6 research outputs found
Messkirch'in Aziz Martin Heidegger'i
Bu çalışma, Michael Inwood'un Past Master: Heidegger (Oxford, Oxford University Press, 1997) adlı kitabının St. Martin of Messkirch adlı bölümünden çevrilmiştir.Heidegger her şeyden önce bir filozoftur. Siyaset bir sınır çizgisidir. Fakat 1930'ların başlarındaki karanlık olayı -Nazizme karışmasını- unutamayız. Bu olay, Heidegger'in felsefesi hakkında bize ne söylemektedir? Buna karşılık onun felsefesi o olay hakkında ne söylemektedir? Fazla bir şey değil. 1948'de Heidegger eski öğrencisi Herbert Marcuse'ye, 1933'te Nasyonal Sosyalizmden, bütününde yaşamın tinsel yenilenmesini, sosyal düşmanlıklardan uzlaşmasını ve Batı Dasein'ının komünizm tehlikesinden kurtuluşunu beklediğini yazdı. Onun taraftarlarından bazıları, Nazizmin bu dönemde komünizme tek alternatif olduğu temelindeki kararını doğrularlar, Niçin komünizme karşı Nazizm tercih edilir
Teknolojik kültür ve felsefenin sonu
Yıllardır çeşitli filozoflar felsefenin sonunu ilan etmekteler. Bu, tarihsel bilincin gelişmesinin bitişinin Hegel'in sistemi olduğunu iddia eden Hegelcileri de kapsar. Eger felsefe mutlak Geist'ın tarihinin sergisi olarak belirlenirse, felsefe Hegel'in çalışmasında (Geist'ın) kendi kendini sergilemesiyle sonlanır. Felsefeyi dünyayı kavramak için sadece bir girişim olarak belirlersek, Marksistler de felsefenin sonlanmakta olduğunu iddia ederler. Söylendiği üzere, felsefe dünya içinde insanoğlunun yerini bulmak için onu yorumlamayı araştırmaktadır
Zaman, ölüm ve vicdan
Zaman, Heidegger'in Dasein'ın kendi kendisinin önüne sıçraması iddiasında tam olmasına rağmen, Dasein'ın günü-birliktelik anlayışında. sadece zayıf bir rol oynadı. Fakat onun tanıtımda (girişte) verdiği zaman. Varlık sorunu için çok önemlidir: 'Tüm ontolojinin temel problemi, zaman fenomeninde köklenir' (Varlık ve Zaman,l8). Zaman, Dasein'ın analizi için de çok önemlidir: 'Dasein varlığının anlamını zamansallıkta bulur '(VZ,19). Niçin zaman çok önemlidir? Niçin Zaman? Niçin Varlık ve Zaman? Niçin Varlık ve Uzam değil? Ya da Doğruluk? Ya da Hiçbir şey? Heidegger bu soruları açık bir şekilde sormaz, fakat onlara çeşitli cevaplar önerir
Dil, hakikat ve kaygı
Bu çalışma, Michael Inwood'un Past Master: Heidegger (Oxford, Oxford University Press, 1997) adlı kitabının Language, Truth and Care adlı bölümünden çevrilmiştir.Yorumlama dil ile yapılmamalıdır. Eğer o (dil) bozulmuşsa, işlevini tam yapmıyorsa, yetersizse, başlangıçta mevcut değilse ya da bir şeyin (konunun) acemiye açıklanması gerekiyorsa muhtemelen açık olan şeyler hakkında yorumumu yaparım. Fakat dil ifade ettiği mana ya da anlamdan ve yorumdan ortaya çıkar: 'kelimeler, anlamlara sahiptirler'. Kelimeler ve onların ifade ettiği varlıklar iki ayrı dünyada değildirler: kelimeler aslında varlıklardan söz ederler ve buna karşılık varlıklar anlamlar yüklüdür ve böylece kelimelerin oluşmasına neden olurlar. Heidegger'in görüşüne göre; dilin temel formu, Rede, konuşma ya da söylemdir. Konuşma, bir şey hakkında birisine yapılan söylemdir
Özne, eğitim, hakikat
Bu makale. PAIDEIA dergisinin Theory of Knowledge bölümünden alınmıştır.İnsan kültüründe ve toplumda birbirine karıştırılan iki süreç gelişir. Hegel'e göre, ilki her bireyde evrensel bilgi ve deneyimin gelişmesidir, çünkü bireyler tam olarak olmaları gereken şeylerle doğmazlar. İkincisi, birey ve bireyin bilinçliliğin de biricik ve tek formda evrensel bilgi ve deneyimin öznelleştirilmesidir. Felsefe tarihinde bu iki sürecin analiz edilmesi, bilen özne, hakikat, eğitim ve paideia nın birbirine bağlı olduğunu gösterir. Başkaları için kaygılanma ve onları yönetme yeteneklerini geliştiren hermeneutik "kendine bakma" ilkesi, bütünlüğünde bu özellikleri içinde bulunduran ve paideia özelliğini belirleyen geleneklerden birisini betimler. Bu prensip Sokratesçi, Platoncu, Epikürosçu ve Stoacı gelenek tarafından geliştirildi ve cogito 'ya doğru giden düşüncesiyle Descartes tarafından gerçekleştirildi. "Kendine bakma" 17.yy' da bilimsel bilgiyi elde etme koşulu olarak düşünüldü; ama daha sonraları egotizm ve bireycilik olarak nitelendirildi ve kendini kavrama ile yer değiştirdi. Foucault, modern hermeneutik yetişme kavramının temeli olarak ilk anlamında "kendine bakma" ilkesinin tekrar gözden geçirilmesi için gereklilikleri kanıtlar. Böylece "yol gösteren" ya da "özel öğretmen" olarak felsefenin rolü, süreci gözden geçirmektir