26 research outputs found

    Determination of apolipoprotein B by rocket electrophoresis in newborns

    Full text link
    Sağlıklı 48 saatlik 32 yenidoğanda, süzgeç kağıdına alınan kan örnekleriyle kanda Roket elektroforezi yöntemi ve aynı olgulara ait süzgeç kağıdına emdirilmiş serum örnekleriyle serumda Roket elektroforezi yöntemi ile Apo B miktar belirtimi yaptık. Ayrıca 32 olgudan rastgele seçilen 20 bebekte de serumda RID yöntemi ile Apo B tayini yaptık. Kanda Roket elektroforezi yöntemi ile saptanan ortalama Apo B miktarı (X±SH) 55,1+1,3 mg/dl iken serumla Roket elektroforezi yöntemi ile saptanan ortalama Apo B miktarını (X±SH) 54,6±1,3 mg/dl olarak saptadık. 20 olguda RID yöntemi ile saptanan serum ortalama Apo B değerini ise 55,6±2,8 mg/dl olarak saptadık. Kızlarda ortalama Apo B miktarı, kanla Roket elektrofo rezi yönteminde 56,7+2,7 mg/dl, serumla Roket elektroforezi yönteminde 57,0+2,7 mg/dl olarak ölçülürken, RID yöntemiyle serumdaki ortalama Apo B miktarı 62,3±3,4 mg/dl olarak, bulundu. Erkeklerde ise ortalama Apo B değerleri, kanla Roket elektroforezi yönteminde 54,5±1,4 mg/dl, serumla Roket elektroforezi yönteminde53, 7±1,5 mg/dl, serumla RID yönteminde ise 52,7+3,4 mg/dl olarak saptandı. 32 bebekte Roket elektroforezinin modifiye iki yöntemiy- lede saptadığımız ortalama Apo B değerleri,, kaynak, -verileri sonucu saptadığımız aynı yaş grubundaki bebeklerin Apo B orta lama değerleri ile uyum içindeydi. Serumla Roket elektroforezi yöntemi ile bulunan ortalama değerlerin, kanla çalışılan yönteme kıyasla kaynak verilere daha uygun olduğu görüldü. İki yöntem arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir fark olmaması ve kanda Roket elektroforezi yönteminin işlem açısından daha pratik ve kolay olması nedeniyle biz, kanda Roket elektroforezi yöntemini, aynen serumla çalışılan Roket elektroforezi yöntemi gibi çalışılabileceğini ve güvenilir sonuçlar alınabileceğini savunuyoruz

    The Relationsip Between Unethical Pro-Organizational Behavior And Contextual Performans The Moderating Role Of Perceived Leader Ethical Conviction

    Full text link
    Bu çalışmanın amacı sanayi işletmeleri açısından örgüt yanlısı etik olmayan davranışların bağlamsal performans üzerindeki etkilerini ve bu iki değişken arasındaki ilişkide liderin algılanan etik inancının düzenleyici rolünü analiz etmektir. Araştırmanın örneklemini Kayseri ilindeki organize sanayi bölgesindeki orta kademe yöneticileri oluşturmaktadır (n=242). Liderin algılanan etik inancı bağlamında örgüt yanlısı etik olmayan davranışların bağlamsal performans üzerindeki etkilerini ortaya çıkarmak için örneklemden toplanan bu çalışmanın verileri moderatör (düzenleyici) değişkenli regresyon analizi yardımıyla analiz edilmiştir. Araştırma bulgularına göre, örgüt yanlısı etik olmayan davranışların bağlamsal performans üzerinde negatif etkiye sahip olduğu, yani örgüt yanlısı olmayan etik davranışlardaki artışın bağlamsal performansta azalışa yol açtığı tespit edilmiştir. Ancak beklenilenin aksine liderin algılanan etik inancının bağlamsal performans üzerinde pozitif etkiye sahip olduğu saptanmıştır. Algılanan etik inancı düşük ve orta düzeyde ise örgüt yanlısı etik olmayan davranışlar ile bağlamsal performans ilişkisinde düzenleyici etkiye sahip olduğu, ancak liderin algılanan etik inancı puanları yüksek olduğunda ise düzenleyici etkiye sahip olmadığı gözlenmiştir. Yine örgüt yanlısı etik olmayan davranışların sadece bağlamsal performansın kişilerarası yardımlaşma boyutu üzerinde negatif ve anlamlı bir etkiye sahip olduğu belirlenmiştir. Son olarak imalat sanayi işletmeleri açısından örgüt yanlısı etik olmayan davranışların önlenmesi konusunda önerilerle birlikte araştırmanın bazı kısıtları olduğu belirtilmiş ve gelecekte bu konularda yapılacak araştırmalara ilişkin birtakım öneriler sunulmuştur. Anahtar Kelimeler: Örgüt Yanlısı Etik Olmayan Davranışlar, Bağlamsal Performans, Liderin Etik İnancı.The purpose of this study is to analyze the effects of unethical pro-organizational behavior on contextual performance and the moderating role of perceived leader ethical conviction in the relationship between both of these variables for business in manufacturing industry. This research sampling consists of mid-level executives of business in manufacturing industry in Kayseri Province (n=242). Data acquired sampling has been analyzing by the help of the Moderated Regression Analysis the to show effects of unethical pro-organizational behavior on contextual performance in context of perceived leader ethical conviction. According to research findings, it established that unethical pro-organizational behavior had a negative effect on contextual performance; that is to say, the increase of unethical pro-organizational behavior resulted in a decrease in contextual performance. However, contrary to expectations, it stated that the perceived leader ethical conviction had a positive effect on contextual performance. At the low and middle levels of the perceived ethical conviction had a moderating effect on the relationship between unethical pro- organizational behavior and contextual performance, but it observed that when the perceived ethical conviction scores were high, had no moderating effecton the relationship between unethical pro-organizational behavior and contextual performance. Also, unethical pro-organizational behavior had a negative effect only on contextual performance interpersonal helping dimension. Finally, it was stated that the study has some limitations, together with some suggestions about preventing unethical pro- organizational behavior for businesses in manufacturing industry and suggestions about the research to be made in these topics in the future were presented. Keywords: Unethical Pro-Organizational Behavior, Contextual Performance, Perceived Leader Ethical Conviction.

    The effect of workplace incivility on psychological climate

    Full text link
    Bu çalışmanın amacı, işyeri nezaketsizliğinin psikolojik iklim üzerindeki etkisini ortaya koymaktır. Araştırmanın örneklemini, Malatya 1. Organize Sanayi Bölgesi’ndeki tekstil fabrikalarında faaliyet gösteren ve araştırmaya katılmayı kabul eden 260 çalışan oluşturmaktadır (n=260). Söz konusu örneklemden elde edilen veriler basit doğrusal regresyon analizi yardımıyla analiz edilmiştir. Araştırmanın bulgularına göre, işyeri nezaketsizliği psikolojik iklimi negatif etkilemektedir. Yine araştırma bulguları, işyeri nezaketsizliğinin psikolojik iklimin destekleyici yönetim, rol açıklığı, katkı, tanınma, kendini ifade etme, fırsatlar ve sorunlar boyutları üzerinde negatif ve anlamlı bir etkiye sahip olduğunu ortaya koymuştur. Son olarak araştırmanın bazı kısıtları olduğu vurgulanmış, hem işletmeler ve çalışanlara yönelik önerilerde bulunulmuş, hem de gelecekte benzer konularda yapılacak araştırmalara ilişkin birtakım öneriler sunulmuştur.The purpose of this study is to investigate the effect of workplace incivility on psychological climate. The sampling consists of employees in textile businesses in the 1st Organised Industrial Zone province of Malatya (n=260). Data acquired from mentioned research sampling has been analyzed by means of the Linear Regression Analysis. According to research’s findings, it has been observed that workplace incivility had a negative effect on psychological. Moreover, it was found that workplace incivility had a negative effect on the management support, role clarity, contribution, recognition, self-expression and challenge which are dimensions of psychological climate. Finally, it was emphasized that the study has some limitations, together with some implementationoriented suggestions related to for employees and businesses and suggestions about the research to be done in similar topics in the future were presented

    Diagnostic performance of clinical tests in patients with shoulder pain

    Full text link
    Amaç: Çalışmamızın amacı, fzik tedavi polikliniğine başvuran omuz ağrılı hastalarda manyetik rezonans görüntüleme (MRG) bulguları esas alınarak klinik testlerin tanısal performans düzeylerini araştırmaktır. Ayrıca MRG bulguları ile ağrı ve omzun fonksiyonel durumu arasındaki ilişki de incelenmiştir. Gereç ve Yöntemler: Çalışmaya omuz ağrısı nedeniyle polikliniğimize başvuran 76 hasta alındı. Tüm hastaların fzik muayeneleri ve farklı omuz patolojilerine yönelik özel klinik testleri yapıldı. Hastaların ağrı düzeyleri ‘Vizüel Analog Skala’ (VAS) ile değerlendirildi. Omzun fonksiyonel değerlendirilmesi ‘Omuz Özürlülük Sorgulaması’ (OÖS) formu kullanılarak yapıldı. Tüm hastalar MRG ile değerlendirildi. Manyetik rezonans görüntüleme bulguları esas alınarak, uygulanan klinik testlerin seçiciliği, duyarlılığı, pozitif ve negatif ve tahmini değerleri ile doğruluğu Ki-kare tablosu kullanılarak hesaplandı. Bulgular: İmpingement ve rotator kaf patolojilerini değerlendiren testlerin genel olarak duyarlılıkları yüksekken, seçicilikleri düşük bulundu. Supraspinatusta rüptürleri değerlendirmede Drop Arm; subakromial- subdeltoid efüzyonu saptamada Yocum testi, infraspinatus patolojilerini saptamada Patte ve dış rotasyon yetmezlik belirtisi, biseps patolojilerini saptamada Speed testi, akromiyoklaviküler eklem patolojilerini saptamada horizontal addüksiyon testi ile ağrılı ark testinin tanısal performansı istatistiksel olarak anlamlı bulundu. Ağrı şiddeti ile omuz patolojileri arasında anlamlı ilişki bulunamadı. Fonksiyonel durum açısından sadece bisipital tendiniti olan grupta fonksiyonel skorların anlamlı olarak yüksek olduğu saptandı. Sonuç: Omuz ağrılı hastaların büyük çoğunluğunda MRG’de çoklu patolojik lezyon olması ve klinik testlerin çoğunun patolojiyi saptamada düşük seçicilik oranlarına rağmen yüksek duyarlılık oranlarına sahip olması, tedaviyi planlama ve eşlik eden patolojileri belirleme açısından klinik testlerin önemli bir role sahip olduğunu göstermektedir.Objective: This study aimed to investigate the diagnostic performance of clinical tests applied to patients with shoulder pain at a physical therapy outpatient clinic. Magnetic resonance imaging (MRI) fndings were the major determinants to evaluate the accuracy of the clinical tests. Also, the relationship between the MRI fndings and the pain and functional status of the shoulder were evaluated. Material and Methods: Seventy-six patients, referred to a physical therapy outpatient clinic with shoulder pain, were included in the study. Physical examination of all patients and specifc clinical tests were performed for different shoulder pathologies. Pain levels of patients were evaluated with the visual analog scale and functional status of the shoulder with the Shoulder Disability Questionnaire. All patients were evaluated with MRI. Sensitivity, specifcity, and positive and negative predictive values of the clinical tests were evaluated on the basis of the MRI fndings. Results: The sensitivity of the tests evaluating impingement and rotator cuff pathologies was found to be high, but specifcity was low. Diagnostic performance of the drop arm test to determine the supraspinatus ruptures; Yocum test to determine the subacromial and subdeltoid effusion; Patte test and external rotation lag sign to determine infraspinatus tendon pathologies; speed test to determine biceps pathologies; and horizontal adduction test and painful arc test to determine acromioclavicular joint pathologies were found to be statistically signifcant. In this study, the severity of pain and shoulder pathologies showed no statistically signifcant correlation. In terms of functional status, high scores were achieved only in the bicipital tendinitis group. Conclusion: MRI fndings show that patients with shoulder pain may have multiple pathological lesions. Despite the coexistence of multiple pathologies and low specifcity of clinical tests, clinical tests evaluating shoulder pathologies have great importance in directing the clinicians to diagnose and plan treatments because of high sensitivity

    Alcoholic Neuropathy with Superimposed Focal Entrapment Neuropathies

    Full text link
    Bu yazıda fokal tuzaklanma nöropatileri ile birlikte olan alkolik nöropatili bir hasta sunulmuştur. Elli beş yaşında erkek hasta sol ulnar nöropati tanısı ile kliniğimiz elektrofizyoloji ünitesine kabul edildi. Hasta anamnezde önceye ait kronik alkol alışkanlığı öyküsü veriyordu. Sinir iletim çalışmaları hastada bilateral karpal tünel sendromu, dirsekte bilateral ulnar nöropati, solda fibula başı bölgesinde peroneal nöropati, distal motor latanslarda uzama ve orta derecede azalmış motor iletim hızları, çok sayıda duyusal sinir ileti hızlarında yavaşlama ve çok sayıda uzamış F yanıtı latansı varlığını ortaya koydu. Genetik analizlerde 17p11.2-12 kromozomda delesyon saptanmadı. Bulgularımızı hastanın muhtemel tanısı hakkındaki görüşlerini almak için diğer klinisyenlerle paylaşmak istedik.We reported here a case of alcoholic polyneuropathy with superimposed focal entrapment neuropathies. A 55-year-old male patient was admitted to the electrophysiology unit with the diagnosis of left ulnar neuropathy. He had a previous history of chronic alcoholism. Nerve conduction studies revealed bilateral carpal tunnel syndrome, bilateral ulnar neuropathy at the elbow, left peroneal neuropathy at the fibular head, prolonged distal motor latencies and moderately reduced motor conduction velocities in multiple motor nerves, slowed conduction velocities in multiple sensory nerves and multiple prolonged F-waves. Gene analysis did not reveal deletion on chromosome 17p11.2-12. We wanted to share our findings with other clinicians to get their opinion regarding possible diagnosis of the case

    Alcoholic Neuropathy with Superimposed Focal Entrapment Neuropathies

    Full text link
    We reported here a case of alcoholic polyneuropathy with superimposed focal entrapment neuropathies. A 55-year-old male patient was admitted to the electrophysiology unit with the diagnosis of left ulnar neuropathy. He had a previous history of chronic alcoholism. Nerve conduction studies revealed bilateral carpal tunnel syndrome, bilateral ulnar neuropathy at the elbow, left peroneal neuropathy at the fibular head, prolonged distal motor latencies and moderately reduced motor conduction velocities in multiple motor nerves, slowed conduction velocities in multiple sensory nerves and multiple prolonged F-waves. Gene analysis did not reveal deletion on chromosome 17p11.2-12. We wanted to share our findings with other clinicians to get their opinion regarding possible diagnosis of the case
    corecore