6 research outputs found

    Süt dişleriyle ilişkili kompound odontoma: İki olgu

    Get PDF
    Çenelerde görülen odontojenik kaynaklı tümörlerin % 22’sini oluşturan odontomalar, mine, dentin ve pulpa dokusu içeren hamartamatöz lezyonlardır. Odontomalar benign odontojenik tümörler olarak sınıflandırılmaktadır. Morfolojik olarak kompleks ve kompound odontoma olarak ikiye ayrılmaktadır. Kompound odontomalar yaygın olarak maksillada keser-kanin bölgesinde gelişmektedirler ve kompleks odontomalara göre iki kat daha fazla görülürler. Genellikle asemptomatiktirler ve rutin dental radyografi esnasında teşhis edilirler. Odontomalar diş sürme bozuklukları, komşu dişlerde konjenital eksiklik, rezorpsiyon ve malpozisyon gibi durumlarla ilişkilendirilmektedir ve sıklıkla daimi dentisyonda görülürken, nadir olarak süt dentisyonda da görülebilmektedir. Bu vaka raporunda; süt dişleriyle ilişkili iki kompound odontoma vakasının sunulması amaçlanmıştır

    Sınıf V Kavitelerde Kendinden Bağlanabilen Akışkan Kompozitlerin Mikrosızıntılarının Karşılaştırılması

    Get PDF
    Amaç: Bu in vitro çalışmanın amacı; sınıf V kavitelere uygulanan kendinden bağlanabilen akışkan kompozitler ile üç farklı adeziv sistemle (etch & rinse, iki aşamalı self-etch ve tek aşamalı self-etch) birlikte uygulanan akışkan kompozitlerin mikrosızıntı değerlerinin karşılaştırılmasıdır.Gereç-Yöntem: Çürüksüz insan molar dişlerinin bukkal ve lingual/palatinal yüzeylerinde yetmiş beş adet standart sınıf V kavite hazırlandı. Kavitelerin oklüzal kenarları minede gingival kenarları dişeti kenarından mine-sement birleşiminin 1 mm altında olacak şekilde yer aldı. Preperasyonu tamamlanan örnekler, rastgele 5 alt gruba ayrıldı: (1) self-adeziv [Fusio Liquid Dentin (FLD)], (2) self-adeziv [Vertise Flow (VF)], (3) adeziv (etch & rinse) [Gel Etchant/Optibond FL/Clearfil Majesty Flowable] (3ER-AK), (4) adeziv (iki aşamalı self-etch) [Clearfil SE Bond/Clearfil Majesty Flowable] (2SE-AK), (5) adeziv (tek aşama self-etch) [Clearfil S3 Bond Plus/Clearfil Majesty Flowable] (1SE-AK). Termal siklüs ve %0.5’lik bazik fuksin boya uygulamasından sonra, örneklerden kesitler alındı ve stereomikroskop altında boya penetrasyon dereceleri skorlandı (n=30). Sonuçlar istatiksel olarak Kruskal-Wallis, Mann-Whitney U ve Wilcoxon Signed Ranks testleri uygulanarak değerlendirildi.Bulgular: Kavitelerin mine yüzeyinde; VF, FLD, 3ER-AK grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark göstermezken, 2SE-AK ve 1SE-AK grupları istatistiksel olarak anlamlı derecede daha yüksek mikrosızıntı değerleri gösterdi (p < 0.05). Kavitelerin dentin yüzeyinde ise 3ER-AK ve 2SE-AK grupları, VF, FLD ve 1SE-AK gruplarından istatistiksel olarak anlamlı derecede düşük mikrosızıntı değerleri gösterdi (p< 0.05). 2SE-AK ve 1SE-AK grupları mine yüzeyinde daha yüksek mikrosızıntı değerleri gösterirken, VF ve FLD grupları dentin yüzeyinde daha fazla mikrosızıntı değeri gösterdi (p<0.05).Sonuç: Kendiden bağlanabilen akışkan kompozitlerin her ikisi de mine yüzeyinde etch & rinse adeziv/akışkan kompozitle benzer mikrosızıntı değerleri göstermiştir. Dentin yüzeyinde ise kendiden bağlanabilen akışkan kompozitler, etch & rinse adeziv/akışkan kompozit ve iki aşamalı self-etch adeziv/akışkan kompozit gruplarına göre daha fazla mikrosızıntı oluşturmuştur

    Farklı cam iyonomer simanların kompozit ve kompomere olan makaslama bağlanma dayanım kuvvetlerinin karşılaştırılması

    Get PDF
    Amaç: Bu çalışmanın amacı dört farklı cam iyonomer simanın kompozit ve kompomere olan makaslama bağlanma dayanımlarını karşılaştırmaktır. Gereç ve Yöntemler: Çalışma için 80 adet silindirik şekilli akrilik blok hazırlandı. Blokların düz yüzeylerinin ortasına 2 mm derinliğinde ve 3 mm çapında olan çukurcuklar açıldı. Bloklar dört gruba ayrılarak açılan çukurcuklar Ionoseal (Ionoseal, Cuxhaven, Almanya), Ketac Molar (3M EPSE, Seefeld, Almanya), Equia (GC Avrupa, Tokyo, Japonya) ve İmicryl (Imicryl SC, Imicryl Diş Malz San. Tic. AŞ, Konya, Türkiye) marka cam iyonomer materyalleri ile dolduruldu. Standart yüzeyler elde etmek için sertleşmeden önce cam iyonomerlerin üzeri şeffaf bant ile kapatıldı. Sertleşme tamamlandıktan sonra cam iyonomer siman yüzeylerine tek aşamalı adeziv (Futurabond M, VOCO GmbH, Cuxhaven, Almanya) uygulandı ve polimerize edildi. Her bir grup 2 alt gruba ayrıldı. Hazırlanan yüzeylerin üzerine yerleştirilen 2 mm yüksekliğinde ve 2 mm çapındaki aparatın içerisine taşmayacak şekilde doldurulan kompomer (Imicryl SC, Imicryl Diş Malz San. Tic. AŞ, Konya, Türkiye) ve kompozit (VOCO, Cuxhaven, Almanya) materyalleri üretici firmaların tavsiyeleri doğrultusunda LED ışık cihazı ile polimerize edildi. Universal test makinesi ile her bir örnekte kırılma meydana gelinceye kadar kuvvet uygulandı. Veriler iki yönlü varyans analizi ve Tukey çoklu karşılaştırma testleri ile istatistiksel olarak değerlendirildi (p=0.05). Bulgular: Ionoseal’ in kompozit ve kompomere olan makaslama bağlanma değeri diğer cam iyonomerlerden istatistiksel olarak daha yüksek bulundu (p < 0,05). Ketac Molar, Equia ve İmicryl’ in kompozit ve kompomere olan makaslama bağlanma değerleri arasında istatistiksel olarak fark gözlenmedi (p > 0,05). Sonuç: Rezin esaslı cam iyonomer siman olan Ionoseal kimyasal sertleşen Ketac Molar, Equia ve İmicryl cam iyonomer simanlara göre daha yüksek makaslama bağlanma değeri göstermektedir

    Pedodontide lazer uygulamaları

    Get PDF
    Lazerin diş hekimliği alanında kullanması amacıyla yapılan çalışmalar, 1960’lı yıllardan beri devam etmektedir. Son 25 yılda ise medikal alandaki ilerlemelere ve teknolojik gelişmelere paralel olarak gelişme gösteren lazer, diş hekimliğinin hemen her alanında kullanım olanağı bulan popüler bir gereç olarak öne çıkmaktadır. Diş hekimliğinde lazer; pulpada kan akımının tespiti, diş yüzeyinin pürüzlendirilmesi, çürüklerin temizlenmesi, vital pulpa tedavileri, kanal dezenfeksiyonu, dişeti ve çene cerrahisi, estetik diş hekimliği, dişeti renginin açılması, dişeti estetik seviyelemesi, dentin hassasiyeti, maksiller sinüzit, aft tedavileri, eklem rahatsızlıkları, yara iyileşmesi, hemostazın sağlanması, diş taşı temizliği, gingivitis, periodontitis ve periimplantitis tedavileri gibi birçok alanda kullanılabilmektedir. Pedodontide ise sağladığı birçok avantajının yanı sıra dental korkuyu azaltması açısından lazerlerin geleneksel yöntemlere alternatif olabileceği düşünülmektedir. Bu derlemede, dental lazerlerin pedodontideki kullanım alanları hakkında bilgi verilmesi amaçlanmıştır

    Farklı cam iyonomer simanların kompozit ve kompomere olan makaslama bağlanma dayanım kuvvetlerinin karşılaştırılması

    No full text
    Background: the aim of this study was to compare the shear bond strength (SBS) of four different glass ionomer cements to compomer and composite. Methods: Eighty cylindrical acrylic blocks with a hole (3 mm in diameter and 2 mm in height) were prepared. the acrylic blocks were divided into 4 groups and filled with glass ionomer cements (Ionoseal, Ketac Molar, Equia, and Imicryl). Single step self-etch adhesive were applied to surface of glass ionomer cement and polymerized. Each group divided into 2 subgroups (n=10). Compomer and composite were applied over glass ionomer cements by means of a plastic cylinder with a height and diameter each of 2 mm and polymerized with LED according to the manufacturer's recommendations, from the side of the cylinder. SBS was tested for failure using a knife-edge blade in a universal testing machine. the data were analyzed using Two-Way Analysis of Variance (ANOVA) and Tukey test (p=0.05). Results: Ionoseal showed significantly higher SBS to compomer and composite than other glass ionomers (p;lt;0,05). There was no statistically differences between SBS of Ketac Molar, Imicryl, and Equia to compomer and composite (p>0,05). Conclusion: Ionoseal showed higher SBS to composite and compomer than Ketac Molar, Equia, and Imicryl.Amaç: Bu çalışmanın amacı dört farklı cam iyonomer simanın kompozit ve kompomere olan makaslama bağlanma dayanımlarını karşılaştırmaktır. Gereç ve Yöntemler: Çalışma için 80 adet silindirik şekilli akrilik blok hazırlandı. Blokların düz yüzeylerinin ortasına 2 mm derinliğinde ve 3 mm çapında olan çukurcuklar açıldı. Bloklar dört gruba ayrılarak açılan çukurcuklar Ionoseal (Ionoseal, Cuxhaven, Almanya), Ketac Molar (3M EPSE, Seefeld, Almanya), Equia (GC Avrupa, Tokyo, Japonya) ve İmicryl (Imicryl SC, Imicryl Diş Malz San. Tic. AŞ, Konya, Türkiye) marka cam iyonomer materyalleri ile dolduruldu. Standart yüzeyler elde etmek için sertleşmeden önce cam iyonomerlerin üzeri şeffaf bant ile kapatıldı. Sertleşme tamamlandıktan sonra cam iyonomer siman yüzeylerine tek aşamalı adeziv (Futurabond M, VOCO GmbH, Cuxhaven, Almanya) uygulandı ve polimerize edildi. Her bir grup 2 alt gruba ayrıldı. Hazırlanan yüzeylerin üzerine yerleştirilen 2 mm yüksekliğinde ve 2 mm çapındaki aparatın içerisine taşmayacak şekilde doldurulan kompomer (Imicryl SC, Imicryl Diş Malz San. Tic. AŞ, Konya, Türkiye) ve kompozit (VOCO, Cuxhaven, Almanya) materyalleri üretici firmaların tavsiyeleri doğrultusunda LED ışık cihazı ile polimerize edildi. Universal test makinesi ile her bir örnekte kırılma meydana gelinceye kadar kuvvet uygulandı. Veriler iki yönlü varyans analizi ve Tukey çoklu karşılaştırma testleri ile istatistiksel olarak değerlendirildi (p=0.05). Bulgular: Ionoseal' in kompozit ve kompomere olan makaslama bağlanma değeri diğer cam iyonomerlerden istatistiksel olarak daha yüksek bulundu (p 0,05). Ketac Molar, Equia ve İmicryl' in kompozit ve kompomere olan makaslama bağlanma değerleri arasında istatistiksel olarak fark gözlenmedi (p > 0,05). Sonuç: Rezin esaslı cam iyonomer siman olan Ionoseal kimyasal sertleşen Ketac Molar, Equia ve İmicryl cam iyonomer simanlara göre daha yüksek makaslama bağlanma değeri göstermektedi
    corecore