61 research outputs found

    STRATEJİK MALİYET VE KAR PLANLAMA ARACI OLARAK HEDEF MALİYET YÖNETİMİ TARGET COST MANAGEMENT

    Get PDF
    Karakteristik olarak incelendiğinde; bir maliyet muhasebesi sistemi değil, bir maliyet yönetimi sistemi olan Hedef Maliyet Yönetimi-HMY, stratejik bir maliyet yönetimi sistemi olarak stratejik maliyet fiyat ve stratejik kar planlamayla ilgilidir. Stratejik maliyet yönetiminin bir aracıolan ve temel fikri tüm işletme fonksiyonlarının pazara dayalıolarak yerine getirilmesi ile maliyet planlama ve maliyet düşürme düşüncesine dayanan bir sistem olan HMY, yönetim muhasebesi ve işletmenin diğer birimleri arasındaki etkileşimi dikkate almaktadır. Bu çerçevede uzun vadeli kar planlamasıamaçlarıdoğrultusunda sürekli olarak maliyet düşürülmesi hedeflenmektedir. Maliyetlerin düşürülmesi ise işletmelere rekabet avantajısağlamaktadır. HMY’nin her şeyden önce bir kar yönetim tekniği olduğu ifade edilirken, uygulanmasındaki amaç, gelecekte üretilecek ürünler ile işletmenin uzun dönemde kar planlamasında tanımlanmışkar’ın elde edilmesini sağlamaktır

    WEB SİTESİMALİYETLERİNİN MUHASEBELEŞTİRİLMESİ

    Get PDF
    Günlük hayatın her alanına giren internet, iletişimden araştırmaya, alışverişten reklama her alanda yerini almış, ticaretin ve pazarlamanın vazgeçilmez unsurlarından biri haline gelmiştir. İnternet kullanıcısayısının hızla artması, iletişim altyapısının güçlenmesi ve güvenlik konularındaki endişeleri, büyük oranda ortadan kaldıran yazılımların geliştirilmesi elektronik ticaretin gelişimini de hızlandırmıştır. Bu çalışmada firmaların web sitesi oluşturma maliyetleri ile bu maliyetlerin Türkiye Muhasebe Standartları, İngiltere Muhasebe StandartlarıKurulu ASB ve Finansal Muhasebe StandartlarıKurulu FASB ’a göre muhasebeleştirmesi konusu ele alınacaktır

    Düzenleyici Kurumların Türk Spor Kulüplerinde Entelektüel Sermaye Oluşumuna Etkileri ve Bir Araştırma

    Get PDF
    Bu çalışmanın amacı BIST’de işlem gören spor kulüplerinin entelektüel sermaye değerlerini ölçerek, spor kulüplerinin mali yapısını düzenleyen ve denetleyen kurumlardan biri olan UEFA’nın ortaya koyduğu Finansal Fair Play kriterlerinin, kulüplerin entelektüel sermayeleri üzerinde etkilerini ölçmektir. Bu amaç ışığında çalışma üç bölümden oluşmuştur. Birinci bölümde entelektüel sermaye hakkında genel bilgi verilmiş, ikinci bölümde konuyla ilgili literatüre yer verilmiş, üçüncü bölümü olan uygulama kısmında, entelektüel sermayeyi işletme bazında ölçen Piyasa Değeri ve Defter Değeri, Tobin’in Q Değeri, Hesaplanmış Maddi Olmayan Değer ve Ekonomik Katma Değer yöntemlerin her biri ile spor kulüplerinin son 10 yıllık ES değerleri ve tutarları bulunmuştur. Hesaplamalardan elde edilen veriler FFP kapsamında değerlendirilerek çalışma sonlandırılmıştır

    Impacts of Meaning and Measurement of Risk-on-Risk Disclosure: An Empirical Study

    Get PDF
    The literature on risk has focused on different issues, such as the quantity and quality aspects of risk, how efficiently it is reported, and its role in increasing transparency. The current study aims to investigate the impact of risk meaning and risk measurement (assessment) on risk disclosure. In light of the empirical findings, this research study provides an in-depth understanding of the relationship between risk meaning and measurement and risk disclosure. This study considers the perceptions of the stakeholders; investors, shareholders (owners), management, and external auditors, because they are either users of risk disclosure or preparers of this kind of information. The data for the study were gathered using a questionnaire, which was distributed to key stakeholders. The study revealed a positive relationship between the meaning of risk and risk disclosure on the one hand and a positive association between the measurement of risk and risk disclosure on the other. This study extended the literature by providing empirical evidence that disclosure of risk can be affected by the meaning and measurement of risk on one side. Furthermore, Provide information about business environments such as those in Sulaimaniyah, Iraq

    Bir Kurumsal Zekâ Teknolojisi Olarak Veri Madenciliği İle Muhasebe Bilgi Sistemi İlişkisi

    Get PDF
    Kurumsal kaynak yönetimi ürünlerinin gelişmesi ve yaygınlaşmasısonucu, işletmelerin işsüreçlerinden temin ettikleri verilerin karar verme aşamasında anlamlıbilgilere dönüştürülmesinde birçok modelleme aracıtasarlanmıştır. Kurumsal sistemlerce toplanan veriler ile bu verilerin saklanmasıve gerekli durumlarda kullanılmasıile karar destek sistemlerine bilgi beslemesi yapan işletme hafızasıoluşmuşve bu hafıza “kurumsal zeka” veya “işzekası” Buseiness Intelligence olarak adlandırılmıştır. Kurumsal zekâ; alınacak kararlara destek olmak üzere işdinamikleri üzerinde kesin ve belirgin bir anlayışgeliştirmek üzere kullanılan yöntem ve süreçler bütünüdür. Kurumsal zeka dağıtık veriler kullanılarak stratejik karar alma durumunda olan kişilere bilgi üretmektedir. İşletmenin kurumsal zekâ uygulamalarında, veri madenciliği tekniklerinin kullanıldığınıve kurumsal kaynak planlama verilerine uyarlanması şeklinde bilgi üretimi sağlandığıgörülmektedir. Genel olarak, kurumsal zeka, veri madenciliği teknolojisini de kapsayan bir kavram olarak ele alınmaktadır. Günümüzde yaygınlaşan kurumsal kaynak planlamasında, kurumsal zeka uygulamalarıkullanılırken sistemlerin tasarımına veri madenciliği teknikleri de entegre edilmektedir. Kurumların karar verme sürecinde etkin bir yöntem olarak karşımıza çıkan veri madenciliği, çok büyük veri tabanlarındaki ya da veri ambarlarındaki veriler arasında bulunan ilişkiler, örüntüler, değişiklikler, sapma ve eğilimler, belirli yapılar gibi ilginç bilgilerin ortaya çıkarılmasıve keşfi işlemi olarak ifade edilmektedir. Veri madenciliği teknolojisi işletmelerin kurumsal verilerden, ilgilenilen bilgileri daha hızlıve daha az uzmanlık bilgisiyle elde edebilmeleri amaçlamaktadır. Kurumlar tarafından toplanan verileri sıralayan ve sınıflandıran sistemlerden biri de Muhasebe Bilgi Sistemidir Accounting Information System - AIS . Sistem, işletme faaliyetlerinin etkilerini planlamak, değerlendirmek ve teşhis etmek için kullanılabilen finansal bilgiyi ve organizasyonun finansal konumunun belirlenmesini sağlar. Bugün bu sistemlerin büyük miktarda veri topladığıdüşünüldüğünde, büyük bir veri tabanından gizli prediktif bilgi çıkarımısağlayan gelişmişve güçlü veri madenciliği teknolojisi yardımıile veri akıllıca analiz edilebilmektedir. Veri madenciliği tekniğinin kullanımımuhasebe bilgi sisteminde de toplanan verilerin işletme faaliyetlerinde kullanılabilir bilgiye dönüştürülmesinde önemli bir faktör olmuştur. Veri madenciliği ile ulaşılan bilgiler, muhasebe bilgi sisteminin ürettiği ve raporladığıkalıplaşmışbilgilere göre farklılık göstermektedir. Bu çalışmada, bir kurumsal zeka teknolojisi olan veri madenciliği ile muhasebe bilgi sisteminin ilişkisi ve birbirleriyle hangi noktalarda kesiştikleri incelenmektedir. Çalışma veri madenciliğinin tanımı, uygulama alanlarıve yöntemlerine ilişkin bilgiler ile muhasebe bilgi sisteminin genel yapısı, veri-bilgi akışıve raporlamasına yer vermektedir

    Muhasebe Bilgi Sistemi ve Karar Destek Sistemleri İlişkisinin Yönetsel Karar Alma Faaliyetlerine Etkisi

    Get PDF
    Hayatının birçok safhasında gerekli olan “karar alma” neticesinde ortaya çıkan her karar için, istenen sonuçların elde edilmesi, sürecin doğru bir şekilde gerçekleşmesine bağlıdır. Bu süreçte, karar alıcılar içinpek çok farklıyöntem tercih edilebilir: sezgilerle hareket edilebilir ya da çeşitli matematiksel yöntemler kullanılabilir. Gerek problemlerin çözümünde ve gerekse de kararların etkinliğinde yadsınamayacak ve çağın gerektirdiği unsurlar; bilgisayar teknolojileri, bilgi vebilgi sistemleridir. Bu nedenle, ihtiyaç duyulan bilgilere hızlıve zamanında erişim ile kararların kalitesini arttırmada, son yıllarda bilgi sistemlerinin kullanımıoldukça yaygınlaşmıştır. Bu çalışmamızda, söz konusu gelişmeler bağlamında yönetimin ve işletmede karar alıcıkonumunda olan yöneticinin performansınıetkileyecek fonksiyonlar ve organizasyon işlemleri için gereken bilgiyi zamanında sağlayacak önemli bir bilgi sistemi olan Muhasebe Bilgi Sistemi MBS üzerinde durulmuştur. Yönetim kademelerince alınan kararların çeşitliliği biliniyorken bu süreçte MBS’nin tek başına yeterli olamayabileceği de açıktır. Bu bağlamda, söz konusu sistemin yönetim kademelerine destek verebilmesi için bir diğer sistem olan Karar Destek Sistemleri KDS ’nden bağımsız olmayacaktır. Bu veriler ışığında, çalışmamızda, MBS ve KDS ilişkisinden ne tür yönetsel kararların alınmasında faydalanıldığıve bu ilişkinin karar alma faaliyetlerine etkisi araştırılmaya çalışılmıştır. Bu doğrultuda bir uygulama örneği de çalışmaya dahil edilmiştir. İnşaattan, alışverişmerkezlerine kadar birçok alanda faaliyet gösteren bir holdingte sermaye, alacak yönetimi, vb. konuların kontrolüne verilen önem gereği, gerek günlük nakit girişve çıkışının, bütçe hazırlamada oluşan giderlerin, gerek satış, üretim ve pazarlama bölümlerinin gelirlerinin, kapasiteleri, vb. konulara ilişkin verilerin yönetimine ilişkin bilgi sistemlerinin katkısıortaya konmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda holdingte diğer bilgi sistemlerinden personel, üretim, pazarlama, dağıtım, muhasebe sisteme gelen veriler, işlenmekte, istatistiksel modeller ve karar destek sistemleri Örn: Uzman Sistemler yardımıile raporlara dönüştürülmektedir. İşlenmişveriler muhasebe bilgi sistemine aktarılarak karar sürecine dahil edilmektedir. Alınan kararların verimliliği yine analitik modellemeler yardımıile değerlendirilerek sisteme geri bildirim verilmektedir. Bölüm yöneticilerine ve üst yönetime ilgili raporlar sunulmaktadır. Geri bildirimler sonucunda aksaklıklar için alternatif planlar hazırlanmakta ve uygulanmaktadır. Aynızamanda kurumsal değişim ve gelişmeler şirkette artan ölçülerde bilgi sistemlerine olan yatırımlarıarttırmaktadır. Yönetim Bilgi Sistemleri’nden proaktif Karar Destek Sistemleri’ne, OLAP, internet ve Web yaygın destek araçlarına ihtiyaç duyulmaktadır ki bu sistemlerden işletme fonksiyonlarına ve karar süreçlerine bilgi sağlanmaktadır

    Effect of the presence of pneumonia on noninvasive ventilation success in chronic obstructive pulmonary disease cases with acute hypercapnic respiratory failure

    Get PDF
    Aim: To investigate the effect of the presence of pneumonia on the success of noninvasive mechanical ventilation (NIMV) in chronic obstructive pulmonary disease (COPD) cases with acute respiratory failure. Materials and methods: Sixty patients admitted to the intensive care unit (ICU) due to COPD exacerbation were included. The patients were divided into 2 groups as those with pneumonia (Group 1) and without pneumonia (Group 2). According to initial pH values, cases were also divided into 3 subgroups based on pH values. C-reactive protein (CRP), APACHE II scores, requirement of endotracheal intubation, mortality, and duration of ICU and hospital stay were also recorded. Results: NIMV success was found to be 85.5% in Group 1 and 51.1% in Group 2. Endotracheal intubation rates were higher in Group 2 (P = 0.008). NIMV failure was 70.1% in Group 2 and 10% in Group 1 in patients with severe acidosis. The APACHE II scores and CRP levels were significantly higher and independent risk factors in patients with NIMV failure (P < 0.002, P < 0.001). A significant difference was not found between groups in terms of duration of hospital and ICU stays and mortality. Conclusion: The presence of pneumonia in COPD cases is a factor that reduces NIMV success, but this does not affect mortality and the duration of ICU and hospital stay

    Multilevel Noncontiguous Spinal Fractures: Surgical Approach towards Clinical Characteristics

    Get PDF
    Study DesignThe study retrospectively investigated 15 cases with multilevel noncontiguous spinal fractures (MNSF).PurposeTo clarify the evaluation of true diagnosis and to plane the surgical treatment.Overview of LiteratureMNSF are defined as fractures of the vertebral column at more than one level. High-energy injuries caused MNSF, with an incidence ranging from 1.6% to 16.7%. MNSF may be misdiagnosed due to lack of detailed neurological and radiological examinations.MethodsPatients with metabolic, rheumatologic diseases and neoplasms were excluded. Despite the presence of a spinal fracture associated clearly with the clinical picture, all patients were scanned within spinal column by direct X-rays, computed tomography and magnetic resonance imaging. When there were ≥5 intact vertebrae between two fractured vertebral segments, each fracture region was managed with a separated stabilization. In cases with ≤4 intact segments between two fractured levels, both fractures were fixed with the same rod and screw system.ResultsThere were 32 vertebra fractures in 15 patients. Eleven (73.3%) patients were male and age ranged from 20 to 64 years (35.9±13.7 years). Eleven cases were the American Spinal Injury Association (ASIA) E, 3 were ASIA A, and one was ASIA D. Ten of the 15 (66.7%) patients returned to previous social status without additional deficit or morbidity. The remaining 5 (33.3%) patients had mild or moderate improvement after surgery.ConclusionsThe spinal column should always be scanned to rule out a secondary or tertiary vertebra fracture in vertebral fractures associated with high-energy trauma. In MNSF, each fracture should be separately evaluated for decision of surgery and planned approach needs particular care. In MNSF with ≤4 intact vertebra in between, stabilization of one segment should prompt the involvement of the secondary fracture into the system

    Real-World Outcomes of Anti-VEGF Treatment for Neovascular Age-Related Macular Degeneration in Turkey: A Multicenter Retrospective Study, Bosphorus Retina Study Group Report No: 1

    Get PDF
    Objectives: To evaluate the real-world outcomes of intravitreal anti-vascular endothelial growth factor (anti-VEGF) treatment in neovascular age-related macular degeneration (nAMD) patients. Materials and Methods: Multicenter, retrospective, interventional, non-comparative study. The records of nAMD patients treated with an anti-VEGF agent on a pro re nata treatment regimen basis between January 2013 and December 2015 were reviewed. The patients who completed a follow-up period of 12 months were included. Primary outcome measures of this study were the visit and injection numbers during the first year. Results: Eight hundred eighty eyes of 783 patients met the inclusion criteria for the study. Mean number of visits at month 12 was 6.9±2.5 (range: 1-15). Mean number of injections at month 12 was 4.1±1.9 (range: 1-11). Mean visual acuity at baseline and months 3, 6, and 12 was 0.90±0.63 LogMAR (range: 0.0-3.0), 0.79±0.57 LogMAR (range: 0.0-3.0), 0.76±0.57 LogMAR (range: 0.0-3.0), and 0.79±0.59 LogMAR (range: 0.0-3.0), respectively. Mean central retinal thickness at baseline and months 6 and 12 was 395±153 μm (range: 91-1582), 330±115 μm (range: 99-975), and 332±114 μm (range: 106-1191), respectively. Conclusion: The numbers of visits and injections were much lower than ideal and were insufficient with the pro re nata treatment regimen

    KURUMSAL BİLGELİK BAKIŞ AÇISIYLA BİLGE MUHASEBE MODELİ ÖNERİSİ

    No full text
    ÖZKarar vericilerin gereksinimleri doğrutusunda, bilgi üretiminde zaman, hız, yüksek iletişim ve esneklik elde etmek, çalışanların tecrübeleri, yetenekleri ve sezgileri gibi kişisel özelliklerinden yararlanmak, risklere ve belirsizliklere karşı önlemler ve öngörüler geliştirmek, böylece optimum bilgi yönetimine ulaşmak için geliştirilen kurumsal bilgelik anlayışı bu çalışmanın çıkış noktasıdır. Söz konusu anlayışın bilgi yönetimiyle bütünleştirilmesinde başlangıç noktasının muhasebe bilgi sistemi olması gerektiği öngörülmüştür. Bu doğrultuda çalışmada, muhasebe bilgi sisteminin “bilgi kaynakları, bilgi teknolojileri, bilgi çalışanları ve bilgi üretimi” temel bileşenlerinin kurumsal bilgelik anlayışı ile ele alınarak evrilmesi hedeflenmiştir. Muhasebe bilgi sisteminin yönetim muhasebesi alanında geliştirilmesi, işletmeye rekabetçilik ve sürdürülebilir büyüme anlamında daha etkin bir muhasebe desteği sağlayacaktır. Çalışmanın temel amacı, bilgi yönetimini kurumsal bilgelik anlayışıyla ele alarak, muhasebe bilgi sistemini bu doğrultuda geliştirmek, yönetsel bilgi tedarikinde muhasebenin işlevselliğini ve etkinliğini arttırmaktır. Muhasebe bilgi sisteminin, formal bilgilerin yanısıra, informal bilgileri de kullanarak, yönetsel kararlara katkı sağlayan, geleceğe yönelik fikirler veren, nitelikli bilgi ve raporlar üretmesi beklenmektedir. Kurumsal bilgelik anlayışı, muhasebenin bilge bir sisteme dönüşmesini sağlayacak, ortaya çıkan bu yeni yapı, “bilge muhasebe” olarak adlandırılacaktır. Çalışmada, muhasebe bilgi sisteminin arzulanan gelişimine katkı sağlayacak ve işletmeyi bilge muhasebe doğrultusunda yönlendirecek “bilge muhasebe modeli” önerilmektedir. Model önerisi, bilge muhasebe hedeflerine ulaşma noktasında söz konusu geliştirme için bir kılavuz olarak kabul edilmektedir. Bilge muhasebe modeli, nitel araştırma desenleri içinde yer alan durum çalışması kapsamında değerlendirilmektedir. Model, muhasebe bilgi sisteminin işlevsellik ve etkinlik problemlerini ortaya koyarak, varsayımları ve içerik unsurlarıyla geniş bir kapsam oluşturmaktadır. Bu makalede, sadece bilge muhasebenin kavramsal incelemesi ve oluşturulan modelin teorik kısmı genel hatları verilmiştir. Modelin nicel verilerle somutlaştırıldığı anket ve görüşme uygulamalarıyla toplanan verilerin nasıl analiz edildiği izah edilmiş, fakat uygulama kısımları makale sınırlılıkları gözetildiğinden bu çalışmaya dahil edilmemiştir.Anahtar Kelimeler: Bilge Muhasebe, Kurumsal Bilgelik, Muhasebe Bilgi Sistemi, Bilgi Yönetimi, Yönetim MuhasebesiJel Kodları: M41, M49, M1
    corecore