38 research outputs found

    Ankara civarı (Beypazarı-Çayırhan) miyosen yaşlı gölsel-karasal çökellerin devirsel sedimantoloji, sekans stratigrafisi, ve sedimanter jeokimya yöntemleri ile yüksek çözünürlükte incelenmesi

    Get PDF
    TÜBİTAK ÇAYDAG01.08.2009Bu projede Çayırhan, Davutoğlan, Beypazarı ve Ayaş civarları çalışılmış ve bu bölgelerin civarlarında yüzlek veren Çayırhan, Akpınar ve kısmen Kirmir Formasyonları içerisinde birbirini tamamlayan 7 değişik stratigrafik ölçülmüştür. Ölçülen detay stratigrafi kesitlerinde sedimantolojik, (mikrofasiyes ve sedimanter yapı analizi), jeokimyasal (ana ve iz elementler), XRD, duraylı izotop analizleri (δ13C ve δ18O) ve Sr izotop analizleri yapılmıştır. Ayrıca, devirsel stratigrafi, sekans stratigrafisi ve Fischer eğrisi uygulamaları da yapılmıştır. Elde edilen sonuçlar göl seviyesi değişimlerinin iklimsel etkili olduğunu ve küresel Miyosen iklim değişimleri ile paralellik gösterdiği tespit edilmiştir. Küçük ölçekli (Milankovitch devirleri) ve büyük ölçekli iklim değişikliklerinin varlığı sediman diziliminde farklı devirsellikler olarak gözlenmiş ve küçük ölçekli iklim değişikliklerinin havzayı denetleyen tektonik olaylardan etkilenmediklerini tespit edilmiştir. Yapılan sedimantolojik, devirsel stratigrafik, kil mineralojisi, palionolojik analizlere göre ölçülü istiflerin alt kısmında koyu renkli çamurtaşları, haki çamurtaşları, kireçtaşı ve jips ardalanmalarından oluşan devirler ıslak ve kuru iklim ardalanmalarını temsil etmektedir. Çayırhan istifin üst kısmında ise kırmızı ve yeşil çamurtaşlarının ve stramatolitik kireçtaşı/marn ile ardalanmalarının yine küçük ölçekte ıslak ve kuru iklim ardalanmalarını farklı litolojiler ile yansıttıkları tespit edilmiştir. Fakat büyük ölçekte bakıldığı zaman birbirini destekleyen tüm analiz bulguları sayesinde ve hatta duraylı izotop analizleri desteği ile de kesinleşen Üst Miyosen soğuk ve nemli iklimini ve takip eden Sıcak ve kurak iklim değişimlerini görmek mümkün olmaktadır. Havzayı denetleyen tektonik olayların iklim değişimine etkisi büyük ölçekte dolaylı olabileceği ortaya çıkmıştır. Havza kenarlarından yapılan gözlemlere göre havzadaki sediman gelimini kontrol eden yükselmiş ana kayaların farklılıkları yakın kısımlarda farklı tipte devirlerin oluşmasına sebep olmuştur. Buna rağmen küçük ölçekli iklim etkili devirsel çökellerin kayıtları tespit edilmiştir. Tektonik etkiler ile yükselen havzanın kapanması durumunda bile devirsellikler devam etmiştir.In this Project, Çayırhan, Davutoğlan, Beypazarı and Ayaş regions have been studied and 7 different stratigraphic sections have been measured within Çayırhan Formation, Akpınar Limestone and partially Kirmir Formation cropping out around these areas. Sedimentological (microfacies and sedimantary structures), geochemical (main and trace elements), XRD, stable isotpoe analysis (δ13C and δ18O) and Sr isotope analysis have been carried out along the measured stratigraphic sections. In addition to these, cyclostratigraphic, sequence stratigraphic and Fischer Plot analysis have been applied. It has been found that lake level fluctuations are climate controlled and paralel with Global Miocene climate changes. Small-scale (Milankovitch cycles) and large-scale climate changes have been recorded as different cyclic variations within sediments and it has been found that small-scale climate changes were not effected from tectonic events controlling the basin. Sedimentolocial, cyclostratigraphic, clay mineralocial, palynological analysis displayed that cycles composed of alternation of dark mudstones, dark grey-green coloured mudstones, limestones and gypsums represent wet and dry climate changes at the lower part of the measured section. At the upper part of the Çayırhan measured section, it has been determined that alternation of red and gren coloured mudstones, stromatolitic limestones/marls alro represents wet and dry climate changes with different lithologic expression. For the large-scale changes, it is possible to see cold and wet climate and followed by dry and hot climate changes of Late Miocene in this basin by the results of the all analysis supporting each other and even with the support of stable isotope analysis. It has been detected that large-scale climate changes could probably indirectly effected by tectonic events controlling the basin. In the basin margins, different basement rocks exposed controlling the sediment influx into the basin could caused formation of the different cycles. However, climate-induced small-scale cycles have been recorded without tectonic distruption even in the period of closing of the basin

    FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ/LİSANSÜSTÜ TEZ PROJESİ

    No full text
    MARMARAY İSTANBUL YENİKAPI KAZILARINDA BULUNAN ARKEOLOJİK BATIKLARDAKİ TAŞ ÇAPALARIN YAPISAL VE MALZEME KARAKTERİSTLİĞİNİN ANALİZ

    FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ/LİSANSÜSTÜ TEZ PROJESİ

    No full text
    ÇAMLIDERE ANKARA TÜRKİYE'DE BULUNAN TAŞ ALETLERİN , MİNERALOJİK, PETROGRAFİK VE KİMYASAL ÖZELLİKLERİNE İLİŞKİN BİR ÇALIŞM

    Anadolu' daki bazı üst tersiyer havzalarının evrimi ve ekonomik potansiyeli için tip alan çalışması: Güneybatı Çankırı havzası

    No full text
    Güneybatı Çankırı havzasının jeolojik evrimi, ve ekonomik potansiyeli, saha çalışmaları, mineralojik-petrografık analizler ve uzaktan algılama metodu ile araşünlmıştır. Saha çalışmaları seçilen 8 tip alanda ayrıntılı olarak yürütülmüş, jeolojik harita ve ölçülü stratigrafık kesitler hazırlanarak genel ve yapısal jeolojik özellikleri ile jeolojik ortamları incelenmiştir. Kayaçlarm mineralojik-petrografik özellikleri optik mikroskop ile belirlenerek, kil mineral analizleri X-ışınlan toz difraktometresi ile yapılmıştır. Uzaktan algılama metodu ekonomik mineral içeren litolojik fasiyeslerin ayırtlanması ve havzanın jeolojik özelliklerinin araştırılmasında yergerçeği ile karşılaştırmalı olarak uygulanmıştır. Çankırı Havzası Geç Eosen-Erken Pliyosen'de çarpışma sonrası sıkışma türü tektoniği ile denetlenen karasal sedimentasyona sahne olmuştur. Proje sahası olan Kalecik-Hasayaz Havzası Oligosen'de KB-GD uzantılı bir eşikle Çankırı Havzasının geri kalan bölümünden aynlarak bir molas çukurluğuna dönüşmüştür. Üst Miyosen yaşlı Aslantaş Formasyonu ve Erken Pliyosen yaşlı Hancılı Formasyonu, sırasıyla akarsu ve gölsel fasiyesleri içermektedir. Bu depolanmaya Galatya volkanizmasmm ürünleri de katkıda bulunmuştur. Erken Pliyosen sonucunda etkinliğini yitiren sıkışma tektoniği, yükselen eşiklerle, önceden bir bütün olan Kalecik-Hasayaz Havzasını, bindirme fayları ile de sınırlan olan dört ayrı çukurluğa (Çandır-Hancılı-Hasayaz-Kalecik) bölmüştür. Paleotektonik rejim, Geç Pliyosen'de, akarsu fasiyeslerini içeren, ve yatay konumlu Büyükhacıbey Formasyonu ile mühürlenmiştir. Kalecik-Hasayaz havzasına taşınan sedimanlar eşikleri oluşturan ofıyolitik ve metamorfik kayaçlardan, ayrıca volkanitlerden kaynaklanmıştır. Biyotit, plajioklas, kuvars, piroksen, hornblend, volkanik cam, pomza, volkanik ve metamorfik kayaç parçalarına sıkça rastlanmıştır. Smektit başlıca volkanik (piroklastik) kayaçlardan türemekte olup havzanın batısında yoğunlukla bulunmaktadır. Klorit ve illit ise aktif tektonizmanın bir belirtisidir ve ofiyolitik-metamorfik kayaçlardan türemiş olarak havzanın doğu ve kuzeyinde smektit ile birlikte bulunur. Kil mineral bileşeni ayrıca kurak-yarı kurak bir iklimi de simgelemektedir. Otijenik minerallerden kalsit-dolomit-analsim göl sularının tuzluluk-alkali derecesine bağlı olarak başlıca Hancılı Formasyonunda gelişmiştir. Bentonit yatakları yine aynı Formasyonun derin havza fasiyeslerinde izlenmiştir. Uzaktan algılama metodu ile bentonit, kalsit-dolomit-analsim içeren fasiyesler ayırtlanabilmiş ve ayrıca yapısal özelliklere dayanılarak Havzanın tektono-stratigrafık gelişiminin anlaşılmasında önemli katkılar sağlamıştır

    Environmental geological and geotechnical investigations related to the potential use of Ankara clay as a compacted landfill liner material, Turkey

    No full text
    Clay-bearing Upper Pliocene red clastics and Quaternary alluvial deposits occupy the Ankara basin. The clayey levels of the Upper Pliocene deposits, referred to as Ankara clay, is considered as a source for compacted clay liners due to their low coefficients of permeability and widespread distributions throughout Ankara. This study investigates the geological, geotechnical and mineralogical properties of the founding clayey soils at two sites of the Ankara region. The geotechnical index properties along with the hydraulic conductivities of the clayey soil samples collected from these sites were determined. A mathematical relation between the clay mineralogical content and hydraulic conductivity was established. The results of this investigation show that, from a geotechnical point of view, Ankara clay may be regarded as a highly suitable material for a compacted clay landfill liner given that its mineralogical compatibility with leachate is confirmed

    Multiproxy evidence of Mid-Pleistocene dry climates observed in calcretes in Central Turkey

    No full text
    Palaeosols are very important in reconstructing palaeoclimate studies, since they are accepted as useful climate markers and as potential providers of proxy data. The study of the palaeosols of the Plio-Pleistocene rock sequences around Ankara revealed evidence for a reconstruction of the Quaternary palaeoclimate of the region. The study area is located in Bala, south-east of Ankara, which contains Middle Pleistocene red palaeosols with powdery to nodular calcrete developments, alternating with channel deposits. During this warm and arid period in the Pleistocene, the limited water available in the soil led to the accumulation of low magnesian carbonates, forming calcretes. The clay fractions of the samples were X-rayed using air-drying, ethylene-glycol solvation and heating treatments. The clay mineral contents were determined as smectite, kaolinite, illite and chlorite. Palygorskite was also identified. In the relative abundances of clay minerals, smectite, the most abundant clay mineral, is depleted towards the upper part of the section while the amount of palygorskite increases. Since palygorskite is the only pedogenic mineral formed during the Pleistocene, its presence can be accepted as evidence of the dominant arid climatic conditions. The isotopic composition of carbonates in the Bala section exhibits a slightly wider range in δ13C composition from –5.98‰ to –9.22‰ and a narrower range in δ18O composition from –7.19‰ to –8.66‰. The carbon isotope values clearly imply that arid to semiarid flora C4 is dominant, with C3:C4 mixed vegetation. This study suggests that the Middle Pleistocene is the time of the Mid-Brunhes Event when the dominantly warm climatic temperatures led to the development of calcretes in Bala, Ankara, as with all Quaternary Mediterranean-type calcretes.Palaeosols are very important in reconstructing palaeoclimate studies, since they are accepted as useful climate markers and as potential providers of proxy data. The study of the palaeosols of the Plio-Pleistocene rock sequences around Ankara revealed evidence for a reconstruction of the Quaternary palaeoclimate of the region. The study area is located in Bala, south-east of Ankara, which contains Middle Pleistocene red palaeosols with powdery to nodular calcrete developments, alternating with channel deposits. During this warm and arid period in the Pleistocene, the limited water available in the soil led to the accumulation of low magnesian carbonates, forming calcretes. The clay fractions of the samples were X-rayed using air-drying, ethylene-glycol solvation and heating treatments. The clay mineral contents were determined as smectite, kaolinite, illite and chlorite. Palygorskite was also identified. In the relative abundances of clay minerals, smectite, the most abundant clay mineral, is depleted towards the upper part of the section while the amount of palygorskite increases. Since palygorskite is the only pedogenic mineral formed during the Pleistocene, its presence can be accepted as evidence of the dominant arid climatic conditions. The isotopic composition of carbonates in the Bala section exhibits a slightly wider range in δ13C composition from –5.98‰ to –9.22‰ and a narrower range in δ18O composition from –7.19‰ to –8.66‰. The carbon isotope values clearly imply that arid to semiarid flora C4 is dominant, with C3:C4 mixed vegetation. This study suggests that the Middle Pleistocene is the time of the Mid-Brunhes Event when the dominantly warm climatic temperatures led to the development of calcretes in Bala, Ankara, as with all Quaternary Mediterranean-type calcretes

    YENİKAPI MARMARAY KAZILARINDA BULUNAN BATIKLARDAKİ TAŞ ÇAPALAR ÜZERİNE ARKEOMETRİK ÇALIŞMALAR

    No full text
    Proje kapsamında, çeşitli dalış noktalarında ele geçirilen buluntular, özellikle taş çapalar incelenecektir. İncelemede taş çapaların seçilmesinin nedenleri, taş çapaların bulunduğu batığa dair bir imza niteliği taşıyor olmaları, ve kullanıldıkları süre içinde deniz ticaret yolları, medeniyetler arasındaki ilişkiler ve anlaşmalar, antik çağda taş çapa yapım teknikleri , çapa yapımında kullanılan taş ocaklarının bulunduğu lokasyonlar hakkında bulgular elde ederek özelde Türkiye’nin ve genelde ise Akdeniz ve çevresinin sualtı arkeolojisi açısından eksik olan bilgilerin elde edilmesine katkı koymaktır.Bu kapsamda, Yenikapı kazısında ele geçen taş çapalar üzerinde arkeometrik bir araştırma yapılması planlanmıştır. Bu araştırmada jeolojik , mineralojik-petrografik, jeokimyasal, kimyasal ve spektroskopik analiz yöntemleri kullanılarak, taş çapaların malzeme karakterizasyonunun gerçekleştirilmesi planlanmaktadır. Antik dönem taş ocaklarından alınacak kayaç örneklerinin ve antik taş çapaların yapıldığı kayaçların ince kesit ve XRD çalışmaları ile mineralojik-petrografik özellikleri; esas ve iz element analizleri ile jeokimyasal özellikleri belirlenecektir. Jeokimyasal analizler ICP-MS ve O- izotop analizleri yöntemleri kullanılarak yapılacaktır. Provenans analizleri ise taş ocaklardan ve taş çapalardan elde edilen örneklerin analiz sonuçlarının , istatistiksel yöntemler ile değerlendirilmesi için kullanılacaktır

    ESR dating of calcrete nodules from Bala, Ankara (Turkey): Preliminary results

    No full text
    The age of two calcrete nodules (C1 and C2) from the Bala section in the region of Ankara, Turkey, is determined by the Electron Spin Resonance (ESR) method. Three radiation-induced ESR signals at g=2.0056 (A signal), g=2.0006 (C signal) and g=2.0038 (broad signal, BL) were observed. The broad signal (BL) intensity was used as a dating signal. The properties of this dating signal are described in this manuscript. The calcrete nodules were irradiated with a Co-60 gamma source and measured with an ESR spectrometer (X-band) to obtain the signal intensity vs. dose curve and fitted well with the single exponential saturation functions. Based on this model, accumulated dose (D-E) values for dating are obtained using the multiple-aliquot additive dose method. The D-E values of C1 and C2 calcretes are 1880 +/- 207 and 671 +/- 67 Gy, respectively. The ESR ages of the two calcrete samples are obtained by assessing the annual dose rate (D) from the content of U-238, Th-232 and K2O determined by wavelength dispersive X-ray fluorescence (XRF) spectrometry. The results are 761 +/- 120 and 419 +/- 64 ka, respectively, falling into the Middle Pleistocene Epoch in the geological time scale in agreement with the positions of the stratigraphical record
    corecore