28 research outputs found
Korunan doğal alanlarda ziyaretçilerin olası etki düzeyleri önlem ve standartların belirlenmesi (Gölcük Tabiat Parkı örneği)
Korunan doğal alanlarda artan rekreasyon/turizm eğilimlerinin olumsuz etkilerini minimize etmek amacıyla karar verme çerçevesinde kullanılan yöntemlerden birisi Ziyaretçi Etki Yönetimi (ZEY) dir. ZEY temelde, mevcut koşullar ve sorunlar, olası etkiler ve yönetim eylem stratejisini (önlemler ve izleme) içeren bir yaklaşımdır. Bu çalışmanın amacı Isparta Gölcük Tabiat Parkında ZEY çerçevesinde ziyaretçilerin yapmış oldukları olumsuz etkileri minimize edecek etki düzeyleri, tedbirleri ve bazı standartları belirlemektir. Ziyaretçi ve uzmanlara yapılan anket çalışması sonucunda Gölcük Tabiat Parkında, rekreasyonel faaliyetlerin olumsuz etkilerinin olabileceği kaynak değerleri sırasıyla bitki örtüsü, görsel kalite, su kalitesi, toprak kalitesi, gürültü kirliliği, hava kalitesi ve fauna şeklinde belirlenmiştir. Belirlenen etkilerin olumsuzluklarını gidermek için gerekli önlemler ve bazı standartlar önerilmiştir.
Anahtar kelimeler: Korunan Alanlar, Ziyaretçi etkileri, Önlemler, Standartlar, Gölcük Tabiat Park
KENTSEL AÇIK-YEŞİL ALANLAR VE ISPARTA KENTİ ÖRNEĞİNDE İRDELENMESİ
Medeniyetin ve yaşam kalitesinin bir göstergesi olarak kabul edilen açıkyeşil
alanlar, kentsel ortamdaki önemi her geçen gün giderek artmaktadır.
Kentleşme sürecini yaşayan Isparta kenti, Süleyman Demirel Üniversitesinin
1992 yılında kurulmasıyla birlikte sosyal, ekonomik, ekolojik ve kültürel
yapısında önemli değişiklikler gözlenmektedir. Bu değişiklikler, özellikle açıkyeşil
alan ve rekreasyonel ihtiyaç ve etkinliklerini de giderek artırmaktadır.
Isparta kenti, mevcut düzenlenmiş aktif açık-yeşil alanlar (kent ve
mahalle parkları, çocuk bahçeleri ve oyun alanları) nitelik ve nicelik olarak
yetersiz olup kişi başına ortalama 3m2 düşmektedir. Ancak yol, cadde, mezarlık,
kent ormanları ve koruluklar ve diğer potansiyel açık- yeşil alanlarda dahil
edildiğinde kişi başına ortalama 14.6 m2 yeşil alan düşeceği tahmin
edilmektedir. Modern, yeşil ve yaşanılabilir bir Isparta kenti oluşturabilmek için,
öncelikle açık- yeşil alanların nitelik ve niceliğini bilimsel, ekolojik ve teknik
kriterler dikkate alınarak bir bütünlük içinde planlanması, tasarlanması ve
yönetilmesi ile mümkün olabilecektir.
Anahtar Kelimeler: Isparta kenti, Kentsel Açık-Yeşil Alanlar
ALAN KULLANIM PLANLAMASINDA REKREASYONEL ALAN KULLANIM ÖLÇÜTLERİNİN BELİRLENMESİ: ISPARTA OVASI ÖRNEĞİ
Kentsel ve kırsal alanlarda yanlış veya amaca uygun olmayan kullanımlar nedeniyle ortaya çıkan sorunların çözümlemesi için en uygun alan kullanım ölçütlerinin belirlenmesi gerekmektedir. Günümüzde rekreasyon ve turizm, önemli alan kullanım biçimlerinden biridir. Bu bağlamda arazinin kullanımında yaşamsal öneme sahip açık-yeşil alanların rekreatif amaçlı kullanımı için alan kullanım ölçütlerinin belirlenerek rekreasyon potansiyelinin ortaya konması büyük önem taşımaktadır. Bu çalışmada, en iyi karar alternatifinin seçilmesinde, hem niceliksel ve hem de niteliksel faktörlerin dikkate alınmasına olanak sağlayan Analitik Hiyerarşi Süreci (AHS) yöntemiyle, rekreasyonel alan kullanım kriterleri için uygunluk katsayılarının elde edilmesi amaçlanmıştır. Elde edilen bu katsayılara göre Isparta ovasının doğal ve kültürel kaynakları Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) araçları kullanılarak sorgulanmış ve ovanın potansiyel rekreasyon alanlarının belirlenmesi hedeflenmiştir. Ayrıca, bu alanların planlanması ve yönetilmesi konusunda öneriler geliştirilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Alan Kullanımı, Rekreasyon, Isparta Ovas
Korunan doğal alanlarda kullanılabilecek ziyaretçi yönetim modelleri ve karşılaştırılması
Günümüzde bilimsel ve teknik anlamda yasa ile koruma altına alınan doğal alanların temel kaynak koruma gerekçeleri özellikle rekreasyon/turizm amaçlarıyla çoğunlukla çelişmekte ve rekabet edememektedir. Böylece söz konusu korunması arzulanan biyolojik çeşitlik başta olmak üzere doğal ve kültürel değerler olumsuz etkilenmektedir. Bu nedenle korunan doğal alanlarda kaynak ve kullanıcı arasındaki hassas olan koruma kullanma dengesinin sağlanabilmesi ve rekreasyonel/turizm potansiyelinin en iyi şekilde değerlendirilmesi için ziyaretçi yönetim planının yapılmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Özellikle ziyaretçi tesis, hizmet ve etkinliklerin tasarım standartlarının belirlenmesi, sosyal ve fiziksel etkilerdeki değişimlere ilişkin kullanım düzeylerinin ilişkilendirilmesi, kullanım modellerine ilişkin tahminlerin genellenmesi ve talep eğilimlerinin saptanması gibi bilgilere yer verilmelidir. Amerika’da çok sayıda ziyaretçi yönetim modelleri geliştirilmiş, ancak amaç ve yöntemleri açısından farklılıklar bulunmaktadır. Bu nedenle ülkemiz koşullarına en uygun model (ler) in araştırılması ve geliştirilmesi gerekmektedir
Estimation of the future land cover using Corine Land Cover data
In this study, linear and polynomial regression functions were applied to the Corine Land Cover (CLC) data to quantitatively estimate the future land cover for three different cities of Turkey, Ankara, Istanbul and Izmir. For the related cities, the CLC data sets recorded for every 6 years between the years 2000-2018 were individually obtained from satellite images for monitoring changes in land cover for Turkey. These data allow us to have information about artificial surfaces, agricultural areas, natural and semi-natural areas, wetland and water bodies which have been changed accordingly urbanization process in Turkey. Based on CLC data of 2000, 2006, 2012 and 2018 the areas and widths of artificial surfaces spread in these three cities were determined. Mathematical calculations were made by using the linear and polynomial regression models to understand what the future scenarios would be in order to understand what would happen if these changes continued in the same way. To conclude, revealing the possible scenarios in the future will provide important outputs for land cover and will contribute to the development of urban planning and the creation of sustainable cities
Göller Yöresi'nde Doğal Olarak Yetişen Bazı Yer Örtücü Bitkilerin Belirlenmesi
Çalışma alanı(Göller Yöresi)
Türkiye’nin Batı Anadolu kesiminde yer alır. Yöre, floristik açıdan çok
zengindir. Bununla birlikte bu doğal bitkiler ekonomik amaçlı veya yer örtücü amaçlı olarak nadiren
kullanılmaktadır. Bu manada, yer örtücü bitkiler yörede ekseriyetle peyzaj
düzenlemelerde fazla dikkat çekmez. Ancak bu bitkilerin fonksiyonel ve estetik
avantajları çok fazladır. Doğal yer örtücü bitkiler çok önemli olmasına rağmen
bu konudaki bilgiler de oldukça yetersizdir. Bu çalışmada, floristik
çalışmalarla yörenin potansiyel doğal yer örtücü bitkileri ilk kez belirlendi.
Çalışma, 2000-2004 yıllarında yapıldı ve bitkilerin listesi yörenin
dağlarındaki farklı habitatlarda yapılan çalışmalarla belirlendi. Yer
örtücü bitki anlamında çalışmaya dair gözlemlerimiz ilerleyen yıllarda yeniden
gözden geçirildi ve bazı tanımlamalar yapıldı. Tarafımızdan toplanan ve genel
floristik eserler yardımıyla tarafımızdan teşhisleri yapılan iletim demetli yer örtücü
bitki örnekleri Süleyman Demirel Üniversitesi’nin(Isparta) GUL Herbaryumu’unda muhafaza edilmektedir. Yer örtücü bitkiler için
Göller Yöresi’nin dağlarında yapılan arazi gözlemleri, bitkilerin botanik ve
ekolojik özellikleri çalışmada belirlendi. Bu bitkiler alfabetik sıraya
dizilerek listelendi.
Çalışmanın sonuçlarına göre; toplam olarak 79 cins ve 28 familyaya
ait 175 takson tayin edildi. Bunlardan 44
takson Fabaceae familyasına aittir. Bu familya yer örtücü bitkiler açısından diğer
familyalardan daha çok takson ihtiva eder. Yöreden tespit edilen yer örtücü
bitki taksonlarının hayat formları ve hayat formlarına dağılım oranları
aşağıdaki gibidir: Kamafit 81 (% 46.2),
Hemikriptofit 71 (% 40.5), Terofit 12 (% 6.8), Geofit 7 (% 4.0) ve Fanerofit 4
(% 2.2). Bu taksonlardan 80’i Türkiye
endemiğidir ve endemizm oranı %
46’dır. Diğer taraftan yörenin yer örtücü bitkilerinin
bitki coğrafyası bölgelerine dağılımı ve oranları şöyledir: Mediterranean(Akdeniz) elementi 48 (% 27.0),
Irano-Turanian(İran-Turan) elementi 44 (% 25.0), Euro-Siberian(Avrupa-Sibirya)
elementi 13 (% 7.0), çok bölgeli 10 (% 6.0) ve coğfafi bölgesi bilinmeyen 60 (% 34.0).
Bazı yer örtücü bitkiler peyzaj düzenlemeleri için ilk kez belirlendi ve farklı
ortamlarda uygulanması önerildi
Süs Bitkisi Fidanı Üretiminde Aeroponik (Aerofog) Sistemi ile Diğer Klasik Köklendirme Ortamlarının Karşılaştırılması
Bitkisel üretim ve yetiştirme sektörü ekonomik açıdan önemli katkı sağlayan ve giderek gelişmekte olan bir sektör konumundadır. Bu sektör içinde yeni teknikler ve yöntemlerin geliştirilmesi öncelikli hale gelmiştir. Bu çalışmada amaç; süs bitkisi üretim tekniği kapsamında önem kazanan aeroponik sisteminin diğer köklendirme ortamları ile karşılaştırılması ve uygulanabilirliğinin test edilmesidir. Bu amaçla süs bitkisi fidanı üretiminde en çok kullanılabilecek herdem yeşil ve odunsu 4 bitki (Ficus nitida Retusa, Pittosporum tobira L., Buxus sempervirens L. ve Nerium oleander L.) türü seçilmiştir. Bu bitkilerin gövde çelikleri, serada 3 farklı köklendirme ortamında (torf+perlit, mil ve aeroponik ortamında) köklendirilmeye çalışılmıştır. Çalışmada gözlem ve incelemeler için kökçüklerin gelişimi, boyu ve sayısı, çelik yaşama yüzdesi, yapraklanma sayısı ve durumu, hastalık durumu, dal sayısı, en uzun yan dal boyu, çelik tepe sürgünü çapı gibi göstergeler değerlendirilmiştir. Elde edilen verilerle SPSS ortamında analizler (Varians ve Duncan testi) yapılmıştır. Değerlendirmeler sonucunda aeroponik sisteminin diğer sistemlere göre Ficus nitida Retusa, Buxus sempervirens L., Pittosporum tobira nana L., Nerium oleander L. gibi türlerde başarılı olduğu tespit edilmiştir
Kültürel Peyzaj Değeri Açısından Yörük Kültürünün İrdelenmesi
Kültürel peyzaj kavramı, tarihi süreç içinde insanoğlu faaliyetleri sonucu doğal peyzajın bütüncül veya bir bölümünün etkilenmesi, değişime uğraması ile kendine özgü bir karaktere sahip peyzajlar olarak tanımlanabilmektedir. Anadolu’nun tarihi süreç içinde özellikle “Yörük Kültürü” doğal çevresi ile birlikte çok zengin peyzaj kültürünü barındırmaktadır. Bu kültürün en önemli farklılığı Toros dağları coğrafyasında doğal şartlardan kaynaklanan yaşam şartlarının zorluğu, hayatta kalabilmek ve varlıklarını devam ettirebilmek için doğayla uyumlu çok yönlü faydalanma kültürü şeklinde ortaya çıkmaktadır. Bu dengeli uyum barındıkları evden, tüm üretim araçlarında, el sanatlarında, sözlü edebiyatlarında, tedavi yöntemlerinde, yemek kültüründe, örf ve adetlerinde ve doğal peyzajda görmek mümkündür. Ancak söz konusu mevcut kültür peyzajın doğal çevresiyle birlikte miras değeri olarak farkındalığına varılamaması, giderek yozlaşması ve yok olması tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı görülmektedir. Bu çalışmada, yerli ve yabancı kaynaklar taranmak suretiyle kültürel peyzaj kavramı ve çerçevesi irdelenmiş ve tartışılmıştır. Yöntem olarak, katılımcı hızlı kırsal değerlendirme yöntemi (KHKDY) ve GZFT analizi kullanılarak alan ile ilgili veriler analiz edilmiştir. Sonuçta, buna yönelik Karacaşehir köyü bütüncül stratejik eylem planı konsepti hazırlanmıştır
KENT ORMANCILIĞI KAVRAMI VE ISPARTA KENT ÖLÇEĞİNDE İRDELENMESİ
Kent ağaçları ve kent ormanları, mevcut varlığı ile kentsel mekana ve kent insanına önemli estetik ve işlevsel katkılar sağlayan en önemli ve vazgeçilmez doğal elemanlardır. Bu çalışmada, ülkemizde yeni gündeme giren “kent ormancılığı” kavramının tanımı ve çerçevesi tartışılarak, Isparta kentinde yapılan kent ormancılığı çalışmaları irdelenerek kullanılan ağaç türleri belirlendi ve mevcut sorunlar ortaya konularak öneriler getirildi. Çalışma sonucunda, Isparta kentinin kent ormancılığı çalışmalarında; ağaca gereken önemin verilmemesi, kullanılan kentsel ağaçların projelendirilmemesi, yanlış ağaç türü ve yer seçimi, ağaç ve mekan ilişkilerinin dikkate alınmaması, yönetsel anlamda özellikle bakım ve onarım çalışmaların eksikliği, teknik eleman ve bütçe yetersizlikleri gibi bazı sorunların olduğu ortaya çıktı. Bu kapsamda, kent ormancılığı çalışmalarının kentsel açık yeşil alan sistemleri kapsamında, bilimsel ve teknik ilkeler doğrultusunda amaçlara uygun sürdürülebilir planlama ve yönetiminin yapılması zorunludur.
Anahtar Kelimeler: Isparta kenti, Kent ormancılığ
Analyzing urban green space inequalities in Isparta, Turkey
Cities defined by population size, heterogeneity, and dynamic change face historical and contemporary inequalities. The United Development Goals underline the urgency of addressing urban inequality, which has been exacerbated by the COVID-19 pandemic. Urban open and green spaces emerge as important elements for social well-being and affect social, cultural, and psychological aspects. Despite their importance, inequalities in the distribution, quantity, and function of these areas persist. Standards advocating a minimum of 9 m2 of green area per person and accessibility become an important component. However, global data reveals that distribution is inadequate; Only 37.8% of neighborhoods in the city are conveniently located near open public spaces. This study examines the distribution, size, and accessibility of urban green spaces, focusing on Isparta. Unequal distributions were detected in terms of the area covered by green spaces in the neighborhoods, their accessibility, and green spaces per capita. The findings reveal the need for measures to correct urban inequality in planning, design, and management policies, which will contribute to the creation of sustainable and livable cities