37 research outputs found
Informal employment in Turkey and economy dimension
Kayıtdışı ekonomi ve kayıtdışı istihdam son yıllarda çokca tartışılan çözümler üretilmesi gereken önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Sadece gelişmekte olan ülkeler değil , gelişmiş ülkelerde kayıtdışı istihdam konusuyla karşı karşıyadır. Türkiye ekonomisinin gelişmesinin önünde bir engel olarak görülen kayıtdışı istihdam konusunun boyutlarının belirlenmesi ve çözüm önerilerinin sunulması önem taşımaktadır. Ekonomik olarak nedenleri ve sonuçları bakımından çok karmaşık bir yapı olarak ortaya çıkan kayıtdışı istihdam daha çok iktisadi faktörler dışında sosyal ve psikolojik boyutlarıyla incelenmesi gereken bir olgudur. Kayıtdışı ekonomi ve kayıtdışı istihdamın birçok nedeni olduğu gibi bu nedenlerin oluşturduğu ve ekonomiyi etkileyen sonuçları vardır. Türkiye’de kayıtdışı ekonomi ve kayıtdışı istihdam gerçeği ve boyutu çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Çalışmada kayıtdışı ekonomi ve kayıtdışı istihdamın tanımı, unsurları ve nedenleri ortaya konularak durumu incelenmiştir.Ayrıca kayıtdışılığın işgücüne yönelik ekonomik ve sosyal etkileri analiz edilmiştirFor last few years, we are facing with economists are argueging and looking for solutionsabout two important problem which are informal economy and , informal employment. Not only the growing countries but also the growed countries are faced with the problem of informal employment. It is important to know about the size of the informal employment which has a great effect on Turkey’s economy and the solutions must be found. Informel Employment is afact that only it needs to analyze with the dimensions of social, psychological but also it need to analyze with the dimension of economicial. Various methods have been improved in order to measure and determine the ınformal economy and informal employment by the economist. The aim of the study is to demostrate the realty and dimensions of informal employment in Turkey.In this study, we have explosed the definition, causes and elements of informal employment in Turkey.In additation, in the study ıt’s social, economic and politic effects fort he labour force have been analysed
Effect of heat treatment on mechanical and wear properties of Zn-40Al-2Cu-2Si alloy
In order to determine the effect of heat treatment on the mechanical and wear properties of Zn-40Al-2Cu-2Si alloy, different heat treatments including homogenization followed by air-cooling (H1), homogenization followed by furnace-cooling (H2), stabilization (T5) and quench-aging (T6 and T7) were applied. The effects of these heat treatments on the mechanical and tribological properties of the alloy were studied by metallography and, mechanical and wear tests in comparison with SAE 65 bronze. The wear tests were performed using a block on cylinder type test apparatus. The hardness, tensile strength and compressive strength of the alloy increase by the application of H1 and T6 heat treatments, and all the heat treatments except T6, increase its elongation to fracture. H1, T5 and T6 heat treatments cause a reduction in friction coefficient and wear volume of the alloy. However, this alloy exhibits the lowest friction coefficient and wear volume after T6 heat treatment. Therefore, T6 heat treatment appears to be the best process for the lubricated tribological applications of this alloy at a pressure of 14 MPa. However, Zn-40Al-2Cu-2Si alloy in the as-cast and heat-treated conditions shows lower wear loss or higher wear resistance than the bronze
Investigation of the Structural Transformatıon of Sultanahmet Soğukçeşme Street
Soğukçeşme Sokağı, İstanbul Fatih’de Topkapı Sarayı Bab-ı Hümayun Kapısı’ın kuzeybatı cephesinde, Sur-i Sultani ile Ayasofya Camii arasında yer almaktadır. Sur-i Sultani sur duvarları üzerinde sokağa açılan iki koltuk kapısı bulunmaktadır. Kapıların açık olduğu Osmanlı döneminde, sokak konumu itibari ile, Topkapı Sarayı ile Ayasofya Cami arasında geçiş noktası görevi gören tampon bölgedir.
Soğukçeşme Sokağı’ndaki yapılaşmalar Erken Bizans Dönemi’nden Osmanlı Dönemi’ne kadar uzanmaktadır. Bizans döneminde sokak üzerinde iki adet sarnıç yapısı inşa edilmiştir. Osmanlı Dönemi’nde ise 16. yüzyılın ilk çeyreğinde yerleşim yapıları inşa edilmeye başlamıştır. Sokak üzerinde bilinen ilk yerleşim yapısı, 16. yüzyıl başlarında inşa edilip ev ve tekke olarak kullanılmış olan Şeyh Sinan Erdebili Tekkesi’dir. Tekke inşa edildiği 16. yüzyıl içerisinde sökülerek taşınmıştır.Tekkenin varlığı buradaki yerleşim yapılarının erken kanıtlarından biridir. İlerleyen dönemlerde 1740 yılında, Ayasofya İmareti Kapısı’nın karşısına Sur-i Sultani’ye bitişik konumda ev ve tekke olarak kullanılan Nazikî Tekkesi inşa edilmiştir. Sokaktaki geri kalan yapılaşmalar ise, Nazikî Tekkesi’nden Sur-i Sultani Soğukçeşme Kapısı’na kadar uzanan sur hattı boyunca sur duvarına bitişik olarak inşa edilmeye devam etmiş ve 18. yüzyıl içerisinde sokak dokusu oluşmuştur.
Sokak üzerinde yer alan yapılar tarihsel süreç içerisinde tahrip olup özgün kimliklerini kaybetmişlerdir. 1985 yıllarından sonra TURİNG kurumu tarafından sokaktaki konut yapıları yıkılarak yeniden yapılmış, sarnıç yapıları ise temizlenerek yeniden işlevlendirilmiştir. Yıkılıp yeniden yapılan konutlar günümüzde Ayasofya Pansiyonları olarak hizmet verirken sarnıç yapıları restoran ve otel yapılarına hizmet veren birimler olarak kullanılmaktadır. Sokaktaki yapılar, konut kimliklerinden sıyrılarak turistik, ticari faaliyetlerin görüldüğü mekanlar haline gelmiştir.
Çalışma kapsamında, tarihsel süreç içerisinde Soğukçeşme Sokağı’ndaki yapıların ortaya çıkışları ve yapısal dönüşümleri incelenmiştir. Çeşitli yazılı görsel kaynaklardan elde edilen bilgiler ışığında, yapıların tarihsel gelişimleri, yeniden yapım ve onarım süreçleri, mevcut durumları ile geçmiş dönemlerde hazırlanan projeler üzerinden mevcut durumlarının değerlendirilmesi hakkında bilgiler verilmiştir.Soğukçeşme Street is located in Fatih, Istanbul, to the right of the Bab-i Humayun Gate of Topkapi Palace, between Sur-i Sultani and Hagia Sophia Mosque. There are two sofa doors opening to the street on the fortification walls of Sur-i Sultani. During the Ottoman period, when the doors were open, as of street location, it is a buffer zone that served as a transition point between Topkapı Palace and Hagia Sophia Mosque.
The structuring on Soğukçeşme Street dates from the Early Byzantine Period to the Ottoman Period. During the Byzantine period, two cistern structures were built on the street. In the Ottoman Period, the first quarter of the 16th century, residential buildings began to be built. The Sheikh Sinan Erdebili Tekke is known as the first residential building on the street, it was built at the beginning of the 16th century and used as a house and an islamic monastery. The islamic monastery was dismantled and moved in the 16th century. The existence of the islamic monastery is one of the early evidence of settlement structures in here. In the upcoming years, 1740, the Naziki Islamic Monastery which used as a house and a tekke was built adjacent to Sur-i Sultani opposite the Hagia Sophia Imaret Gate. The remaining structures on the street continued to be built adjacent to the fortification wall along the wall line stretches across from the Naziki Islamic Monastery to the Sur-i Sultani Soğukçeşme Gate and the street texture originated in the 18th century.
The buildings located on the street were destroyed in the historical process and lost their original identity. After 1985, the residential buildings on the street were demolished and rebuilt by the TURING institution, and the cistern structures were cleaned and refunctioned. These residental builgins serve as Hagia Sophia Hostels nowadays. The cistern structures are used as units serving restaurant and hotel structures. The buildings on the street have been stripped of their residential identity and have become places where tourist and commercial activities are seen.
Within the scope of the study, the emergence and structural transformations of structures on Soğukçeşme Street are examined in the historical process. In the light of the information obtained from various written visual sources it is informed about the historical development of the structures, reconstruction and repair processes, evaluation of their current situations with the current situations via the projects prepared in the past
Investigation of the effects of the family education program and pre-school education activities for the 36-72-months children of migrant seasonal agricultural workers
Gezici mevsimlik tarım işçisi aileler yıl içinde birden fazla şehre giderek, tarım alanında zorlayıcı koşullarda göçe kona yaşamaktadırlar. Çocuklar da bu göç yolu boyunca ailelerine eşlik etmektedir. Karmaşık bir olgu olan mevsimlik tarım göçü, yola çıkan her bireyi etkilese de elbette en çok etkilenenler en kırılgan durumda olan çocuklardır. Bu araştırmanın amacı gezici mevsimlik tarım işçisi ailelere ve 36-72 aylık çocuklarına uygulanacak aile eğitim programı ve okul öncesi eğitim etkinliklerinin annelerin ebeveynlik becerilerine ve çocukların gelişim düzeylerine etkisinin incelenmesidir. Bu araştırmada eş zamanlı ve eşit statülü karma yöntem deseni kullanılmıştır. Araştırmanın nicel kısmında deney ve kontrol gruplu ön test son test deseni kullanılmış olup, nitel kısmında ise durum çalışması yöntemi kullanılmıştır. Bu araştırmanın evrenini 2019 fındık hasadı döneminde 36-72 ay arası çocuğu ile İkizce ilçesine gelerek mevsimlik tarım işinde çalışan anneler ve çocuklar oluşturmaktadır. Örneklem ise çalışmaya katılmaya gönüllü 15 anne ve 17 (üçü kardeş) çocuktan oluşmaktadır. Çalışmanın başında araştırmaya katılmayı kabul eden katılımcılar arasından çocuklarını yaz okuluna gönderen ve kendileri de aile eğitimine katılmayı kabul eden beş anne ve beş çocuk Deney 1 Grubu’nda yer almıştır. Çocuklarını yaz okuluna gönderen ancak aile eğitimine katılmak istemeyen beş anne ve yedi çocuk (üçü kardeş) Deney 2 Grubu’nda yer almıştır. Çocuklarını yaz okuluna göndermeyen ve kendisi de aile eğitimine katılmak istemeyen ancak araştırmaya katılmayı kabul eden beş anne ve beş çocuk ise Kontrol Grubu’nda yer almıştır. Araştırma kapsamında okul öncesi çağda çocuğu olan gezici mevsimlik tarım işçilerinin mevcut koşullarına ve kültürlerine duyarlı bir aile eğitim programı geliştirilmiştir. Gezici mevsimlik tarım işçilerinin çocuklarına yönelik ise okul öncesi eğitim programına bağlı kalınarak okul öncesi eğitim etkinliklerinden oluşan bir paket destek programı hazırlanmıştır. Ayrıca araştırmada kültüre duyarlı bir Mevsimlik Göç Eden Aile ve Çocuklara Yönelik Senaryo Temelli Değerlendirme Aracı geliştirilmiştir. Araştırma sonunda oldukça kısa süreli olan (beş haftalık) aile eğitimi müdahalesinin annelerin bilgi, beceri ve yaklaşımlarında olumlu anlamda kalıcı değişiklik yaratarak etkili olduğu; beş haftalık okul öncesi eğitim etkinlikleri müdahalesinin ise çocukların psikomotor, bilişsel, dil ve sosyal duygusal gelişim alanlarında olumlu anlamda kalıcı değişiklik yaratarak etkili olduğu belirlenmiştir. Hem anneleri hem de kendileri müdahale grubunda yer alan Deney 1 Grubu’ndaki çocukların diğer gruplardaki çocuklara göre daha yüksek oranda ve kalıcı bir sosyal duygusal gelişim gösterdikleri belirlenmiştir. Annelere ve çocuklara birlikte eğitim uygulamanın daha etkili olduğu bu çalışmanın en önemli sonucudur.Mobile seasonal agricultural worker families travel to many cities for temporary jobs throughout the year and live in harsh and challenging conditions. Children have to be with their families during this migration since there is no better alternative for them. Thus, in addition to their work, families have to accomplish one important mission as well which is raising their children under difficult conditions. Although seasonal agricultural migration, which is a complex phenomenon, affects every individual who participates in the migration, of course, those who are most affected are the most vulnerable children. The main purpose of this study is deep examination of the effects of a family education program and preschool education activities on mothers' parenting skills and children's developmental levels to be applied to 36-72 month-old children and mothers of seasonal agricultural worker families. In this study, the simultaneous and equal status mixed method design was used. In the quantitative part of the research, the pre-test post-test design with experimental and control groups was used, while the case study method was used in the qualitative part. The population of this research consists of mothers and children whose mother tongue is Kurdish and who come to İkizce district with their 36-72 month old children during the 2019 hazelnut harvest period and work in seasonal agriculture. The sample consists of 15 mothers and 17 (three siblings) children who volunteered to participate in the study. Among the participants who agreed to participate in the study at the beginning of the study, five mothers and five children who sent their children to summer school and who agreed to participate in family education were included in the Experimental 1 Group. five mothers and seven children (three siblings) who sent their children to summer school but did not want to participate in family education were included in the Experimental Group 2. Five mothers and five children who did’nt send their children to summer school and did’nt want to participate in family education, but agreed to participate in the study, were included in the Control Group. Within the scope of the research, a family education program that is sensitive to the current conditions and cultures of migrant seasonal agricultural workers with pre-school children has been developed. For the children of mobile seasonal agricultural workers, a package support program consisting of pre-school education activities was prepared by adhering to the pre-school education program. In addition, a culture-sensitive Scenario-Based Assessment Tool for Seasonal Migrant Families and Children was developed in the research. At the end of the research, it was determined that the family education intervention, which is very short (five weeks), was effective by creating a positive and permanent change in the knowledge, skills and approaches of the mothers; It was determined that the intervention of five week preschool education activities was effective by creating positive and permanent changes in the psychomotor, cognitive, language and social-emotional development areas of children. It was determined that the children in the Experimental Group 1, whose mothers and themselves were in the intervention group, showed a higher rate of permanent social-emotional development than the children in the other groups. The most important result of this study is that applying education to mothers and children together is more effective.Mobile seasonal agricultural worker families travel to many cities for temporary jobs throughout the year and live in harsh and challenging conditions. Children have to be with their families during this migration since there is no better alternative for them. Thus, in addition to their work, families have to accomplish one important mission as well which is raising their children under difficult conditions. Although seasonal agricultural migration, which is a complex phenomenon, affects every individual who participates in the migration, of course, those who are most affected are the most vulnerable children. The main purpose of this study is deep examination of the effects of a family education program and preschool education activities on mothers' parenting skills and children's developmental levels to be applied to 36-72 month-old children and mothers of seasonal agricultural worker families. In this study, the simultaneous and equal status mixed method design was used. In the quantitative part of the research, the pre-test post-test design with experimental and control groups was used, while the case study method was used in the qualitative part. The population of this research consists of mothers and children whose mother tongue is Kurdish and who come to İkizce district with their 36-72 month old children during the 2019 hazelnut harvest period and work in seasonal agriculture. The sample consists of 15 mothers and 17 (three siblings) children who volunteered to participate in the study. Among the participants who agreed to participate in the study at the beginning of the study, five mothers and five children who sent their children to summer school and who agreed to participate in family education were included in the Experimental 1 Group. five mothers and seven children (three siblings) who sent their children to summer school but did not want to participate in family education were included in the Experimental Group 2. Five mothers and five children who did’nt send their children to summer school and did’nt want to participate in family education, but agreed to participate in the study, were included in the Control Group. Within the scope of the research, a family education program that is sensitive to the current conditions and cultures of migrant seasonal agricultural workers with pre-school children has been developed. For the children of mobile seasonal agricultural workers, a package support program consisting of pre-school education activities was prepared by adhering to the pre-school education program. In addition, a culture-sensitive Scenario-Based Assessment Tool for Seasonal Migrant Families and Children was developed in the research. At the end of the research, it was determined that the family education intervention, which is very short (five weeks), was effective by creating a positive and permanent change in the knowledge, skills and approaches of the mothers; It was determined that the intervention of five week preschool education activities was effective by creating positive and permanent changes in the psychomotor, cognitive, language and social-emotional development areas of children. It was determined that the children in the Experimental Group 1, whose mothers and themselves were in the intervention group, showed a higher rate of permanent social-emotional development than the children in the other groups. The most important result of this study is that applying education to mothers and children together is more effective
Psychoetric evaluation of the survey of perceived organizational support (spos)
ÖZETBu araştırmada Eisenberger ve diğerleri (1986) tarafından geliştirilmiş olan “Algılanan Kurumsal Destek Ölçeği”nin Türkçe formu geliştirilmiş ve psikometrik özellikleri detaylı olarak incelenmiştir. Araştırma birbirini takip eden üç ayrı çalışmadan oluşmaktadır. İlk çalışmada, ölçeği oluşturan tüm ifadeler “Klasik Test Kuramı” çerçevesinde “Madde Güçlük Düzeyi” ve “Madde Ayırt Ediciliği” analizlerine tabi tutulmuştur. Bu çalışmada ayrıca, 5’li ve 6’lı Likert ölçeği kullanımının ve bu ölçekleri etiketlendirmenin, yani ölçekte yer alan seçeneklere ifade yerleştirmenin etkileri (“5=tamamen karşıyım” gibi) de araştırılmıştır. Bu bağlamda 4 farklı ölçek tipine sahip (5’li ya da 6’lı Likert ile tüm seçenekler etiketlenmiş ya da sadece ilk ve son seçenek etiketlenmiş) anket formları geçerlilik ve güvenilirlikleri bakımından test edilmiş ve karşılaştırılmıştır. Tüm seçeneklerin etiketli olduğu 6’lı Likert ölçeğinin diğerlerine göre daha yüksek güvenilirlik katsayısına sahip olduğu saptanmıştır. İkinci çalışmada tüm seçeneklerin etiketlenmiş olduğu 6’lı Likert ölçeği kullanılarak “Algılanan Örgütsel Destek Ölçeği”nin kısa formunun psikometrik özellikleri incelenmiştir. Bu amaçla ölçek, test-yeniden test güvenilirlik analizine tabi tutulmuştur. İki uygulamada da yüksek iç tutar lılık katsayıları elde edilmiş ve maddelerin zorluk düzeylerinin iki uygulamada sabit kaldığı gözlemlenmiştir. Yüksek test-yeniden test güvenirlik katsayısı elde edilmiştir. Keşfedici Faktör Analizi (“Temel Eksen Faktör Analizi” ile) sonuçları ölçeğin tek boyutlu yapısını desteklemiştir. Üçüncü çalışmada ise, “Algılanan Örgütsel Destek Ölçeği-17 Maddelik Kısa Formu”nun yapı geçerliliği incelenmiştir. Ölçeğin faktör yapısını test etmek ve “Algılanan Kurumsal Destek” kavramının diğer kavramlardan farkını ortaya koymak için “Doğrulayıcı Faktör Analizi” (“Maksimum Olabilirlik Tahmin Yöntemi” ile) yapılmıştır. Ayrıca, “Algılanan Kurumsal Destek” kavramının “Örgütle Özdeşleşme”, “Dağıtım Adaleti” ve “Pişmanlık” kavramları ile ilişkisi nomolojik ağ içinde incelenmiştir. ABSTRACTIn this dissertation, the psychometric properties of the “Survey of Perceived Organizational Support” (SPOS) developed by Eisenberger et al. (1986) are investigated in order to provide further empirical evidence on its reliability and validity. This dissertation project is composed of three empirical studies which were conducted consecutively. The first study involves; item analyses of SPOS, an investigation of the effects of using different numbers of response options (5-point and 6-point Likert scales) and different anchoring labels (fully-labeled and end-anchored response scales), the estimation of internal consistency reliabilities of the four versions of SPOS with different scale designs, and the examination of the validity of each version of SPOS by conducting a series of Exploratory Factor Analyses using Principal Axis Factoring. A second study was conducted to examine the test-retest reliability of the 16-item version of SPOS. The results provided evidence of high test-retest reliability. For both administrations of SPOS, high internal consistency reliabilities were obtained and item difficulties remained stable across the two administrations of the scale. In the third study, the construct validity of the 17-item version of SPOS was examined. Confirmatory factor analysis with Maximum Likelihood estimation was conducted to test the dimensionality of SPOS and to determine the distinctiveness of this construct from other constructs. SPOS’s relationships with other constructs were investigated within a nomological network consisting of the Distributive Justice Index (Mansour-Cole and Scott, 1998); Price and Mueller, 1986), the Organizational Identification Scale (Mael and Ashforth, 1992), and the Regret Scale (Schwartz, et al., 2002)
Belediye hizmetlerinde bilinçli strateji geliştirme süreci ve sorunları (Ege Bölgesi Örneği)
Bu çalışma, yerel halkın bir arada yaşamasından doğan temel kentsel ihtiyaçlarını karşılayan belediyelerin, hizmetlerini daha etkin, verimli ve kaliteli sunmasını sağlamak amacıyla yeni bir yönetim yaklaşımını ele almaktadır. Bu yaklaşım özel sektörde yaygın olarak kullanılmakta olan "stratejik yönetim"in kamu yönetimi alanında uygulanmasını içermektedir. Bu amaçla, çalışma Türkiye'de yeni bir belediyecilik anlayışına sebep olacağı inanılan, "belediye hizmetlerinde bilinçli strateji geliştirme süreci ve sorunları"nı konu edinmiştir. Belediyelerin bir işletme gibi görülebildiği yeni kamu yönetimi anlayışından da esinlenerek belediyeler klasik kamu yönetimi anlayışı dışında değerlendirilerek farklı açılardan tanımlanmıştır.Ege Bölgesindeki 131 il ve ilçe belediye başkanlarına posta yoluyla gönderilen anket yoluyla bir alan araştırması yapılmıştır. Belediyelerin bilinçli strateji geliştirip geliştirmediğini tespit etmeye yönelik olarak 71 belediye örneklemi üzerinde yapılan bu alan araştırması çalışmanın uygulama kısmını oluşturmaktadır.Belediyelerin bilinçli strateji geliştirme sürecinde karşılaştıkları sorunların yanı sıra genel olarak karşılaştıkları sorunlar da araştırılmıştır. Bu alandaki çalışmaların oldukça az ve teorinin oluşmamış olması bizi, belediyelerde stratejik yönetim alanında keşfedici ve betimleyici bir çalışmaya yönlendirmiştir.Çalışmanın dikkat çeken üç sonucu vardır. Bunlardan biri, Ege Bölgesi Belediye Başkanlarının sınırlı olarak kente dair vizyonları olduğu ve kentsel hizmetleri sunmada bilinçli olarak strateji geliştirmedikleridir. İkinci olarak, yerel halkın talep ve şikayetleri ile memnuniyetlerine önem vermelerine rağmen bunları ölçmeye ve değerlendirmeye yönelik sistemli, kurumsal ve objektif örgütlenmeleri yoktur. Üçünü sonuç ise, belediye başkanlarının genel olarak karşılaştıkları sorunlar ile bilinçli strateji geliştirme sürecinde karşılaştıkları sorunlar arasında fark görmedikleridir. Bu aynı zamanda strateji bilincinin oluşmadığının da göstergesi sayılabilir. ABSTRACTThis study investigates a new management approach that aims to increase effectiveness, productivity, and quality of services provided by local governments. This approach entails the application of "strategic management" principles, which has been widely used in private sector, to public administration. Drawing on a sample of 71 municipalities in Aegean region, the study analyzes whether there exists a conscious implementation of strategic management process in local services and the problems confronted, and aims to bring a new understanding to local governments in Turkey.Based on different perspectives, a new definition of municipality is developed. As distinct from a traditional view of public administration, a municipality is seen as a private company, a result which is corroborated by the findings of this survey.In addition to general problems confronted in municipalities, the problems arising in the process of strategic management are examined from a comparative perspective. Due to lack of a rigorous theory and a paucity of empirical works in this field, an exploratory research design is adopted to seek answers to the study's research questions.A number of conclusions are worthy of note: first, the mayors have a limited vision of the city they governed and do not apply strategic management process consciously in the provision of local services. Second, while the mayors do not overlook the demand and complaints, and satisfaction of local people, they often fail to establish an efficient organization to be able to correctly measure and evaluate them. Finally, they do not differentiate between the general problems and the problems arising from the application of strategic management principles
Zübeyde Fıtnat Hanım'ın Hayatı, Edebi Kişiliği Ve Divanı'nın Tenkitli Metni
Tez (Yüksek Lisans) -- Kırıkkale Üniversitesi47890
Zübeyde Fıtnat Hanım'ın hayatı, edebi kişiliği ve Divanı'nın tenkitli metni
YÖK Tez ID: 72231ÖZET Bu çalışmada Zübeyde Fıtnat Hanım'ın hayatı, edebî kişiliği ve divanının tenkitli metni ortaya konulmuştur. Fıtnat Hanım 18.yüzyılda yaşamıştır. Yerli ve yabancı bütün edebiyat eleştirmenleri tarafından Osmanlı dönemi kadın şairlerinin en başarılısı olarak kabul edilir. Bu çalışmada hayatı, sanatı ve eserleri değerlendirildi. Divanından başka birde mektubu bulunmaktadır. Dikkatlerden kaçan bu mektup çeviriyazılı metniyle birlikte ilk defa bu çalışmada ortaya konulmuştur. Bütün Osmanlı dönemi şairleriyle karşılaştırılınca Fıtnat Hanım'ın orta seviyede bir divan şairi olduğu görülür. Divanının toplam 31 yazma nüshası mevcuttur. Bütün yazma nüshalar gözden geçirilmiştir. Bunun sonucunda Fıînat Hanım Divanı'nın tenkitli metni kurulmuştur. Ayrıca Fıtnat Hanım'ın hayatı ve edebî kişiliği incelenmiştir. "Zübeyde Fıtnat Hanım'ın Hayatı, Edebî Kişiliği ve Divanı'nın Tenkitli Metni " konulu bu tezle birlikte Fıtnat Hanım hakkında en geniş araştırma yapılmıştır.ABSTRACT In this study the life of Zübeyde Fıtnat Hanım, her literary character and the criticized text of her diwan has been put forward. Fıtnat Hanım had lived in the 18th century. She is accepted as the most successful woman poetess of Ottoman period by all of the native and foreign literature critics. In this study her life, art and works are examined. Except from her diwan, she also has a letter. This letter which has not attracted attention has been put forward for the first time in this study with its transcription text. When compared to all of the Ottoman period poets, it is seen that Fıtnat Hanım is a medium level diwan poetess. There are totally 31 manuscript copies. All of the manuscript copies have been revised. As a result of this the criticized text of the Fıtnat Hanım's Diwan has been constituted. Furthermore the life of Fıtnat Hanım and her literary characters has been examined. With this thesis the subject of which is 'The Life of Zübeyde Hanım, Her Literary Character and The Criticized Text of Her Diwan" the most detailed research about Zübeyde Fıtnat Hanım has been made