139 research outputs found

    Permanent Neurological Damage Due To Trauma: An Important Conclusion in Forensic Medicine

    Get PDF
    Amaç: Travma sonrası mağdurda ortaya çıkan yaralanmanın şiddetinin belirlenmesi, sanığa ceza verilip verilmeyeceği, verilecek ise ceza artırımına gidilip gidilmeyeceği konusunda önemli rol oynar. Bu çalışmada Adli Tıp Kurumuna Mahkemeler ve Savcılıklar tarafından gönderilen ve muayenesi sonucunda kalıcı nörolojik hasar tespit edilen olguların demografik, etiyolojik ve klinik bulgularının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Adli Tıp Kurumu İkinci İhtisas Kuruluna 2005-2009 yılları arasında kalıcı nörolojik hasarı olup olmadığı sorulan olgulara ait dosyalar retrospektif olarak incelendi. Olguların demografik özellikleri, travma türleri, nörolojik muayene ve radyolojik görüntüleme bulguları, yapılmış olan diğer tetkikleri, almakta oldukları tedaviler ve özürlülük dereceleri (Rankin) ayrıntılı olarak değerlendirildi. Bulgular: Adli Tıp Kurumundaki olguların muayeneleri sonucunda kalıcı nörolojik hasara en sık kafa travması ve medulla spinalis yaralanması neden olmuştu. Bilişsel işlev bozuklukları ve epilepsi en sık kalıcı nörolojik hasara neden olan nörolojik tanılardı. Kalıcı nörolojik hasara yol açan travmatik olaylar türleri açısından incelendiğinde, 70 olguda trafik kazası, 27 olguda künt travmatik yaralanma, 27 olguda ateşli silah yaralanması, 13 olguda delici kesici alet yaralanması, 14 olguda yüksekten düşme, bir olguda yanık, bir olguda suda boğulma neden olarak saptandı. Rankin 89 olguda üç ve üçün üzerinde, 64 olguda üçün altında olarak değerlendirildi. Sonuç: Adli Tıp Kurumunda kalıcı nörolojik hasar varlığının değerlendirilmesi amacı ile gönderilen olgularda en önemli iki sebep travmatik beyin ve spinal kord hasarı, en önemli iki nörolojik belirti bilişsel işlev bozukluğu ve nöbettir. Beyin Cerrahisi ve Nöroloji uzmanlarının travmanın erken döneminden itibaren yaptıkları nörolojik muayeneye ait bulguların ayrıntılı kayıt edilmesi adli yargılama sürecinde daha hızlı ve sağlıklı görüş bildirilmesine, maddi manevi hak kayıplarının önlenmesine yardımcı olacaktır.Purpose: It is aimed to evaluate the demographic, etiological and clinical findings of the victims who were sent to Council of Forensic Medicine by the court of law and prosecutor's office and in whom permanent neurological disorders was diagnosed. Method: Case files belonged to victims were examined retrospectively, whether they had permanent neurological damage or not was asked to Council of Forensic Medicine 2nd Expertise Chamber between the years of 2005 and 2009. Demographic characteristics, trauma types, neurological examination and radiological imaging findings, other examinations that were done, treatment they have been receiving and their disability levels have been thoroughly evaluated. Findings: As a result of examination conducted at Council of Forensic Medicine, head trauma and medulla spinalis were the major causes for permanent neurological disorders. Cognitive Function Disorder and Epilepsy were the diagnoses which caused permanent neurological damage the most often. Ranking 3 and up in 89 victims, ranking 3 and down in 64 victims were assessed. Conclusion: The most important two cause of trauma are traumatic brain and spinal cord damage, the most important neurological symptoms are cognitive function disorder and seizure in the victims who were sent to Council of Forensic Medicine for presence of permanent neurological disorders to be determined

    Anestezi Uygulamalarında Anestezi Teknisyenlerinin Yasal Sorumluluklarının Örnek Vakalarla İrdelenmesi

    No full text
    Ülkemizde anestezi uygulamaları çeşitli nedenlerle çoğu kez anestezi teknisyenleri tarafından yapılmaktadır. Anestezistlerin bulunduğu ortamlarda bile bütün anestezi işlemlerinin anestezi teknisyenleri tarafından yapılması son derece normal ve yasal bir işlemmiş gibi algılanmakta, her iki taraf da yetki ve sorumluluklarının bilincinde olmama durumu sergilemektedirler. Çalışmada, örnek olgulardan yola çıkılarak ülkemizdeki durumun tartışılması amaçlanmıştır. Anahtar kelimeler: Anestezi teknisyeni, yetki, tıbbi hat

    YAŞ TAYİNİ

    No full text

    Bilirkişilik Uygulamalarında Tıbbi Gizlilik İlkesi

    No full text
    Adli bilirkişilik uygulamalarında en sık karşılaşılan etik sorunlardan birisi “tıbbi gizliliğin” söz konusu olabildiği durumlardır. Burada bazı yasal zorunluluklar nedeniyle kişi yaşıyorsa kendisinin, ölmüşse yakınlarının kişilik haklarım ihlal eder nitelikte “sır” olarak saklanması gereken bilgiler raporlarda belirtilebilmekte, bazen de hekim, adli mercilerce buna zorlanmaktadır. Adli olgularda verilen her bir görüşte, öncelikle vakanın etik boyutunun olup olmadığı, varsa yasal soruşturmayı etkilemeyecek şekilde ne tür davranılması gerektiği konusunda duyarlılık gösterilmesi günümüzde tüm hekimler gibi adli tıp uzmanlarından da beklenen bir davranıştır. Bu konuda mevzuattan kaynaklanabilecek sorunların düzeltilmesine yönelik kişisel dayanışma yanında, başta Adli Tıp Uzmanları Derneği ve Türk Tabipleri Birliği olmak üzere konuyla ilgili tüm örgütlerin çabası da sorunların çözümünde en önemli belirleyici olacaktır. Anahtar kelimeler: Bilirkişilik, tıbbi gizlili

    Adli Nöropsikiyatri

    No full text
    corecore