307 research outputs found

    Güzel Sanatlar Lisesi Öğrencilerinin Yalnızlık Düzeyleri ile Dinledikleri Müzik Türü Arasındaki İlişki

    Get PDF
     Bu çalışmada öncelikle Güzel Sanatlar Lisesi (GSL) öğrencilerinin yalnızlık düzeyleri ve en sık dinledikleri müzik türünün ne olduğu belirlenerek aralarındaki ilişki değerlendirilmiştir. Ayrıca, yalnızlık düzeyi ve en sık dinlenilen müzik türüne ilişkin bulgular cinsiyet, bölüm ve sınıf değişkenleri boyutunda ele alınmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu, Balıkesir Kadriye Kemal Gürel Güzel Sanatlar Lisesi’nde öğrenim görmekte olan 182 resim ve müzik bölümü öğrencisi oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak UCLA yalnızlık ölçeği ve kişisel bilgi formu kullanılmıştır. Araştırma sonucunda öğrencilerin yalnızlık düzeylerinin düşük olduğu; cinsiyet, bölüm ve sınıf düzeyinde anlamlı farklılık göstermediği belirlenmiştir. Öğrencilerin en sık dinledikleri müzik türü Türkçe pop müzik, en az dinledikleri müzik türü ise klasik batı müziğidir. Dinlenilen müzik türü ile yalnızlık düzeyi arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır. Öğrencilerin dinledikleri müzik türü ile cinsiyetleri ve bölümleri arasında anlamlı farklılık bulunurken müzik türü ile sınıf düzeyi arasında anlamlı farklılık bulunmamıştır. Elde edilen bulgular ilgili literatüre dayanarak değerlendirilmiştir

    Araştırma görevlilerinin danışmanları ile ilişkilerinin mentorluk bağlamında değerlendirilmesi

    Get PDF
    06.03.2018 tarihli ve 30352 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile 18.06.2018 tarihli “Lisansüstü Tezlerin Elektronik Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge” gereğince tam metin erişime açılmıştır.Bu araştırma ile üniversitelerde görev yapan araştırma görevlilerinin mentorluk algısının araştırılması amaçlanmıştır. Araştırma, Sakarya Üniversitesi, Pamukkale Üniversitesi ve Selçuk Üniversitesinde görev yapan on dört araştırma görevlisi üzerinde yürütülmüştür. Araştırma nitel desende oluşturulmuştur. Araştırma ile ilgili literatür taranarak kavramsal çerçeve oluşturulmuştur. Araştırmacılar tarafından uzman görüşleri doğrultusunda hazırlanan görüşme formu kullanılarak veriler toplanmıştır. Yarı yapılandırılmış görüşme formundaki sorular kullanılarak araştırma görevlilerinin mentorluğa ilişkin görüşleri alınmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde içerik analizi yapılmıştır. Araştırma sonucunda araştırma görevlilerinin, danışman ve mentor kavramlarını farklı algıladıkları görülmüştür. Üniversitelerde yapılan danışmanlık hizmetinin, mentorluk şeklinde verilmesi gerekliliği ortaya çıkmıştır. Mentorluğun üniversitelerde belirli bir düzende sistematik bir şekilde yapılması, mentorların ders yüklerinin hafifletilmesi, mentor ve mentelerin bir araya gelebileceği elektronik bir ortam oluşturulması gibi birtakım öneriler getirilmiştir. Anahtar Kelimeler: Araştırma Görevlisi, Mentor, Mente, MentorlukThe present research aimed to investigate perception of mentoring which research assistants in universities are subjected. This research conducted with fourteen research assistants who are working at Sakarya University, Pamukkale University and Selçuk University in Turkey. The research was formed in a qualitative design. Conseptual frame has been formed by scanning the literature related to the research. Data collected by an interwiev form which prepared by researces in accordance with expert opinion. By using the questions in the semi-structured questionnaire the opinions of research assistants related to mentoring have been obtained. Content analysis has been carried out while evaluating the data. Results show that mentor and consultant concepts are perceived different by research assistants. Consultant services made by mentoring in universities. Mentoring in universities to be done in a specific order in a systematic way, alleviating the workload of the mentor, the mentor and mentee can come together as an electronic media creation, some suggestions have been made. Keywords: Research Asisstant, Mentor, Mentee, Mentorin

    Türkiye Çamaltı Tuzla'sından İzole Edilmiş Ilımlı Halofil Penıcıllıum Sp. İle Kurşun Biyosorpsiyonu

    Get PDF
    Ağır metallerin farklı organizmalarla biyosorbsiyonunun önemi sebebiyle Çamaltı tuzlasından izole edilen tuza toleranslı (halotolerant) fungusun biyosorbsiyon potansiyeli bu çalışma ile ilk kez araştırılmıştır. Penicillium sp. izolatının kurşun [(Pb(NO3)2], nikel (NiCl2), krom (K2CrO4), çinko (ZnCl2), kadmiyum (CdCl2.H2O), bakır (CuSO4) ve kobalt (CoCl2.6H2O) ağır metallerine dirençlilikleri araştırılmış ve Penicillium sp. nin en yüksek tolerans gösterdiği ağır metal biyosorpsiyon çalışmaları için seçilmiştir. Penicillium sp. izolatının ağır metal toleransı kurşun > kadmiyum > krom > bakır > nikel > çinko > kobalt şeklinde gözlenmiştir. Biyosorpsiyon çalışmalarında 3 farklı kurşun derişimi (145 mg/lt, 644 mg/lt ve 1388 mg/lt) kullanılmış ve metal iyon derişimi yükseldikçe kurşun tutma kapasitesi düşmüştür. Penicillium sp. izolatının kurşun biyosorpsiyonunda Freundlich izotermi Langmuir izotermine göre daha uygundur. Kurşun bağlayıcı bölgelerin biyokütle yüzeyindeki amin grupları olduğu FTIR analizi ile doğrulanmıştır. Kurşuna yüksek direnç gösteren halotolerant Penicillium sp. yüksek oranda veya değişken oranlarda tuz içeren ortamlardaki kurşun kirliliğinin azaltılmasında kullanım için olduğu kadar optimizasyon çalışmalarından sonra tuz içermeyen ortamlarda da kullanım için önerilebilir.Owing the importance of biosorption of heavy metals by different organisms, a moderately halophilic fungus isolated from Çamalti saltern was first time investigated for its potential for biosorption. Different heavy metals namely, lead [(Pb(NO3)2], nickel (NiCl2), chromium (K2CrO4), zinc (ZnCl2), cadmium (CdCl2.H2O), copper (CuSO4) and cobalt (CoCl2.6H2O) were screened for resistance and the most tolerated heavy metal by Penicillium sp. was chosen in biosorption assay. The heavy metal tolerance of Penicillium sp. was observed in order of lead>cadmium >chromium>copper>nickel>zinc>cobalt. Different concentrations (145 mg/l, 644 mg/l and 1388 mg/l) of lead biosorption was investigated and increasing the metal ion concentration resulted in decreased uptake for lead. Freundlich isotherm was more effective than Langmuir isotherm for lead biosorption by Penicillium sp. The binding sites for lead attributed to the amine groups on the biomass surface were verified by Fourier Transform Infra Red (FTIR) analysis. A halotolerant Penicillium sp. having high resistance to lead, could be suggested for use as an agent for abatement of lead pollution in hypersaline conditions or in waters of fluctuating salinity, as well as in non-saline environments after further studies of optimization

    Cumhuriyet Modernleşmesinde Bir Halkevi Dergisi: Batı Yolu

    Get PDF
    Halkevleri, Cumhuriyet Dönemi modernleşme hareketlerinin, 1930-1950 tarihleri arasında, en önemli araçlarından birisidir. Kuruluş biçimi ve örgütlenmesi ile merkezi bir yapıya sahip olan ve dönemin tek partisi olan Cumhuriyet Halk Fırkası’na bağlı bir kuruluş olarak halkevlerinin yürüttüğü faaliyetler, modernleşme sürecine ilişkin önemli bilgiler içermektedir. Dil ve edebiyat şubesi, güzel sanatlar şubesi, temsil şubesi, spor şubesi, içtimai yardım şubesi, halk dershaneleri ve kurslar şubesi, kütüphane ve neşriyat şubesi, köycüler şubesi, müze ve neşriyat şubesi olarak dokuz alanda faaliyet gösteren halkevleri okuma yazamadan tiyatroya, yayıncılıktan sinemaya, yardım çalışmalarında köye kadar geniş bir alanda etkinlik içerisinde olmuştur. Halkevlerinin önemli faaliyetlerinden birisi dergi yayıncılığıdır. Genel politikalar, ideolojik ve kültürel dönüşümü sağlamaya dönük çabalar halkevi dergileri aracılığıyla yerel unsurlarla harmanlanarak taşraya aktarılmaktadır. Bu dergiler aynı zamanda halkevi faaliyetlerinde görev alanlar için bir rehber taşımaktadır. Dönemin hâkim ideolojisi batılılaşma yoluyla toplumun tamamının modernleşmesidir. Bu modernleşme sürecine toplumun tüm kesimlerinin katılması eğitim yoluyla sağlanmaya çalışılmaktadır. Örgün eğitim ile gelecek nesillerin istendik biçimde yetiştirilmesi sağlanırken halkevleri yetişkin eğitimini hedeflemekte ve bu yol ile her alanda ve her kesimde yeni rejimin istediği insan tipine en kısa sürede ulaşma amacı güdülmektedir. Merkezi politikanın yerele aktarılma ve yerel unsurlarla uyumunu sağlama biçimini göstermesi açısından halkevlerinin dergi yayıncılığı oldukça önemlidir. Bu çalışma bu kapsamda Kırklareli Halkevi tarafından yayınlanan Batı Yolu dergisini Cumhuriyet modernleşmesi kapsamında inceleme amacı taşımaktadır. Modernleşme sürecinde Trakya Bölgesi’ne verilen önemin yanı sıra derginin isminin dönemin genel politikasını yansıtması dikkat çekicidir. Sekiz sayı yayınlanan dergi, yayın içeriği ile uygulanan merkezi politikaları halka yayma işlevini üstlenmiştir. Bu tür bir yayın politikası dönemin yukarıdan aşağıya modernleşme politikasıyla uyumludur. Batı Yolu Dergisi bu anlamda halkevi dergilerinin tamamında görülebilecek özellikleri yansıtmaktadır

    EVALUATION OF PRE-SERVICE MUSIC TEACHERS' ATTITUDE TOWARDS PIANO CLASSES

    Get PDF
    Bu araştırma, müzik öğretmeni adaylarının piyano dersine yönelik tutumlarını değerlendirmek amacıyla yapılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu, 2010–2011 öğretim yılında Balıkesir Üniversitesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi Anabilim Dalı'nda öğrenim gören 93 öğrenci oluşturmuştur. Araştırmada, müzik öğretmeni adayları hakkında bazı bilgileri elde etmek amacıyla "Kişisel bilgi formu" ile Tufan ve Güdek (2008) tarafından geliştirilen "Piyano dersine yönelik tutum ölçeği" kullanılmıştır. Elde edilen veriler, t-testi, tek yönlü varyans analizi (ANOVA) ve Kruskal Wallis testi kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırmada, öğrencilerin piyano dersine yönelik tutumları zayıf düzey çıkmıştır. Araştırmanın bulgularına dayanarak, öğrencilerin piyano dersine ilişkin tutumlarının; cinsiyetleri, önceden özel piyano dersi alıp/almamaları ile alttan piyano dersi olup/olmama durumuna göre anlamlı farklılıklar gösterdiği anlaşılmaktadır. Buna ilaveten, öğrencilerin piyano dersine ilişkin tutumlarının, sınıf düzeylerine ve yaş değişkenine göre istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar göstermediği ortaya çıkarılmıştır. \r\n\r\n Abstract: This study was conducted in order to evaluate pre-service music teachers' attitude towards piano classes. Study group of the research consists of 93 students of Balikesir University Fine Arts Education Department from 2010/2011 academic year. "Personal Information Form" and the attitude scale for piano class developed by Tufan and Güdek (2008) were used in order to collect specific data on the pre-service teachers. The data obtained were analyzed through t-test, one way variance analysis (ANOVA) and Kruskal Wallis test. Study results indicate that student attitude towards piano class is weak. Based on the findings of the study it is concluded that student attitude is dependent on variables that include their gender, whether they got a tutor for piano before, their failure or success in piano class and that there is a meaningful difference that is dependent on the above mentioned variables. In addition, it was found that student attitude towards piano classes does not indicate any statistical meaningful difference that is dependent on class, level or age

    A People's House Magazine in Turkish Republican Modernization: Batı Yolu

    Get PDF
    Halkevleri, Cumhuriyet Dönemi modernleşme hareketlerinin, 1930-1950tarihleri arasında, en önemli araçlarından birisidir. Kuruluş biçimi veörgütlenmesi ile merkezi bir yapıya sahip olan ve dönemin tek partisi olanCumhuriyet Halk Fırkası’na bağlı bir kuruluş olarak halkevlerininyürüttüğü faaliyetler, modernleşme sürecine ilişkin önemli bilgileriçermektedir. Dil ve edebiyat şubesi, güzel sanatlar şubesi, temsil şubesi,spor şubesi, içtimai yardım şubesi, halk dershaneleri ve kurslar şubesi,kütüphane ve neşriyat şubesi, köycüler şubesi, müze ve neşriyat şubesiolarak dokuz alanda faaliyet gösteren halkevleri okuma yazamadantiyatroya, yayıncılıktan sinemaya, yardım çalışmalarında köye kadar genişbir alanda etkinlik içerisinde olmuştur. Halkevlerinin önemlifaaliyetlerinden birisi dergi yayıncılığıdır. Genel politikalar, ideolojik vekültürel dönüşümü sağlamaya dönük çabalar halkevi dergileri aracılığıylayerel unsurlarla harmanlanarak taşraya aktarılmaktadır. Bu dergiler aynızamanda halkevi faaliyetlerinde görev alanlar için bir rehber taşımaktadır.Dönemin hâkim ideolojisi batılılaşma yoluyla toplumun tamamınınmodernleşmesidir. Bu modernleşme sürecine toplumun tüm kesimlerininkatılması eğitim yoluyla sağlanmaya çalışılmaktadır. Örgün eğitim ilegelecek nesillerin istendik biçimde yetiştirilmesi sağlanırken halkevleriyetişkin eğitimini hedeflemekte ve bu yol ile her alanda ve her kesimde yenirejimin istediği insan tipine en kısa sürede ulaşma amacı güdülmektedir.Merkezi politikanın yerele aktarılma ve yerel unsurlarla uyumunu sağlamabiçimini göstermesi açısından halkevlerinin dergi yayıncılığı oldukçaönemlidir. Bu çalışma bu kapsamda Kırklareli Halkevi tarafındanyayınlanan Batı Yolu dergisini Cumhuriyet modernleşmesi kapsamındainceleme amacı taşımaktadır. Modernleşme sürecinde Trakya Bölgesi’neverilen önemin yanı sıra derginin isminin dönemin genel politikasınıyansıtması dikkat çekicidir. Sekiz sayı yayınlanan dergi, yayın içeriği ileuygulanan merkezi politikaları halka yayma işlevini üstlenmiştir. Bu tür biryayın politikası dönemin yukarıdan aşağıya modernleşme politikasıylauyumludur. Batı Yolu Dergisi bu anlamda halkevi dergilerinin tamamındagörülebilecek özellikleri yansıtmaktadır.People’s Houses were among the most important agents of the modernization movements in Turkish Republican Period between 1930-1950 The people’s houses were affiliated to Republican People’s Party which was the only political party of that period and the activities carried out by the people’s houses provide important information about the modernization process of that era. Magazine publishing constitutes a significant place among these activities. The milestones of the aim of achieving ideological and cultural transformation of the nation as a whole were blended with local elements in people’s house magazines and were conveyed to the public. The dominant ideology of the period was the modernization which went hand in hand with westernization. It was aimed to ensure that all segments of the society participate in this modernization process through education. People’s houses focused on adult education and it was aimed to build the ideal person desired by the new regime in each and every segment. Magazine publishing of the people’s houses is very important in terms of showing the way how the central policy is transferred to lay public and is harmonized with the local factors. In this context, this study aims to analyze Batı Yolu magazine published by Kırklareli People’s House within the scope of Republican modernization in Turkey. It is noteworthy to mention that the name of the magazine reflects the general policy of the period, as well as indicating the importance given to Thrace region during the modernization process. Via the eight issues published, the magazine undertook the mission of spreading the central policies of the implementation period of Republican ideals. This type of publication policy is in line with the top-down modernization policy which was chosen by the decision makers of Turkey during that period

    Effects of Two Fluoride Varnishes and One Fluoride/Chlorhexidine Varnish on Streptococcus mutans and Streptococcus sobrinus Biofilm Formation in Vitro

    Get PDF
    Aims: The aim of this study was to evaluate and to compare the effect of two fluoride varnishes and one fluoride/chlorhexidine varnish on Streptococcus mutans and Streptococcus sobrinus biofilm formation, in vitro

    Validity and Reliability of the DeMoulin Self-Concept Developmental Scale for the 36-72 Month Old Children

    Get PDF
    The aim of this study is to investigate the reliability and validity of the DeMoulin Self-Concept Developmental Scale for 36-72 month old children. In addition, it has been attempted to examine the effects of age and gender variables on the self-concept of children. The study is in survey method. The sample consists of 810 children who attend preschools in Istanbul, Turkey. Data collection tools used in the research are; the Demographic Form, the DeMoulin Self-Concept Developmental Scale for Children, the Social Competence and Behavior Evaluation Scale-30 and the Emotion Regulation Scale. The results of the item discrimination and criteria validity analyses support the validity of the scale. It could be said that the founded Cronbach’s Alpha value of the total scale and subscales and the results of the split half method and test-retest method analyses indicate that the scale is a reliable measurement tool. In addition, it has been found that the age variable affected the self-concept scores, but the gender variable had no effect on it. The research findings are discussed within the framework of the related literature.

    Vascular imaging findings with high-pitch low-dose dual-source CT in atypical Kawasaki disease

    Get PDF
    PURPOSE:Determining the presence of aneurysms, thrombosis, and stenosis is very important for the diagnosis of atypical Kawasaki disease (AKD) and in the follow-up of AKD patients with aneurysms. We aimed to demonstrate high-pitch low-dose dual-source computed tomography (CT) angiography findings in pediatric patients with AKD.METHODS:Over a 5-year period, high-pitch low-dose CT angiography was performed to determine vascular aneurysms or occlusions in 17 patients who had suspected AKD. The patients ranged from 2 months of age to 11.3 years, with a mean age of 3 years. The American Heart Association’s criteria were used to diagnose AKD.RESULTS:We did not detect any vascular problems in 6 of the patients, and they were not included in our study. Arterial aneurysms were present in 11 patients (aged 2 months to 11.3 years; mean age, 4.2 years; 7 males). In one patient, there was also a thrombus at an arterial aneurysm. Coronary artery aneurysms were detected in 7 patients and systemic artery aneurysms were detected in 7 patients. Three patients had both systemic and coronary aneurysms.CONCLUSION:Our results suggest that high-pitch low-dose dual-source CT can detect all types of aneurysms, stenosis and occlusions of vessels in patients with AKD who were not previously diagnosed. This useful, easy, robust and fast technique may be preferred to diagnose AKD

    The Evaulation of Risk Scorings in Non-variceal Upper Gastrointestinal Bleedings

    Get PDF
    Objective:Upper gastrointestinal (GI) bleeding is a major reason of mortality and morbidity today, and patients’ follow-up and treatment costs are still high. In our study, the values of risk scorings of the patients with upper GI bleeding in estimation of mortality and morbidity were evaluated.Method:One hundred sixty-nine patients who were admitted to emergency internal medicine in University of Health Sciences Turkey, İstanbul Bağcılar Training and Research Hospital Clinic of Internal Medicine due to the diagnosis of upper GI bleeding were reviewed retrospectively between January 2015 and January 2016 in the study. Patients with upper GI bleeding due to varices (esophageal and gastric) endoscopically were excluded from the study. Forrest scoring’s classification was made according to the endoscopic findings. Classification of bleeding ulcers according to their appearance is as follows; Forrest 1a; ‘‘gushing active bleeding’’, Forrest 1b; ‘‘oozing active bleeding’’, Forrest 2a; ‘‘visible non-bleeding vein’’, Forrest 2b; ‘‘adherent clot’’, Forrest 2c; ‘‘flat pigmented lesion’’, Forrest 3; ‘‘no evidence of bleeding’’. Rockall scoring’s classification uses clinical criteria (pulse, age, systolic blood pressure, comorbidity) in addition to endoscopic findings (diagnosis, hemorrhage). Accordingly, a score less than 3 carries good prognosis. Glasgow-Blatchford scoring’s classification was calculated according to the situation of urea nitrogen, hemoglobin, systolic blood pressure, pulse, melena occurrence, syncope, and hepatic or cardiac problems. In this scoring, patients may be in the range of 0-23 points and the need for endoscopic intervention increases according to rising in the score.Results:The average age of the participants in the study was 57.39±19.14 years. 72% of the cases (n=121) were male. While the presence of melena was observed in 88.7% of the cases, it was seen that 61.9% of the cases had peptic ulcer and 12.5% of the general surgery consultation was performed. It was determined that there was no statistically significant difference in the Forrest classifications of the cases in terms of hospitalization duration and blood transfusion (p>0.05). Rockall and Glasgow-Blatchford scores were statistically remarkably higher in patients with hospitalization duration, need for blood transfusion, rebleeding, intensive care follow-up, surgical intervention, and mortality (p<0.05).Conclusion:The association of Rockall and Glasgow-Blatchford risk scores with morbidity and mortality rates showed that patients should not be interpreted solely according to their endoscopic images. These scorings can be used in approach toward patients with Upper GI bleeding in comprehensive prospective studies
    corecore