139 research outputs found
Mezbahalarda kesilen ruminant karaciğerlerinden ve koyun abortuslarından izole edilen campylobacter türlerine karşı antibiyotik dirençliliği
The presence of Campylobacter spp. obtained from clinically healthy 50 sheep, goats and cattle slaughtered in
slaughterhouses in Afyonkarahisar and Kutahya provinces and 44 aborted ovine fetuses obtained from the same
region was investigated in this study. The subtypes were isolated by culture methods and identified by API
Campy (Biomerieux, France) test kits. Campylobacter spp. was isolated from 7 samples (15.91%) out of 44 aborted
ovine fetuses. After identification of Campylobacter spp., it was determined that 5 samples (71.43%) out of 7 were
C. fetus subsp. fetus (71.43%) and 2 samples were C. jejuni (28.57%). Out of the 50 liver samples, Campylobacter spp.
was isolated from 3 ovine livers (6%) and 1 goat liver (2%). Three of the isolates were identified as C. jejuni (75%)
and 1 isolate as C. coli (25%). Campylobacter spp. was not isolated from cattle livers. Resistance rates for
ciprofloxacin and tetracycline were 45.5% and 27.3% for erythromycin and 9.1% for ampicillin. No resistance was
determined against gentamycin, chloramphenicol and streptomycin. The rate of susceptibility to antibiotics used
was 72.7% for ampicillin, 54.5% for erythromycin, 90.9% for gentamycin, 100% for chloramphenicol, 72.7% for
streptomycin and 27.3 % for ciprofloxacin and tetracycline.Bu çalışmada, Afyonkarahisar ve Kütahya illerinden mezbahalarda sağlıklı olarak kesilen koyun, keçi ve sığırlardan
alınan 50’şer adet karaciğer örneği ile yine aynı bölgeden temin edilen 44 aborte koyun fetüsünde, Campylobacter
spp. varlığı arandı. Kültür tekniğiyle izole edilen suşlar, API Campy (Biomerieux, France) test kitleriyle identifiye
edildi. İncelenen 44 aborte koyun fetüsünden, 7 adet (%15,91) Campylobacter spp. izole edildi. İdentifikasyonları
yapıldığında, örneklerin 5’inin C. fetus subsp. fetus (%71,43), 2’sinin C. jejuni (%28,57) olduğu tespit edildi. Ellişer
karaciğer örneğinden, 3 koyun karaciğerinde (%6) ve 1 keçi karaciğerinde (%2) Campylobacter spp. izole edildi.
İzolatların 3’ünün C. jejuni (%75), 1’inin C. coli (%25) olduğu tespit edildi. Sığır karaciğerlerinden ise Campylobacter
spp. izole edilemedi. Elde edilen 11 adet Campylobacter izolatının analizinde siprofloksasin ve tetrasikline %45,5,
eritromisine %27,3, ampisiline %9,1 oranında dirençlilik tespit edildi. Gentamisin, kloramfenikol ve streptomisine
karşı ise dirençlilik gözlenmedi. Kullanılan antibiyotikler için tespit edilen duyarlılık oranları, ampisiline %72,7,
eritromisine %54,5, gentamisine %90,9, kloramfenikole %100, streptomisine %72.7, siprofloksasin ve tetrasikline
%27,3 olarak bulundu
İmmünosupresif Tedaviler Altında Farklı Romatolojik Hastalıklarla İzlenen Hastalar Viral Hepatitlere Karşı Yeterince Taranıyor ve Korunuyor mu?
Amaç: Çalışmanın amacı immünosupresif tedavi altındaki romatoloji hastalarının viral hepatit B (HBV) ve C (HCV) için taranma sıklığının değerlendirilmesi, HBV reaktivasyon sıklığının tespit edilmesi, HBV aşılanma oranlarının değerlendirilmesidir. Gereç ve Yöntem: Bu retrospektif çalışmaya romatoloji polikliniğinde izlenmekte olan immünosupresif tedavi alan hastalar dahil edilmiştir. İmmünosupresif tedaviler biyolojik (bDMARD) ve konvansiyonel sentetik (ksDMARD) hastalığı modifiye eden antiromatizmal ilaçlar olarak sınıflandırılmıştır. Hastaların İmmünosupresif tedavi başlanmadan hemen önce veya tedavi esnasında bakılan serum HBsAg, anti-HBs, anti HBc-IgM, anti HBc-IgG, HBV DNA ve anti-HCV belirteçleri dosya taramalarından elde edilmiştir. Bulgular: Çalışmada 451 hasta yer almıştır [%61,9 kadın, ortalama yaş 41,1 yıl, (standart sapma: 13,78)]. Bu hastalar bDMARD (n=348) ve ksDMARD (n=103) kullananlar olarak iki gruba ayrılmıştır. Tüm hasta grubunda 20 (%4,4) hastanın HBV verisi, 23 (%5) hastanın ise HCV verisi olmadığı izlendi, bu hastaların tamamının ksDMARD grubunda olduğu görüldü. Ayrıca bDMARD grubundaki 51 hastanın (%14,7) HBV seroloji tetkiklerinin yeterli ayrıntıda olmadığı izlendi (anti-HBc-IgM ve anti HBc-IgG tetkikleri izlenmedi). Tüm kohortta izlem esnasında akut HBV enfeksiyonu veya HBV reaktivasyonu hiç izlenmedi. bDMARD hasta grubunda HBsAg negatif fazda kronik HBV’si olmasına rağmen profilaksi almayan 39 hastada da HBV reaktivasyonu izlenmediği görüldü. Hastalardan 129’unun (%28,6) immünosupresif tedavi öncesinde non-immün/aşısız olduğu görüldü. Bu hastalardan izlemleri esnasında tekrarlayan HBV serolojisi kontrol edilenlerin (n=75) halen non-immün/aşısız olduğu gözlendi. Sonuç: İmmünosupresif tedavi altındaki romatoloji hastalarının yapılan HBV ve HCV serolojilerinin tarama sonuçları başarılı olarak değerlendirildi. Tüm grupta hiç HBV reaktivasyonu izlenmedi. Bu çalışmanın sonuçları ayrıca HBV non-immün olan romatoloji hastalarının takipte aşılanmalarının yetersiz düzeyde olduğunu göstermiştir
- …