18 research outputs found
Energy Efficiency in Rail Systems with Coasting Control Method Using GA and ABC Optimizations
Today, reducing the energy consumption of rail systems is one of the issues that attract researchers\u27 attention. There are many methods to reduce energy consumption and coasting control method has been used in this study. The driving modelling of the vehicle has been carried out by considering all parameters. A new objective function has been determined and for optimization, genetic algorithm (GA) and artificial bee colony (ABC) algorithm have been preferred. The study has been tested with the data of Ankaray metro line. When the proposed optimized driving has been compared with practical driving of the vehicle, the energy savings rate is 13.79% in GA and 13.45% in ABC for a driving. Despite these significant savings ratios, the increase in travel time has been calculated at 1.7% in GA and 1.55% in ABC. When the obtained savings rates are considered annually, this study may greatly contribute to sustainable life
Raylı Araçlarda Enerji Verimliliği Çalışması
Today, rail vehicles are frequently preferred both in urban and intercity transportation due to their high passenger capacity, speed and increasing environmental awareness. As in every field, energy efficiency studies have become compulsory in these vehicles. Because, they have high energy consumption even in their daily services. For energy efficiency, there are various strategies such as electrification losses reduction, utilization of regenerative braking and improvement of comfort function and efficient driving techniques have been performed in this paper. For this purpose, firstly, the driving of a rail vehicle has been modeled on Matlab considering all vehicle information, track information and operational constraints. Then, four different driving styles have been determined for the efficient use of energy and their effects on travel time and energy consumption have been examined. The study has been tested with the practical data of Ankaray metro line which has eleven stations and is 8.527 km long. According to the results of the paper, coasting control is more effective for long distances and reduction of the maximum speed is more convenient for short distances. Furthermore, it has been demonstrated that thanks to the determined strategies, the vehicle can save up to 11.54-36.37% energy compared to practical driving.Günümüzde raylı sistem araçları yüksek yolcu kapasiteleri, hızları ve artan çevre bilinci nedeniyle şehir içi ve şehirlerarası ulaşımda sıklıkla tercih edilmektedir. Her alanda olduğu gibi, raylı sistem araçlarının günlük servislerinde bile yüksek enerji tüketimine sahip olmasından dolayı bu araçlarda da enerji verimliliği çalışmaları zorunlu hale gelmiştir. Raylı sistemlerde enerjinin verimli kullanılmasını sağlamak için çekiş kayıplarının azaltılması, rejeneratif enerjinin kullanılması ve konfor fonksiyonlarının iyileştirilmesi gibi çeşitli stratejiler vardır ve bu çalışmada verimli sürüş teknikleri uygulanmıştır. Bu amaçla, öncelikle, araca ait bilgiler, yola ait veriler ve operasyonel kısıtlamalar göz önünde bulundurularak, bir demiryolu aracının sürüşü Matlab'da modellenmiştir. Daha sonra, enerjinin verimli kullanımı için dört farklı sürüş stili belirlenmiş ve bunların seyahat süresi ve enerji tüketimi üzerindeki etkileri incelenmiştir. Çalışma 11 istasyonlu ve 8.527 km uzunluğundaki Ankaray metro hattının pratik verileriyle test edilmiştir. Çalışmanın sonuçlarına göre, uzun mesafeli istasyonlar için boşta gitme stili, kısa mesafeli istasyonlar için maksimum hızın azaltılması stili daha etkilidir. Ayrıca belirlenen stratejiler sayesinde aracın pratik sürüşe göre % 11.54-36.37 oranında enerji tasarrufu sağlayabildiği gösterilmiştir
İlköğretim Öğretmenlerinin Teknolojik Pedagojik Alan Bilgileri ile Yaşam Boyu Öğrenme Eğilimleri Arasındaki İlişki
Bu çalışmanın amacı ilköğretim öğretmenlerinin teknolojik pedagojik alan bilgileri ile yaşam boyu öğrenme eğilimleri arasındaki ilişkiyi tespit etmektir. Çalışmada nicel araştırma desenlerinden tarama modeli kullanılmıştır. Çalışma grubunu Muş ili Bulanık ilçesindeki ilköğretim okullarında görev yapmakta olan 357 öğretmen oluşturmaktadır. Veriler Schmidt ve diğerleri (2009) tarafından geliştirilen ve Öztürk ve Horzum (2011) tarafından Türkçeye uyarlanan “Teknolojik Pedagojik İçerik Bilgisi Ölçeği” ve Coşkun (2009) tarafından geliştirilen “Yaşam Boyu Öğrenme Eğilimleri Ölçeği ile toplanmıştır. Araştırma sonuçlarına göre; TPAB cinsiyete ve yerleşim birimine göre anlamlı farklılık göstermezken branşa ve okul kademesine göre anlamlı farklılık göstermektedir. Yaşam boyu öğrenme eğilimi ise cinsiyete, branşa, yerleşim birimine ve okul kademesine göre anlamlı farklılık göstermemektedir. Ancak TPAB ile yaşam boyu öğrenme eğilimi arasında düşük düzeyde pozitif yönlü anlamlı bir ilişki bulunmuştur.Anahtar Sözcükler: Teknolojik Pedagojik Alan Bilgisi, Yaşam Boyu Öğrenme, Öğretmen Eğitimi, İlköğretim, Eğitim Teknolojisi
Güç Sistemlerinde Yeni Kontrol Yöntemlerinin Uygulanması
Tez (Doktora) -- Kırıkkale Üniversitesi48264
Application of new control techniques to power systems
YÖK Tez ID: 154900Bu tezde, öncelikle klasik kontrol yöntemi olan Pl kontrolör ile tek ve iki bölgeli bir güç sisteminin yük-frekans çıkış karakteristiğinin kontrolü simülasyon yapılarak MATLAB 6.0-Simulink yazılımıyla incelenmiştir. Sistemin çalışma yapısının yanında, kullanılacak olan programında nasıl işlediği görülmüştür. Sonrasında sistemin yük- frekans kontrolü, uzman sistemler olarak ta bilinen bulanık mantık kontrol tekniği ile incelenmiş ve ek olarak kazancı bulanık mantık ile ayarlanmış bir Pl kontrolörle de sistem kontrol edilerek geleneksel kontrol teknikleri ile uzman kontrol tekniklerinin hem karşılaştırılmaları yapılmış, hem de beraber kullanımının yararları incelenmiştir. Gelecekte yapay sinir ağları kontrol tekniği ile de aynı sistemin kontrolünün yapılması düşünülmekte ve metotların karşılaştırılması ileride bu alanda çalışma myapacak araştırmacılara önerilmektedir. Bu çalışmada, gerçekleştirilen simülasyonların akış şemaları ve sonuçları karşılaştırılmalı olarak bulunmaktadır. Anahtar Kelimeler: İki bölgeli elektriksel güç sistemi, yük-frekans kontrolü, bulanık mantık kontrolör, Pl kontrolör.In this study, initially a conventional PI control technique was investigated for load-frequency control (LFC) in a single and a two area electrical power system with MATLAB 6.0-Simulink software. Hence, besides the power system operation conditions, the software has been investigated. Following, advanced control techniques were applied to the systems. Fuzzy logic control technique was chosen for this purpose. Additionally, a fuzzy gain scheduling PI controller was used for LFC in the systems. Comparison between conventional and advanced control techniques has been made in the power systems. As a future, an artificial neural Networks controller may be applied to this systems. This is especially recommended for the researchers who are studied vrelated to this subjects. All the simulation results and block diagrams were given in this research. Key Words: Two area electrical power system, Load-frequency control, Fuzzy logic controller, PI controller
Implementation of Feasibility Analysis of Wind and Solar Energy on the Web Base
Bu çalışmada, rüzgâr ve güneş enerji sistemlerinin potansiyel, enerji üretimi ve ekonomik analizlerini yapmak için web tabanında bir yazılım hazırlanmıştır. Programda, örnek uygulama bölgesi olarak Amasra seçilmiştir. Bölgenin saatlik rüzgâr hızı verileri, Rayleigh istatistiksel yöntemi kullanılarak detaylı olarak incelenmiştir. Potansiyelin yatırım için uygunluğu görüldükten sonra bölgeye 600 kW'lik bir rüzgâr türbini kurulduğu takdirde bölgeden üretilecek rüzgar enerji üretimi, türbinin kapasite faktörü, yatırımın geri ödeme süresi ve kar miktarı bulunmuştur. Üretilen temiz enerjinin çevreye katkıları sayısal olarak gösterilmiştir. Çalışmanın diğer kısmında, bölgenin aylık güneşlenme süreleri kullanılarak bölgeye 100 kWp kurulu güce sahip güneş paneli kurulduğu takdirde sistemden üretilecek güneş enerji üretim miktarı, yatırımın geri ödeme süresi ve kar miktarı bulunmuştur. Çalışmanın son kısmında, rüzgâr enerjisi ve güneş enerjisi verileri birleştirilerek, bölgeye hibrit enerji sistemleri kurulduğu takdirde, çeşitli senaryolar irdelenerek, üretilen enerji miktarları hesaplanmış ve yatırımın ekonomik analizi yapılmıştır. Bütün analizlerden elde edilen sonuçlara göre, hangi durumun bölge ve yatırımcı için daha kârlı olduğu araştırılmıştırIn this study, a software has been prepared in web base to make potential, energy generation and economic analysis of the wind and solar energy systems. In the software, the region of Amasra was selected as an application area. Wind potential of the region is analyzed with Rayleigh statistical methods by using hourly wind speed data of region and it has been found suitable for investment. If wind turbine with 600 kW is set up in the region, the amount of wind energy generation from region, capacity factor of turbine, the pay-back period and the amount of profitability are found. The contribution of generated clean energy to the environment is shown numerically. In the other part of study, amount of energy has calculated that will be generated from solar panels, if the solar panels install in the region with power of 100 kWp by using the region's sunshine duration. Then, as in the first part of the study, the economic and emission analysis has made of the investment. In the last part of study, data of wind energy and solar energy have been created for combining various hybrid systems and other analyzes are repeated for these. According to results of analysis it is found that which case is more profitable for the region and investor
Doğal frekans verileri kullanılarak ankastre bir kirişte hasarların belirlenmesi
Bu çalışmanın amacı çatlaklı kirişlerde hasar yeri ve derinliği hakkında bilgi edinmektir. Bu amaçla kirişte darbe vuruşu sonucu oluşan titreşimler incelenmiştir. Hasarlı ve hasarsız kirişlerden elde edilen sinyal hem zaman hem de frekans ortamında karşılaştırılmıştır. Bu sonuçlar kullanılarak bir hasarın yeri ve derinliği titreşim sinyallerinden belirlenebilir.The aim of this study is to obtain information about the damage location and depth on the cracked beams. For this purpose, the vibrations due to impact shock are analyzed. The signal obtained from the defective and non-defective beams are compared both in time and frequency domain. By using these results, the location and depth of a defect can be determined from vibration signals
DETECTION OF DEFECTS IN A CANTILEVER BEAM USING MODAL TEST DATA
The aim of this study is to obtain information about the damage location and depth on the cracked beams. For this purpose, the vibrations due to impact shock are analyzed. The signal obtained from the defective and nondefective beams are compared both in time and frequency domain. By using these results, the location and depth of a defect can be determined from vibration signals
Position Estimation with Fuzzy Logic Based Dead Reckoning for GPS-Denied Environment
The importance of security precautions has been increased as a consequence of raised terrorist incidents. Terrorist acts that move into the city from country sides have made tracking of security and military personnel more important. GPS signals, densely utilized for this tracking, pose a problem in signal blockage situation and GPS-denied environments. The main goal of this research is that to develop a practical positioning system for walking military personnel in GPS denied environments. The system is very useful for GPS signal blockage environments, such as tunnels, thick-walled structures and dense high rise buildings, etc. Proposed system contains a 6-degree of freedom (DOF) inertial measurement unit (IMU) and digital compass attached to the military personnel’s shoe. Tri-axis accelerometer and gyroscope measurements are obtained by IMU. These measurements are applied to fuzzy logic algorithms and total displacement for each step is calculated. Digital compass is utilized to determine direction of personnel. Thus, current location has been estimated with the known starting poin