7 research outputs found

    BMP-9 ve TGF-ß3 eklenmiş kondrojenik farklılaşma medyumunun transwell ko-kültürde hipertrofi üzerine etkisi

    Get PDF
    Mesenchymal stem cells are widely used in the treatment of many diseases, including osteoarthritis, due to their ability to differentiate into cartilage. The high chondrogenic differentiation potential of synovial fluid-derived mesenchymal stem cells increases the importance of these cells in osteoarthritis treatments. Addition of BMP-9 and TGF-ß3 into chondrogenic differentiation medium, increases chondrogenic differentiation and they also cause hypertrophic effects on chondrocytes. In our study, it was aimed to demonstrate the effects of BMP-9 and TGF-ß3 on cell hypertrophy by adding them into the chondrogenic basal medium during in vitro chondrogenic differentiation. In the study, stem cells in passage 5 and chondrocytes in passage 1 were cultured in a transwell co-culture system and six experimental groups were formed. Cell hypertrophy was demonstrated by examining MMP-13 and RUNX-2 gene expressions, in stem cells where chondrogenesis were induced in transwell co-culture. Although the addition of BMP-9 and TGF-ß3 to the chondrogenic medium increased hypertrophic gene expressions in experimental groups compared to control, the results were not statistically significant. The addition of BMP-9 and TGF-ß3, separately or in combination, during the chondrogenic differentiation of stem cells does not cause significant chondrocyte hypertrophy.Mezenkimal kök hücreler, kıkırdağa farklılaşma yetenekleri nedeniyle osteoartrit dahil birçok hastalığın tedavisinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Sinoviyal sıvı kökenli mezenkimal kök hücrelerinin kondrojenik farklılaşma potansiyellerinin fazla olması bu hücrelerin osteoartrit tedavilerindeki önemini artırmaktadır. Kondrojenik farklılaşma medyumuna ilave edilen BMP-9 ve TGF-ß3 büyüme faktörleri kondrojenik farklılaşmayı artırır ve aynı zamanda kondrositlerde hipertofik etkilere sebep olur. Çalışmamızda in vitro kondrojenik farklılaşma esnasında kondrojenik bazal medyuma ilave edilen BMP-9 ve TGF-ß3’ün hücre hipertrofisi üzerine etkilerinin gösterilmesi amaçlandı. Çalışmada transwell ko-kültür sisteminde 5. pasajdaki kök hücreler ve pasaj 1'deki kondrositler birlikte kültüre edildi ve altı deney grubu oluşturuldu. Hücre hipertrofisi, transwell ko-kültüründe kondrogenezin indüklendiği kök hücrelerde MMP-13 ve RUNX-2 gen ekspresyonları incelenerek gösterildi. BMP-9 ve TGF-ß3'ün kondrojenik ortama eklenmesi, kontrol grubuna göre deney gruplarında hipertrofik gen ekspresyonlarını artırmasına rağmen bu artış istatistiksel olarak anlamlı değildi. Kök hücrelerin kondrojenik farklılaşması esnasında BMP-9 ve TGF-ß3’ün ayrı ayrı veya birlikte kullanılması önemli derecede kıkırdak hücresi hipertrofisine neden olmamaktadır

    Doğu Akdeniz Bölgesi’nde Örtü Altı Organik Domates Üretiminde Hastalık, Zararlı ve Yabancı Otların Mücadelesinin Yönetimi

    Get PDF
    Bu çalışma, 2004-2007 yılları arasında Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü’ne ait organik-topraklı, topraksız kültür (organik-inorganik yetiştirme ortamları) ve kontrol seralarında yürütülmüş olup, örtü altı organik domates yetiştiriciliğinde karşılaşılan hastalık, zararlı ve yabancı otlara karşı organik tarıma uygun mücadele yöntemlerinin uygulanabilirliği, en uygun sulama programı araştırılmıştır. Organik-topraklı sera ve organik-inorganik kökenli dört farklı yetiştirme ortamlarından oluşan topraksız kültür seralarında her türlü girdiler ve yapılacak işlemler Tarım Bakanlığınca yayımlanan organik tarım yönetmeliğe uygun olarak seçilmiştir. Organik-topraklı seradan elde edilen ürüne ‘organik ürün’ sertifikası alımına yönelik gerekli denetlemeler danışman kuruluş tarafından yapılarak ürün sertifikalandırılmıştır. Örtü altı organik domates yetiştiriciliğinde kültürel önlemlerden solarizasyonun yanı sıra yararlı mikrorganizmalardan da yararlanılması ile hastalık, zararlı ve yabancı ot kontrollerinde mücadele sayısının azaltıldığı ve verimde geleneksel yetiştiriciliğe oranla ekonomik anlamda bir azalma görülmediği sonucuna varılmıştır. Organik topraklı, kontrol serası ve farklı yetiştirme ortamlarında organik domates yetiştiriciliğinde su kullanım etkinliği değerleri her üç deneme yılında da artan sulama suyuna bağlı olarak azalma göstermiştir. Organik-inorganik kökenli farklı yetiştirme ortamlarından oluşan topraksız kültür yetiştiriciliğinin ise gerek topraktan kaynaklanan hastalık, nematod ve yabancı ot çıkışının olmaması gerekse erkenci olması açısından dolayı özellikle toprağın bulaşık olduğu alanlarda organik-topraklı tarıma alternatif bir yetiştiricilik olabileceği kanısına varılmıştır

    Simple Noninvasive Scores Are Clinically Useful to Exclude, Not Predict, Advanced Fibrosis: A Study in Turkish Patients with Biopsy-Proven Nonalcoholic Fatty Liver Disease

    Full text link
    Background/Aims: Advanced fibrosis (F >= 3) indicates poor outcomes in nonalcoholic fatty liver disease (NAFLD). Here, we examined the diagnostic performance of the fibrosis-4 index (FIB-4) and NAFLD fibrosis score (NFS) for detecting (or excluding) advanced fibrosis in patients with biopsy-proven NAFLD. Methods The diagnostic performance of each non-invasive test according to previously identified cutoff points indicating low and high risk for advanced fibrosis was determined in 463 patients with NAFLD. Patients who scored 2.67 on the FIB-4 were considered at low and high risk for advanced fibrosis, respectively. Patients who scored 0.676 on the NFS were considered at low and high risk for advanced fibrosis, respectively. Results: Eighty-one patients (17.5%) had biopsy-proven advanced fibrosis (F >= 3). The published FIB-4 cutoff values for low and high risk were able to exclude advanced fibrosis with negative predictive values (NPVs) of 0.907 and 0.843 and specificities of 74% and 97%, respectively. The published NFS cutoff values for low and high risk were able to exclude advanced fibrosis with NPVs of 0.913 and 0.842 and specificities of 63% and 96%, respectively. If biopsies were performed in only patients with a FIB-4 above the low cutoff point (>= 1.3), 67.1% could be avoided. Conversely, if biopsies were performed in only patients with an NFS above the low cutoff point (>=-1.455), 57.0% could be avoided. Conclusions: The main clinical utility of the FIB-4 and NFS in patients with NAFLD lies in the ability to exclude, not identify, advanced fibrosis

    Efficacy and safety profile of COVID-19 vaccine in cancer patients: A prospective, multicenter cohort study

    Get PDF
    Aim: To compare the seropositivity rate of cancer patients with non-cancer controls after inactive SARS-CoV-2 vaccination (CoronaVac) and evaluate the factors affecting seropositivity. Method: Spike IgG antibodies against SARS-CoV-2 were measured in blood samples of 776 cancer patients and 715 non-cancer volunteers. An IgG level >= 50 AU/ml is accepted as seropositive. Results: The seropositivity rate was 85.2% in the patient group and 97.5% in the control group. The seropositivity rate and antibody levels were significantly lower in the patient group (p < 0.001). Age and chemotherapy were associated with lower seropositivity in cancer patients (p < 0.001). Conclusion: This study highlighted the efficacy and safety of the inactivated vaccine in cancer patients. Clinical Trials Registration: ClinicalTrials.gov) Plain language summary Cancer patients are at high risk for infection with SARS-CoV-2 and of developing the associated disease, COVID-19, which therefore puts them in the priority group for vaccination. This study evaluated the efficacy and safety of CoronaVac, an inactivated virus vaccine, in cancer patients. The immune response rate, defined as seropositivity, was 85.2% in the cancer patient group and 97.5% in the control group. The levels of antibodies, which are blood markers of immune response to the vaccine, were also significantly lower in the patient group, especially in those older than 60 years and receiving chemotherapy. These results highlight the importance of determining the effective vaccine type and dose in cancer patients to protect them from COVID-19 without disrupting their cancer treatment.Oncological Clinical Research Association (ONKAD
    corecore