6 research outputs found

    Adoption levels of the innovations and research findings, and impact assessments in the apple growing enterprises in Isparta province

    Get PDF
    Elma, dünya üzerinde çok genis yayılma alanı gösteren ve degisik ekolojilerde üretimi yapılabilen bir türdür. Dünya elma üretimi yaklasık 62 milyon ton civarında gerçeklesmekte ve Türkiye 2 milyon ton üretim miktarı ile 7. sırada yer almaktadır. Bu arastırma ile Isparta ilinde elma konusunda yapılan arastırmaların ve yeniliklerin nasıl ve hangi kanallar ile yayılıp benimsendigini saptamaya ve elma konusunda yapılan ve uygulamaya aktarılan arastırma sonuçlarının etkileri ölçülmeye çalısılmıstır. Egirdir, Gelendost ve Senirkent ilçelerinde bulunan 738 elma isletmesinden tabakalı tesadüfi örnekleme yöntemiyle seçilen 102 isletmeyle yapılan anketler, kamu yayımcısı ile yapılan 6 anket ve arastırmacılarla yapılan 22 anket arastırmanın verilerini olusturmustur. sletmecilerin yası ve elma yetistiriciligi tecrübesi bakımından yenilikçilik düzeyleri arasında fark önemsiz, isletmecilerin egitim süreleri bakımından ise önemli bulunmustur. Toplam islenen arazi ve elma alanı yenilikçilik düzeyinin belirlenmesinde etkilidir. sletmelerin büyük bir çogunlugu çögür anaçla ve Starking ve Golden Delicious çesitleri ile yetistiricilik yapmaktadır. Dekara ve agaç bası verim bakımından yenilikçilik düzeyleri arasında önemli farklar bulunmustur. Yıl içinde yayım elemanıyla görüsme sıklıgı yenilikçilik düzeyine etkili bulunmustur. Haberdar olmada ve benimsemede çesit, anaç, dikim mesafesi ve sulama teknigi konularında yerel kaynaklar, kimyasal seyreltme, bitki büyüme düzenleyici, yaprak ve toprak tahlili ve gübre dozları konularında kozmopolit kaynaklar etkili bulunmustur. Yeni elma çesidi yetistirmeye, klon anaçla bahçe tesis etmeye, hasat zamanını belirlemeye, kimyasal seyreltmeye, yaprak ve toprak analizi yaptırmaya ve damlama sulama sistemi kurmaya etkili faktörler logit analizleriyle belirlenmeye çalısılmıstır. Yeniligi ve arastırma sonucunu uygulayan isletmeler ile uygulamayan isletmelerin dekara brüt marjı hesaplanmıs ve t testiyle aralarındaki farkın önemli oldugu bulunmustur. Isparta ilinde yeniligi ve arastırma sonucunu uygulayan isletmeler ile uygulamayan isletmeler arasında dekara brüt marj bakımından 306,67 YTL'lik fark oldugu tespit edilmistir. Apple is species that is grown on a very wide area in the world and in different ecologies. Apple production in the world is 62 million tons per year and Turkey ranks seventh in the list of world apple producers. This study aims at determining how and through which channels the researches on apple and concerned innovations are disseminated and adopted and assessing the impact of the research findings which were transmitted to the practice. The questionnaires made on 102 enterprises selected with the method of stratified random sampling among 738 apple growing enterprises located in Egirdir, Gelendost and Senirkent sub-provinces, 6 questionnaires conducted on extension specialists, and 22 questionnaires conducted on researchers constituted the data of the research. The difference between the owners of enterprises in terms of their age, experience in growing apple and level of awareness on innovations was found insignificant, while the difference between the owners of the enterprises in terms of education levels was significant. Total amount of land used and the apple growing area is important in determining the level of awareness on innovations. Majority of the enterprises grow seedling rootstocks, starking and golden delicious. Significant differences were found between the levels of awareness on innovations in terms of productivity per decare and per tree. It was found that the frequency of meeting the staff of the extension service has an impact on the level of awareness on innovations. Local resources on species, seedling rootstocks, planting distance and irrigation technique and cosmopolite resources on chemical dilution, plant growing regulator, leaf and soil analysis and fertilizer doses were found to be effective. Logit analyses was used to determine the factors influencing the decisions concerning growing a new species of apple, gardening with cloned rootstocks, determining the period of harvest, chemical dilution, conducting soil and leaf analysis and using dripping irrigation system. Gross margin (per decare) of the enterprises applying innovations and research results and that of the enterprises which do not apply them were calculated. The t test was used on these margins and it was found that the difference between them was significant. It was reported that there is a difference amounting to 306.67 New Turkish Lira between the gross margins of the enterprises applying innovations and research results and the enterprises that do not in Isparta province

    TARIMSAL ETKİNLİK DÜZEYİNİN COĞRAFİK BÖLGELER İTİBARIYLA FARKLILAŞMASI: VERİ ZARFLAMA METAFRONTIER YAKLAŞIMI

    Get PDF
    Amaç: Bu çalışmada, İBBS 3 sınıflaması itibarıyla illerin 2015-2019 yıllarına ait beş yıllık panel verisi kullanılarak Türkiye coğrafi bölgelerinin tarımsal etkinlikleri tahmin edilmiş ve karşılaştırılmıştır. Yöntem: Bölgesel teknik etkinlikler ve metafrontier teknik etkinlikler veri zarflama analizi (VZA) ile hesaplanmış, buradan hareketle metateknoloji oranları belirlenmiştir. Bulgular: Girdi odaklı ölçeğe göre değişen getiri varsayımı altında veri zarflama metafrontier yaklaşımı ile belirlenen etkinliklerin bölgesel olarak farklılaştığı belirlenmiştir. En yüksek teknik etkinlik %91,6 ile Akdeniz Bölgesi’nde, en düşük ise %73,0 ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde belirlenmiştir. Metateknoloji oranı açısından değerlendirildiğinde Doğu Anadolu Bölgesi en yüksek orana (%77,9) sahip olmuştur. Doğu Anadolu Bölgesi’ni %73,3 ile Karadeniz, %72,9 ile Güneydoğu Anadolu, %64,0 ile Akdeniz, %51,5 ile Ege Bölgeleri takip etmiştir. En düşük metateknoloji oranı %46,7 ile İç Anadolu Bölgesi’nde tespit edilmiştir. Özgünlük: Bu çalışmanın literatüre iki açıdan önemli katkı yapacağı düşünülmektedir. Birincisi coğrafi bölgeler düzeyinde tarımsal üretim değerinin değerlendirildiği ilk çalışma olması, ikincisi ise tarımsal teknolojik farklılığı dikkate alan ve daha pratik yorumlanmasını sağlayan metafrontier yöntemini kullanıyor olmasıdır

    THE EFFECTS OF DIFFERENT SOWING TIMES ON GERMINATION PERCENTAGE OF MOUNTAIN JUNIPER (Juniperus communis L. subsp. nana Syme), SMALL FRUITED JUNIPER (Juniperus oxycedrus L. subsp. oxycedrus), SAVIN JUNIPER (Juniperus sabina L.) SEEDS

    No full text
    Germination is delayed in Junipers because of embriyo dormancy, and also in same cases by an impermable seedcoat, or inhibitors in the cone and seedcoat. There are a lot of non-viable or nongerminating seeds of the species like the other juniper species. Low rates of germination in a number of species are due to a large propartion of non-viable or nongerminating seed. Non-viable seed may be hollow, damaged, or immature. In this study, after the process extraction the seeds from the cones and seperation of the empty, damaged, and immature seeds, the remain full seeds has been sown to find out the effects of different sowing times on germination percent under the nursery conditions. For this reason, ten different sowing times have been applied in thirty days intervals. Germination date on sowing times were analyzed using JMP statistical software. Results of the ANOVA and LSD showed that the most suitable sowing time and greatest germination was July (62.5 %) and August (61.3 %) for mountain juniper, August (73.0 %) for small fruited juniper, July (51.8 %) and August (50.8 %) for savin juniper

    Effects of transition from flood irrigation to drip irrigation on leaf nutrient concentrations of apple cv. Starkrimson Delicious

    No full text
    WOS:000451602900007In Turkey, fruit growers have started to shift from flood irrigation to drip irrigation in apple orchards in the recent years. It was thought that such a transition might have adverse effects on nutrition of the plants throughout the transition period. In this study, effects of transition from flood irrigation to drip irrigation on nutrient uptake of the plants were investigated through leaf analyses for two years. Experiment was conducted in randomized blocks design with three replications and four trees in each replication. Flood irrigation (control) and drip irrigation with two different irrigation intervals (4 and 7 days) were compared. Leaf samples were collected in the middle of the growth period and their nitrogen (N), phosphorus (P), potassium (K), calcium (Ca), magnesium (Mg), iron (Fe), manganese (Mn), zinc (Zn), and boron (B) contents were determined. Present findings revealed that transition from flood irrigation to drip irrigation did not result in any nutritional problems. On the other hand, significant increases were observed in contrary, the uptake of P, Fe, Mn, Zn, and B uptake of the plants

    Variability and heritability of floral development in apple full-sib off springs

    No full text
    The timing of blooming in spring is highly crucial for temperate zone tree fruit production. In this study, we aimed to investigate floral development using the all parents and full-sib offsprings of two different crossing combinations (‘Kaşel 37’ × ‘Delbarestivale’ and ‘Kaşel 41’ × ‘Williams’ Pride’). Assessments of variability in floral development have been done according to a numerical assessment scheme defined by ten stages (stage 0-9). The assessments were conducted three different dates, early (21 04), intermediate (28 04), and late (05 05). The results showed significant variations for floral development among the 273 genotypes. In particular, the genotypes 326, 340, 369, 88 and 146 were found as superiors for floral development. The broad sense heritability (h2 b) for floral development was reliable on the first assessment date, with no reliability on the other assessment dates. Our results would be useful to geneticists and breeders. Key words: Amasya, breeding, F1, Malus slyvestris, new cultivar, progeny, spring frost

    Karadut tohumlarının çimlenmesi üzerine prolin ve sıcaklık uygulamalarının etkileri

    No full text
    Amaç: Karadut (Morus nigra), vejetatif ve generatifolarak çoğaltılması zor bir türdür. Bu nedenletohumlarının daha kolay çimlenebilmesi içinaraştırmacılar tarafından farklı uygulamalaryapılmaktadır. Bu çalışmada da farklı sıcaklıkkoşullarında prolin uygulamalarının, karaduttohumlarının çimlenmesi üzerine etkilerinin belirlenmesiamaçlanmıştır.Yöntem ve Bulgular: Çimlenmeyi teşvik etmek amacıylatohumlar, 1 mM, 5 mM, 10 mM ve 15 mM prolinçözeltilerinde, kontrol grubunda ise suda olmak üzere 24saat süre ile oda sıcaklığında bekletilmişlerdir. Bu süreninsonunda steril petrilere, 3 tekerrürlü ve her tekerrürde25 adet olacak şekilde yerleştirilmişlerdir. Tohumçimlendirme çalışmaları karanlık koşullarda 15°C, 20°C,25°C ve 30°C sıcaklıklardaki bitki büyüme kabinlerindegerçekleştirilmiştir. 17 günlük çimlenme süresi sonundakontrol grubundaki tohumlarda çimlenme oranı, %28 ile%70.67 arasında değişim göstermiş, en yüksek çimlenmeoranı 20°C’de elde edilmiştir. Prolin uygulamalarında, enyüksek çimlenme oranı %93.33 ile 10 mM prolinuygulamasında ve 25oC’de bekletilen tohumlardabelirlenmiştir. Genel olarak çimlenme oranı, 15°C hariç,tüm uygulamalarda 13. ve 14. günlerde en yüksek değereulaşmıştır.Genel Yorum: Bu çalışmada, herhangi bir uygulamayapılmadan karadut tohumlarının 20oC’de yüksekoranda çimlendiği tespit edilmiştir. Bu oran, 25oC’de 10mM prolin uygulamasıyla %90’ın üzerine çıkmıştır.Çalışmanın Önemi ve Etkisi: Karadut çöğürlerinin fidanüretiminde kullanılması ve son yıllarda artan melezlemeıslahı çalışmalarında melez bitkilerin elde edilmesi,tohumla çoğaltma başarısına bağlıdır. Çalışma ile tohumkaybının azaltılması ve çimlenme oranının artırılmasında25oC 10 mM prolin uygulaması oldukça başarılıbulunmuştur.Aims: Black mulberry (Morus nigra) is a species that difficult to reproduce as vegetative and generative. For this reason, different applications are made by researchers in order to germinate their seeds more easily. In this study, we aimed to determine the effects of proline applications on germination of black mulberry seeds under various temperature conditions. Methods and Results: The seeds were kept in room temperature for 24 hours, in 1 mM, 5 mM, 10 mM and 15 mM proline solutions and in the control group in the water. At the end of this period, they were placed in sterile petri dishes with three replicates of 25 seeds. Seed germination studies were carried out in plant growth cabins at 15°C, 20°C, 25°C and 30°C temperatures in dark conditions. At the end of the 17-day germination period, the germination rate of the seeds in the control group varied between 28% and 70.67%, the highest germination rate was achieved at 20oC. In proline, the highest germination rate was determined with 93.33% in 10 mM proline and seeds kept at 25oC. In general, the germination rate reached the highest value on days 13 and 14 in all applications except 15oC. Conclusions: In this study, it has been determined that black mulberry seeds germinate high rate at the 20oC without any application. This rate has exceeded 90% with the 10 mM proline at 25oC. Significance and Impact of the Study: The use of black mulberry seedlings in the production of saplings and obtaining hybrid plants in the recent hybridization breeding studies depend on the success of seed reproduction. In this study, 10 mM proline application at 25oC was found to be very successful in reducing seed loss and increasing the germination rate
    corecore