5 research outputs found

    P-19: Rektus Femoris'te Heterotopik Ossifikasyon

    No full text
    GİRİŞ: Myositis Ossifikans(MO) iskelet kası,ciltaltı dokusu ve tendona yakın fibröz dokularda oluşan benign heterotopik kemik formasyonudur. Heterotopik ossifikasyon(HO) nörojenik heterotopik ossifikasyon, travmatik heterotopik ossifikasyon, miyozitis ossifikans progresiva olarak genelde üç grupta incelenir[1].Travmatik form özellikle sporcularda posterior uyluk kaslarında ve jokeylerde adduktor longus tendonunun osifikasyonuna bağlı olarak ‘binici kemiği’ şeklinde ortaya çıkabilir.Heterotopik ossifikasyon genellikle travmadan 1-4 ay sonra görülürken,birkaç yıl sonra da gelişebilir[2].Muayenede ağrı,eklem sertliği ile birlikte;nörovasküler yapılara kompresyon gözlenmektedir.Semptomlar sıklıkla lezyonun matürleşmesinden sonra azalır.Tanıda görüntüleme yöntemleri;özellikle malignensilerden ayırmak için yardımcıdır.Tipik patern sınırları belirgin,periferi yüksek dansiteli,merkezi düşük dansiteli kitledir.HO tedavi seçenekleri arasında eklem hareket açıklığının korunması,ilaç tedavisi,radyoterapi ve cerrahi eksizyonu yer almaktadır.Fizyoterapi,asetik asit iyontoforez,magnezyum ve etidronate disodyumun tedavide efektif olduğu bildirilmiştir[3].Bifosfonatlar ve non-steroid antienflamatuar ilaçlar (özellikle indometazin)erken dönem tedavide ve profilakside fayda göstermektedir.Cerrahi rezeksiyon maturasyon tamamlandıktan sonra uygulanabilir.Bu hastalık sıklıkla travmaya bağlı diğer hastalıklarla karışabilmektedir.Biz de bir hastamızla bu konuyu sizlere tekrar hatırlatmak istedik.METOD-BULGULAR: Otuzüç yaşında erkek hasta spor hekimliği polikliniğine 3 aydır geçmeyen kalça ağrısı ile başvurdu.Öyküsünde haftada 3 gün 1 saat bisiklete bindiğini ve haftada 2 gün futbol maçı yaptığını belirten hasta,4 ay önce bisikletten düştüğünü belirtti.Dış merkezde osteitis pubis tanısıyla fizik tedavi gören hastanın,muayenesinde iç rotasyon kısıtlılığı bulunmaktaydı.Hastanın röntgeninde sağ kalça supra asetabular alanda lezyon görüldü ve MR istendi[Şekil1-2].MR’da,sağ kalça eklemi lateral superior komşuluğunda supraasetabular alanda kortekste belirgin kalınlaşma ve yumuşak dokular içerisinde kalça anterioruna doğru uzanan, kas yapılarda ve fasiyal planda geniş kalsifikasyonlar izlendi.Bulgular heterotopik kalsifikasyon ile uyumlu idi.BT de ise;acetabuler çatı lateral kesimi boyunca kaudale uzanan kraniokaudal hatta uzanımı,yaklaşık 70 mm ye kadar ulaşan heterotopik ossifikasyon ile uyumlu görünüm mevcuttu[Şekil3-4].Travmatik HO tanısı konulan hastaya;buz,istirahat,ilaç tedavisine başlandı.Bir ay sonra şikayetleri gerileyen hastaya eklem hareket açıklığı, izometrik, izotonik ve dinamik egzersizleri içeren progresif rehabilitasyon programı verildi.SONUÇ: Spor hekimliği polikliniklerinde sıklıkla travmalarla karşılaşmaktayız.Bu gibi durumlarda ileri görüntüleme yöntemleriyle doğru tanı ve tedaviyi uygulamalıyız

    S-29: Osgood Schlatter Olan ve Olmayan Adölesan Sporcularda; Patellar Yüksekliğin İzokinetik Sonuçlara Etkisi

    No full text
    GİRİŞAraştırmamızın amacı;os good schlatter tanısı olan ve patella yüksekliği bulunan adölesan sporcuların izokinetik kas kuvvetlerinin değerlendirmek.Biz patella yüksekliğinin kas gücünü etkileyeceğini düşünmekteyiz. GEREÇ ve YÖNTEMÇalışmamıza 73 sporcu, 146 diz dahil edildi. (yaş ortalaması 13,6 ± 1,8, body mass index 20,6± 3,3 kg/m2) Dizleri; OGS olan(n=95) ve olmayan( WOGS n=51) olarak ikiye ayırdık. Ayrıca Caton-Deschamps metodu kullanarak PA olanları tespit ettik.Sporcuların dizlerinin Cybex norm (CSMI Humac Norm, ABD) izokinetik dinamometre ile değerlendridik.(Resim 1)BULGULAROGS ve WOGS dizlerin kas kuvveti değerlendirmesinde; 60 ° / s açısal hızda peak torque flexion ve ekstansiyonda (PT p=0,01) daha kuvvetli olduğunu tespit ettik.(tablo 1) PA olan grupla PA olmayan dizlere baktığımızda ise; PTF (60°/s) ve total work flexion (180°/s )anlamlı bir farklılık vardı.(p=0,01) Fakat peak torque/body weight (PT/BW) değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark yoktu.TARTIŞMA / SONUÇÇalışmamız; radyolojik olarak yüksekte olan patellaların; izokinetik değerlendirmeyi etkilemediğini ortaya koymuştur. PA'li sporcuların daha güçlü kuadriseps kasına sahip olabileceğini ve sonuç olarak OGS'ye yol açtığını varsaydık. Ancak OGS ile dizde kas kuvveti ve PA varlığı arasında herhangi bir ilişki bulamadık.OGS veWOGS lerin demografik özellikleri.İzokinetik değerlendirmeleriOGSMean±SSWithoutOGSMean±SSpn9551Age13,2 ±1,814,2±1,70,002*BMI (kg/m2)20,3±321,2±3,70,12PTE 60°/s (Nm)92 ± 35111 ± 490,01*PT/BW E 60°/s (Nm)157 ± 55171 ± 540,14PTF 60°/s (Nm)53 ±2065 ±310,01*PT/BWF 60°/s (Nm)88 ±2997 ±360,13F/E ratio 60°/s (Nm)60 ±1759 ±160,71TWE 180°/s (Nm)685±286771±3310,12TW/BW E 180°/s (Nm)1171±4841182±4540,88TWF 180°/s (Nm)427±220510±2100,05TW/BWF180°/s (Nm)717±352807±3460,14F/E ratio 180°/s (Nm)67±3171±270,5BMI= body mass index. PTE = peak torque extansıon. PT/BW E = peak torque / Body weight extension. PTF= peak torque flexion. PT/BWF == peak torque / Body weight flexion.F/E ratio = flexor/extensor. TWE=Total work extension. TW/BW E= Total work / Body weight extension. TWF= Total work flexion.TW/BWF= Total work / Body weight flexion* independent samples’ t test *P<0.0

    The effect of nutrition education sessions on energy availability, body composition, eating attitude and sports nutrition knowledge in young female endurance athletes

    No full text
    Nutrition knowledge plays a pivotal role in shaping dietary habits and food choices, particularly in the realm of sports nutrition. This study investigates the effects of a series of nutrition education sessions conducted by a registered dietitian on energy availability, various anthropometric measurements, eating attitudes, and sports nutrition knowledge in young female endurance athletes aged 15–18 years (football, basketball, volleyball) who engage in training for more than 10 h per week (n = 83). Participants were randomly divided into two groups with 45 individuals receiving six physical nutrition education lectures, and the remaining 38 participants receiving no nutrition education. Participants completed the low energy availability in females questionnaire (LEAF-Q), Eating Attitude Test (EAT-26), and Sports Nutrition Knowledge Questionnaire (SNKQ). Energy and nutrient intakes were evaluated through 3-day food records, while exercise energy expenditure was assessed using 3-day activity logs. All of the questionnaires were repeated after 6 months. At baseline, the prevalence of LEA among athletes was determined to be 63.8%. In the intervention group, energy availability (EA) and SNKQ scores increased, and LEAF-Q scores decreased significantly (p &lt; 0.05). However, there was no significant change in EAT-26 scores between the two groups. Energy intake, weight, fat-free mass, and resting metabolic rate have been increased significantly in the intervention group (p &lt; 0,05). These findings suggest that nutrition education proves beneficial in enhancing dietary intake, positively influencing body composition, and improving nutrition knowledge, ultimately contributing to increased energy availability in female athletes over the short term

    S-30: Sporcularda Düzenli Aktivitenin D Vitamini Düzeylerine Etkisi: Kesitsel Çalışma

    No full text
    GirişD vitamini; son zamanlarda, birçok alanda araştırma yapılan bir konu haline gelmiştir. Sporcularda kemik yapısı, kas gücü ve iyileşmesi, hatta performans üzerine de etkili olduğu düşünülmektedir. Çalışmamızda spora yeni başlamış olan ve uzun süredir spor yapan sporcularda d vitamini düzeyi arasında fark olup olmadığını araştırdık. Gereç ve yöntemBaltalimanı Kemik Hastalıkları E.A.H Spor hekimliği polikliniğine Nisan 2015-2016 tarihlerinde; başvuran 447 Kadın, 679 Erkek (kadın 16,2±9,2;erkek 15,8±8,9 yaş) toplamda 1126 sporcu çalışmaya dahil edildi. Bu grupta 17 farklı dalda sporcu bulunmaktaydı. Sporcuların D Vitamini düzeyleri değerlendirildi (Tablo 1).25(OH) D vitamini düzeyleri Zivak Tandem Gold LC-MS/MS (Istanbul-TURKİYE) sıvı kromotografi- mass spektrometri ile ölçüldü. Referans aralığı olarak; D Vitamini40 ng/mL (100 nmol/L) yeterli olarak tanımlandı. İstatiksel analizde, SPSS 16,0 programı ve Kruskal Wallis,Anowa ve t testi ile tanmlayıcı istatistikler yapıldı. BulgularAraştırmaya katılanların % 39,7’si kadın iken % 60,3’ü erkekti. Yaş dağılımlarına göre bakıldığında her iki cinste de yarıdan fazlası 11-20 yaş sporculardan oluşmakta idi. Araştırma grubunda kadın ve erkek arasında boy ve kilo bakımından anlamlı fark vardı (p=0,03 ve p=0,00). Sporcuları; spora başlama yıllarına göre sınıflandırdık. Gruplar arasında D vitamini düzeyleri açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunamadı(Tablo 2). Spora yeni başlayanları D vitamini düzeyleri düşük olmasına rağmen diğer gruplar ile karşılaştırıldığında anlamlı bir fark elde edemedik(P=0,577) (Tablo 2). Kadınlarda ve erkeklerde spora başlama yıllarına göre ALP, F osfor, Ca ve PTH değerlerine bakıldığında aralarında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır.SonuçSporcularda D vitamini düzeyinin önemi gün geçtikçe artmaktadır. Çalışmamızda uzun süredir spor yapanların D vitamini düzeyleri dahi yeterli bulunamadı. Spora yeni başlayanlar ve devam edenlere D vitamini önemini aktarmak biz hekimlerin bir görevidir.Branşlara göre D vitamini değerleriBranşnD vitSu sporları26023,8±12,6Basketbol21922,4±12,2Futbol21423,4±11,2Hentbol, voleybol14524,3±14,5Savunma Sporları9219,0±9,5Fitness7020,7±12,0Atletizm6919,6±11,1Salon Sporları (Bale, Dans, jimnastik vb.)5719,1±9,7Toplam112622,4±12,2Spora Başlama Yıllının Cinsiyete Göre Dağılımları ve D Vitamini DüzeyleriSpor yılıKadınErkekND vitamini Mean ± Std. Dev.ND vitamini Mean ± Std. Dev.Yeni (<1)13920,5±13,622223,2±12,71-25523,1±16,15723,1±11,32-37320,4±10,312522,4±10,93-44923,0±16,47322,5±11,14<13121,9±10,420223,5±11,2Toplam44721,5±12,967923,1±11,

    The effects of indoor and outdoor sports participation and seasonal changes on vitamin D levels in athletes

    No full text
    Objective: Nowadays, people tend to spend more time in the closed areas and benefit less from sunlight. In this study, we examined the results of vitamin D measurements of athletes from different disciplines in different months and aimed to determine if the synthesis of vitamin D decreases or not according to exercise environment and month. Methods: The study was conducted in participants aged 5–52 years. A total of 555 elite-level sportsmen who were admitted to our Sports Medicine Clinic in the study participated in this study. Indoor and outdoor environmental and seasonal effects on the measurements in different months were statistically evaluated. Independent-samples test and definitive statistics were used for statistical analyses and a p-value less than 0.05 has been considered significant. Results: The study group consisted of 229 male and 326 female athletes. The serum 25-hydroxyvitamin D concentration was observed; 120 (21.6%) athletes have severe serum vitamin D deficiency (<11–20 ng/mL). Vitamin D levels were not significantly different from outdoor athletes (393; 70.8%). Winter measurements of vitamin D levels were significantly lower than those measured in autumn (p = 0.000). Conclusion: Increasing vitamin D levels are very important especially in participating athletes and additional supplements are recommended whenever necessary. Gender and indoor/outdoor sports participation showed no statistically significant outcomes on vitamin D levels. However, winter season had a negative effect on vitamin D levels. Therefore, adequate precautions should be taken to increase vitamin D, especially during winter, to maintain the best performance of the athletes
    corecore