4 research outputs found

    Association of complement factor H polymorphism with response of exudative age-related macular degeneration to intravitreal anti-vascular endothelial growth factor theraphies

    No full text
    İstanbul Bilim Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Göz Hastalıkları Anabilim DalıAmaç: Yaşa bağlı maküla dejenerasyonuna (YBMD) bağlı koroid neovaskülarizasyonu (KNV) bulunan hastalarda intravitreal antivasküler endotelyal büyüme faktörü (anti VEGF) tedavilerine yanıtı değerlendirmede kompleman faktör H (KFH) polimorfizminin yerini değerlendirmek. Gereç ve Yöntem: YBMD’ye bağlı KNV’si bulunan ve intravitreal anti VEGF ile tedavi edilen 120 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastaların ortalama yaşları 66.51±10.34 idi. Hastaların 61’i intravitreal bevacizumab (İVB, % 50.8), 59’u intravitreal ranibizumab (İVR, % 49.2) ile tedavi edildi. Olguların 65’i (% 54.2) okkült; 47’si (% 39.2) predominant klasik ve 8’i (% 6.7) minimal klasik KNV’ye sahiptir. Olgular görme keskinliği, fundus fluoresein anjiyografisi (FFA) ve optik koherens tomografi (OKT) yönünden değerlendirildi. Her hasta KFH tek nükleotid polimorfizmi (Y402H) yönünden değerlendirildi. Bulgular: Hastaların 26’sı (% 21.7) TT, 57’si (% 47.5) TC ve 37’si (% 30.8) CC genotipine sahipti. İVB grubunda; TT ve TC gruplarında enjeksiyon öncesi ölçümlere göre enjeksiyon sonrası ölçümlerde görülen değişim düzeyi CC grubundan istatistiksel olarak anlamlı şekilde yüksektir (TT 0.38±0.42; TC 0.18±0.46 ve CC -0.15±0.21; p:0.001; p:0.006). IVR grubunda; TT ve TC gruplarında enjeksiyon öncesi ölçümlere göre enjeksiyon sonrası ölçümlerde görülen değişim düzeyi CC grubundan istatistiksel olarak anlamlı şekilde yüksektir (TT 0.46±0.47, TC 0.36±0.50 ve CC -0.15±0.21; p:0.001; p:0.001). Her iki ilaçla da TT ve TC gruplarında görme keskinliği artışı sağlanırken, CC grubunda görme keskinliği düşmüştür. İVR yapılan ve TT ve TC genotipine sahip hastalar tedaviye, İVB yapılan aynı genotipe sahip hastalara göre daha fazla yanıt vermişlerse de bu fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır. Enjeksiyon sayısının takip süresine oranı İVB grubunda 0.47±0.18 ve İVR grubunda 0.41±0.14 bulunmuştur. Sonuç: KFH CC genotipine sahip hastaların İVR ve İVB tedavisine yanıtı KFH TC ve TT genotipine sahip olan hastalara göre daha az olduğu tespit edildi. Bu veriler, ileride intravitreal tedaviler öncesinde hastaların KFH polimorfizmine bakılarak YBMD tedavisine karar verilebileceğini düşündürmektedir.Introduction and Aim: DR (diabetic retinopathy) is a frequent microvascular complication which is leading to sudden and severe loss in visual acuity in DM (diabetes mellitus) patients. Our aim in this thesis is to compare the vitreous sample levels of VEGF, IL-8 and TNF-. which was taken during pars plana vitrectomy (PPV) in DR group and control group patients. Material and Method: In T.C Istanbul Bilim University Ophthalmology department as a study group 57 eyes of 57 DM patients who had been diagnosed with diabetic retinopathy and as a control group 22 cases of macular hole which is a proliferative vitreoretinopathy group were included in the study. 20 gauge PPV operation was applied to all patients. 0.5cc of vitreous samples were collected before opening vitrectomy infusion at the start of operation without being diluted. with 0.5 cc vitrektör was aspirated. Samples were transferred to the freezer at -70 oC. Results of IL-8, TNF. and for VEGF were calculated as pg / ml. Results: The vitreous concentrations of VEGF (1181,1679 ± 1230,43140 pg/ml [76.65– 6982.29]) were significantly elevated in the samples from patients with DR when compared with the samples from control patients (3,8673 ± 5,00354 pg/ml [0,07–16,44]) (P<0,001) Vitreous concentrations of IL-8 (82,7891 ± 74,08700 pg/ml [0,08–307,09]) and TNF-. (18,0007 ± 13,90015pg/ml [2,32 –51,11]) were also significantly elevated in the macular edema patients when compared with control patients IL-8 level (2,9805 ± 3,77546 pg/ml [0.08–18.53]) and TNF-. level (1,7005 ± 1,26949 pg/ml [0,1–5,17]) (P <0,001). Conclusions: As a result, in the light of our findings as an inflammatory and angiogenic mediators IL-8, and as an intercellular permeability and cell proliferation mediators VEGF are may be associated with progression of DR to PDR. As past studies strongly indicate that TNF-. plays a role in retinal neovascularization this thesis also showed that TNF-. may play a role in the development of PDR

    Spina Bifida'da oküler bulgular

    No full text
    Objective: To investigate the various ocular findings associated with spina bifida. Material and Methods: This study is a retrospective study which included 122 patients (56 female patients and 66 male patients) with spina bifida who were referred to Ophthalmology Department forophthalmologic evaluation between 2015 and 2017. All patients had shunt replacement surgery byNeurosurgery Department before the ophthalmic examinations. Results: Results of the Hirschbergand cover tests showed that 49 (40.5%) patients had strabismus and 72 (59.5%) patients did not havestrabismus. The mean spherical equivalent refraction was +1±2.01 D in the right eyes and+1.12±1.97D in the left eyes. The mean astigmatism was-1.04±0.92 D in the right eyes and-1.08±0.95 D in the lefteyes. Hypermetropia was common (80%) among the patients with esotropia in the left eye, myopia wascommon (75%) among the patients with exotropia in the left eye. There was a statistically significantrelationship between the spherical equivalent refraction of the left eye and strabismus type(X2=5.695; p=0.045). Funduscopic examination detected unilateral optic atrophy in three (2.5%) patients, bilateral optic atrophy in six (4.9%) patients, and bilateral papilledema in three (2.5%) patients. Strabismus was more common in patients with fundus abnormalities (n=8, 66.7%).Conclusions: Ocular findings such as strabismus and refractory error are very common in patientswith spina bifida. Therefore, these patients should be followed up closely after birth for abnormalocular findings by a team of ophthalmologists and neurosurgeons.Amaç: Spina bifidalı hastalarda görülen çeşitli oftalmik bulguların sıklığını değerlendirmek Gereç ve Yöntemler: Bu çalışma 2015-2017 yılları arasında oftalmolojik muayene amaçlı Oftalmoloji Departmanı'na refere edilmiş 122 hastayı (56 kadın, 66 erkek) içeren retrospektif bir çalışmadır. Tüm hastalar oftalmolojik muayene öncesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Departmanı tarafından şant replasmanı uygulanmış hastalardır. Bulgular: Hirschberg ve kapama testinde 49 (40.5%) hastada kayma saptanmış, 72 (%59,5) hastada kayma saptanmamıştır. Ortalama sferik ekivalan sağ gözlerde +1±2,01 D, sol gözlerde+1,12±1,97 D olarak saptanmıştır. Ortalama astigmatizma sağ gözlerde - 1,04±0,92 D, sol gözlerde -1,08±0,95 D olarak bulunmuştur. Sol gözlerde ezotropyası olan hastalarda hipermetropi (%80) oranı yüksekti, ekzotropyası olan hastalarda ise miyopi (%75) oranı yüksekti. Sol gözlerde sferik ekivalan refraksiyonu ve kayma tipi arasındaki ilişki istatistiksel olarak anlamlıydı (X2 =5,695; p=0,045). Fundus incelemesinde 3 hastada (%2,5) tek taraflı optik atrofi, 6 (%4,9) hastada çift taraflı optik atrofi, 3 (%2,5) hastada çift taraflı papilödem saptanmıştır. Anormal fundus bulgusu olan hastalarda olmayanlara göre kayma daha sıktı (n=8, %66,7). Sonuç: Kayma, refraktif bozukluklar gibi göz bulguları spina bifidalı hastalarda oldukça sık görülmektedir. Bu hastalar anormal göz bulguları açısından doğumdan itibaren oftalmologlar ile beyin ve sinir cerrahlarından oluşan bir ekip tarafından yakından takip edilmelidir

    Dexamethasone Intravitreal Implant in Patients with Macular Edama Due to Central Retinal Vein Occlusion: Six Months Results

    No full text
    Amaç: Santral retina ven tıkanıklığına bağlı makula ödeminde kullanılan intravitreal deksametazon implantın tek bir uygulama sonrası altı aylık sonuçlarının değerlendirilmesi. Gereç ve Yöntemler: Santral retinal ven tıkanıklığına bağlı makula ödemi tanısı alan ve intravitreal deksametazon implant uygulanan 22 hastanın 22 gözüne ait bulgular geriye dönük değerlendirildi. Hastalar enjeksiyonlardan sonra 1, 7, 30, 90 ve 180. günlerde kontrol edildi. Hastaların en iyi görme keskinliği her vizitte Snellen eşeli ile ölçüldü ve sonuçlar ETDRS harf skorlamasına çevrildi. Hastalara her vizitte biyomikroskobik muayene, göz içi basıncı ölçümü, fundoskopik muayene ve optik koherens tomografi yapıldı. Bulgular: Hastaların görme keskinliği artışı 1. gün 1,1±1,5; 7. gün2,9±1,8; 30. gün 8,5±1,9; 60. gün 9,8±4,7; 90. gün 8,0±1,8 ve 180. gün 4,0±1,3 harf olaraksaptandı. Hastaların en fazla görme keskinliği yanıtı ikinci ayda tespit edildi ve görme keskinliği artışı üçüncü aydan itibaren azalmaya başladı. Makula kalınlığındaki azalma, 1. gün -14±7,8; 7. gün -71±12,8; 30. gün -132±11,4;60. gün -205±5,4; 90. gün -140±6,6 ve 180. gün -120±7,6 ?m olarak ölçüldü. Makula kalınlığında üçüncü aydan sonra tekrar artış eğilimi saptandı. Sonuç: Tek doz uygulanan intravitreal deksametazon ile klinik olarak anlamlı görme keskinliğinde artış ve makula kalınlığında azalma sağlanmaktadır. Kazanılan bu pozitif etki üçüncü aya kadar en yüksek seviyeye ulaşmakta vealtıncı aya kadar azalmaktadır.Objective: To determine six-month results after a single application of dexamethasone intravitreal implant used in macular edema following central retinal vein occlusion (CRVO). Material and Methods: The findings of 22 eyes of 22 patients diagnosed (ME) macusluar edema following control retinal vein occlusion CRVO were evaluated retrospectively. Patients were examined in 1, 7, 30, 90 and 180 days after injection. The best visual acuity of patients was measured by Snellen chart at each visit, and the results were converted to ETDRS letters scoring. Biomicroscopy, tonometry, fundoscopy and optic coherence tomography (OCT) were made in every visit. Results: Visual acuity increase was 1.1&plusmn;1.5, 2.9&plusmn;1.8, 8.5&plusmn;1.9, 9.8&plusmn;4.7, 8.0&plusmn;1.8, 4.0&plusmn;1.3 letters in 1st , 7th, 30th, 60th, 90th and 180th day respectively. The maximum response of the patients visual acuity was observed in the second month and visual acuity increase began to decline from the third month. The reduction in macular thickness in patients was 14&plusmn;7.8, 71&plusmn;12.8, 132&plusmn;11.4, 205&plusmn;5.4, 140&plusmn;6.6, 120&plusmn;7.6 ?m in day 1, 7, 30, 60, 90 and 180 respectively. Macular thickness showed an increase trend after third months. Conclusion: Clinically significant improvement in visual acuity and macular thickness reduction is provided with single application of dexamethasono intravitreal implant IVD. This positive effect reached the maximum level in third months and started to decrease by sixth month

    Comparison of The Effi ciency of Intravitreal Dexamethasone Implant and Ranibizumab in The Treatment of Macular Edema Secondary to Branch Retinal Vein Occlusion: 6 Months Results

    No full text
    Amaç: Retina ven dal tıkanıklıklarına (RVDT) bağlı makula ödemi tedavisinde intravitreal deksametazon implantı ve ranibizumab enjeksiyonunun 6. aydaki etkinliğini karşılaştırmak.Gereç ve Yöntem: Retina ven dal tıkanıklığına bağlı makula ödemi gelişen 61 hastanın gözü geriye dönük olarak incelendi. Yirmi dokuz (grup 1) hastaya 0.7 mg tek doz intravitreal deksametazon implantı ve 32 hastaya (grup 2) pro re nata (PRN) olarak 0.5 mg ranibizumab enjeksiyonu yapıldı. Enjeksiyon öncesi ve sonrası 6. aydaki en iyi düzeltilmiş görme keskinlikleri (EİDGK) ve santral makula kalınlıkları (SMK) kaydedildi. Her iki grup etkinlik açısından karşılaştırıldı. Bulgular: Grup 1' e tek doz deksametazon implant, grup 2' ye ortalama 2.38±0.87 ranibizumab enjeksiyonu yapıldı. Grup 1' in uygulama öncesi ve 6. ay ortalama EİDGK sırasıyla 1.0828±0.60419 ve 0.7566±0.53714 logarithm of the minimum angle of resolution (logMAR), grup 2' nin ise 0.9891±0.50477 ve 0.5781±0.41241 logMAR idi. Ortalama SMK uygulama öncesi ve 6. ayda grup 1' de 516.48±145.890 ?m ve 428.69±148.497 ?m, grup 2' de 535.78±106.653 ?m ve 358.94±115.860 ?m idi. Altıncı ayda her iki grupta EİDGK artışı ve SMK da azalma izlendi (p<0.05). Ancak grup 2' nin SMK 'sı grup 1' den anlamlı olarak düşük bulundu (p<0.05). Sonuç: Retina ven dal tıkanıklığına bağlı makula ödemi tedavisinde intravitreal deksametazon implant ve ranibizumab enjeksiyonunun etkinlikleri benzer bulundu. Ancak 6. ayda ranibizumabın SMK'daki azalma üzerine etkisinin deksametazon implantına göre daha fazla olduğu gözlendi.Purpose: To compare the effi ciency of intravitreal dexamethasone implant and ranibizumab in the treatment of macular edema secondary to branch retinal vein occlusion at month 6.Methods: Sixty one eyes of 61 patients with macular edema secondary to branch retinal vein occlusion were evaluated retrospectively. Twenty-nine patients (group 1) received 0.7 mg single dose intravitreal dexamethasone implant and 32 patients (group 2) received 0.5 mg PRN ranibizumab injection. Best corrected visual acuity (BCVA) and central macular thickness (CMT) were recorded at baseline and 6 th month of injection. Both groups were compared by means of effi cieny. Results: Group 1 received single dose intravitreal dexamethasone implant and group 2 received mean 2.38&plusmn;0.87 ranibizumab injections. Mean BCVA at baseline and month 6 was 1.0828&plusmn;0.60419 and 0.7566&plusmn;0.53714 logarithm of the minimum angle of resolution (logMAR) in group 1; 0.9891&plusmn;0.50477 and 0.5781&plusmn;0.41241 logMAR in group 2, respectively. Mean CMT at baseline and month 6 was 516.48&plusmn;145.890 ?m and 428.69&plusmn;148.497 ?m in group 1; 535.78&plusmn;106.653 ?m and 358.94&plusmn;115.860 ?m in group 2, respectively. There was an increase in BCVA and reduction in CMT in both groups at month 6 (p&lt;0.05). But CMT in group 2 was signifi cantly less than group1 (p&lt;0.05). Conclusion: Both intravitreal dexamethasone implant and ranibizumab injection effi cacy was found to be similar in the treatment of macular edema secondary to branch retinal vein occlusion. However, at month 6, ranibizumab appeared to have a greater effect on central macular thickness reduction compared to intravitreal dexamethasone implant
    corecore