Malign ve benign meme tümörlerinde östrojen ve progesteron reseptör düzeylerinin monoklonal antikorlar kullanılarak kantitatif tayini

Bu tezin, veri tabanı üzerinden yayınlanma izni bulunmamaktadır. Yayınlanma izni olmayan tezlerin basılı kopyalarına Üniversite kütüphaneniz aracılığıyla (TÜBESS üzerinden) erişebilirsiniz.SUMMARY In the management of breast cancer» the determination of Estrogen Receptor (ER> and Progesterone Receptor (PgR) levels in cytosols from tumor specimens help in the establishment of therapy schemes and have predictive value for the course of the disease. Several assays have been developed for the measurements of ER and PgR in human breast cancer. All of them are based on the evaluation of the binding capacity of tumor cytosols for radiolabeled estrogens and progesterones to unoccupied steroid receptor in the presence of high concentrations of endogenous estrogens progesterones, and antiestrogens. A new enzyme immunassay for the determination of ER and PgR in cytosols from breast tumor specimens have been developed. In this study we evaluated ER and PgR levels of *t8 mammary tumor tissue specimens (20 malign and 28 benign) by using the monoclonal enzyme immunassay technique. The measurements of ER and PgR levels more than 10 fmol/rog cytosol protein were clasified as ER and PgR positive, for the levels between 5-10 fmol/mg cytosol protein as border-line and for the levels below 5 fmol/mg cytosol protein as negative. ER levels in the tissues were between 0-375 fmol/mg cytosol protein, and PgR levels were O- 575 fmol/mg cytosol protein. ER and PgR status of the breast carsinomas were: %72.22 ER+,PgR+, %16.67 ER-,PgR+ and %11.11 ER- »PgR-. For the benign tumors ER and PgR status were: %32.14 ER+,PgR+, %35.71 ER-,PgR+, %25.00 ER-,PgR-, and %7.14 ER+,PgR-. 35The correlations between ER and PgR levels and histopathology, localization* methastatic lymph node status» diameter of tumors and the correlation between ER and PgR levels and age, weight» height, menopausal status, number of children and lactation. The significance of these results and the clinical implications are discussed. 36ÖZET Meme kanserlerine yaklaşımda* tümör örneklerinin sitozoller inde östrojen (ER) ve progesteron (PgR) reseptör düzeylerinin tayin edilmesi» tedavinin şekillenmesinde ve hastalığın prognozu hakkında fikir edinilmesinde yardımcı olmaktadır. nsan meme kanser dokusunda ER ve PgR'nin kantitatif ve kalitatif tayinleri için birçok yöntem geliştirilmiştir. Söz konusu yöntemlerin hemen hepsi tümör si tozoller indeki serbest steroid reseptörlerine radyoaktif işaretli hormonların bağlanma kapasitesini ölçme esasına dayanmaktadır. Meme tümör dokusu sitozollerinde ER ve PgR tayini için son yıllarda geliştirilen, yukarda sözü edilen teknikten farklı bir yöntem olan, ER ve PgR lerine karşı geliştirilmiş monoklonal antikorların kullanıldığı enzim immunoassay yöntemi ile çalışılmaktadır. Bu çalışmada monoklonal enzim immunoassay tekniği kullanılarak, 48 meme tümör dokusunda (20 malign, 28 benign) ER ve PgR düzeyleri değerlendirildi. 10 fmol/mg sitozol ik protein' in üzerindeki ER ve PgR değerleri pozitif, 5-10 arası sınır, 5' in altı ise negatif olarak kabul edilmiştir. Reseptör düzeyleri östrojen için 0-398, progesteron için ise, 0-575 fmol/mg sitozolik protein olarak bulunmuştur. Çalışılan malign tümörlerin */.72.22' sinde ER+,PgR+, % 16. 67 's inde ER-PgR+, */. 11.11 »inde ER-PgR-, %0.00'mda ER+PgR-; benign tümörlerin 7.32. 1 4 * i nde ER+PgR+, %35.71'inde ER-PgR+, '/.25'inde ER-PgR-, X7. 14 'ünde ise ER+PgR- olarak bulunmuştur. 33Tümör dokusunun histopatolojisi lokalizasyonu, boyutu lenf bezi metastazı» hastanın yaşı» ağırlığı» menopoz durumu» çocuk sayısı ve laktasyon gibi parametrelerle ER ve PgR düzeyleri arasında ilişki araştırılmıştır. Bu çalışma sonucunda elde edilmiş önemli bulgular ve bu bulguların meme kanserinin prognozunu ve tedavisini değerlendirmedeki katkıları tartışılmıştı

Nikotin bağımlılığına karşı aşılama yöntemi: Yeni bir umut mu?

Drug addiction is a chronically relapsing brain disorder. Smoking cigarette and related disorders are the most preventable cause of death. Nicotine is the principal addictive component of tobac;not;co. Nicotine produces a variety of effects in the brain to initiate and maintain tobacco dependence. Neural pathways involved in nicotine addiction, also serve to a variety of essential endoge;not;nous functions. Altering functions of these pathways may cause side effect which limit the use of these drugs which also have a high relapse ratio. the limitation of previous nicotine dependence treatments, create a need for new treatment options. One of the newest approaches is immunization against nicotine. the aim of this treatment, is to prevent nicotine from entering the brain, where it exerts its reinforcing effects.Madde bağımlılığı; kronik, tekrarlayan bir beyin hastalığıdır. Sigara içilmesi ile ilişkili hastalıklar, en fazla ölüme yol açan önlenebilir nedenlerden biridir. Tütünün içinde birinci derecede bağımlılık yapan etken madde nikotindir. Nikotin; beyinde, bağımlılığa yol açan birçok etkiye neden olur. Nikotin bağımlılığı ile ilişkili nöral yollar, birçok endojen fonksiyonda da görev alır. Tütün bağımlılığı, bu nöral yolları etkileyerek tedavi edilirken, birçok yanetkinin ortaya çıkması, bu tür ilaçların kullanımını kısıtlamaktadır. Üstelik bu ilaçlarla yüksek nüks oranları görülür. Nikotin bağımlılık tedavilerinin kısıtlılıkları ve yetersizlikleri yeni tedavi seçeneklerine ihtiyaç doğurmaktadır. Nikotine karşı bağışıklama, bu alandaki en yeni yaklaşımlardan biridir. Bu tedavinin amacı; nikotinin, pekiştirici et¬kisinin beyne ulaşmasını engellemektir

Brain nitric oxide and antioxidant defense are sexually dimorphic and modulated by gonadectomy

This study assessed the effects of gonadectomy on stable metabolites of nitric oxide and major enzymes involved in antioxidant defense in various regions of male and female rat brain. Male and female Sprague Dawley rats were gonadectomized under anesthesia; 3 weeks following surgery rats were decapitated, brains rapidly removed and dissected (cortex, hippocampus, corpus striatum, midbrain and cerebellum); naïve animals of each sex were included as controls. Nitrite/nitrate ($NO_2$/$NO_3$) levels, and catalase (CAT) and superoxide dismutase (SOD) activities were determined in tissue homogenates. The results show that female sex hormones affect the parameters studied and indicate that the basal sex differences de-picted do not necessarily result from the primary effects of sexually dimorphic gonadal hormonal influences. The regional variation implies that the observed sex differences in $NO_2$/$NO_3$ levels may be secondary to differences in central neurotransmission systems such as the glutamatergic or the dopaminergic.This study assessed the effects of gonadectomy on stable metabolites of nitric oxide and major enzymes involved in antioxidant defense in various regions of male and female rat brain. Male and female Sprague Dawley rats were gonadectomized under anesthesia; 3 weeks following surgery rats were decapitated, brains rapidly removed and dissected (cortex, hippocampus, corpus striatum, midbrain and cerebellum); naïve animals of each sex were included as controls. Nitrite/nitrate ($NO_2$/$NO_3$) levels, and catalase (CAT) and superoxide dismutase (SOD) activities were determined in tissue homogenates. The results show that female sex hormones affect the parameters studied and indicate that the basal sex differences de-picted do not necessarily result from the primary effects of sexually dimorphic gonadal hormonal influences. The regional variation implies that the observed sex differences in $NO_2$/$NO_3$ levels may be secondary to differences in central neurotransmission systems such as the glutamatergic or the dopaminergic