Laparaskopik bariatrik cerrahi uygulananmorbid obez hastalarda koagulasyon durumunun değerlendirilmesi

Çalışmamızda bariatrik cerrahi geçiren morbid obez hastaların bir kısmında laboratuvar verilerine göre hiperkoagulabiliyete eğilim saptamamıza rağmen klinik anlamda tromboembolik komplikasyon görülmemiştir. Hastalarda klinik olarak bir tromboembolik olay gelişmemesinde, varis çorabı ve aralıklı pnömotik venöz kompresyon, dikkatli sıvı infüzyonu ve erken mobilizasyon gibi anestezi ve cerrahi olarak bakım koşullarına çok dikkat edilmesi gerektiğini düşünmekteyiz. Postoperatif 24.saatte, bazal değerlere göre hastaların hemoglobin hematokrit ve trombosit değerlerinin istatiksel olarak anlamlı azaldığını bulduk. Ancak bu azalma, hastaların hiç birisinde klinik olarak bulgu vermemiştir ve transfüzyon ihtiyacı olmamıştır. Posteopeatif 24.saatte alınan kan örneklerinde preop değerlere göre serum transaminazlarının istatiksel anlamlı olarak arttığı görüldü. Ayrıca operasyon süresinin uzaması ile serum transaminazları arasında pozitif korelasyon görülmüştür. Operasyonun mümkün olduğunca hızlı yapılmasının karaciğer fonksiyonlarının korunması açısından önemli olduğunu düşünmekteyiz. Kadınlarda bazal TEG verilerine göre erkeklere nazaran hiperkoagulabiliteye eğilimin fazla olduğu görüldü. Yaşla birlikte hiperkoagulasyona eğilimin arttığı literatürde bir çok çalışmada gösterilmiştir. Biz yaptığımız çalışmada postop dönemde TEG verilerine göre yaşla hiperkoagulasyonun arttığını bulduk. Yaşlı morbid obez kişilerde ve kadınlarda antitrombitik profilaksinin daha dikkatli yapılması gerektiği kanısındayız. Laparoskopik bariatrik cerrahi geçirecek morbid obez hasta grubunda, koagulasyon durumunu belirlemek için, daha çok hastayı kapsayan ve hastaların daha uzun süre izlendiği, prospektif çalışmaların yapılması gerekmektedir