanesi'nde 2015 ve 2016 yılları ilk altı aylık dönemlerinde yatan hastalarda bölüm bazlı olarakher antibiyotik grubu için 1000 hasta gününe göre DDD hesaplanmış ve ATİbelirlenmiştir. Her iki altı aylık dönem için kıyaslanmıştır. 2015 yılında en fazla kullanılan antibiyotik grubu 1752,40 DDD/1000 hasta yatış günü ve %17,43'lük oranla karbapenemler iken 2016 yılında 1561,86 DDD/1000 hasta yatış günü ve %20,26'lık oranla 1.kuşak sefalosporinler olmuştur. 2016 yılında antibiyotik tüketiminin 2015 yılına göre yaklaşık %17 oranında azaldığı tespit edilmiştir. Enfeksiyon kontrolü ve akılcı antibiyotik kullanımındahekim/ klinik eczacı işbirliği ile antibiyotik tüketimi somut olarak görülmüş ve akılcı antibiyotik kullanımında anlamlı bir mesafe kat edildiği gözlemlenmiştir.Antibiotics are highly active drugs used worldwide. The negative consequences of excessive and inappropriate use of antibiotics affect not only our country but all the countries of the world. The antibiotic resistance leading to these negative consequences puts human life in danger. In recent years, antimicrobial resistance has been taken seriously in the global sense and studies are being carried out to reduce it. Antibiotic use is monitored with developed monitoring methods. Monitoring of the amount of antibiotic usage can be standardized with the ATC/DDD (Anatomical Therapeutic Chemical/Daily Defined Dose) methodology developed by the World Health Organization (WHO). In our study, Medipol Mega University Hospital's antibiotic consumption was calculated DDD for each antibiotic group on a departmental basis in patients who were admitted in the first six months of 2015 and 2016, and converted to 1000 patient days to determine the antibiotic consumption index. It is compared for both years. In 2015, the most commonly used antibiotic group was carbapenems with 1752,40DDD / 1000 beddays (17,43% of total antibioticconsumption), whereas in 2016, the most commonly used antibiotic group was first generation cephalosporins with 1561,86 DDD / 1000 beddays (20,26% of total antibioticconsumption). Antibioticconsumption in 2016 is estimatedtohavedeclinedbyabout17% comparedto 2015. Antibioticconsumption has beenobservedconcretelywiththecooperation of thephysicianandtheclinicalpharmacist in infectioncontrolandrationalantibioticuse, and it has beenobservedthat a meaningfuldistance has beenobserved in theuse of rationalantibiotics

    EVALUATION OF MELIA AZEDARACH L. FROM THE VIEW POINT OF PHARMACOGNOSY

    Full text link
    Melia azedarach L. (Meliaceae), anavatanı Hindistan ve Çin olan ve ülkemizde de kültüre alınan bir bitki türüdür. Bitki özellikle güçlü insektisit aktivitesi nedeniyle popülerlik kazanmış olup, yakında ticari bir biyopestisit olmaya adaydır. Ancak, ülkemizde yetişen M. azedarach bitkisi üzerinde günümüze kadar herhangi bir biyoaktivite ve fitokimyasal çalışma yapılmamıştır. Bu nedenle, tez konusu olarak M. azedarach bitkisi seçilmiş olup, meyva ve yapraklı dal kısımlarından hazırlanan değişik polaritedeki ekstrelerin asetilkolinesteraz, bütirilkolinesteraz ve tirozinaz enzim inhibitör aktiviteleri, 2,2-difenil-1-pikrilhidrazil radikal süpürücü aktivite, demir iyonuşelasyon etki ve demir indirgeme antioksidan gücü yöntemleri ile antioksidan aktivitesi ve yanı sıra mikrodilüsyon yöntemi ile antibakteriyel ve antifungal aktiviteleri tayin edilmiş, toplam fenol ve toplam flavonoit miktarları spektrofotometrik olarak hesaplanmış ve meyva sabit yağı ile yaprak hekzan ekstresinin yağ asiti bileşimleri gaz kromatografisi-kütle spektrumu ile aydınlatılmıştır. Bitkinin bütirilkolinesteraz ile tirozinaz enzim inhibisyonu, bahsedilen yöntemlerle antioksidan aktivitesi ile meyva sabit yağının yağ asiti bileşimi ayrıntılı olarak ilk defa bu tezde tayin edilmiştir.Melia azedarach L. (Meliaceae) is a plant species whose native lands are India and China and also cultivated in our country. The plant has gained a popularity due to its strong insecticidal activity and is candidate to become a commercial biopesticide soon. However, no bioactivity and phytochemical study has been performed on M. azedarach growing in our country up to date. Therefore, M. azedarach has been selected as the topic of this thesis and acetylcholinesterase, butyrylcholinesterase and tyrosinase enzyme inhibitory, antioxidant activity by 2,2-diphenyl-1-picrylhydrazyl radical scavenging activity, iron ionchelation effect, and ferric ion-reducing antioxidant power methods as well as antibacterial and antifungal activity by microdilution method of the various polarity extracts prepared from the fruits and leafy branches were established. Besides, total phenol and flavonoid contents of the extracts were calculated spectrophotometrically and fatty acid compositions of the fruit fixed oil and leaf hexane extract were elucidated using gas chromatography-mass spectrometry. In this thesis, butyrylcholinesterase and tyrosinase enzyme inhibition, antioxidant activity by the aforementioned methods as well as detailed fatty acid composition of the fruit fixed oil have been established for the first time

    Polidimetilsiloksan üzerindeki gümüş nanotel ince filmlerin organik ve perovskit güneş hücrelerinde elektrot olarak uygulanması.

    Full text link
    Transparent and conductive electrodes are widely used in optoelectronic devices. The most prominent and commercial transparent conductive electrode is indium tin oxide (ITO). However, there is an increasing demand to replace ITO with alternative materials due to inherent drawbacks of ITO such as its cost, brittleness and scarcity of indium. Silver nanowire (Ag NW) networks are among the best candidates to replace ITO with their excellent optoelectronic and mechanical properties. Ag NW networks have already been demonstrated as electrodes in a wide range of applications such as transparent heaters, flexible displays, stretchable electronics and photovoltaic devices. However, there are still some challenges in obtaining a uniform Ag NW network on different substrates. In this thesis, a polydimethylsiloxane (PDMS) assisted transfer method was developed to overcome this problem. Ag NWs synthesized via polyol process were spray coated onto glass substrates in network form. PDMS was then casted onto Ag NW networks and peeled off following curing to transfer Ag NWs onto PDMS surface. This transparent Ag NW embedded PDMS substrates were then used as electrodes in both organic and perovskite based solar cells. First, a semi-transparent organic solar cell (OSC) with Ag NW/PDMS electrodes was demonstrated using a commercially available and a novel polymer as the photoactive layers. Power conversion efficiencies of above 2% and 3% was obtained from these cells with architectures of glass/ITO/ZnO/P3HT:PCBM/PEDOT:PSS/Ag NW/PDMS and glass/ITO/ZnO/PBDB-T:ITIC/PEDOT:PSS/Ag NW-PDMS, respectively, under AM 1.5G illumination conditions. Secondly, a mesoporous perovskite solar cell was demonstrated using Ag NW/PDMS electrodes and commercially available photoactive layers. The cells based on glass/FTO/k-TiO2/m-TiO2/Perovskite/Spiro-OMeTAD/Ag NW/PDMS architecture showed a power conversion efficiency of 6.5% under AM 1.5G illumination conditions. PDMS assisted transfer method utilized herein offers a simple, solution-based and transparent alternative to evaporation method for the formation of solar cell electrodes.Thesis (M.S.) -- Graduate School of Natural and Applied Sciences. Metallurgical and Materials Engineering

    Kurumsal sosyal sorumluluk çalışmalarında marka uyumu ve algılanan sosyal ikiyüzlülük

    Get PDF
    Artan çevresel sorunlar, küresel krizler ve sosyal problemler nedeniyle, işletmelerin kurumsal sosyal sorumluluk (KSS) faaliyetleri çok önemli hale gelmiştir. Diğer taraftan, işletmenin faaliyet alanı ile KSS çabaları arasında uyum olmadığında, tüketiciler KSS aksiyonlarını ikiyüzlü olarak algılayabilmektedir. Bu çalışmanın amacı, marka-KSS uyumunun, tutum aracı değişkeni üzerinden satın alma niyeti üzerindeki etkisini ve algılanan sosyal ikiyüzlülüğün marka-KSS uyumu ve marka tutumu ilişkisi üzerindeki rolünü incelemektir. Araştırma modeli, deneysel serim ile test edilmiştir. Marka-KSS uyumu yüksek olduğunda markaya yönelik tutumun, marka-KSS uyumunun düşük olduğu duruma kıyasla daha olumlu olduğu bulunmuştur. Marka-KSS uyumunun yüksek olması, markaya yönelik tutumu ve satın alma niyetini olumlu etkilemektedir. Marka-KSS uyumunun düşük olduğu deney grubunun markaya yönelik tutumu da hiçbir KSS faaliyetinden bahsedilmeyen kontrol grubuna göre daha pozitiftir. Marka-KSS uyumunun satın alma niyetini doğrudan etkilemediği, tutum değişkeninin aracılık etkisi üzerinden dolaylı bir etkiye sahip olduğu belirlenmiştir. Algılanan ikiyüzlülüğün marka-KSS uyumu ve marka tutumu ilişkisindeki düzenleyici etkisinin anlamlı olmadığı görülmüştür.TR - Dizi
    corecore