29 research outputs found

    Türkiye’de Organik Bal Üretiminin Yıllara Göre Değişiminin Regresyon Analizi ile İncelenmesi Üzerine Bir Çalışma

    Get PDF
    Bu çalışmada, Türkiye’de 2004-2016 yılları arasındaki organik bal üretimdeki değişimler regresyon analizi ile incelenmiştir. Regresyon analizinde, lineer, kuadratik, kübik, logaritmik ve ters regresyon modelleri karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Bu modeller ile elde edilen R2 değerleri sırasıyla; 0,16; 0,62; 0,70; 0,37; 0,52, R ̅^2 değerleri 0,08; 0,54; 0.60; 0.31; 0.48 ve hata kareler ortalaması (HKO) değerleri 48743,01; 24376,61; 21228,61; 36580,48; 27563,47 olarak bulunmuştur. Parametre tahminleri anlamlı bulunan, R ̅^2 değeri en yüksek ve HKO değeri en düşük olan kuadratik regresyon modeli en uygun model olmuştur. Bu regresyon modeline göre, 2017 ve 2018 yıllarında organik bal üretim miktarının sırasıyla; 693 ve 891 ton olacağı tahmin edilmiştir. Ayrıca, aynı dönem içinde organik olmayan bal üretiminin regresyon analizi de yapılmış ve lineer regresyon modeli en uygun model olarak belirlenmiştir. Bu model için R2=0,77 ve R ̅^2=0,75 olarak hesaplanmıştır. Sonuç olarak, organik ve organik olmayan bal üretim miktarlarının farklı regresyon modelleri ile tahmin edilebileceği kanısına varılmıştır

    Organik kanatlı hayvan üretiminde yem ve civciv

    No full text
    Organik tarım, insan, çevre ve ekonomik olarak devamlılığı ve sürdürülebilirliği olan tarımsal üretim sistemini bütünleştiren bir üretim sistemidir. Sistemin amacı doğal kaynakları koruyarak, kimyasallardan, zararlı ve hastalıklardan arınmış bitkisel ve hayvansal ürünler üretmektir. Dünyada organik et ürünlerine olan talep gün geçtikçe artmaktadır. Bu talebin karşılanabilmesi için organik hayvancılıkta en önemli girdiyi oluşturan organik yem ihtiyacının karşılanması gerekir. Organik üretiminde hayvanlar organik yolla üretilmiş yem hammaddeleri ile beslenmelidir. Hayvanlar, tercihen yetiştirildikleri işletmeden sağlanan yemlerle veya yönetmelik kurallarına uygun üretim yapan diğer işletmelerden sağlanan yemlerle beslenmelidirler. Organik kanatlı yetiştiriciliğinde, genotip seçiminde yerel koşullar göz önüne alınmalıdır. Organik üretimde kullanılan hayvanlar, genetik yapısı değiştirilmemiş, çevreye, iklim koşullarına, hastalıklara dayanıklı olmalı ve hayvanlar organik yöntemlerle üretilen yemlerle beslenmelidir

    Niçin organik hayvansal üretim

    No full text
    Dünya nüfusunun hızla artması diğer ihtiyaçlar yanında insanların gıda ihtiyacını da artırmaktadır. Bu durum üreticilerin, nüfusun yeterli ve dengeli düzeyde beslenebilmesi için geleneksel tarım yöntemlerinden vazgeçilerek yeni arayışlar içine girmelerine sebep olmuştur. Araştırmalarda daha kısa sürede, daha yüksek kalitede ve daha fazla miktarda ürüne ulaşmak amaçlanmıştır. Ancak bu yeni yöntemler beraberinde insan sağlığı için güvenli gıda problemini de beraberinde getirmiştir. Hayvansal üretimde kesimhane yan ürünleri ve kadavra unları ile çeşitli katkı maddeleri bilinçsizce ve yoğun olarak kullanılarak ekolojik denge, ürün kalitesi ve insan sağlığı göz ardı edilmiştir. Uzun süreli konvansiyonel üretimin sonucu olarak hayvan ve insanlarda nitrat zehirlenmeleri, çeşitli kanser vakaları, hayvanlarda Bovine Spongiform Encephalopathy (BSE-Deli İnek Hastalığı) ve buna bağlı olarak insanlarda Creutzfeldt Jacop (CJ) hastalığı görülmüştür. Konvansiyonel üretim sistemleri, ekosistemin hızlı bir şekilde bozulmasına neden olduğu için geri döndürülemeyecek bir tehlikenin eşiğine gelinmiştir. Konvansiyonel üretimin bu ve benzeri problemleri nedeniyle, son zamanlarda artık birçok ülke süratle organik üretime geçmektedir. İnsanların bu konuda giderek bilinçlenmesi, doğala dönüş eğilimi ve dengeli beslenme endişesi ile birim alandan daha fazla üretim elde etme çalışmaları yerini organik ve doğal dengeyi korumayı esas alan bir üretim modeline bırakmaya başlamıştır. Bu amaçla, organik hayvancılık üretim sistemleri üzerinde birçok çalışma yürütülmektedir

    Ekolojik (organik, biyolojik) etlik piliç yetiştirme çalışmaları

    No full text
    Etlik piliç üretimi, kısa dönemde yetiştirilmeleri, yemden yararlanmalarının daha iyi olması ve insanların değişen tüketim alışkanlıklarını etkin bir şekilde karşılaması nedeniyle yaygın bir şekilde yapılmaktadır. Diğer taraftan, hayvansal yağların insan sağlığı üzerinde olumsuz etkileri nedeniyle insanları daha az yağ içeren beyaz et tüketmeye zorlamaktadır. Etlik piliç üretiminde, daha az bir alanda ve daha az bir iş gücüne ihtiyaç duyulması nedeniyle konvansiyonel ve organik üretim sistemlerinin karşılaştırıldığı çalışmaların yapılmasına sebep olmuştur. Bu konuda yapılan çalışmalarda, geleneksel yöntemlerle üretilen etlik piliçlerin 42. gün canlı ağırlıklarının erkek-dişi karışık ortalama 2300 g ve yemden yararlanma oranlarının ortalama 1.7-1.9; organik üretimde ise 81. gün sonunda canlı ağırlık ortalama 3200 g ve yemden yararlanma oranı 4.3- 4.6 olarak bildirilmektedir. Sonuç olarak, organik üretimin konvansiyonel üretime göre çok daha masraflı olduğu bir gerçektir. Ancak, günümüz gıdalarının daha güvenli, daha sağlıklı, daha kaliteli ve besleyici olmalarına büyük özen gösterilmesi gerektiği göz önünde bulundurulduğunda, organik tavuk eti üretiminin büyük önem taşıdığı söylenilebilir

    Organik hayvansal ürünlerin işlenmesi, ambalajlanması ve depolanması

    No full text
    Son yıllarda bireylerin sağlıklı olmayan ve kimyasal kalıntı içeren gıda maddelerini tüketmesi büyük bir beslenme sorunu haline gelmiştir. Bu durum sebebiyle ülkemizde bilinçlenen üretici ve tüketiciler doğaya zarar vermeyen yöntemlerle insanlarda zehirli etki yapmayan hayvansal ürünleri üretmeyi ve tüketmeyi tercih etmişlerdir. Bu amaçla yeni bir üretim tarzı olarak organik tarım ortaya çıkmıştır. Organik tarım bitkisel ve hayvansal üretimi içeren karma bir sistemdir. Organik hayvancılık, yüksek kaliteli, daha sağlıklı ve sağlık açısından risk oluşturmayan ürünler talep eden tüketici kitlesine yönelik, kontrollü ve sertifikalı olarak gerçekleştirilen herhangi bir ilaç, hormon, v.b. kimyasal madde kullanılmadan yapılan bir hayvansal üretim faaliyetidir. Daha sağlıklı denmesinden kasıt; besin maddeleri kapsamı değil, insan sağlığına zararlı olabilecek kimyasalların üründe bulunmamasıdır. Bitkisel organik ürünlerde de olduğu gibi organik hayvansal ürünlerde de işleme, ambalajlama ve depolama aşamaları, organik tarımın esasları ve uygulanmasına ilişkin yönetmelikte yer alan belirli prensip ve kanuni standartlar çerçevesinde gerçekleştirilir ve ürün kalitesi açısından büyük önem taşır. Organik hayvansal ürün işleme, ambalajlama ve depolama esnasında konvansiyonel üründen ayrı bir ortamda tutulmalı veya organik ürünün konvansiyonel ürünle karışmasını engelleyecek tedbirler alınmalıdır. Ürün, bu aşamalar esnasında diğer gıda ve kimyasallar tarafından çapraz kontaminasyona maruz kalmamalı ve doğal organik besin özelliklerini korumalıdır

    Kurutulmuş rumen içeriğinin Japon bıldırcınlarının rasyonlarında kullanılma olanakları

    No full text
    Bu çalışmada, hayvancılıkta maliyetin önemli bir kısmını oluşturan yemin daha ucuza mal edilmesi amacıyla kullanım alanı bulunmayan bir materyal olan kurutulmuş rumen içeriğinin bıldırcın rasyonlarında kullanılabilirliği araştırılmıştır. Çalışmada, günlük yaşta toplam 250 adet Japon bıldırcını kullanılmıştır. Bıldırcınlar 5 gruba ayrılmış ve rasyona rumen içeriği eklenmesine ikinci hafta başlamıştır. Çalışmada, 1. gruba içerisinde %0 (kontrol), 2. gruba %5, 3. gruba %10 ve 4. gruba %20 rumen içeriği bulunan yem verilmiştir. Beşinci grubun yemlerine katılan rumen içeriği ise 3. haftadan itibaren kademeli olarak (3. hafta %5, 4. hafta %10, 5. hafta %20, 6. hafta %20) eklenmiştir. Altı haftalık besi dönemi sonunda, l. (kontrol), 2., 3., 4. ve 5. gruplara ait canlı ağırlık değerleri sırasıyla; 167.36±2.8, 174.75±2.5, 170.46±2.6, 148.32±2.6 ve 153.39±2.8 g olarak bulunmuştur. Kurutulmuş rumen içeriğinin bıldırcın rasyonlarına %5 ile %10 oranında katılmasının büyüme ve gelişme özellikleri üzerine olumlu etki yaptığı gözlenmiştir

    Organik ve konvansiyonel kanatlı hayvan yetiştirme yöntemlerinin değişik yönlerden karşılaştırılması

    No full text
    Organik tarım tüm dünyada gerek toplam tarım alanı içindeki payı, gerekse üretilen ürün çeşitliliği açısından hızlı bir artış göstermektedir. Organik üretim çalışmaları uygulamada hem zor, hem de bir takım bilgi gereksinimine ihtiyaç duymaktadır. Üretilen organik ürünlerin pazarlanmasında özellikle iç piyasa için yeni ve belirsiz bir konu olduğu dikkate alınmalıdır. Organik tarımsal üretim genellikle daha fazla iş gücüne ihtiyaç duymaktadır. Ayrıca, kullanılan organik kimyasalların fiyatları da oldukça yüksektir. Sertifikasyon zorunluluğunun bulunması da maliyeti etkileyen faktörlerdendir. Dünya’da organik tarımsal üretim sürekli bir artış göstermesine rağmen henüz mevcut talebi karşılayamamaktadır. Yapılan araştırmalarda, tüketicilerin yaklaşık dörtte birinin organik tarımdan haberdar olduğu ve yine tüketicilerin yaklaşık %70’inin organik hayvansal ürünleri tercih ettikleri belirlenmiştir. Tüketicilerin %76’ya yakın bir kısmı organik ürünleri “daha sağlıklı olmaları” nedeniyle tüketmek istediklerini söylemişlerdir. Bunun dışında, organik ürünlere ekstra para ödeme söz konusu olduğunda tüketicilerin yarıya yakın bir kısmının insan sağlığına zararlı olabilecek kimyasalları içermemesi ve daha lezzetli olmasından dolayı yaklaşık olarak %30 daha fazla fiyat ödemeye hazır olduklarını bildirilmiştir. Ülkemizde organik tarım ve hayvancılığın yaygınlaştırılması, doğa ve ekosistemin korunmasına, küçük çiftçilerin gelir düzeyinin artırılmasına, kırsal kalkınmanın sağlanmasına ve köyden kente göçün önlenmesine büyük katkı sağlayacağından yeterli ölçüde desteklenmelidir

    Investigation by Discriminant Analysis of the Relationship Between Plumage

    No full text
    Bu çalışmada çok değişkenli istatistiksel bir yöntem olan diskriminant analizinin, Japon bıldırcınlarda tüy renginin tahmin edilmesine uygulanabilirliği araştırılmıştır. Beyaz, koyu kahverengi, sarı ve orijinal tüylü renklerin her birinden 45'er adet olmak üzere toplam 180 adet bıldırcın üzerinde araştırma yapılmıştır. Yumurta kalite özellikleri kullanılarak tüy renklerine ait diskriminant fonksiyonu belirlenmiştir. Uygulanan aşamalı karesel diskriminant analizinde, ayırmada önemli bulunan yumurta ağırlığı, şekil indeksi, özgül ağırlık, ak indeksi, sarı indeksi, sarı ağırlığı, ak ağırlık, kabuk kalınlığı, kabuk ağırlığı ve Haugh birimi ölçülerinin sınıflandırılmasında yeterli ölçüler olduğu tespit edilmiştir. Araştırma sonucunda; beyaz rengi % 48.90, koyu kahverengi rengi % 62.20, sarı rengi % 77.80 ve orijinal rengi % 100 düzeyinde doğru öngören diskriminant modelleri geliştirilmiştir. Karesel diskriminant analizi sonucu elde edilen diskriminant fonksiyonu ile Japon bıldırcını tüy renklerinin % 72.20 doğruluk oranıyla belirlendiği görülmüştür. Doğru sınıflandırma açısından diskriminant analizinin hayvancılık pratiğinde kullanımı gerekli olmuştur.Color in Some Quality Characteristics and Quail Eggs In this study, the applicability of discriminant analysis, which is a multivariate statistical method, on the estimation of plumage color in Japanese quail was investigated. A research was made white, dark brown, yellow and original feathered color including 45 pieces from each on a total of 180 quail. Discriminant function of plumage color was determined by egg quality characteristics. In stepwise quadratic discriminant analysis, egg weight, shape index, specific gravity, albumen index, yolk index, yolk weight, albumen weight, shell thickness, shell weight and Haugh units obtained significant in discrimination were found as sufficient in measurements classification. As a result of research, discriminant models, which predicted 48.90% white color, 62.20%, dark brown color, 77.80% yellow color and 100% original colors correctly, were developed. Japanese quail plumage color was 72.20% correctly classified with discriminant function gathered from quadratic discriminant analysis. Use of discriminant analysis in livestock practical was required in terms of correct classification
    corecore